kuran ı kerim aldatmacası

entry88 galeri0
    26.
  1. 27.
  2. yoktur öyle bir şey. ancak şu olabilir: kuran birebir çeviriyle anlaşılabilecek kadar basit bir kitap değildir. ayrıca arapça soyut ve kompleks bir dildir. tefsirlerden edinilen bilgiler daha sağlıklı olacaktır.
    3 ...
  3. 28.
  4. - bir kuran ı kerim, bir silgi bir de pergel alacagım. ne kadar?
    - on ytl çocuum.
    - silgi ne kadar?
    - üç lira.
    - pergel?
    - iki lira.
    - kuran ı kerim?
    - dört lira.
    - dokuz etti hafız amca, bir liram nerde?
    - ah evladım özür dilerim, bir an hafızam karışmış, adımız hafız ama keh keh keh.
    - kazıkçı pij, aldattın beni.
    - tevbe de lan.
    6 ...
  5. 29.
  6. kuran ı kerimde veya dinimizde çelişki bularak kendini milyar insandan farklı görmeye çalışma durumudur. Tek sorunları vardır ki dinimizde bugüne kadar kimse çelişki bulamamış üç beş ufak noktasına takılıp kalmışlardır. Burdaki sebep de bilmemelerinden kaynaklanmıştır. Zira en başta şu vardır islamiyet kadınları ezmemiştir. Bu din kadınların haklarını vermiş ve cahiliye döneminde aşağılanan hor görülen kadına şu an sahip olduğu hakları elde etme fırsatı vermiştir. Kadınlar da bu fısatı kullanarak tepemize çıkmışlardır.
    3 ...
  7. 30.
  8. üslup, yaklaşım hatası daha girişinden (başlık) belli olan önermedir. bu gibi hassas konuların, "insan"a yakışır şekilde konuşulmasının önemini hatırlatan başlıktır. En azından inançlı arkadaşlardan bu tahriklere kapılmayıp, inançlı olan insana yakışır şekilde yanlış yargılar içeren cümleler kullanmamasını rica edelim. Çünkü inançlı insanların savunma pozisyonunda olduğu haliyle daha dikkatli olmalarını gerektiren bir başlık.

    Yapılacak en doğru şeylerden biri ayetleri peygamber efendimizin hadisleri ışığında yorumlamaktır. Elbette onun gönderilmiş olmasının bir sebebi vardır. Ki bu peygamber kadın ve erkek için bir elmanın iki yarısı der. Miras olayı kadın ve erkeğin toplumdaki ekonomik sorumluluk ve durumu ile alakalıdır.

    Kuran-ı Kerim'deki 19 mucizesi, kuran'ın bugüne kadar değişmediğinin en büyük kanıtıdır. Bu çok hassas bir dengede durmakta olan büyük bir matematik denklemidir.

    Kuran'da içkinin kaldırılması da kademeli olarak gerçekleştirilmiştir. Önce içkili namaza yaklaşılmaması istenmiş, sonra içki kaldırılmıştır.

    Yasin suresinde ay, dünya ve "güneş"in bir yörünge etrafında döndüğü açık açık yazılmıştır. Güneş'in de bir yörüngede döndüğü bilim alemi tarafından daha geçtiğimiz yüzyıl keşfedilmiştir. Bu ayetler apaçıktır, herhangi bir işleme tabi tutulmamıştır. Lakin mucizelerin gerçekleştiği dönemlerde açık açık mucizelere, bu işaretlere tanık olanlar dahi inançlı olmayı reddedebilmişlerdir. Bu durumda iş kişinin kendisinde bitmektedir.

    Doğruyu göstermek için elimizden geleni yapmak hepimizin borcudur, yalnız eninde sonunda her koyun da kendi bacağından asılacaktır.

    Birbirimizi kırmayalım.
    5 ...
  9. 31.
  10. kuran ı kerim le aldatmaca ile karıştırılabilecek cümle. evet bu daha doğrudur, sahtekarların, ikiyüzlülerin, yobazların, iktidarların, profesörlerin yaptığı şey...

    yaşar nuri gibi oldu ama neyse...
    1 ...
  11. 32.
  12. yaşadığı zaman ve öncesinde belirlenmiş kuralların hepsine b.k atarak aydınlığa ulaşabileceğini sanan, etrafındaki herkesi aptal sanan, bi kendi akıllıymış gibi davranan, aslında mantık-akıl-zeka gibi şeylere sahip olmayan, herşeyin okyanuslarda başıboş gezen bir hücre ile başladığına inanacak zekilikte! birinin hezeyanı.

    aslında bak ne buldum. bildiğin dikkat çekmek isteyen-prim yapma peşinde, bu amacını da başkalarının inançlarına b.k atarak gerçekleştirebileceğini sanan kişi lafı. *
    (bkz: sabah erken kalkanın din eksperi kesilmesi)
    prim yaptırmayalım daha fazla.

