kuran kadını küçültüp erkeği yüceltmiyor.içinde bulunduğu tarihe göre ,o tarihin içinde yaşayan insanların kültürüne göre ayetler geliyor. o toplum ataerkil bir toplumdu. kur'anın " dur şu kadınları bir yereyim , erkekleri yücelteyim " gibi amaçları yoktur. ki aksine nahl 58 -59 ayetlerine bakılırsa ;mekkeli müşriklerin kız evlada burun kıvırıp , onlardan utanmalarını eleştiriyor ayetler.
nahl 58-59:Onlardan birisi, bir kız çocuk ile müjdelendiği zaman öfkeli olarak, yüzü siyahlaşıp gölgelenir.Müjdelendiği şeyin kötülüğünden (dolayı) kavminden gizlenir. Onu zelillikle tutsun mu yoksa onu toprağa mı gömsün? Verdikleri hüküm ne kötü (öyle) değil mi?
burada kız çocuklarına böyle bir ayrımcılık kötüleniyor. "müjdelendiği şeyin kötülüğünden" ifadesinin kullanıması ,müşriklerin kız evlat müjdesi aldığında içine düştükleri ruh halini anlatmak içindir. yani müşriklerin gözünden anlatıyor ayet.sonunda da bu tutumları kötüleniyor.
Kur an geldi kadına değer arttı. Toprağa gömülen kız çocukları vardı islamdan kur an dan önce. Ayrıca peygamberimizin 8 yaşında evlendiğini iddia eden onun bunun çocuklarının bir delili varmıdır merak ediyorum.
Allah kadınlar ile erkekleri birbirleri dost ve eş olarak adaletli bir şekilde yaratmıştır. Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. (Tevbe Suresi 71)
Kuranda kadın ve erkek arasında olması gereken sevgi ve saygı ilişkisi çok güzel bir şekilde anlatılmıştır. Onlar sizin giysileriniz, siz de onların giysilerisiniz. (Bakara Suresi,187)
Kuranda kadının erkek olmadan da kendini koruyabileceği bildirilmiştir.Erkekler kadınları gözetmekle yükümlüdür. Zira Allah, herbirine farklı yetenekler ve özellikler vermiştir. Nitekim erkekler evin geçiminden sorumludur. Erdemli kadınlar (Allah’ın yasasına) boyun eğer ve Allah’ın korumasını emrettiği (onur ve iffetlerini) tek başlarına bile olsa korurlar. Onur ve namusları konusunda endişe duyduğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarınızı ayırın, nihayet onları çıkarın. Ancak sizi dinleyip vazgeçerlerse onlara karşı bir yol aramayın. Allah yücedir, büyüktür. (Nisa Suresi,34)
Kadının erkeğe, erkeğin de kadına üstün olduğu alanlar vardır.Allah’ın bir kısmınızı bir kısmınızdan üstün kıldığı şeyleri isteyip durmayın. Erkeklere kendi kazandıklarından bir pay, kadınlara da kendi kazandıklarından bir pay vardır. (Nisa Suresi,32)
Üstünlük kadın veya erkek olmakla değil takva sahibi olmakla alakalıdır.Erkek olsun, kadın olsun inanmış olarak kim salih bir amelde bulunursa, onlar cennete girecek ve onlar bir çekirdeğin sırtındaki tomurcuk kadar bile haksızlığa uğramayacaklardır. (Nisa Suresi,124)
islam peygamberinin " cennet annelerin ayağının altındadır " sözü bu başlığı çürütücek bir tez olma özelliğine sahip olduğunu düşünmekteyim lakin islamiyet öncesinde puta tapıcılığın olduğu yıllarda doğan kız çocuklarının diri diri gömüldüğü düşünülürse islam peygamberini yaşadığı çağa , coğrafyaya göre ele aldığımızda kadın hakları konusunda reformist bir peygamber olduğunu açıkça görmekteyiz. Tüm bunların dışında H. z Aişe, H.z Hatice, Fatımıya duyulan saygıyı ve hörmeti ele aldığımızda "kuran- ı kerim in kadını küçümsediği gerçeği" adlı başlığın temeli olmayan , içi boş bir yaklaşım olduğunu iyi bir şekilde kavrayacağımıza inanmaktayım.
