birde ben hesap yapayım. fakat ne kadar ispatlasakta sorun üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğundan boşa çaba olduğunu bilerek kasalım.
şimdi 300.000 liramız var ve öldük. iki erkek, üç kız, bir eş ve anne babamız var.
eşi 300.000, liranın 1/8 i yani 37.500 alacak. kalan>262.500
erkek çocuklar iki kızın alacağı kadar pay alacaklarından iki erkek 4 kız kadar payı alacaktır. 4kız*+3 kız= 7 kız var gibi düşüneceğiz.
çocuklar paranın 2/3 ünü alıcak. anne baba ise 1/6 alacaklar. iki tane 1/6 >1/3 yapar ve toplamda çocuklar ve anne babanın tolamı % 100 eder.
yani anne ve baba 87500 lirayı paylaşır. çocuklar ise 175.000 lirayı paylaşır
anne ve baba kişi başına 43750 lira alacaklar.
erkek çocuklar 50.000
kız çocuklar 25.000
şimdi özetlersek;
eşi 37500
annesi 43750
babası 43750
1.oğlu 50000
2.oğlu 50000
1.kızı 25000
2.kızı 25000
3 kızı 25000
bunun nesi yanlış. sen yeterki müslüman ol. ben sana paylaştırırım. böyle salak salak hesap yanlışı var diye uğraşma balam.
edit; başlıkta cehalet veya ard niyetle oranlar çarpıtılmış. mirasın eşler çıktıktan sonra geri kalanın % 100 kabul edilerek paylaştırıldığına değinilmemiş.
0.125 in 1/8 olduğunu matematik bilenler bilir ve nasıl bir hataya düştüğünü rahatça görürdü. miras eşlere 0,125 ve kalan kısım üzerinden paylaştırılır.
avl yönteminin neden ve nasıl çıktığı boşverilip yeni metodlarla savunulan hata. mirasın, eşler çıktıktan sonra geri kalanın paylaştırılacağına dair kurandan bir ayet getirene tam yüzbin lira veriyorum.
matematikte hata olmaz , kuran-ı kerim'de de hata olmaz. buna göre kuran-ı kerim de matematik hatası hiç olmaz ancak anlamayı beceremeyen insanda hata olur.
anlama zorluğu çeken çok fazla insan varmış sözlükte . *
kur'an okunduğu zaman imanı olanların imanını arttırdığı gibi imansızların da küfrünü çoğaltır.
O her noksandan münezzehtir. O'nun indirdiği kitapta eksiksizdir.
eğer hata arıyorsak kendimize bakmamız yeterli olacaktır..
eğerin dildeki anlamını bilmeyenlerin kendini matematik dahisi sandıkları vehimleridir...kişiye hakikati matematikle yenmek gibi sanrılar yaşatabilir...haleti ruhiye açısından parlak bir durum olmayabilir...
eğerin dildeki anlamını bilen, hatta bizzat kuranın indiği dili konuşan halife ömer'in 1.25 = 1 hatasını düzeltmek için avl diye bir yöntem getirmesine karşın ısrarla olmadığı iddia edilen hatadır. konu açıktır, kuran'a göre miras bölüştürmeye kalkarsanız hesabı tutturamazsınız, bakın halife ömer bile tutturamamış. ne yapmış, bir matematik işlemi ilave etmiş olaya, kendince adil bir şekilde dağıtmış, ama sonucunda verilen paylar kuran'dan farklı olmuş.
tekrar ediyorum, allah'ın hatasını kul ömer düzeltmiştir.
açıklamaların yetersiz kaldığı durumdur. ilk duyduğumda " hadi lan" dediğim ama araştırınca ayetlerdeki açıklamaların anlaşılamaması nedeniyle hz ömerin avl yöntemini geliştirip miras pay ettirdiğini öğrendiğim. gerek nurcu gerekse dini bilgisi benden fazla arkadaşlara sorduğumda isminden bile haberdar olmadıkları anladığım pay yöntemi.
illa ateist sitelerinde değil dini içerikli sitelerde de bulabileceğiniz bilgi.
o dönemin matematik anlayışı ile bu dönemin matematik anlayışı arasındaki fark olabilir, veya arapçadan çevriminde bir hata olabilir. O kadar yıl insanlar bunu okumuş etmiş bir hata bulamadılarsa şimdi bulunabileceğinden şüpheliyim çünkü.
benim bildigim bir kisi oldugunde karisi mirasin yarisini, cocuklarda erkege 2 hak, kiza da 1 hak olarak paylastirilir islami paylasima gore. kiz evlendiginde kocasinin payindan da hak alacagi icin hakki 2 ye tamamlanir. ama bu konuyu tefsirlerden inceliycem.
