bilimle 180 derece taban tabana zıt bir şeydir. sonradan yapılan tercümeler de sırf bilime uysun diye orasından burasından çekiştirilip başkaca anlamlara kaydığından itibar edilmemelidir.
NEBE-6,7 “Biz, yeryüzünü bir döşek, dağları da birer kazık yapmadık mı?”
Hicr-19 “Yeri uzatıp yaydık, orada sabit dağlar yerleştirdik ,yine orada miktarı ve ölçüsü belirli şeyler bitirdik.”
bu sefer hiç uzatmayacağım. bunlar sadece birkaç örnek. görüldüğü gibi kuran yeryüzünü düz kabul etmiş ve koskoca kitapta dünyanın yuvarlak olduğuna dair en ufak bir kelime bile geçmemektedir. bu da 7. yüzyıldaki insanların yaygın düşüncesine paralel olarak dünyanın düz sayıldığını ve insan eliyle yazıldığına en büyük delillerden biridir.
edit: kuran sadece dünyayı değil evreni de düz kabul eder başlığı o yüzden öyle açtım. tabi bu da bilimle çelişen bir başka noktası evet. apaçık burada göğünde yani evreninde düz olduğunu kabul ediyor:
Kehf-90 “Güneşin doğduğu yere ulaştığı zaman onu (güneşi), ondan (güneşten) korunacak bir örtü yapmadığımız bir kavmin üzerine doğarken buldu.”
ateizmin argümanları teizme göre çok daha kuvvetlidir.
1.500 yil once yazilan, kabaca çöl insanlarinin yasam tarzlarina kurallar getiren bir metinden bilimsel aciklamalar beklemek yersiz zaten. okuyanlar bilir kuranla bilimin ve hatta kuranin kendi icinde celistigi sayisiz konu ve bilgi var.
o zamanının bilimiyle herkes düz kabul ettiği için normaldir. şimdi ayet büküp geoit yazıyordu diyecekler ama o zamanın müslümanları zaten düz olarak biliyordu dünyayı. bulunduktan sonra hepsi aa kuranda yazıyormuşa döndü. genelde zaten hep böyle olur bu işler. her şey yazar kuranda ama bulunduktan sonra görünür. bulunduktan sonra sır perdesi aralanıyor galiba.
“Ey cin ve insan topluluğu! Göklerin ve yerin kuturlarından geçmeye gücünüz yetiyorsa haydi çıkın. Çıkamazsınız, ancak bir imkan ile çıkabilirsiniz.”(Rahman, 55/33)
Ayetteki ‘kuturlar’ tabiri bildiğiniz gibi küre,çap anlamına gelmektedir.öyle boş boş zırvalamayın.
ayrıca farkettiyseniz ayette dünya dışına çıkılabileceğinin mümkün olabileceği deniyor.
MÜLK
5. Ve lekad zeyyennes semâed dunyâ bi mesâbîha ve cealnâhâ rucûmen liş şeyâtîni ve a’tednâ lehum azâbes saîr(saîri).
DiYANET MEALi
5. Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve (ahirette de) onlara alevli ateş azabını hazırladık.
Meal= tercüme değildir. içine yorum katılmış açıklamadır. yani, kurandan tercüme olmayıp, kişinin kurandan okuduğuna, kendi içinde bulunduğu zamana, yetişmişlik, eğitim, kültür ve zamana göre, aklından, fikrinden ekleme çıkartma yaparak açıklamaya çalışmasıdır.
açıklanan rahman 55/33 sırf bilime uysun diye kuran'ın sonradan saptırılan yanlış tercümelerinden biridir.
koskoca kuranı kerimde dünyanın yuvarlak olduğuna dair en ufak bir ibare geçmemektedir. ancak orasından burasından çekiştirilip bilime uydurulmaya çalışılan yerler vardır.
yanlış tercüme mi
yazdığım ayet orjinal mealdir ateist arkadaş ,boşuna bahane etme .
kuran sadece din değil ayrıca bilim kitabıdır.
bunlar da ıspatı
1-evrenin genişlemesi--Biz göğü kudretimizle bina ettik ve şüphesiz biz onu genişletiyoruz.
2-kızıldeniz ile akdeniz in karışmaması--“iki denizi birbirlerine kavuşmak üzere salıvermiştir. Aralarında bir engel vardır, birbirlerine geçip karışmıyorlar.” (Rahman Suresi 19-20)
3-Döndükçe kutuplardan basıklaşma--“Onlar görmüyorlar mı ki, gerçekten yeryüzüne yönelip onu uçlarından eksiltiyoruz. ” (Rad 41)
“Onlar görmüyorlar mı ki, biz yeryüzüne gelip uçlarından noksanlaştırıyoruz.” (Enbiya 44).
ve daha nice ayet...
lakin bizim ateist arkadaş buna da bir bahane bulur...
