daha evvel silmarillion okumuş zihniyettir. o muhteşem kurguyu, o nefis yaradılış destanını okumuş adama kuranı beğendiremezsiniz.*
yahu; din, kimsenin beğenisinde olan bir şey değildir. beğenmeyenlere allah diğer tarafta ne yapacağını güzelce kuranda anlatmıştır. velhasıl cezasını çekecek olanlara "ceza" vermeye kalkmak veyahut eleştirmek "şirk"tir.
allah mısın? sana ne inanandan, inanmayandan; beğenenden beğenmeyenden? peygamber misin tebliğ ediyorsun? onunla beraber mi yanacaksın diğer tarafta?
sana ne?
kimsin?
kendini ne zannediyorsun?
adam mısın?
şeklinde sorulara muhatap olması gerekenlerdir bu zihniyete karşı çıkanlar.
cariyelik kölelik kavramlarına karşı olan; bir erkeğin şehadetinin iki kadının şehadetine eşit olduğunu, kadının erkeğine itaat etmezse dövüleceğini kabul etmeyen; cennette eşine bağlı kadınlar vaat edilmesinin kadınlara faydasını kavramamış zihniyettir.
bir yalancıyı, bir siyasi lideri ve her şeyden öte tanrı ile uzaktan yakından alakası olmayan sıradan bir ölümlüyü "efendi" statüsüne çıkaran bireylerin zihniyetini de beğenmeyen zihniyettir.
araştırmış, okumuş ve en sonunda böyle bir kanıya varmış zihniyettir. ayrıca kuran ı ve peygamberi bildiğini sanan zihniyetten daha çok şey bilen bir zihniyettir. zira beğenen insan neden beğendiğini bilmezken beğenmeyen insan neden beğenmediğini mantıklı bir şekilde açıklayabilir. herkesin herhangi bir dini kitabı veyahut peygamberi beğenme zorululuğu yoktur. beğenmek, inanmak kadar beğenmemek ve inanmamak da normaldır.
şimdi, bir kere sizli bizli başlık açılmaz. efendimiz diye bir şey yok. bu bir kere öğrenilecek. ayrıca kuran'ı beğenmemek de yanlış bir tanım. kuran-ı kerim demen lazım gerçekten saygı duyuyorsan. bir öteki olay ise, islam hoşgörü dini değil midir? senin efendi dediğin belki başkasına göre değil. bu da kimseyi bağlamaz.
din felsefesi, din tarihi, varlık felsefesi ve mitoloji okumuş kişidir.
önce eski ahit, tevrat, incil ve kuran okunur. sonra sümer dinleri araştırılır çünkü bu 3 ünlü din, diğer dinlerden toplarlanarak yazılmıştır. din ve varlık felsefesi kullanılarak tanrı düşüncesinin amacı, çıkışı ve insanlık üzerine etkisi sorgulanır.
ve çöldeki sıcaklığın artışını, cehennem ateşlerinin harlanmasına bağlayan peygamber efendinizi beğenmeyen bir zihniyet ortaya çıkar.
not: incil, tevrat ve sümer dini okumamış kişiler asla ama asla din savunması yapmasınlar komik oluyorlar gerçekten. daha inandıkları dinlerinin kaynağını ve nasıl oluşturulduğunu bilmeyen insanlar, şüphesiz ki cehalet denizinin dibinde yüzenlerdir.
allahın gönderdiği iddia edilen son kitap ve sözde peygamberi hakkında inananlardan ortalama daha fazla bilgiye sahip olup haklı olarak eleştiren zihniyettir.
beğenmeyebilir, kabul. ama sıradaki parçamız bir çok kişi için kutsal olan değerlere amaçsızca bok atmaya çalışan kişiler için gelsin:
hz. muhammed'in hayatını * okuduğunu iddia etse de yalan söyler. sürekli onun dört karısının olduğundan bahseder. başka da bi bok bilmez afedersin. kuran'ı eleştirirken de sürekli miras meselesinden bahseder. aferindir ona. kısacası, amacı dine bok atmaktan ibaret olan zihniyettir. ancak bilmesi gereken nokta; balçıkla güneşin sıvanamayacağıdır.
tanrının varlığını kabul edip, dinlerin varlığını kabul etmeyen ve buna bağlı olarak kitapları ve peygamberleri de reddedenler vardır. bunlara deist deniyor.
bu zihniyet deist tanımına birebir uymasa da çok yakınında bir yerlerde olsa gerek.