allahın dininin ebedi olduğunu bilen kitledir. insan işi olduğu iddiası peygamber efendimiz zamanından bu zamana kadar var. dikkatli bakın islam hep galib. her insan ürünü olan ideoloji biter ama islam bitmeyecek bu da allahın hükmünün kanıtıdır. biteceğine dair belgeniz varsa buyurun cehennemlikler.
Kuran' ın insan işi olduğuna inanmak isteyen inansın da, inananlara aptal muamelesi yapan cahillere önerim önce bilgi sahibi sonra fikir sahibi olmanız. Neye dayanarak insan işi olduğunu lütfen açıklayın da tartışalım.
iyi de kur'an-ı kerim'deki bir çok tarihi ve bilimsel hakikat o indikten yüzyıllar sonra kanıtlanabilmiştir. okuma yazma bilse bile insan insan bunları nasıl öğrenmiş olabilir ki?
bunun örnekleri daha arttırılabilir. bunun yanında edebi yapısı itibariyle devrin en mükemmel şairleri onunla yarışamamıştır.
esasen Allah herkesi müslümanda yapardı. dünya imtihan yeri. kıyamete kadar inanda olacaktır inanmayanda. ama saldırmanın bi anlamı yok. ortada bu iddayı atanların sağlam delilleride yok. kur'an-ı kerimde bi çelişki veya bi eksiklik fazlalık, herhangi bi mantıksızlıkta yok. bir insanın o zamanlarda yazamayacağı kadar mükemmel bir kitaptır. parlak hakikatlerle doludur. onu bi kere bile okumadan nasıl vardınız bu sonuca anlamış değilim. dikkat çekmek için bu kadar büyük teşebbüslerde bulunmayın azizim.
gerizekalı konuyu açan moron sana sesleniyorum. eğer tanju colak örneğine göre hareket ediyorsan ona bakarsan kalecilerde 30 sene top oynayabilir ama gol atamaz demekki oluyormuş. hem allahın elinden neler geliyorda bir anda peygamber efendimiz (s.a.v) efendimize mi okuma yazma öğretemicek git ateist düşüncelerini başka yerde kullan.
o değil de benim de bi amcam var. erzurum'da yaşar senelerdir ve hiç dışına da çıkmamıştır oranın. okuma-yazma da bilmez kendileri ama öğretmen olan babamdan* 100 kat falan zengindir sanırım. sonuca kendiniz varırsınız artık. uzattırmayın lafı bana.
hz.Muhammede babasının oğluymuş gibi muhammed diyen sözde müslümanız ahkamı kesen kişilerin bulunduğu konu başlığıdır.
Dipnot: inancını yaşamayan bir insan olsamda vardır veya yoktur ( ki kesinlikle var) nasıl ki kendinden bir kademe üst birine beyefendi diye hitap ediyorsak peygamber adı anıldığında da başına en azından hazreti ekini de koymak gereklidir diye düşünüyorum.
eğer her kitap yazabilen böyle bir inanç oluşturabilseydi nice yazarlar gelip geçti bu dünyadan. nice inanç modelleri olurdu. he bu çok tutmuş, iyi yazılmış diyorsanız; o zaman kitap satıp para kazanmak mı vardı? neden böyle bir uğraşıya girsin malum kişi?
bu kitabın yüce bir makamdan geldiğine inanmamakta özgürdür herkes; fakat bu inanmayış inananları tenkit edebilme hakkını doğurmaz pek tabiki.
bir de konuya şu açıdan bakmak lazım: kur'an-i kerim doğrultusunda yaşayan, onu kendisine esas alan bir insan nasıl bir insan olur bu dünyada?: kumar oynamaz, hiç bir insanın malına-canına kastetmez, eşini aldatmaz, ticarette dürüst olur, komşusuna iyilik eder, atasına saygı sevgi gösterir, ailesinin üzerine titrer, çocuklarına eşine kötü söz etmez, adil paylaştırmaya, hakka riayet eder, kavga etmez, yalan söylemez, kötü şeylere bakmaz, kötü sözlerden sakınır, dedikodu etmez, iftira etmez. bunları yapan insan o kadar kötü bir insanmış ki bazı kişiler tarafından sürekli eleştirilir.
aklınıza havale ediyorum. buna inanan ve uygulayan insandan zerre zarar gelmez adama. niye böğürüp duruyorsunuz.
Kuranı kerim yüce yaratıcının insanoğluna bahşettiği bir klavuzdur zaten eğer insan işi olsaydı şimdiye kadar değişime uğrar tarih sahnesinden kaybolurdu Öte yandan Hz Muhammedin okuma yazması yoktu yani Kuranı Kerimi yazması olanaksızdı.
kuranın insanlar tarafından yazıldığına dair ipuçları edinmiş kitledir.
not: ekşi sözlükten, boga etkisi isimli yazardan alıntıdır.
kuranın tanrı tarafından yazılmamış olduğunu gösteren ipuçlarıdır.
kuran ilahi bir güç, bir tanrı tarafından mı yazılmıştır? yoksa abdullah oğlu muhammed (bkz: hz. muhammed) ve arkadaşları tarafından mı kaleme alınmıştır? merak edilen bir konu bu herhalde.
ilahi bir güç insanların okuması ders alması için bir kitap yazsa nasıl yazardı? nelerden bahsederdi? hangi üslupla yazardı? kitabın edebi özellikleri nasıl olurdu? bu soruların kesin bir cevabı olmamakla birlikte tahmin yürütebiliriz. mesela benim tahminlerim şöyle:
-tüm insanlar eşittir, kölelik geçerli değildir.
-diğer insanlara iyi davranınız, size yapılmasını istemediğiniz bir şeyi başkasına yapmayınız.
-güzel ahlaklı olun, hayvanlara iyi davranın, çevreyi koruyun.
-çalışkan olun, çalışkanı severim.
-insanları öldürmeyin, hayvanları sebepsiz yere öldürmeyin, onlara işkence etmeyin, hırsızlık, tecavüz, gasp kötü şeylerdir aklınızdan bile geçirmeyin.
-her ne kadar tanrı olarak sizin ibadetinize ihtiyacım olmasa da beni tanrı bilin saygısızlık yapmayın.
-yönetim şekliniz hususunda herkesin katılımcı olduğu bir sistem öneriyorum.
-(tarihten yukarıdaki konular hakkında güzel örnekler verilir)
-kitabın inandırıcı olması için bilim ve teknoloji konusunda daha sonra keşfedilecek bariz birkaç örnek verilir.
(biz suyu iki tane birden ve bir tane sekizden yarattık, bilin ders alın diye.
ey inananlar! denizlerin ötesinde ikisi birbirine ince bir boğazla bağlamış büyük bir kıta vardır, onu gidin yerleşin diye yarattık.
insanlarım, bilin ki gökteki yıldızlar da birer güneştir, yalnız daha uzaktadırlar.)
kuranın muhammed bin abdullah ve arkadaşları tarafından yazıldığının (bence) delilleri:
-peygamberin kiminle evlenip kimi boşayacağı gibi gereksiz konulardan bahsetmesi.
-kuranın bir yerinde "ak" denilen bir konuya daha sonra "kara" denmesi.
-konularda çok sayıda gereksiz tekrar olması.
-evlat edinmenin yasaklanması (niye?)
-nahl 101 (biz bir âyeti değiştirip yerine başka bir âyet getirdiğimiz zaman -ki allah neyi indireceğini gayet iyi bilir- onlar peygamber'e, "sen ancak uyduruyorsun" derler. hayır, onların çoğu bilmezler.)
-tebbet suresinde ebu leheb'e lanet edilmesi.
-kitabın edebi bir değerinin olmaması. konudan konuya atlaması. başının sonunun belli olmaması. bu kitap bir yayıncıya basılması için gönerilmiş olsa edebi yetersizlikten dolayı hemen reddedilirdi.
-ilk ayetin "oku" olmasına rağmen muhammed bin abdullahın okuma öğrenmemesi veya okuma bilmediğinin iddia edilmesi.
-kadınların ikinci sınıf insan olması.
-ibrahimin çocuklarının sayısının ve isimlerinin bir türlü doğru düzgün verilememesi.
-ibrahimin çocuğunu kesmeye çalışmasının takdir edilmesi.
-inanmayanların öldürülmesinin teşvik edilmesi.
-çok fazla sayıda ve olmayacak şeyler üzerine yemin edilmesi.
-her şey için bir, bilemedin iki şahit yeterli olurken, zina için penisin vajinaya girdiğini, aradan ip geçmediğini gören 4 şahit gerekmesi. bu şahadetin olabilmesi pratikte mümkün mü?
-tanrının varlığı için hiç bir müsbet delil gösterilmemesi. bu yüzden kafası iyi çalışan, gerçeklere her zaman şüpheyle bakan, bilimsel akla sahip olan insanlar tanrının varlığını görememesi. sanki tanrı "müsbet bir delil göstermeyeyim, herşeyi müphem bırakayım, bu pezevenkler (kafası çalışan şüpheciler -skeptikler) inanmasın, ben de onları cehenneme atayım. her lafa inanan tipler de cennete gidiversin." diye düşünüyor.
-dinin önce bir kasabaya gönderilmiş olması, daha sonra işler büyüyünce evrensel olduğunun iddia edilmesi.
-kitaptaki ifadelerin farklı yorumlanmaya çok müsait olması.
-geldiği zamana göre devrimsel değişiklik getirecek ahlaki ve sosyolojik değişiklikler içermemesi. (demokrasi, insan hakları, köleliğin kaldırılması vb...)
-cennetteki ödüllerin çok kısıtlı olması (yiyecek-içecek, seks. başka?)
-insanların yaptıkları sonlu sayıda hata yüzünden cehennemde sonsuz işkenceye maruz kalması.
-islam dışı kişilerden erkek olanlarının öldürülmesinin, mallarının gasp edilmesinin, karısına tecavüz edilmesinin, karısının ve çocuklarının köle yapılmasının normal karşılanması.
uzun bir zaman daha kabullenemeyecek kitledir. çünkü inanmak istemez, korkarlar. küçüklüklerinden beri ailelerinin baskılarıyla kabul ettikleri dinlerini reddetmek istemezler. hem isteseler bile cehennem var, yanmak var. var da var.