Çok uzun bir konu olmakla beraber düşülmemesi gereken yanlışları anlatacağım
Kuranda kıssalardan bahseden ayetler var, ahkam (hüküm bildiren) ayetleri var, müteşabih ayetler var.
Şimdi kıssalardan bahseden ayetleri mealden okumanın sebebiyle bir tehlike olacağını zannetmiyorum,
tehlike derken bu tehlikeden maksadım kişinin yanlış anlayıp öyle düşünmesidir
Ahkam ayetleri ne gelince sıkıntı burda çünkü kuranda bazı hüküm bildiren ayetler diğer ayetlerle nesh (hükmü kalkmıştır) edilmiş
Örneğin nur suresi 3.ayet zina eden erkeklerle sadece zina eden kadınların (daha devamı var) evlenebileceğini söylüyor.
Bu ayet nesh edilmiş (hükmü başka ayetle kaldırılmıştır)
Şimdi meal okuyan adam bunun gibi hükmü kaldırılan birçok ayet var halbuki kişi bundan habersiz, hayatını buna göre tanzim etse ne olur ne olacak yazık olur.
Sadece nesh edilen ayetler değil nesh olmadığı halde kişi bu hüküm bildiren ayetleri kendi kafasına göre anlayıp yorumlayıp hükmü yanlış tatbik edebilir.
Örneğin bakara 197.ayet "hac belirli aylardadır"
Şimdi meal okuyan bi adam haccın belirli aylarda olduğunu okuyunca bu Müslümanlar neden sadece zülhiccenin 10. Günü arafata milyonlar geliyorki kuranda belirli aylar diyor o belirli aylarda kafile kafile gelsinler dese ne olur ne olacak tam bi yaşar Nuri olur.
Ne olacak haccın farzı olan zülhiccenin 10. Günü arafatta olmaz ise hacı olamaz.
Birde müteşabih ayetler var (bazı ulemaya göre nesh edilen ayetler müteşabih ayetlere girer)
Mesela fetih 10.ayet "Allahın eli onların elleri üzerindedir"
Bu gibi ayetler ise manası kapalı olan ayetleridir.
Bu gibi ayetler hakkında islam uleması halef ve selef diye ikiye ayrılırlar.
Selef yani efendimiz sallahu aleyhi vesellemden sonra gelen ilk üç asır alimleridirlerki onlar bu gibi manası kapalı olan ayetleri tevil etmeden hepsi allahtandır dediler ancak Allahın bizim gibi eli yok diye inanmak şartı ile çünkü o Allahın eşi benzeri yoktur ve yarattıklarına benzemezdir.
Ali imran suresi 7. Ayete selef alimleri bu ayete tam manası ile uymuşlardır.
Gelelim halef alimlerine onlar ise islam dünyasındaki bazı şartlardan dolayı cehaletin artması ve insanların bu gibi ayetleri yanlış anlaşmaları için bu gibi müteşabih ayetleri Allah-u teala hakkında düşünülmesi caiz olan sıfatlarla tevil etmek zorunda kalmışlardır yani ayette geçen eli kudret sıfatı ile tevil etmişlerdir
(ancak halef alimlerinin şahsi olarak düşünceleri selef alimleri ile aynıdır sadece biri sorarsa böyle derlerdi yani onlarda kendi içlerinde ali imran 7.ayete uymuşlardır )
Şimdi kısaca anlatmak istediğim kuran büyük tafsilatlı ve iliminde derinleşilmesi gereken bir ilahi bir kitaptır kişi onu meal okuyarak nefsine uydurursa sapmış olur
nasıl ki tıp okuyan bir öğrencinin 5000 sayfalık kitaplarını okuyup ameliyat yapılırsa sonuç ne olur hasta yatakta kalır yanı ne lazım üstad lazım hoca lazım alim lazım.
Şimdi kuran Müslümanı diye bi moda çıktı bunlar damlayacak şimdi derler ki o hocadan benim ne farkım var o anladı da ben neden almayayım ben koyun değilim kendi yolumdan giderim der
Bizde ona cevap olarak deriz ki o alimler hocalar kendi başına anlamadılar onlar da hocalarından öğrendi böyle sinsile şeklinde Hz.muhammed Mustafa sallahu aleyhi vesellem efendimize kadar bu ilim halkası gider.
işte burda da devreye hadis yani efendimizin mübarek sözleri devreye girer onun kelamları olmadan, onun inen ayetler hakkındaki tatbikatı olmadan kimse kuranı anlayamaz o yüzden tefsir okuyun peki hangi tefsirleri okuyun ehli sünnet vel cemaat mezhebine mensup olan alimlerin tefsirlerini okuyun çünkü tefsir efendimiz bu ayet hakkında ne buyurmuş nasıl tatbik etmiş sahabe ne yapmış onu yazar
Sözde kuran Müslümanları gibi bunu ben böyle anladım demez müfessirler, tavsiye tefsir için ruhul Furkan tefsiri derim herkesin anlayabileceği bir dille kaleme alınmış nadide bir eserdir.
yine bir islam dünyasının en temel problemlerinden biriyle! karşı karşıyayız. öyle ki; bu tartışmanın neticesinde 13. yy dan bu yana uykuda olan islam dünyası birden atağa kalkıp, doğunun reform ve rönesansı başlayacak.
bir rivayete göre bizans fethedilirken hristiyan din adamları meleklerin cinsiyeti hakkında tartışıyorlarmış. diyeceksiniz ki biz din adamı değiliz avamız, sen bunu git din adamlarına söyle.. merak etmeyin. bu konuyu hatta daha basit konuları bile din adamları tartışıyor manasız yere.
madem ki tartışma açıldı fikrimi belirteyim; kuran türkçe okunur mu ? okunur. arkadaşlar tanrının sadece tek bir dil bildiğini falan düşünmüyorsunuz umarım ? eğer öyle olsaydı namazda türkçe ettiğimiz dualar da var biliyorsunuz, ( cuma namazı özellikle) hepsi boşa gitmiş olur *
tanrının kur'anı arapça göndermesi arapçanın harikulade bir dil oluşundan falan değil. arapça burada zarftır. tanrının mesajı ise mazruf. tanrı; mesajını göndermek için Arap zarfını kullanmış. burada mesajın muhatabının bakması gereken yer zarfın kendisi değil, mazrufun ta kendisidir. mesajın özüdür yani .
zaten ne der kur'an; bu size düşünüp öğüt alasınız diye indirilen bir kur'andır. peki soruyorum ; bir metinden öğüt almak için o metini ne yapmamız lazım ? okuyup anlamamız lazım. ben Arapça öğrenir okur anlarım diyorsanız öğrenin okuyun anlayın. ama herkesin böyle bir şey yapması mümkün değil. arzu eden öğrenir okur. fakat kendi diliyle okuyup anlamak isteyen kişiye de yanlıştasın,sen türkçesini anlayamazsın diyemezsiniz. kur'an anlaşılmaz, karmakarışık bir kitap değildir. tefsirle birlikte okursunuz anlarsınız.
bu arada Arapça okuyup kulağa hoş gelen tınıyı yakalamak isteyenler elbette Arapça okuyabilir. kişi arapçasından okuyarak daha iyi motive oluyordur buna bir şey diyemeyiz.
sonuç olarak; arapçayı zarf olarak düşünüp, metnin mesajını mazruf olarak görürseniz bu tartışmaların pek bir ehemmiyeti kalmıyor.
en sinir olduğum şeylerden birisidir, ulan adam bilmiyor işte ne yapsın hiç mi okumasın bırakın artık şu zihniyeti asıl anlamadan arapça okumak günah olmalı! çünkü anlamıyosun bide anlamadan 3 kere hatim etmiş ortalıkta dindar takılıp yemediği nane kalmayanlar yok mu ah ki ne ah .
Müslümanların şu zihniyetini hiçbir zaman anlayamadım ve anlayamayacağım. islamiyet dört semavi kitabı kabul eder ve peygamberlerini över ne iseviler gibi tek bir peygamberi tanrısallaştırır ne museviler gibi dini ırka indirger. islamiyetin ortaya çıkış tarihinde Doğu coğrafyası hiç olmadığı kadar parlak, verimli ve rasyonalisttir. Peki sorarım size ey müslümanlar bağnaz iseviler kutsal kitaplarını (üstelik 4 tane apografik olan kısımlar hariç) kendi dillerinde daha 3. 4. Yüzyıllarda okurken her Ortadoks yada katolik hata Protestan kendi milli kilisesini kurup milli dilde ibadeti öne çıkarırken, museviler kitabı da peygamberi de sadece kendini cennete götürecek sayıp dini ırkla özdeşleştirirken, inancını milliyetle perçinlerken sen hala neyin Arapçasındasın acaba ??
Hayır sorsan Arapça süper bi dil abi çeviriyle anlaşılmaz öyle bi kere mana tutmaz, mana çok derin der. Der yanii ve okumaz da. Öyle tuhaf bir durum. Hangi dilde okursan oku. Kitabında yazanı bil de..
Okunur tabi ama anlamak için okumaktan fazlası gerekir. Arapça bilsende anlaman gerekli o kitabı. Kuru kuru okumamalısın asla. Aç bir Necm suresini yıldızların arasında dolaş mesela yaşayarak oku .
imam, arapça harfleri okumayı öğrenmiştir ama o da arapça bilmediği için, okuduğundan bi ...lt anlamaz...
ayrıca, arap olmadığı için, arap gibi asla okuyamaz, akım derken, ..um der...
örneğin: bir türk ingilizceyi bir ingiliz gibi konuşabilir mi ? tabi ki hayır..
ben ce sen tevrat yada incil oku..
3 kopya 5 çarpı, aşağı yukarı aynı zaten..
tek farkla.. bunlarda az da olsa, çok da olsa insan ve tanrı sevgisi var..