Kuranda miras taksimi anlatılırken bazı oranlar verilmiştir. Ancak bu oranlar mutlak olmayıp mirasa belli katılım şekillerine göredir. Katılımcıların sayı ve kimliklerine göre miras oranı değişebilmektedir. Mesela ölenin çocuğu varsa annesi 1/6, eğer ölenin çocuğu yoksa aynı anne 1/3 alır. Kadının çocuğu yoksa kocasından alacağı pay 1/4 çocuk varsa 1/8 dir. Katılımcıların oluşturduğu portreler birçok değişik şekilde olabilir. Oluşabilecek katılımcı şekillerinden bazılarına yönelik oranlar Kuranda verilmediği için gereken oranlar şartlara en uygun olan oranların eşit miktarda azaltılması ya da çoğaltılması yoluyla elde edilir ki buna islam hukukunda avliye ve reddiye denilmektedir.
Mesela;
Tek evlat olduğunda kız çocuğunun payı Kuranda 1/2 dir. Ancak sülalede miras alacak nitelikte kimse kalmadıysa kızın hakkı 1/2 olduğu halde kıza mirasın 1/1 i yani tamamı verilir. Bu durumda Kuranda verilen orana uyulmadı denilemez. Bu durum Usul-i fıkıhtaki "Nassın muktezâsı ile sâbit olan, bizzat nass'la sâbit olan gibidir" kaidesince icma-i ümmet tarafından hükme bağlanır.
Bunu kutuplarda namaz meselesine benzetmek de mümkündür, Kuranda 5 vakit namazın vakitleri bellidir fakat kutuplarda bu vakitler oluşmamaktadır. Bu durumda Kurandaki vakit tayinlerinin burada karşılığı yok, demekki Kuranda hata var denilemez. Şu halde yapılması gereken hadiste açıkça bildirildiği gibi o bölgeye en yakın vakitlerin oluştuğu bir yeri baz alarak namazların kılınmasıdır.
Kuranı Hz Muhammed'in kendi yazdığı, burada da hata yaptığı iddiası ise son derece mantıksızdır. Nitekim düşmanlarının bile nübüvvetini kabul etmemek için zekasını ikrar ettikleri ve hayatının önemli bir bölümünü ticaretle geçirmiş ve çevresindekilerin de ticaret ehli olduğu bir zatın bu kadar basit bir oranı bilmemesi mümkün müdür? Halbuki avliye ve reddiyeyi gerektirecek durumlar günümüz matematiğinin geldiği seviye ile ortaya çıkan bir şey değil bilakis o zamanın insanlarının çok rahat bir şekilde hesaplayabildikleri durumlardı.
Kuranda her şey en ince ayrıntısına kadar tarif edilmemiştir. Çünkü Kuran genel hudutlar koyduktan sonra oluşabilecek diğer ihtimalleri Hz Peygamberin sünnetine; sünnette de yoksa ümmetin sözbirliğine bırakır. Bu da "Ümmetim dalalet üzerine birleşmez"; diyen Hz Peygamberin ve mü’minlerin yolundan başkasına uymayı, "peygamberin yolundan ayrılmak" olarak bildiren Kuranın müminlerin akıl ve anlayışlarına verdiği önemi gösterir; tabiî ki bu akıl ve anlayış icma dediğimiz ortak kabule dayalı ortak akıldır.
bazı konularda matematiğin yeterli olmadığı durumlar her konuda mevcuttur. quantum fiziğini de azıcık oturup incelerseniz, matematiksel çıkmazlarla karşılabilirsiniz.
iki çocuk ayrı ayrı kalem satmaktadırlar. Her ikisinin de 30'ar tane kalemi vardır. Biri, 3 kalemi 10 TL'ye, diğeri de 2 kalemi 10 TL'ye vermektedir. ilki 30 kalemden 100 TL, diğeri de 150 TL kazanır. ( Toplam 250 TL.) Ertesi gün yine 30'ar kalemle evlerinden çıkarlar. Yolda karşılaştıklarında biri diğerine der ki:
-Gel seninle ortak olalım. 60 (30+30) kalemin 5 (2+3) tanesini 20 (10+10)TL'ye satalım. Kazandığımız parayı da paylaşırız. Basit bir hesapla 60 kalemden 240 TL kazanırlar. Yani;
matematik hususunda kafası basmayan, okul hayatı boyunca sürekli bu dersten kalan dingilleri, iddia edilen matematik hatalarını bulmak için birer matematik profesörüne çevirmesi bile kuran-ı kerim in ne denli kutsal bir kitap olduğunu kanıtlar niteliktedir.
tamamen iftiradır çünkü kuran muhammedden sonra kitap haline getirildi yani o yazmadı sadece söyledi. kimin sözleri olduğuna gelince bu kadar çok çelişki ve matematiksel hata olan sözler muhammedin sözleri ise o sizi kandırdı var olduğunu iddea ettiğiniz tanrının sözleri ise demekki tanrda yanılabiliyormuş.