insanı islamdan soğutan bariz bir gerçektir. ''öyle değildir efenim eşitlik getirilmiştir '' diyen arkadaşlar, ''eksik yaratılmak '' cümlesinin neresini anlamamaktadırlar veya inkar etmektedirler şaşılır.
diğer konunun fıkıhı çok derindir açıkçası açıklayamam yani yalan yanlış bir şey söyleriz olmaz fakat miras konusuda islamı tam anlamı ile bilmeyen ve kuran-ı kerimin bir açığını yakaladığını sanıp kötülemeye çalışanların çokça bahsettiği bir konudur velhasıl kelam
islam kadına mirasdan daha az bir pay bırakmıştır doğrudur fakat erkeğe bir görev yüklemiştir kadınına bakcaksın. miras kalan kadın evli ise zaten erkek o kadına bakmakla yükümlüdür hemde kadının istediği her makbul şeyi almakla. eğer evli değilse babası ve ağabeyleri tarafından bakılması kati suretle gereklidir.
yani kısacası islam hiç bir zaman eşitsizliği,haksızlığı ön görmez şeriat çok farklı bir şeydir. kuran-ı kerimde bir ayet diğerini tamamlar bir bütün olarak ele alınmalıdır.
hayatında arapça görmemiş, elif ile mertek arasındaki farkı kafasına vursan bile anlamayacak cahillikteki adamların iddiası. sonra da diyorlar ki seçmeli kuran dersi olsun. aslında tam da bu tip cahillere seçmeli falan değil, basbaya zorunlu kuran dersi aldırmak lazım. sonra gelsinler konuşalım.
doğru bir tespittir.
her şeyi bir kenara bırakıp olayın en başını düşünecek olursak topraktan insan yaratabilen tanrı kadını erkeğin göğüs kafesinden yaratmıştır. peki neden? her şeye gücü yeten tanrının gücü bir kadın yaratmaya gelince yetmedide mi böyle bir şey yaptı. bir erkeğin şahitliğine karşı iki kadının şahitliği, namazı bozan şeylerin cinsi münasebet abdest bozulması domuz ve kadındır, mirasta kadının erkekten daha az pay alması diye uzar gider. bunları göz önüne alarak kuranın insana verdiği değerin(!) bir kez daha düşünülmesi gerekmektedir.
okumayı bilmeyen ya da okuma yazma bilen ama kulaktan dolma fikirlerle ahkam kesmenin daha iyi olduğunu düşünen, okuyan ama anlamayan, dini kötülemek adına kadını yine yine yine kullanan zihni tembellerin savunduğunu sözüm ona gerçek.
kadının ve erkeğin birbirinden üstün durumları olduğunu bilmeyen cahil zırvası. kaldı ki erkeği bir sahip bir aile reisi anlamında daha yüce tutabilir kur'an, benim anlamadığım senin fikrinle çelişmesinden bize ne? kadın erkek hakikatte mi eşit yoksa sana göre mi eşit? yeni bir din yazdınız da bizim mi haberimiz yok şaşkınlar..
-başıma bir iş gelmeyecekse din muhteviyatlı entry yazıyorum. sen koru, amin.. -
şimdi öncelikle, küçümsemek kelimesini daha sonra incelemek üzere entry sonuna bıraktığımı belirtmek isterim, derken belirttim.
kuran-ı kerim yerine kutsal kitaplar denilseydi, cehaletten ötürü diyecektim. ama sadece kuran-ı kerim denildiği için art niyet diyorum. ayrıca ne dersem derim kime ne?
sanıldığı gibi diğer kutsal kitapların içinde karikatür ya da derleme fıkralar falan yok. o kitaplarda belli bir topluluğa ait ve inandıkları din konusunda yönlendirme yapıyor. hiç okumamış olanlar için söylüyorum. kadın konusuna gelince,
- yahudilikte, kadın kocası haricinde erkeklerin de bulunduğu bir ortamda, eğer bir soru soracaksa, o soruyu eşine sorar, eşi ortama yöneltir. yani sesini duyuramaz. (bu yine insaflı. erkekleri küçümsemiş, sesten tahrik oluyor vs gibi.)
- yine yahudilikte, eğer bir kadın tecavüze uğruyorsa tecavüz eden kadar suçludur ve cezası ölümdür. erkek evli bir kadına tecavüz ediyorsa tabi. eğer bir bakireye tecavüz ediyorsa ve şehirde oluyorsa, yine taşlanarak öldürülür. fakatr şehir dışında bir yerde oluyorsa, erkek parayı basar ve kadını babasından alıp, evlenir. ve bunu yapmak zorundadır.
- kahretsin yine yahudilikte, hz. adem ve hz. havva mevzusu çok çetindir. tevrat bu konuyu hunharca ele alır. çünkü kitaba göre havva tam bir aşiftedir ve adem'i kandırmıştır. bu yüzden de tanrı havva'ya ceza olarak sancılı bir doğum vermiştir.
- ayrıca miras konusunda daha da beter. hiç hak alamaz. yarısı ya da üçte dokuzu gibi bir durumda değil. bildiğin hiç alamıyor. eğer babanın hiç evladı yoksa alabiliyor. ha bir de duaları varmış, şükür niyetinde. " tanrım iyi ki ben kadın olarak doğmadım." diyorlarmış. tevrat'ta yok belki talmud'da vardır, bilemiyorum..
aslında hıristiyanlıkta da farklı değil durum. döneminde pek çok kadın cinlerle ilişkiye girdiği iddia edilerek, yakılmış ver boğulmuştur.
yani hepsini bir kenara bırak ali osman. bütün kutsal kitaplarda erkek egemendir ve kadın tahrik unsurudur. bütün kutsal kitaplarda, adem masum havva onu günaha azmettiricidir. ama öyle ama böyle. bir şekilde işin özü bu. herkes havva yasak elmatı yedi, cennetten attırdı, hin o diyor da, adem neden salakmış demiyor. neyse bu hep böyle. kadın kötü, ama erkek salak değil.
küçümsemek değil, bütün kitaplarda erkek tanrılaştırılmıştır. hatta incil abartıp, "kadınlar, erkeklerinize itaat edin. çünkü onlar tanrının benzeridir" falan demiştir. aslında bu kadını tanrılaştırmaktır. kadın öyle yüce ki, her şeye gücü yetiyor. o yüzden kadınlara uysal olmaları ve tanrı yanında bir de erkeğine itaat etmeleri emrediliyor. yani tanrı bile kadının şerrinden korkuyor. manzara öyle gösteriyor kimse kusura bakmasın..
yani evlat, evet bir yani daha.. gördüğün gibi kadın yalnızca kuran'da değil, bütün kutsal kitaplarda küçümsenip, itin orasına burasına sokulup çıkarılıyor. hatta bazen çıkarılmıyor bile, o derece.
küçümsenemeyecek kadar büyük boyutlarda bir gerçektir ne yazıkki.insanlar istediği kadar bu konuda milliyetçi duygularla hareket edip itiraz etsin ya da kabul etmesin ne yazıkki islam dini,kur an ve bunların türevleri kadını yok saymıştır kısacası dinin kendisi aşağılıktır zaten bilim,sanat ve insanlık dışındaki şeylere çok takılmamamak lazım ama nafile bir çaba tabiki her taraf içi boş tiplerle dolu olduktan sonra kıymeti olmuyor..
kuranda yazan her şeye harfiyle inanan ama ayrımcılık temeli üzerine oturtulmuş bir kitap olduğu gerçeğini bir türlü kabul etmeyen bu zihniyette ayrımcılık yapılan taraf olan kadınlar da var ya ben en çok müslümanlığın bu uyuşturucu etkisine hayranım. seni ademin kaburgasından yaptım isyan etme itaat et diye diyor sen de yok bu ayrımcılık değil eşitlik diyorsun..sen aptalsan semer vuran çok olur tabi.
bir de şu cennet annelerin ayağı altındadır mevzusu vardır ki, kadına eğer anne değilsen seni sekizinci plana atıyorum demektir bu.
kur'an'a çamur atma çabasında olanların subjektif bir hatalı yorumudur.
nahl suresi 97. ayet - Erkekten ve dişiden, mümin olarak kim iyi amel işlerse muhakkak onu güzel bir hayat ile yaşatacağız ve yapmakta oldukları amellerin daha güzeliyle mükafatlarını elbette vereceğiz.
