ahirette feraha erecek olan kitledir. Allah kurtuluşa erenlerden eylesin diye de dua edeyim hepiniz için. ayrıca kim neye inanmak istiyorsa inansın. kimi öküze tapar, kimi puta tapar sana ne arkadaş sen neye inanmak istiyorsan ona inan. başkalarını yadırgama hakkını sana kim veriyor ki!? inanca saygı diye bir şey var ama sende saygı olmadığı için senin için tek duam var Allah ıslah etsin.
mucize var moruk ne demek insan işi?! sen bu mucizeleri anlayamıyorsan senin problemin. bak mucizeleri anlayan muhterem alimlerimize, sen daha dünyanın şeklini kavrayamamışsındır da. yazık be kardeşim.
çok mu zor bilmiyorum ki. beynini çalıştıracaksın (!) bir 70 yıl kadar. hoop gelsin huriler. daha ne yapsın adamlar? bak aşağı tarafta ırmaklar da var.
neden sadece kurani kerime takmış durumdasınız neden sadece o kitaba inananlarla zorunuz var neden bir insanın inandığı şey sizin zorunuza gidiyor mesela neden bir budist bir hristiyan sizi rahatsız etmiyorda neden müslüman. başkasının inandığı şeye böyle anlamsızca sataşmak size ne kazandırıyor bunun ifade özgürlüğü olduğunu falan da sanarsın sen şimdi. geçin artık bu zırvaları konunuz dinler olmasın artık bir yere varamıyorsunuz.
yani bir eline alıp okusa, inandığı dini sırf ailesi öyle anlattı diye körü körüne bilinçsiz bir organizma gibi kabulleneceğine kitabı bir okusa anlayacak ne kadar saçma olduğunu. kusursuz olduğunu iddia eden bir allahın eseri olamayacağı çok açık.
türkiye de yaşayıp şintoizm'i mi eleştireceğiz amk ?
kuranın insan işi olduğuna dair kanıt getiremeyecek malların konuştuğu başlık olmuştur.
madem insan işi haydi yazın bakalım sizde kendinizcede görelim.
yahu kardesim birileri oturmus kafasina gore birseyler karalamis iste.
yok kadinlari usulca dovun, yok peygamber'in evine yerli yersiz gelmeyin, yok bilmem kac tane kadin alabilirsiniz. bu nedir arkadas ya ? hala yok senin kafan ermez diyerek bu sacmaliklari savunmaya calisiyorlar. vay arkadas ya.
guya dunya dini (!) ama nedense bir tek arapca gonderilmis, cindeki adamin ne sucu var ? o okuyup ogrenemesin mi ?
sonradan cinceye cevrilmistir demeyin, cinceye cevrilinceye kadar olen cinlilerin sucu ne ? onlar niye cehenneme gidiyor ?
nereden tutsan elinde kalan bir din var ve hala insanlar bu tutarsizliklari bizim kafamiz ermez buna diye savunabiliyor. evet senin kafan ermez cok haklisin. cunku boyle seyler tam senin gibi koyunlari hizada tutmak icin uydurulmus.
ayetlergerçekten iman etmişse sünnet adı altında, hadis adı altında yapılan sapıklıklardan sorumlu olmayacak kitledir.
soru) "iki tüy parçasını kelimelerle şereflendirip* önünde secde eden kitledir aynı zamanda." cevap- yazar burada sakal-ı şeriften bahsediyor... çok üzgünüm ki ne yazık haklıdır. sakal-ı şerif, hırka-ı şerif, hacer ül esved karşısında yapılan şaklabanlıklar türlü türlü şefaat arzuları, türbelerden evliyalardan medet umma, yok peygamberin gölgesi yokmuş, yok ali de en az peygamber kadarmış, yok kainat peygamberin yada kuran'ın yüzü suyu hürmetine yaratılmış... açık şekilde şirktir. müslüman dünyasının büyük bir çoğunluğu yoldan çıkmış ve şirk içerisindedir. allah'tan başkasına secde etmeyin, ondan başkasından medet ummayın... ne diyor surelerin en büyüğü, nasıl başlıyor... hamd (övgü, övülme, büyük gösterilme, şefahat dileme) !yalnızca! alemlerin rabbine mahsustur. umarım müslümanlar bu mezhepçi kültürün getirdiği açık sapıklıklardan kurtulur.