    bonus: (bkz: çeto bu kim? allahın delisi)
    5 ...
  13. 33.
  14. 34.
  15. 35.
  16. www.islamiyetgerçekleri.org menşeli, bu aralar kopyalanıp forward mail olarak yollanması pek bir revaçta olan, anti-islamcı, mason işi makale.
    2 ...
  17. 36.
  18. 37.
  19. kuran-ı kerimi yazan ne büyük bir şairmiş ki, cahiliye döneminde sahip olunan kısıtlı beyinlere rağmen böyle geleceğe dair müthiş öngürüler sunsun. dönemin toplum ve adalet mekanizmasında köklü değişiklikler yapıp o çok sevdiğimiz devrim kelimesini oluştursun. günümüz modern yasa ve hukukların ortaya çıkışı acaba gökten zembille mi indirildi yoksa o bok atılan kutsal metinlerin referans alınmasında mı çıktı çok merak ediyorum doğrusu.

    yeryüzünde insanların toplu yaşamaya başlamalarından sonra bir arada tutunabilmek için kendi aralarında düzen adı altında yazılı veya sözlü kuralların varlığı olmadan asla yaşayamadığı bir gerçektir. her dönem kendi açısından oluşturduğu dinamikleri bir sonra ki nesillere aktarabilmesi için yenilik yapması gerekir. adı üstünde çağın gerekliliklerine göre diyoruz ya, aklın olduğu yerde mantığın başlaması. eski ve yeni kavramların karşılaştırılması ne kadar ahmakça ise bunu din ekseninde açık gibi göstermek iki kere ahmaklıktır.

    bre angut madem inanmak istemiyorsun bari saygı duy. sana göre saçmalıktan ibaret olan bir kitabın akılla ve mantıkla (ilahi)- yazıldığının kanıtı okumadığın (okuyamadığın) o satırların arasında gizlidir. bugün bilim adamlarının yeni keşifmiş gibi ortalığı velveleye verdiği bir çok tarihi buluşun ana hatları zaten o kitapçıkta var. biraz göz gezdirirsen yada hayatını buna adamış keçi sakallı bilim adamlarının makalelerinde görebilirsin.

    tabi bazıları hayatın tesadüf eseri oluştuğuna, insan atasının maymun olduğuna inandığı için evrenin sistematik oluşumuna ve insan anatomisinin kusursuzluğunu sadece kendi kendine oldu bittiye getirmesi inancı, emin ol ki dizayntörün sikinde bile değil. ulan yazı kuran romanınnın günümüz çağına uymaması idi değilmi, tc anayasamızı kökten değiştirdiğimiz zaman bu konuya da eğiliriz artık.

    okumak önemli ama anlamak başka be güzelim, anlamadan yüz kere okusan ne yazar.
    1 ...
  20. 38.
  21. her olgu var olduğu şartlar altında değerlendirilmelidir. islamda inanç körükörüne bir bağlanmaktan ziyade düşünüp araştırmayı gerektirir.
    0 ...
  22. 39.
  23. "şüphe varsa iman yoktur" kadar açık bir dille, allah'ın varlığı konusunda fikir yürütmeyi bile yasaklamış bir dinin kitabındaki aldatmacalardır.

    siz hala düşünmede, araştırmada, işinize gelmeyince inkar etmedesiniz.
    0 ...
  24. 40.
  25. 41.
  26. bazı müslümanlara göre kuranın tek bir anlaşılış şekli vardır, o da kendi mantıklarına doğru gelendir.

    kuranda mevcut aldatmacalarla yüzleşememeleri kadar normal bir durum olamaz, zira bir insanın hayatı boyunca inandığı, sorgulamayı aklından dahi geçirmediği bir konuda hatasını anlaması reel hayatta pek de olağan değildir. pek tabi ki kuranda siyah bile yazıyorsa, gerek inkar gerek yorum yolu ile onu beyaza çevireceklerdir.

    ha ama bu konu bir yana, en çok neye güldüm biliyor musunuz? echelin biri yüz yıllık partenogenezi alıp din mucizesi yaptı ya, ben artık hiçbir şey söyleyemiyorum. samanyolu belgeseli tandansı yakalamışsınız gerçekten.

    partenogenez; eklem bacaklılardan arılarda, su pirelerinde, bazı kelebeklerde, yaprak bitlerinde, karıncalarda görülen bir üreme şeklidir arkadaşım, öyle istisna mistisna kıvırtmalarına girmeden önce, bir yerlerden bul da bir lise 2 biyoloji kitabına bak. boşu boşuna maymun olma sanal alemlerde.

