o "biz" kelimesi, biraz sensindir biraz da ben. en sonunda da tanrı'dır. kuran'ı kerim de tanrı'nın sözü olduğu için böyle ılımlı ve içe çeken, kişiyi yalnız bırakmak istemeyen bir üslupla yazılmıştır.
vitrinlerin üzerinden ve duvara asıldığı yerlerden alınıp, okunması tatbik edilmesi gereklidir. zannediyorum 'ben müslümanım' diyenlerin önemli bir coğunluğu henuz okumamıştır.
turan dursun (bey demeyi samimi bulmadığım için bey demiyorum) sürekli olarak kuran-i kerim de kendi aklıyla bulduğu, ya da başkalarının kendi akıllarıyla bulduğu çelişkilerden bahsetmekte. herşeyden önce Kuran-i Kerim "inanan bir insan için" Allah'in bir kitabıdır (tabiri caizse Allah yazmıştır) ve onda şüphe yoktur *. Herşeyi bilen Allah'in sözleri olan Kuran-i Kerim'i sınırlı bilgisiyle çelişki var diyerek yalanlamak ancak ortaçağın engizisyonunu bugüne taşımaktır.
madem kendi sınırlı ilmimiz ve bilgimizle çelişki gördüğümüz * herşeye yanlış diyeceğiz ya da bunları saçma sapan olarak nitelendireceğiz, o zaman kuantum dünyasında araştırma yapan fizikçilerin (dr quantum) bulgularını hepten reddedelim. bir elektronun tüm hareketlerinin süperpozisyon oluşturduğu düşüncesini çelişki olarak yorumlayıp, hayır kardeşim olmaz böyle şey, siz insan aklının kabul etmeyeceği çelişkili bulgulardan bahsediyorsunuz deyip, bir de işte bilim adamlarının kuantum dünyasının saçmalıkları diye iddia ederseniz herkes size serçe parmağıyla göstererek güler. şu anda bilim dünyası bir fotonun aynı anda bir kaç yerde bulunabileceğini iddia ediyor, ne kadar saçma, hiç bi madde aynı anda birkaç yerde bulunabilir mi? derseniz de bu bağnazlığın, yobazlığın zirvesidir!!
bir kere herşeyden önce ilk inen ayet ikra* ayeti(emri). sadece bu ayet bile başlı başına kuran i kerim'in dogmatik olmadığının tam aksine bilme, ilme ve düşünceye verdiği önemin ispatıdır.
meali*doğru yapılmış ise ne yazıkki kadını 2. plana atarak ve şartlar ne olursa olsun aciz yarattığı varlığının*üzerinde şiddet yoluyla hakimiyet kurulmasını öngörerek beni şüpheye düşüren kitaptır.
nisa suresinin 34. ayeti şöyledir ki:
"erkekler kadın üzerinde hakim dururlar, çünkü bir kere allah birini diğerinden üstün yaratmıştır. bunun için iyi kadınlar itaatkardırlar.
serkeşlik etmelerinden endişe ettiğiniz kadınlara gelince; önce kendilerine nasihat edin, sonra yataklarında yalnız bırakın, yine dinlemezlerse dövün"
inancli bir insanken ilk kez okudugumda daha ilk ayetde ummet deyip sadece erkeklerle konusulmasini hic kadinlarla konusulmamasini anlayamadigim tamamini okudugumdaysa ateist oldugum kitap..o yuzden her inanan okumalidir turkce tesfirini tartismalara girmeden once.
bütün kitaplar tek bir kitabı anlamak içindir sözündeki tek kitaptır. bütün ilimleri, bilimleri en iyi şekilde anlamadıkça kuran'ı tam olarak anlamamız mümkün değildir, günümüzde islam aleminin temel sorunu da budur.
---Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar.*1 Çünkü Allah insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. iyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da gayb ı korurlar.*2 (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün.*3 Eğer itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür.---
*1 : Koruyup kollayıcı; diye tercüme edilen ifadenin âyet metnindeki aslı "kavvam" kelimesidir. Erkeklere, koruyup kollama görevinin verilmiş olması iki cins arasında bir eşitsizlik gözetilmiş olmasından değil; erkeklerin güç, kuvvet ve fizikî oluşum bakımından farklı bir yapıya sahip bulunmalarındandır. yani burda fiziki ustunluk vurgulanmaktadır. Bu durum kadını erkekten aşağı bir konuma düşürmez. Buna karşılık erkeklere, ailenin geçimini ve yönetimini sağlamak gibi ağır bir sorumluluk yükler.
*2 : Burada gayb, eşinden uzakta bulunan erkeğin namusu, malı ve her türlü hakkı anlamındadır.