soru) "kadınların ikinci sınıf insan olması." külliyen yalan... iftira... islamiyet öncesi ilk doğan çocuk kız olursa öldürülürdü, kadının mülk edinme hakkı yoktu, kadının yönetimde bulunma hakkı yoktu, mirastan hakkı yoktu, tamamen seks objesi olarak görülürdü. kuran ile birlikte hz. ayşe örneğinde olduğu gibi yönetimde söz sahibi olmuşlardır, çocukların öldürülmesi gibi sapık adetler kaldırılmıştır, tıpkı erkekler gibi hatta bir çok durumda erkeklerden daha fazla miras hakkı verilmiştir, cennet ayaklarının altı ile müjdelenmiştir, Kuranla ilgili mezhepçi anlayış tarafından çarpıtılmış konulardan diğer bir tanesi kadınların şahitliğidir. Kuran, kadın ile erkeğin şahitliğini bir tutar, hiçbir yerde bir erkeğin şahitliği iki kadına eşittir diye geçmez. Örneğin zinanın tespitinde 4 şahit gerekir ve Kuranda bu şahitler 4 kadın veya 2 erkek, 4 erkek veya 8 kadın gibi ifadeler kullanılmadan 4 şahit diye belirtilir. inanmayan nur suresi 6-9 ayetlerle kontrol edebilir.
istisnai, yanlış anlaşılan konu ise Bakara suresi 282. ayette, vadeli borçlanmalarla ilgili konuda geçer. Bu ayette, borçların yazılması ve yazıcı ile şahitlerin bu görevden kaçmamaları söylenir. Ayrıca ayetin sonunda yazıcıya ve şahitlere zarar verilmemesi gerektiği geçer. Görüldüğü gibi maddi menfaatlerin söz konusu olduğu bu konuda, şahitlik insanların kaçındığı, yapmak istemedikleri bir sorumluluktur. Allah ise bu kaçınılan görevi erkeklere yükleyip, iki erkek şahit bulunmasını ister. Dikkat edin ayette, iki erkek veya dört kadın şahit bulun ifadesi geçmez, doğrudan iki erkek şahit bulunması istenir. Böylece ticaretle daha az uğraşan ve baskılara karşı daha hassas olan kadın, bu kaçınılan vazifeden korunur. Eğer iki erkek bulunamaz ve bir erkek bulunursa, o zaman bir erkek ve iki kadın bulunması gerekir. Böylece hem şahit sorunu çözülür, hem olumsuz bir durumun ortaya çıkışı ihtimalinde bir erkekle bir kadının karşı karşıya kalması önlenip kadın korunur. Ortaya borcun miktarı konusunda bir yanlış anlama çıktığını düşünelim. iki şahidin farklı şahitliği durumunda kadın, erkekle karşı karşıya kalacak ve iki taraftan birinin yalancı olduğunun kesin olduğu bir ortamda, yoğun stres ve baskı altında kalacaktır. Oysa bir erkek ve iki kadın şahitle, şahit sayısı üçe çıkınca mesuliyet dağılacağı için şahitlikteki stres azalacak ve baskı yapmak isteyen art niyetli kimselerin bu sefer iki kişiden birini değil, üç kişiden ikisini kandırmaları gerektiği için işleri zorlaşacaktır. Kadınların baskılardan korunmasını sağlayan bu uygulamanın hikmetlerini idrak edemeyenler; kadını baskılardan koruyup, kaçınıldığı belirtilen bir mesuliyeti erkeğe yükleyen bu ayeti anlamayarak, bir erkeğin şahitliği iki kadının şahitliğine eşittir diyerek, Kuranı çarpıtmışlar ve evvelki uydurma izahlarından kaynaklanan bakış açılarını bu alana da sokmuşlardır. Oysa bu ayet dışında Kuranda geçen diğer şahitliklerde kadın, erkek ayrımı yoktur. Eğer böyle bir ayrım olsa, Allah bunu ya her şahitlikle ilgili ayette belirtir ya da bir erkeğin şahitliği iki kadının şahitliğine eşittir diye genel bir hüküm koyardı. Böyle bir hükmün olmaması, böyle bir durumun da olmadığını gösterir.
çok tartışılan Bakara Suresi 223. ayette Kadınlar sizin tarlanızdır, tarlanıza dilediğiniz şekilde varınşeklindeki açıklamayla, cinsel ilişkinin her şekilde yapılabileceği, bu konuda hiçbir kısıtlama olmadığı anlaşılır. allah insanların eşleri ile yaşayacağı cinsel ilişkiyi yalnızca kadınların muayyen dönemlerinde yasaklamıştır bunun dışında bir yasak yoktur. Toprağa tohum bırakılınca canlı olan fidanı meydana gelir, hanımın içine eşinin spermlerini bırakmasıyla evliliğin fidanı olan çocuk ortaya çıkar. Bu yüzden bu benzetme, insanları düşünmeye sevkeden ve gereksiz yasaklara set çeken çok güzel bir benzetmedir. peki bakalım ne demiş kuran kadın ile ilgili...
