1969 senesine kadar camiilerde ay nurdur (furkan 61) gidilemez diye vaaz veriliyordu ta ki neil armstrong allahım sana geliyorum diyerek aya gidene kadar. inanç özgürlüğünü savunan bir insanım lakin kimse beni ayı ikiye yaran birinin deveye binip kılıç kuşanıp müşriklerle savaştığına yahut hasımlarından kaçarken mağaraya sığınıp örümcekler tarafindan kurtarıldığına inandıramaz.
ha ay ikiye yarılınca neden denizler kabarmamış dünyayı neden seller almamış diyerek kütle çekim kuvveti meselesine hiç girmiyorum.
ayrıca hep o coğrafyanın iklimine uygun hayvan ve bitkiler var. incir, hurma, zeytin; deve, örümcek, eşek, yılan. enginar, domates, böğürtlen, armut yok. penguen, deve kuşu, su aygırı yahut çağlar öncesinin dinazorunu ara ki bulasın. en çarpıcı olanı ise beyin denen en mühim organdan hiç bahsedilmiyor oluşu. hatta bir takım ayetlerde düşünen organın kalp olduğu söyleniyor.( hac 46 ali imran 119 )
tabii birazdan biri çıkıp oradaki kalp beyin anlamındadır senin aklın ermez diyerek gelecektir elbet.
1-senin dinin sana benim dinim bana & müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün.
2-allah dilediğini saptırır dilediğini inandırır & hak dinini din edinmeyenlerle küçülerek, kendi elleriyle cizye verene kadar savaşın( tevbe 29)
3-bütün insanlığa ve her zamana aitim deyip hiçbir coğrafyadan, arap dışında hiçbir ırktan bahsetmemek, onların ihtiyaçlarına değinmemek. Ay'ı yarıp kimseye görünmemek.
1)köleliği ve cariyeliği meşru göstermesi.
2)muhammed için yazılmış onlarca keyfi ayet. mesela Diyanet işleri
TAHRiM 66/5. Ey Peygamberin eşleri! Eğer o sizi boşarsa, Rabbi ona; sizden daha iyi olan, kendini Allaha veren, inanan, boyun eğen, tevbe eden, kulluk eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir.
3)bilime uymayan yüzlerce ayet. mesela kurana göre sperm testislerden gelmez. bilime terstir bu. tarık suresi. insan neden yaratıldığına bir baksın.Atılan bir sudan yaratıldı.Bel ile kaburga kemikleri arasından çıkan (bir sudan).
bunun gibi binlerce örnek verebilirim ama gerçekten iman eden birini asla ikna edemem. iç güdüsel olarak inannmışlardır ve asla vazgeçmeyeceklerdir.
olmayan hatalardır. güvenliği allah'ın garantisinde olan bir kitabın hatası olamaz. sadece eksik yaratılmış olan insanların at gözlükleri ya da yalanlamak isteyenlerin fikr-i sabitleri olur.
yalanlamak isteyen cücük beyinlerin en klasik olayı, ayetlerin işine gelen taraflarını almalarıdır.
"sarhoşken namaz kılmayınız" der. benim süper zeka vatandaşım da;
"bakın hem namaz kılınız yazıyor hem de namaz kılmayınız yazıyor çok büyük çelişki ehe ehe kikir" filan diye eğlenir durur.
bu tip başlıklar aslında sakıncalı başlıklardır. entrylere bakınca anlaşılıyor sakıncası. yalanlamak isteyen o kadar cahilce şeyler yazmış ki, başkalarının inanacağı varsa bile inanmayacaklar. bu tip başlıklarla böyle cahil yorumlara yol açmamak gerekir düşüncesindeyim.
standart ve tipik din kafa tekerlemelerine yol açacak boş tartışmadır. bu saçmalığa prim vermemek için "kuran'da hata bul" diyen uyanıklarla tartışmadan önce bazı konuları netleştiriniz:
1. "hata" denince, "çelişki" denince din kafa ne anlıyor bunu bir belirleyin. aksi taktirde kuyruğunu kovalayan kedilere laf anlatmak gibi gayet manasız bir girdabın parçası oluverirsiniz. hata ve çelişkiden ne anladıklarını tanımla ve tarifle talep ediniz. yani arkadaş önce size bu kavramların kendi benimsediği tanım(lar)ını yapacak ve bir zahmet bu tanımlarını bir iki örnekle süsleyecek. tanımlar felsefik de olur, mantık dahilinde de olur, yeter ki olsun. örnekler de kuran'la uyan konularda olacak: toplumsal, ahlaki, duygusal, tarihi artık ne olursa. böylece bileceksiniz ki, bu kendi koyduğu kurallar dahilinde falanca argümanı sunduğunuz vakit karşınızda "bu hata değil ki" ya da "bunda çelişki yok ki" demesin, derse de "işte senin verdiğin hata/çelişki tanımı, işte senin verdiğin örnekler" diye mukayese edecek bir zemin olsun. yer mi, böyle bir tanım ve örneklerle gelebilirler mi? emsali görülmemiş.
hele "ispat" denince ne anladıklarını bir tarif etseler, işte o gün gökler açılır zaten...