*3 :Müminler için en güzel örnek Hz. Muhammed Aleyhisselamdır. Bu âyet-i kerimeyi en iyi anlayan da şüphesiz ki odur. Kesin olarak biliyoruz ki o ömründe bir defa olsun elini kaldırıp bir kadına vurmamıştır. Kadınlarını dövenleriniz iyileriniz değildir buyuran da odur, içinizden biri, karısını köle döver gibi dövüp sonra da gece onunla yatabilir mi? diyerek karı koca ilişkilerinin sevgiye dayanması gerektiğine dikkat çeken de odur. Bilindiği gibi Peygamber Efendimiz Veda Hutbesinde ancak çok can alıcı konulara temas etmiştir. Bu hutbesinde kadınların haklarının gözetilmesini ve bu konuda Allahtan korkulmasını özellikle vurgulamıştır. Kadının, evlilik sorumluluklarını yerine getirmemek, kocanın haklarını ihlal etmek, onun şahsiyet ve vakarını zedeleyici tavırlar sergilemek veya iffet ve namusunu tehlikeye sürükleyebilecek durumlara meyletmek gibi olumsuz davranışlara girmesi halinde, aile yuvasının devamını sağlamaktan birinci derecede sorumlu olan kocanın, içine düştüğü mecburiyetten dolayı bazı tedbirlere başvurması tabiidir. Bu tedbirler, zaman, mekan ve sosyal şartlara göre farklılık gösterebilir. Âyette son seçenek olarak zikredilen darp meselesi de çok istisnai bir tedbirdir. Böyle bir tedbirin fayda getirmeyeceği, tam tersine zarar getireceği bilinen durumlarda, islam bilginleri, kesinlikle bu seçeneğe başvurulmaması konusunda ittifak etmislerdir.
allah'ın insanlara sözünü aktarma yolu. hani birileri der ya tanriyla konusmak diye. ha işte kuran-ı kerim o işe yarar. siz allah'a hayatla ilgili bir şey sorarsınız ve onun yanıtını alırsınız bu kutsal kitapta. ne olursa olsun onunla yaşayan saçmalığa sapmaz. saçmalığa sapanlar ya onu okumuş da anlayamamış, yüzüne gözüne bulaştırmış insanlardır ya da onu hiç okumayan ve ondan uzak dinlerde* mutluluğu aramıştır. bu durum yanlıştır acilen dönülesidir. çünkü allah affedicidir. allah'ın verdiği aklı kullanmak lazım.
islamiyetin kaynağı,peygambere inmiş olan son kitap.yalnız anlamadığım bir nokta,neden kuran'Da sizli bizli konuşuluyor?farkındaysanız "yarattık, yaptık, ettik, buyurduk, onlar, yapanlar, edenler vs.." gibi bir çok hitap yer almakta.esası nedir bunun?
kitabin aslinda yani kuran arapcasinda anlatim biz olarak degildir.
yalniz turkcede tam olarak karsilanamadigi icin bazi ayetlerde biz ve siz diye anlatilir.
ayrica kurandan herhangi bir ayet hakkinda bir yorum yapmak icin ayetin indigi tarihe dikkat etmek gerekir.
mesela muslumanlar inanmayanlarla savas durumundayken kimin kimle beraber oldugundan emin olmak icin Allah hristiyanlarla arkdaslik etmeyin demistir ya da yahudilerle. ancak buradan anlasilacak olan surekli bir ayri kalma durumu degil, savas zamaninda bunlara dikkat edilmesi gerekliligidir.dusman olan hristiyan ya da puta tapan oldugu icin onunla arkadaslik edilememesi gayet normaldir, o zamanlar icin
bir ikinci nokta ise bir diger ayette gecen yahudileri kovun arkadaslik etmeyin ve oldurun sozleridir.
yine bunuda yalnizca tefsirden okuyan bir kisi hemen insanlar arasindaki esitsizlikten dinin siddet icerdiginden yakinabilir.oysa ki ayetin inme tarihinde yasanan olaylarda muslumanlar tarafsizligini aciklayan yahudilere dokunmazken yahudi cemaati iki defa ayri ayri savaslarda muslumanlara karsi arkadan saldirma yontemini izlemistir. bunun uzerine gelen ayet bir daha guvenmeyin manasindadir.
buarada bu ayeti suan okuyan muslumanin anlayacagi sey ise size soz verip ardindan sozunu yiyenleri affetmeyin cezalandirindir. bu hayatimizda konusmamak, kusmek de olabilir bir savas durumunda oldurmek de olabilir..
son not ise kuran i okurken tefsir degil meal okumak gerekliligidir. evet meal uzundur ancak ulema tarafindan yazildigi icin daha cok sey anlatir.
oneri ise elamalili hamdi yazir dir..okan bayulgenin ucuncu kusaktan dedesi olan zat dunya tarafindan kabul gormus bir islam alimidir.
yazılışı ve kelimelerin dizilişi bakımdan kusursuzdur. 1500 yıl önce yazılmış bir kitabın edebi açıdan bu kadar mükemmel ve hatasız olması insanı düşündürmelidir. ayetlerdeki anlatış tarzı, ayetlerin birbirine bağlanması, kelimelerde hissettirilen ciddiyet, bunların hepsi mükemmel bir şekilde yapılmıştır.
bu entrye yağacak olan kötülenmelere rağmen , tarih boyunca değişime uğramamış olması konusunda kuşkularım olan kitap. ayrıca değişime uğramamışsa da , bazı şeyler hiç mi değişmedi yüzyıllardır bu dünyada diye sorun kendinize en azından bir kere.
