tanrıya ait çizgiler, insanların yorumuna maruz kalmış gibi hissettim ben okurken... gereksiz bir söz kuşağı var. hani kökten ateist gibi saldırmak değil niyetim ama o kadar tehdit, korkutma, sindirme eylemi gereksiz diye düşünüyorum. bizler tanrının çocuklarıyız. inananlar için söylüyorum anne, evladı ne yaparsa yapsın çocuğunu alıp ateşe atabilir mi? atamaz değil mi? yapamaz. yürek ve vicdan vardır. birde merhametlilerin merhametlisini düşünün ve sizi sürekli ateşle tehdit etmesini? Ben bu oyundan sıkıldım arkadaşım. çocukların canlı canlı yandığı, savaşlarda kol ve bacakların havada uçuştuğu dünyada sınav hikayelerinden sıkıldım. gerçek mi arıyorsun, ahireti bırak sokağa çık. gerçek yeryüzünde....
Evlat anne ilişkisinden dem vurmuş arkadaş için özellikle belirtmek isterim ki; Senin oğlun (bkz: Suphi Altındöken) olsaydı sen onu affetmek ister miydin? Hala onun gözlerine bakıp oğlum diyebilir miydin? Ceza almamasına gönlün razı gelir miydi? Burada gerçek bir adaletten bahsederken Allah'ın buna ne denli eşit yaklaştığına odaklanman gerekiyor. Kaldı ki biz insan olarak birbirimize bu kadar acımasız olurken affedilmeyi beklemek ayrı bir muamma. Eğer mutlak eşitlikten bahsediyorsan bu sadece islam için geçerli bir şey değil, bütün aklına gelebilecek inanç sistemlerinde ''ADALET'' kavramından kopamazsın. inanan insanın inanmayan insanla eşit olması ayrı bir ironiden başka bir şey değildir.
benimdir. meallerin her çevirisi doğru değil. kendi mezhebine ve görüşüne göre çevirenler var. arapça'ya az çok hakim olduğumdan dolayı her ayette ne anlatılmak istendiğini kavrayabiliyorum. ve tüm evrenin ilahının sözleri bana huzur veriyor. 43/Zuhruf 2,3 O ayan-beyan bilgi veren Kitap'a yemin olsun ki, Biz onu akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an yaptık.
41/Fussilet 44 Onu yabancı dilde bir Kuran kılsaydık, "Onun ayetleri açıklanmalı değil miydi?" diyeceklerdi. ister yabancı dil, ister Arapça olsun, de ki, "O, inananlar için bir rehber ve şifadır. inanmıyanların ise kulaklarında ağırlık vardır. Onlara sanki uzak bir yerden sesleniliyor gibi onlara kapalıdır.”
39/Zumer 28 Bunu, eğri-büğrüsü olmayan Arapça bir Kur'an olarak indirdik ki, korunup sakınabilsinler.
Abartmiim en az 20 kere baştan sona okumuşumdur. Parça parça okuduklarım daha fazladır. Bir ara " Türkçe kuran hafızı," oliim istedim. Sandığımdan güçmüş, ama birçok kısmı haliyle gene de kafamda yer etti