    ha ama yok, bu allahın bir mucizesi orada kromozom sayısı verilmiştir diyorsan, kuranın kitap olarak değil ayet ayet indiğini, sonradan "inme sırası gözetilmeden" kitap yapıldığını bilmiyorsun demektir. ki bu da kendine müslüman diyen bir insan için pek acınası bir durum fikrimce.

    rica ediyorum azıcık bir bilgi kırıntısı olsun yazdıklarınızda da şu rezilliklerle güldürmeyin insanları.
    4 ...
  27. 42.
  28. inanmayan dingillerin **** hangi amaca hizmet ettiklerini bilmeden kutsal değerlere saldırmaları sonucu bi taraflarından uydurdukları aptalca, saygısızca, yobazca bir başlıktır efenim kendileri.
    4 ...
  29. 43.
  30. Onun anlamadığı Kuran da ve Onun anlamadığı islamda zorlama olmadığı için anlamaya zorlamadığımız insanlardır.

    (bkz: sümmün bükmün umyun fehum la yerciun)
    1 ...
  31. 44.
  32. Ahzab Suresi, Ayet, 50-51-52:

    50- Ey peygamber! Biz bilhassa sana şunları helâl kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak ihsan buyurduklarından sahip olduğun cariyeleri, amcalarının kızlarından, halalarının kızlarından, dayılarının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları, bir de mümin bir kadın kendini peygambere hibe ederse, peygamber nikâh etmek istediği takdirde, onu başka müminlere değil de sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neyi farz kıldığımızı biliyoruz. Bunlar sana hiçbir darlık olmaması içindir. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

    51- Onlardan dilediğini geri bırakır, dilediğini yanına alırsın. Sırasını geri bıraktığın kadınlardan dilediğini yanına almanda da sana bir günah yoktur. Onların gözleri aydın olup üzülmemelerine ve kendilerine verdiğin ile hepsinin hoşnut olmalarına en elverişli olan budur. Allah kalblerinizdekini bilir. Allah her şeyi bilir ve yumuşak davranır.

    52- Bundan başka kadınlar sana helâl olmaz. Bunları başka eşlerle değiştirmek de olmaz. isterse güzellikleri hoşuna gitsin. Ancak sahip olduğun cariyen başka. Allah her şeye gözcü bulunuyor.

    peygambere tanrı tarafından geçilen kıyağın ayetleri. ona bütün kadınlar helal.

    din en büyük yönetimsel araçlarıdandır. bu ayet te bunun kanıtlarından biridir. bir yönetici, bu ayete karşı çıkmayan adamın altından karısını, kızını, canını, cananı alabilir. düşünsenize bu ayetleri yazan sapkın ruhlu adamın bir sürü cariyesi, karısı var ve bunları yeterli görmeyip diğer tüm müminlerin ve de en yakın akrabalarının çolu, çocuğu karısı kızı hakkında hak idda ediyor. bir inana bu ayeti anlattığınızda; o "peygamber, allahın elçisi, ona her türlü sapkınlık mübah ve dahi helaldir, sevaptır." diyebiliyor.
    3 ...
  33. 45.
  34. başka dinlerde de kitaplar gelmiştir. (bkz: #328589)
    0 ...
  35. 46.
  36. tercüme okuyanların gittiği yola düşmüş insanımsı saçmalamasıdır. eğer gerçek islam alimleri tarafından yazılmış tefsirleri * okurlarsa bu hatalara düşmeyecek, ama ben kurana baktım öyle birşey yazmıyor filan demeyeceklerdir. kendi kafasıyla birşeyler bulmaya çalışan, hakiki din kitaplarını okumayanlar böyle yanılgıya düşer ve mürted olurlar.
    0 ...
  37. 47.
  38. 48.
  39. kuran kitap olarak inmemiştir, yarısına yakın bir kısmı taşlara, kemiklere, ağaç kabuklarına ceylan derileri vb şeylere yaılmış peygamberin evinde bir sandıkta durmaktaydı. peygamberin ölümünden sonra kuran kitaplaştırılmak istendiğinde ilk halife olan Ebubekir buna karşı çıktı ve kuran' ın eğer kitap olması gerekseydi bunu hz. Muhammed yapardı demiştir fakat kuran ın bazı kısımlarını ezbere bilen insanların sayısı azalmaktaydı ve bu insanları teleşlandırdı. sonrasındaki tartışmalar ve ileri gelenlerin isteği üzerine sonunda ebubekir razı geldi ve peygamberin evindeki sandığı getirtti. sandıktan çıkarılanlarla birlikte peygamberden duyup yanında şahitleri olan kişilerin naklettiği vahiylerle birlikte zamanla kuran kitaplaştırıldı. yani gökten inen bir kitap yoktur. müslüman halkın islam öncesi dönemlere ait inanç sistemleri de islamla birlikte kısmen şekil değiştirerek yaşamaya yer yer devam etti ve bu esk inançların bir bölümü masallar efsaneler şekline büründü. örnek sırat köprüsü inancıdır ki böyle bir köprüden kuran da tek bir ayette bile bahsedilmez ve bu köprü inancı da tevrat' a oraya da eski sümer inançlarından geçtiği tespit edilmiştir. bugün müslümanım diyen kimi çevirseniz sırat köprüsünün varlığına allah' ın varlığı gibi inanır. sonuç olarak olgulara ön yargısız bakıp araştırmak gerekir.
    3 ...
  40. 49.
  41. aldatmaca falan yoktur.öyle ayetleri, bektaşi gibi işinize gelen yerlerinden örnekler veremezsiniz.bu ayetlerin devamı vardır.ayrıca tefsir diye bişey vardır bilmem bilirmisiniz?eger bakmak isterseniz orada da bu ayetlerin detaylı açıklamalarını bulursunuz...