2. kuran kavramları dahilinde kalın: kuran'ın allahına tanrı/zeus gibi paralelliklerle yaklaşmayın; çünkü sıkıştığı zaman bu tip kavramları "yabancı" ve "yanlış" diye itekleyecek ve kaçacaktır. keza 1400 yıldır dini tarafından "kafir" diye bilinen ve kuran'da defalarca tanımlanmış bir kavrama "ateist" gibi tanımlamalar getirmeye kalkmayın, doğrudan kafir üzerinden gidin ki kaçış ihtimali olmasın.
3. tartışılacak ayeti tespit edin ve röntgenini çekmeden önce din kafanın onayını alın. hatta sözkonusu ayet hangisiyse bunun kendi kabul ettikleri versiyonunu noktası virgülüne talep edin, o versiyonu üzerinden tahlil edin. böylece "bu çeviri hatalı, eksik, yanlış" tarzı kaçak göçek işlere kalkışma şansı kalmasın. en son çare olarak "bunun orjinali arapça, tam çevrilemez zaten" diye yan çizecek, ya da "bu ayetin tam olarak ne anlattığını ancak allah bilir" diye paketleyecektir. buna müsade etmeyin, gerekirse "biz ayetlerimizi anlayasınız diye apaçık indirdik" ayetini bir taraflarına sokun, oyun oynamayın, oynatmayın.
tüm bunları yerine getirseniz dahi sonuçta aklının boş yerlerini, hayatta bilmediği noktaları peri masallarıyla imanlamayı seçmiş bir bünye ile karşı karşıya olduğunuz için size bambaşka bir arıza çıkaracağını unutmayın. "bu konuda haklı olabilirsin" diyecek bir din kafa henüz icat edilmemiştir. bunun nedeni de temel olarak açıktır: imanlarının bir noktasından dahi şüphe duyarlarsa tamamının çökebileceğine inanırlar. bu da yetmez; velev ki bir nokta cidden kafalarını karıştırdı, o zaman "demek ki benim bu konuda bilgim henüz yeterli değil, daha çok alim okumam lazım" diye kendi akıllarının ürettiği şüphenin üzerine manevi gusül abdesti alacaktır. "ama ayet apaçık, senin de aklın var" tarzı söylemlere hiç zahmet etmeyin çünkü bunlar yalan: ne ayetler açık, ne de akılları var; daha doğrusu allah'ı inkar etmektense akıllarını inkar etmek daha kolay. daha doğrusu, iman gereği bunları yapmaları şart. zaten imanlı bir bünye için allah ve din hakkında şüphe geliştirmek demek kendi mevcudiyetlerini ve benliklerini yok saymakla eş değer. bunun aksini yapabilseler zaten din kafa olmazlardı.
hala daha bunlarla konuşabileceğini, anlaşabileceğini, ortak bir paydada buluşabileceğini zannedenler ve diğer herkes için tavsiyeler:
1)hz muhammedin çok eşliiği normalden farklıdır.savaş dönemlerinde.kocaları ölen kadınlarla evlenmiş onları koruması altına alınmıştır.2)islamdaki sünlilik şiilik gibi meshepler hz muhammedin ölümünden sonra ortaya çıkmıştır.islamın farklı yorumlanmalarıdır.3)kadınlara en büyük değer islamda verilmiştir.mekkede islamdan önce kadınlar satılık bir mal iken canlı canlı gömülür iken islamla eşit olmuşlardır.
Bi erkek 4 es alabiliyor ama almayani cehennememi aticaz diyor kardesim. Almassin sen 4 es olur biter. O zamanin sartlarina gore degerlendirilen birsey.
insan insana dayak atarmi demis bak bak bak hayatinda hic kavga etmedin dimi iyilik melegisin sen. Ac televizyonlari catir catir karisini kocasini oldurenleri izle fakat kuran oldurmeyeceksin der.
Kadini dovme hakkinda ise soyle yazar, '' eger kariniz size karsi geliyor ve kavga ediyorsa onu uyarin, eger devam ediyorsa yataginizi ayirin, hala devam ediyorsa hafifçe dovun.'' bakin hafifce sozu bile geciyor oyle bir incelik var kuran da en son care olarak gosteriyor. Gel gelelim insanlar bugun en ufak seyler icin kadina siddet uyguluyor.
Ayrica, '' cennet annelerin ayaklari altindadir'' diye hadisi serif var nerde hani kadinlari ezmek?
Sevdigi kadinla iliskiye girmesinde kirbaclama neden var denmis? Ee evlenmeden gayri resmi olarak senin annecigin ve ablacigin da kaçamak yaparsa hos olmaz dimi? Herseyin bi usulu var seviyordan evlenirsin ve istedigin ne varsa yaparsin. Evlenmeden zinadir.
benim aklıma gelenler sunlar oluyor,
neden 4 eş alabiliyor erkek, bir kadın olsan bunu kabul eder mi idin ?
insan insan dayak atar mı,kuran da izin veriliyor kadının dövülmesine hatta teşvik ediliyor,
dinde zorlama yok ise, adam sevdiği insan ile ilişkiye girdi diye kırbaçlanması ya da recm edilmesi mi gerekiyor,kendi günah işlemiş ve tevbe yolu açık ama dediğim iki şey başına geliyor allah her şeyi affedecek kadar çok merhameti mi yok?
bir de şahitlik mevzusu var iki kadın bir erkeğe eş değer oluyor.