* Ey insanlar! Biz sizi bir erkek, bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler kıldık. Şüphesiz Allah katında en üstün olanınız takvaca en ileride olanınızdır.49-Hucurat Suresi 13
* Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. Tevbe Suresi 71
* Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar, mümin erkekler, mümin kadınlar, itaat eden erkekler, itaat eden kadınlar, özü-sözü doğru erkekler, özü-sözü doğru kadınlar, sabreden erkekler, sabreden kadınlar, korunup sakınan erkekler, korunup sakınan kadınlar, sadaka veren erkekler, sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar, Allahı çokça hatırlayan erkekler ve Allahı çokça hatırlayan kadınlar; bunlar için Allah bir bağışlanma ve büyük bir ödül hazırlamıştır. Ahzab Suresi 35
*Onlar sizin giysileriniz, siz de onların giysilerisiniz. Bakara Suresi 187
* Erkek olsun, kadın olsun inanmış olarak kim iyi fiiller gerçekleştirirse onlar cennete girecek ve onlar bir çekirdeğin sırtındaki tomurcuk kadar bile haksızlığa uğramayacaklardır. Nisa Suresi 124
* Erkek olsun, kadın olsun, her kim inanmış olarak iyi fiiller gerçekleştirirse onu mutlaka güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle mutlaka veririz. Nahl Suresi 97
tüm bunlarla birlikte kuran'da kadının başını örtmesine, çarşafa girmesine yönelik hiçbir ayet bulamazsınız. sadece genel toplum kabullerine uygun, dışarıda dikkat çekmeyecek şekilde giyinmesi emredilir. ziynet eşyalarını ulu orta sergilememesi emredilir.
"Kur'ân üzerinde derinden derine düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah tarafından değil de bir başkası tarafından indirilmiş olsaydı, onda pek çok çelişki bulurlardı." (Nisâ, 4/82).
üzerlerinde kuranı anlatmak hak olan, kendilerine mezhepçi, yoldan sapmış, hadis madis diyerek çarpıtılmış ve sapıtmış zihniyetleri eleştirilen argümanlarla gelinmemesi gereken, hadisten sünnetten zarttan zurttan değil yalnızca ve yalnızca kuran'dan sorumluluk olan zümredir...
soru) "ilahi bir güç insanların okuması DERS alması için bir kitap yazsa nasıl yazardı? nelerden bahsederdi? hangi üslupla yazardı? kitabın edebi özellikleri nasıl olurdu? bu soruların kesin bir cevabı olmamakla birlikte tahmin yürütebiliriz. mesela benim tahminlerim şöyle:
-tüm insanlar eşittir, kölelik geçerli değildir.
-diğer insanlara iyi davranınız, size yapılmasını istemediğiniz bir şeyi başkasına yapmayınız.
-güzel ahlaklı olun, hayvanlara iyi davranın, çevreyi koruyun.
-çalışkan olun, çalışkanı severim.
-insanları öldürmeyin, hayvanları sebepsiz yere öldürmeyin, onlara işkence etmeyin, hırsızlık, tecavüz, gasp kötü şeylerdir aklınızdan bile geçirmeyin.
-her ne kadar tanrı olarak sizin ibadetinize ihtiyacım olmasa da beni tanrı bilin saygısızlık yapmayın.
-yönetim şekliniz hususunda herkesin katılımcı olduğu bir sistem öneriyorum.
-(tarihten yukarıdaki konular hakkında güzel örnekler verilir)
-kitabın inandırıcı olması için bilim ve teknoloji konusunda daha sonra keşfedilecek bariz birkaç örnek verilir.
(biz suyu iki tane birden ve bir tane sekizden yarattık, bilin ders alın diye.
ey inananlar! denizlerin ötesinde ikisi birbirine ince bir boğazla bağlamış büyük bir kıta vardır, onu gidin yerleşin diye yarattık.
insanlarım, bilin ki gökteki yıldızlar da birer güneştir, yalnız daha uzaktadırlar.)" denmiş... cevap... şaka mısınız lan siz? bütün kitap tam olarak bunlardan bahsediyor.
soru) "-peygamberin kiminle evlenip kimi boşayacağı gibi gereksiz konulardan bahsetmesi." hayır söz konusu ayette müslümanların kimle evlenip boşanabileceğinden, kime nikah düştüğünden bahsediyor... peygambere sadece mehir konusunda (eşlerinin yada eş olmak isteyenlerin kendileri istedikleri için) iltimas var...
soru) "-kuranın bir yerinde "ak" denilen bir konuya daha sonra "kara" denmesi." cevap- neresi? tek bir ayet gösterin...
soru) "-evlat edinmenin yasaklanması (niye?)" nerede hangi ayette yazıyor bu? hatta ve hatta peygamberimizin dahi evlatlığı vardır (zeyd as.), ondan güzel örnek var mı ki? kuran'da sadece şunu söyler, evlatlıklarınız baliğ çağa geldiğinde nikah düşer, onları gerçek evatlarınız gibi görmeyin der. evlatlıklarınız sizin için birer dost kardeş olur... velhasıl insan psikolojisini allah'tan iyi bilen var mıdır? evlatlıkları ile evlenen (woody allen gibi, analıkları ile evlenenler gibi, onlarca örnek var) demek ki neymiş, evlatlıklarınız dahi olsa onlara cinsi duygular beslenilebiliyormuş... biraz vicdan sahibi herkesin de anlayabileceği gibi bu kural bir çok olası aile içi çarpık olayların önünde engeldir.
-soru) "nahl 101 (biz bir âyeti değiştirip yerine başka bir âyet getirdiğimiz zaman -ki allah neyi indireceğini gayet iyi bilir- onlar peygamber'e, "sen ancak uyduruyorsun" derler. hayır, onların çoğu bilmezler.)" (bkz: #27156415)
-soru) "tebbet suresinde ebu leheb'e lanet edilmesi." ebu leheb hz. peygamberin amcası, türlü türlü siyasetlerle hz muhammedin kabilesinden kovulmasına ve olası bir suikaste karşı savunmasız kalmasına neden olan kişidir. işte sırf bu yüzden hicret gerçekleşmiştir. peygambere en büyük eziyeti ve kötülüğü yapan kişidir. ha bu açıklama sizin için yetersiz geldi ve daha universal bir açıklama isterseniz, leheb ateş demektir. ebu leheb ateşin babası demektir. ateşin babası cennetten kovulan iblis için de kullanılabilecek ve kötülüğün şerrin kaynağı olan, kötü kişiler ve hizmetkarları için de kullanılabilecek bir imgelemedir. hz muhammedin amcasının adının ebu leheb olması ise sizler anlamını bilmediğiniz için sıradan bişeyse de içerisindeki bu etimolojik nedenden ötürü hikmeti olan bir şeydir. (bu da mı gol değil) bunun yanında çok ilginçtir ki ebu leheb kuran'da lanetlendikten sonra uzun yıllar daha yaşamıştır. yani bu süreç içerisinde eğer iman edip müslüman olsa idi kuran bir müslümanı lanetlemiş bir kitap olarak kabul edilecek ve daha doğmadan geçerliliğini yitirecekti. oysa bu kadar basit bir yönteme dahi müşrikler başvuramamış, kuran geleceği görmüş ve ebu-leheb kafir olarak ölmüştür. (bu da mı gol değil)
-soru) "kitabın edebi bir değerinin olmaması. konudan konuya atlaması. başının sonunun belli olmaması. bu kitap bir yayıncıya basılması için gönerilmiş olsa edebi yetersizlikten dolayı hemen reddedilirdi." cevap- halt etmişsin sen... bu arada konu sırası olan başı sonu belli bir kuran okumak istiyorsan kitabı bir de indirildiği ayet sırasına göre okumanı tavsiye ederim. bu ve bunun gibi sapkınlıklar mezhepçi bakış açısının dindeki olumsuz etkileridir.
soru) "-ilk ayetin "oku" olmasına rağmen muhammed bin abdullahın okuma öğrenmemesi veya okuma bilmediğinin iddia edilmesi." aslında ilk ayet içerisinde daha evrensel bir mesaj var ama sizler hz muhammed üzerinde kusur arayan gözlerle baktığınızdan bunu göremiyorsunuz. kuran allah kelamıdır. peygambere değil tüm insanlığa bir mesajdır. allah'ın bizim üzerimizdeki ilk emri, ilk farz "oku"dur... bu kitabı oku... anlamını öğren, ne demek istediğini anla, kafa yor, düşün... oku... oysa biz, kitabı okumayız, okuyanı sevmeyiz, anlamadığımız dildeki musiki bir hezeyana kapılıp asıl anlamı görmeyiz... velhasıl, oku hz. muhammed'e emir değil... sana emir... oku, adam gibi oku...
isra 73-75... (elmalılı)
"Ey Muhammed!) Az kalsın seni bile, sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı iftira edesin diye, fitneye düşüreceklerdi ve o takdirde seni dost edineceklerdi."