    eger bir aldatmaca söz konusu ise, kendini böyle daha rahat hissedecek bünyenin kendini aldatması söz konusudur...

    edit:eksileyenlere çok pis koydu anlaşılan!
    7 ...
  42. 50.
  43. dünkü olayı bugünkü beyinle sorgulamaya kalkmakla hiçbir konu incelenemez. hele tarihsel bir akış taşıyan olaylar hiç incelenemez. eğer öyle yaparsanız örneğin atatürk kurtuluş savaşı'na başlarken mücadelenin padişah-halifenin kurtarılmasını amaçladığını ilan etmişti. ama günümüzde bu noktadan hareketle atatürk saltanatçıydı diyemeyiz. uzun ve zaman alıcı gelişmeler, insanlığı bir halden alıp bambaşka bir hale koyacak eylemler aşamlarla olanaklıdır. çünkü insanın doğası bunu gerektirmektedir. aynı şekilde kuran'da bu yöntemi izlemiştir ki bunu yapması bile insan varlığının özünü çok iyi bildiğini ve tanrı sözü olduğunu kanıtlamaya yeterlidir. kuran elbette hz.muhammed tarafından yazdırılmış(!) bir kitaptır. müslüman inancına ve kuran'ın savına göre konuşursak bu yazımı hz.muhammed'e ilham eden allah'tır.

    kuran'ın insanlardan, insanlıktan tek bir temel isteği vardır o da başkalarının haklarına tecavüz etmeden (sadece başka insanların değil başkalarının, insanlarla birlikte çevrenin ve hatta kendi benliğinin haklarına saygılı olarak) doğru bir hayat sürmektir. tanrının insanlara emrettiği ibadetler de bunun içindir. namaz kılmak tanrının büyüklüğüne bir şey katmaz da azaltmaz da. ya da oruç tutarak tanrıya bir faydamız dokunmaz. kurban kestiğimizde tanrı etin ve kanın kendisine ulaşmadığını ilan etmiştir. zekat verirken tanrının servetini arttırmıyoruz. dinin tüm emirleri ve yasakları tanrının kişisel varlığını ilgilendirmez. tüm dünya tanrıyı reddetse bile bu tanrı yoktur ya da varsa bile önemsizdir anlamına gelmez. tanrının buyruklarının tamamı insan içindir. doğruluk içindir. bunu böyle değerlendirmek sanırım dinsel pek çok sorunun çözümünü sağlayacaktır.

    tanrı, buyruklarında emrettiği doğru yaşama ilkesini benimseyenlere cenneti vaadetmiştir. bütün ,insanların birbirinin haklarına ve çevrenin haklarına rıza gösterdiği noktada bu dünyanın da cennete dönüşebileceği açıktır. ama ufak bir fark vardır ki bu dünya sonsuza kadar hayatına devam edemeyecek bir yapıya sahiptir. tıpkı insan bedeni gibi. işte tanrı bu nedenle cenneti vaadederken bir yandan doğru dürüst yaşamla bu dünyayı cennete çevirme amacındadır diğer yandan da ölüm sınırını koyarak buradan varılacak ölümsüzlükle doğruluğun her an egemen olacağı gerçek cenneti vaadetmektedir. işte bu nedenle gerçek doğruya ancak doğruyu yaşayanlar ulaşabilirler.

    bazı din tüccarlarının adb derneklerinden sağladığı kaynaklarla türkçeye çevirttikleri uyduruk kitapların isimlerini prostesto etme gayesiyle, yukarıda belirttiğim özlere sahip bir kitabın adının anılması üzücüdür.

    herkes aklının düşündüğüne kalbinin ısındığına inanmakta özgürdür. özgürlükler bir başkasının özgürlüğünü engellediği noktada sınırlıdır. tıpkı kuran'ın istediği başkalarının haklarını gözeterek doğru yaşamak gibi.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük