?!
Birkaçını yazalım;
demiri indirdik denmesi; ''Ve kendisinde çetin bir sertlik ve insanlar için (çeşitli) yararlar bulunan demiri de indirdik... (Hadid Suresi, 25)...
yoğunlukları farklı olan denizlerin karışmaması...''Birbirleriyle kavuşmak üzere iki denizi salıverdi. ikisi arasında bir engel vardır; birbirlerinin sınırını geçmezler. (Rahman Suresi, 19-20) ''
evrenin genişlemesi ''Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz (onu) genişleticiyiz. (Zariyat Suresi, 47)''
Gök cisimlerinin yörüngeleri:''"özen içinde yollar ve yörüngelerle donatılmış göğe andolsun" (Zariyat Suresi, 7)
daha istersen yazarız..
neyle savunulursa savunulsun, inanmaya müsait olmayanı, kalbi karartılmış ve mühürlenmiş olanı asla tatmin etmeyecek bir konu olacaktır.
zira zaten adamın olaya bakış açısı baştan yanlış. allahu teala kuran gönderdi diyene laf anlatılır mı. kuran dediğin, yazılmış, basılmış bir mushaftır. oysa peygamberimize verilen şeyin adı vahiydir. zaten yazma imkanı olmadı ki rasulullahın, o ümmi bir insandı. üstelik buna, ona düşman olmuş tüm mekke halkı da şahitti.
diğer yandan, kitap oradaydı, alıp gitti denmesi ise tam bir cehalet. zira uzun yıllar bu ayetler tek bir kitapta da toplanabilmiş değil; ki ona da tüm ümmet şahit. her gelen vahyi, millete tek tek ezberleterek toplandı bütün kitap. üstelik, birden çok kimsenin ezberinde olmasından dolayı da, acaba kitap yazılırken unutulan, hata yapılan bir şeyler olmuş mudur iftirasını önlemiştir. zaten hafızlık bu yüzden çok önemlidir dinimizce.
ancak bu günlerde islama ve müslümanın kutsalına sövmek geçer akçe olduğundan, amacın öğrenmek değil, pislik yapmak olduğu da aşikardır.
o kadar çok mucize vardır ki kuranda inanmamak elde değil sadece birazcık araştırın telefon değilde bilgisayarda olsaydım yazardım. Şimdi uğraşamam ama kısaca bir ayette "allah bal arısına vahyetti" diyor cenabı hak ve orada kullanılan kelime dişilik ifade ediyor ve balı sadece dişi arı yapar yada denizlerde ki tatlı ve tuzlu suyun karışmadığından bahseder kuran yada kurumuş hurma dalı diye yörüngelerden bahseder o dönemde ilginç demi bir insanın yazması imkansız ve daha neler neler azıcık araştıralım.
Cahil bir kendinibilmezin egolarını tatmin etmek için açtığı bir başlıktır. Araştırma bilmez, kitap okumaz boş işlerle uğraşan elinin altında bilgisayarı olmasına rağmen araştırmaktan mahrum ve bir o kadar da mağdur kalmış ziyan bir insanın açtığı başlıktır. Nasıl bir hayal dünyasında yaşıyor acaba ? Kutsal kitabımız sayfalar halinde mağaralarda bulunmamıştır cahil. Ayetler halinde Hz. Muhammed'e Allah'ın elçisi Cebrail ile iletilmiştir ve Hz. Muhammed hafızlara ezberletmiş kendisi ezberlemiş ve daha sonra yazıya aktarılmıştır. Yani teneke gürültüsünden farkı olmayan bir fikir ve zikirdir.
teslimiyet ile tereddütün arasındaki seçimde iman yani teslimiyetten yana tavır alan kişinin haklı davasıdır. islam kelime anlamı ile teslim olmak demektir. müslüman da teslim olan kişi. yani sorgusuz sualsiz teslim olunduğunda kuran-ı kerim in rabbin sözü olduğuna inanmayan kişi müslüman olamaz.
insan gibi muhteşem bir varlığın 50-60 sene yaşayıp karbon salınımına ve ekolojiye karışıp yokolacağını düşünmek kelimenin tam anlamıyla beyinsizliktir. yani zalimin zalimliği, mazlumun mazlumluğunun bir terazi mizana oturtulmayacağını düşünmek bir kere insanın kendi varlığına en büyük hakarettir.
"Bizim, sizi boş bir amaç uğruna yarattığımızı ve gerçekten bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız?"
bu atei(s)tler kendilerini bi sey sanıyolar galiba. gerçekten çok komik bir durumua düşüyorlar bu denli saçma düşüncelerle. Kendilerine baktıklarında da aman biz okuyoruz, araştırmacı yönümüz var, yok şudur budur.
hadi ordan hadi ordan
bütün dünyada bu tür söylemlerin nefret suçu olup olmadığı tartışıla dursun ben bu başlığa 50.entry'yi girmiş bulunmaktayım..
Uludağ moderatörü zannediyorum sadece magazin haberleriyle ilgileniyor. Bence bu moderatör'ün saygısızlığıdır. Böyle bir başlığın niyeti ne olursa olsun devam etmemesi gerekmektedir.
bu başlıkta bildiğimiz tahrik başlıklı şerefsiz bir bel altı vurmadır.
empati yoksunu kişiler 1400 yıl öncesinde, bir insanın bunları nasıl bildiğini hiç sorgulamazlar.
''dağları yerinde durur görürsün. halbuki onlar bulutlar gibi hareket ederler'' (neml : 88)
"Acı ve tatlı sulu iki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir. Aralarında bir engel vardır;birbirinin sınırını aşamazlar. " (Rahman 19-20)
ilk başlarda mantıklı bir şeyler söylenecek diye okuduğum ama ayağıyla mı itti diye saçma bir soru sorarak beni allaha daha da yakınlaştıran saçma söylemler bulunmaktadır burada.
yazarın bilgisizliğini, ilgisizliğini, yazar olduğunu fakat henüz okur olamadığını anlatan saçmalığın ötesinde absürt önermedir. yazarın en önemli gözlemi, peygamber efendimizin mağaraya gittiğinde yazılı bir kağıt bulduğu paragraftır ve cehaletin ayyuka çıktığı mevzudur.
(bkz: Nisa 82):
"Hâlâ Kur'an'ı düşünüp anlamaya çalışmıyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başkası tarafından (indirilmiş) olsaydı, mutlaka onda birçok çelişki bulurlardı."
(bkz: Bakara 23):
"Eğer kulumuza (Muhammed'e) indirdiğimiz (Kur'an) hakkında şüphede iseniz, haydin onun benzeri bir sûre getirin ve eğer doğru söyleyenler iseniz, Allah'tan başka şahitlerinizi çağırın (ve bunu ispat edin)."
(bkz: Yunus 38):
"Yoksa onu (Muhammed kendisi) uydurdu mu diyorlar? De ki: "Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi siz de onun benzeri bir sûre getirin ve Allah'tan başka, çağırabileceğiniz kim varsa onları da yardıma çağırın."
soyut kavramlara, somut delil isteyerek bilimsel düşünceye inandığını savunan ve böylece kefeni yırtabileceğini sanan, pısırık, kaytarıkçı zihniyetin sorabileceği soru. sen bütünde bir parçasın, bütünü görebilir misin? hayır, ancak kendi götünü görebilirsin dönüp, ondan sonrada oturur böyle saçmalarsın.. Allah hidayet versin ne diyim.