"Eğer biz sana sebat vermemiş olsaydık, nerdeyse sen onlara birazcık meyledecektin."
"O takdirde, muhakkak hayatın da, ölümün de azabını sana kat kat tattırırdık. Sonra bize karşı kendin için hiçbir yardımcı bulamazdın."
soru) bu ve bunlar gibi bazı ayetlerde görülebileceği gibi, (örneğin hacc suresi 52. ve daha niceleri) hz. muhammed (ki gerek ateistler gerekse müslümanlar tüm dünyada yaşayan en zeki kişilerden biri olduğu hususunda birleşmiştir) kendisini bu kadar zor durumda bırakacak ve açıkça kendisini eleştiren bir çok ayeti neden indirsin?
soru) genişleyen evren, 7 katlı sema (atmosfer), suların birbirine karışmaması, güneşin ayın yıldızların yörüngeleri gibi dönemin bilimsel birikiminin çok ötesinde, kimsenin belki de kendisinin dahi anlamadığı cümleleri söylemesinin (ki hz muhammed en çok bu ve buna benzer ayetler yüzünden yalancılıkla suçlanmış toplumun güvenini kazanmakta zorlanmıştır) kendisine açık hiçbir faydası yokken ne sebeple, bu o dönem için ne idüğü belirli olmayan kelamları etti?
soru) örneğin kelime-i tevhid... (uzun uzun yazabilirim, lütfen vakit ayırıp mealline ve tefsirine hak ettiği değeri verin) insan tarafından kurulabilecek bir cümle midir?
soru) dönemin sosyokültürel yapısı düşünüldüğünde (ebu-"kız ismi" ünvanını almamak için ilk doğan çocukların kız olduğunda öldürüldüğü, bir tarafta baba allah oğul allah, bir tarafta çok tanrılı inançlar, içerisinde kadınların hiç olmadığı sosyal hayat, kişisel hijyenin yerlerde olduğu bir toplumda, çok eşliliğin yaygın, ırkçılığın üst düzey olduğu bir toplumda) getirdiği sosyal devrimin zekat, haram, kadına verilen değerin yükseltilmesi, tek tanrı, kişisel hijyenin önemi, yaratıcıyı anmanın önemi ve temelde iyi insan olma erdeminin ödüllendirilmesi gibi getirilen tüm emir ve devrimlerin gerçekte ilahi bir düzene mi yoksa şeytani bir düzene mi hizmet ettiğini vicdanınıza sorduğunuzda ne cevap alırsınız?
soru) evrim teorisinin (ki kendisi bilimsel gerçekliktir, teori lafına aldanmayın, evrim %100 gerçektir.) aslında allah'ın varlığı yada yokluğuna ilişkin bir argüman olarak kullanılamayacağını. bunun allah'ın evreni yaratmada kullanabileceği bir yöntem olabileceğini, zaman ve mekan mefhumlarından bağımsız bir üst aklın pek ala içerisinde yaşamış olduğumuz sistemi canı nasıl istersen öyle oluşturabileceğini, kuranda evrimi ifade ediyor olabilecek olan bir çok sure olduğunu (hayatın sudan başladığı, bir hücreden doğduğu vs. gibi) birçok ayet olduğunu... bununla birlikte pek tabii ki bir yerlerde adem ve havvanın da hikayesinin yaşanmış olabileceğini (veya bunların mecazen de kullanılmış olabileceğini) veyahut yeryüzündeki tüm kültürlerde hemen hemen tüm kutsal kitaplarda hatta mısır ve sümer mitolojilerinde dahi bahsedilen benzer hikayelerin (nuh, musa, adem vb.) bu kadar yaygın olmasındaki anlamın ne olabileceğini düşündün mü ? (iki ihtimal var ya örneğin sümerler ve inkalar gibi birbirlerinden haber dahi alamayacak uygarlıklar birbirlerinden kopya çekti, yada bu olaylar gerçekti ve birileri bu adamların kulaklarına bu hikayeleri fısıldadı)
soru) kölelik denmiş, kuranda köleleri azad etmenin tavsiye edildiği, insanların arasındaki ırkların hiçbir farkının olmadığının söylendiği, kölelerle evlenilebileceği, azad edilmesi gerekliliği falan (hani modern dünyanın daha 100 yıl önce kaldırdığı kölelik) hatta peygamberin kendi kölelerini azad ettiğini falan bilmiyor musun, yoksa bilmiyor gibi mi davranıyorsun?