Çok sevilen bir büyüğümüz çok önemli bir mektup gönderir, ama mektup yabancı dildedir. Biz ise sadece O'nu sevdiğimiz için mektubu çerçeveletip duvara asarız. O da yetmez, ailecek şarkı gibi okuruz, hatta bazı geceler eşi dostu da davet edip güzel bir 'Ziyafet' çekeriz. Gecenin sonunda -ziyafetin de etkisiyle- herkes yüzünde aptal bir sırıtmayla, hiçbir fayda görmeden evlerine dağılır. Biz de mektubu gönderenin istediğini yapmanın (!) huzuruyla yaşamaya devam ederiz...
Yanık sesli bir adamın (kadın olmuyor, millet sesinden tahrik olur düşüncesiyle!) allah'ın sözlerini şarkı gibi okuması, dinleyenlerin, yanık sesli arkadaşın sesini her titretmesinde hiçbir şey anlamadığı halde hüngür hüngür ağlaması, orada okunan emir ve yasakların, anlaşılmadığı için hiç kimse tarafından uygulanmayacak olmasına rağmen dinleyenlerin çok büyük feyiz aldıklarını zannetmesi, aslında kafalarının iki saat boyunca türkü ile uyuşturulması sonucu mal mal gülümseyerek evlerine dağılmaları ile sona eren, müslümanlarda hiçbir zihni ve toplumsal değişim sağlamayan, zaman israfından ibaret olan ziyafettir. Afiyet olsun.