Hûd-114 “Gündüzün iki tarafında ve gecenin gündüze yakın kısmında namazı ikame et. Muhakkak ki haseneler (kazanılan dereceler), seyyiati (kaybedilen dereceleri) giderir. işte bu, zikredenler için bir öğüttür.”
isrâ-78 “Güneşin dönmesinden, gecenin kararmasına kadar namaz kıl. Fecrin Kur’ân’ını (fecr vakti okunan Kur’ân’ı) ikame et (yerine getir)! Çünkü fecrin Kur’ân’ı şahitlidir.”
isrâ-79 “Gecenin bir kısmında uyan ve sana özel nafile (ilâve) olarak O’nunla (Kur’ân’la) teheccüd namazı kıl! Rabbinin seni Makam-ı Mahmut’a beas etmesi (ulaştırması) yakındır.”
görüldüğü gibi Kuran’da Namaz ibadeti Güneş ışığı baz alınarak düzenlenmiş bu nedenlede Kutuplara yakın bölgelerde yaşayan bir Müslüman’ın Kuran’nın hükümlerine uygun günde 5 vakit namaz kılması mümkün değildir. Kutuplarda Altı ay içinde bir kere akşam bir kere de sabah olacaktır.Yani Altı ayda birer kez sabah ve akşam namazı kılınabilir. Özetle Kuran’da yazan namaz hükümleri Küre şeklindeki Dünya yüzeyinin tamamında uygulanamaz. Bu hüküm ancak düz Dünya modelinde doğru olarak uygulanabilir.
hani birileri kutuplardan basık olduğunu yazdığını söylüyordu da. e onu yazıyorsa çok sevgili arap pardon islam tanrısı bu kutup bölgelerinde yaşayan insanların oruç, namaz sorunlarına bir çare bulamamış herhalde ahahah.
yahu göt oldukça göt oluyor bazıları bence daha fazla bocalamayın.
O, sana Kitab’ı indirendir. Onun (Kur’an’ın) bazı âyetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müteşabihtir(benzetme yollu). Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerinin ardına düşerler. Oysa onun gerçek manasını ancak Allah bilir. ilimde derinleşmiş olanlar, “Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır" derler.
Dünya ile Evren'i birbirinden ayıramayanlar burda ahkam kesiyor ya en çokta ona yanıyorum.
Ama bön inönmüyörüm. Ateist olduğunu belirtmese geberecek hastalığı var sende kardeş.
Kuran' ı iyi oku belli ki anlamamışsın.
Ne kadar bilimden uzak, gece bir örtü değildir. Dünyanın güneşe bakmayan kısmının yaşadığı durumdur.
Yine aynı surenin 13 . Ayetinde güneşten bahsederken "alev alev yanan ısıtıcı bir kandil..." ifadesi kullanılmaktadır ki bu gün biliyoruz ki o bir kandil değil, gücünü nükleer füzyondan alan bir yıldızdır.
Bu kuran hiç bilimsel değil.
---otistik mode off---
Biraz şiir okuyun, orada benzetme ve daha bir çok söz sanatı göreceksiniz.
''yeri de yaydık,genişlettik ve oraya sağlam dağlar çaktık ve orada hikmetle ölçülmüş olarak her türlü nebatı yetiştirdik'' hicr-19
''yeri de döşedik, oraya dengeyi sağlayacak sağlam ulu dağlar yerleştirdik.orada,gönüller,gözler açan her çeşit bitkiden çiftler bitirdik.''kaf-7
ilk ve ikinci ayette geçen yeri yaymak ,genişletmek ve döşemek ifadesinin arapça manası ''medednaha'' dır. bu kelimenin kökeni ''medde'' kelimesinden türemiştir ve bu kelime uzatmak manasına gelir. bu ayetlerde döşemek yaymak kelimeleri yerkabuğu bazında anlatılmış. düzlüğe dair hiçbir ifade yok.
''o kafirler bakıp düşünmezler mi?(mesela) deve nasıl yaratılmış?gök nasıl kurulup uçsuz bucaksız yükseltilmiş?dağlar nasılda yeri tutup , dengeleyen direkler halinde dikilmiş. yeryüzü nasıl yayılıp hayata elverişli kılınmış ? ğaşiye-17--20
bu ayetteki yayıldı fiilinin arapçası ''sutihay''tır. yüzey anlamında kullanılan '' satıh'' olarak da bilinir. yüzey iki boyutluluk anlamı taşımaz .mesala ceviz kabuğuda bir yüzeydir ama buonun oval olduğunu değiştirmez.
''ardından yeri düzenlemiştir.'' nazihat-30
burada kullanılan düzenlemiştir kelimesi farklı meal kaynaklarında yubarladı,serdi döşedi şeklinde ifade edilmis. bu kısın kur 'an da ''dahv'' olarak geçmektedir . bu udhiyye kökünden türemiştir. manası deve kuşu yumutasıdır.
kuran allah'ın sanatını her zaman şiirsel anlatımıyla düşünelim diye dolaylı olarak vermiştir. biraz düşünelim.
Kuran'ın insan tarafından yazıldığı belli. Oha kardeşim bu zamana kadar hiç düşünülmemiş sansasyonel bir şey söyledin. Bir araştırıyım kesin öyle çıkar.