hak teala böyle buyurmuş olabilir. kimsenin haddine değildir ona saygı öğretmek.
Kur'an da allah ın merhametine ve gazabına ilişkin sayısız örnek var. mısırdan kurtulur kurtulmaz Musa (A. s.) her arkasını döndüğünde kendilerine put yapıp tapma sapkınlıkları sergileyen israiloğullarını her defasında affetmesi gibi mesela...
insanların mesajını gayet net algılamaları için; zaman değişince bazı kafir yavşaklar hoşgörü demagojisi ile milletin imanını sakatlamasın diye sert ifadeler kullanması gayet yerindedir. islamiyeti dernek ya da beşeri bir felsefe olarak gördüğünüz sürece algılayabilmeniz zor.
hayır bide puta tapmak sadece islam da mı sapıklık sayılmaktadır? 21. yüzyılda kendi elleriyle yaptığı putlara tapınan adamları kim adamdan sayar? islama bile burun kıvıran über zeki ateistler bu adamın inanışı neden ciddiye alır? böyle uzar gider...
kafirler inanmayıp, inkar edip aynı zamanda da kuran'ın, peygamberin, yani allah'ın mesajlarını engelleyen, örten, islam karşıtı mücadele edenlerdir. kafir in sözlük anlamı da "örten"dir zaten.
müşrik de bunlara ek olarak allah'tan başka ilahların olduğuna inanandır.
kuran'da allah teala kafirleri ve müşrikleri uyarır.
kuran'a göre allah, size saldırılmadıkca başvurulan şiddete karşıdır. ayet paylaşırsanız öncesini sonrasını ve kimlerden bahsedip örnek verdiğini yazmalısınız bu yüzden. boşuna da karalamaya çalışmayın cahil cahil.
ebubekir'in halife olarak seçildikten sonra ilk yaptığı şey onlara göre dinden dönen, aslında özgür bir irade ile islam diniden çıkan insanları öldürmek olmuştur, bu kadar hoşgörülü bir dinden bahsediyoruz.
müddessir (51) : onlar sanki arslandan kaçan yaban eşekleridirler.
mâide (60) : de ki: “allah katında cezası bundan daha kötü olanları size haber vereyim mi? onlar, allah’ın lanetlediği ve gazabına uğrattığı, içlerinden maymunlar ve domuzlar çıkardığı kimseler ile şeytanlara tapan kimselerdir. işte bunların yeri daha kötüdür ve onlar doğru yoldan daha çok sapmışlardır.”
meryem (86) : allah’a karşı gelmekten sakınanları rahmân’ın huzurunda bir elçiler heyeti gibi toplayacağımız, suçluları da suya koşan susuz develer gibi cehenneme sevkedeceğimiz günü düşün!
âl-i imrân (90) : şüphesiz iman ettikten sonra inkar eden, sonra da inkarda ileri gidenlerin tövbeleri asla kabul edilmeyecektir. işte onlar sapıkların ta kendileridir. (164) andolsun, allah, mü’minlere kendi içlerinden; onlara âyetlerini okuyan, onları arıtıp tertemiz yapan, onlara kitab ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. oysa onlar, daha önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.
ibrâhim (3) : dünya hayatını ahirete tercih edenler, (insanları) allah yolundan çevirip onu eğri ve çelişkili göstermek isteyenler var ya, işte onlar derin bir sapıklık içindedirler. (18) rablerini inkar edenlerin durumu şudur: onların işleri, fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu küle benzer. (dünyada) kazandıkları hiçbir şeyin (ahirette) yararını görmezler. işte bu derin sapıklıktır.
bakara (171) : inkar edenleri imana çağıran (peygamber) ile inkar edenlerin durumu, bağırıp çağırmadan başka bir şey duymayan hayvanlara seslenen (çoban) ile hayvanların durumu gibidir. onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. bundan dolayı anlamazlar.
furkân (44) : yoksa sen onların çoğunun (söz) dinleyeceklerini yahut akıllarını kullanacaklarını mı sanıyorsun? onlar hayvanlar gibidirler, belki yolca onlardan daha da şaşkındırlar.