gerçekte olan durumdur.hiç bir meal ve tefsir gerçek doğruyu belirtmiyor.kur an insanüstü bir kitap.Başörtüsüyle ilgili veya kişilikle ilgili çeviriler tamamen yanlış. bir rürkçe meal i okursanız kadınların sanki birazda olsa aşağıda olduğu duygusu veriliyor fakat gerçeğinde böyle olamaz veya ailesi hristiyan bir çocuğun küçük yaşta müslüman olması beklenemez vs vs... yani buradan çıkartacağımız sonuç şu anki dinin gerçek islam olmadığıdır.islam insan gerçekten içinden inanarak yaptığı sorumlulukları kapsar.
mealcilik akımının aşırıya gitmesi.
--spoiler-- Hazreti Osman zamanında Mısırda örgütlenen ve Hazreti Osmanı şehid eden Peygamber(s.a.v.) Efendimizin hadislerini inkâr edenHarici sapıkları ile Günah işleyen kâfir olur diyen sapık Mutezile mezhebinin görüşlerine dayanan Ehl-i Sünnet Mezhebimünkirleri Selefiyeci sapıklara Melaciler denir.
Harici kâfirleri Peygamber (s.a.v.)Efendimizin hadisi şeriflerini kabul etmeyip; Bize Kuran yeter, biz hadisleri kabul etmiyoruz. dedikleri için Hazreti Ali bunların kafir olduklarına dair fetva vermiştir. Bu sebeple daha sonra Hazreti Aliyi de bunlar şehit etmişlerdir.
Bu sapık mealciler kendilerini yeni bir çığr açmış gibi gösterselerde kökenleri çok eskilere dayanmaktadır. Ehl-i Sünnet alimleri aleyhindeki delilleri de, o zamanki sapık mezheplerden olan; Harici, Mutezile, Cebriye gibi Ehl-i Sünnet düşmanı mezheblere dayanmaktadır. Bu kimseler, temiz kalbli ve imanlı kimseleri ikna edip saptırmak için;
- DiNiNiZi NEDEN DOĞRUDAN KURANDAN ÖĞRENMiYORSUNUZ DA, ŞU MEZHEBE, BU MEZHEBE TABi OLUYORSUNUZ? gibi sözlerle yanıltmaya ve sırat-ı müstekîmden ayırmaya çalışmaktadırlar. Bunların destekçileri olan bazı ilahiyatçı naylon hocalarda, ilahiyat fakültelerinde okuyan bir kısım öğrencilere virüslerini bulaştırmaya devam etmekte oldukları görülmektedir.
Doğrudan Kurandan hüküm çıkararak islamiyeti yaşamanın doğru olacağını, dört hak mezhebe uymanın yanlış olduğunu iddia eden Mealciler, birbirine uymayan yüzlerce Kuran mealleri ile güya, müslümanları doğru ibadet etmeye yönlendirerek, kolu kanadı kırılmış insana benzetmeye çalışıyorlar. Yani; kaş yapıyoruz derken, göz çıkarmaktalar. Bu şekilde telkinlerle müslümanları, ecdadımız Selçuklu ve Osmanlının takip ettiği ve Kuran-ı Kerimin sırat-ı müstekîm olarak belirttiği, ehli sünnet yolundan ayırmaya çalışıyorlar.
Bunların yaptıkları işin misali; hasta adamın, doktora gitmeyip bir eczaneden rastgele ilaç almasına benzer ki, işin içerisinde, şifa bulmak yerine zehirlenmekte vardır. Nasılki, midesi ağrıyan kimsenin aspirin aldığında, şifa bulacağını sandığı yerde mide kanaması geçirip ölümle karşı karşıya kalması gibi, mealcilere uyan kimseler de işin akibetinde ne yapacağını, nasıl amel edeceğini bilemeyerek, şaşkın bir halde şeytanın kayığına binerek helak olmakla karşı karşıya kalmaktalar.
Allahu Teala, Resulüne tabii olmamızın önemini şu ayette, belirtmektedir:
- Lekad kâne leküm fî rasûlillâhi üsvetün Hasenetün limen kâne yercüllâhe velyevmel âhira ve zekerallâhe kesîran Mealen:
- Gerçekten Allahı ve ahiret gününü ümit edenler ve Allahı çok ananlar için, Allahın Râsulünde sizin için çok güzel örnekler vardır. . El-Ahzab/21
--spoiler--