kuran okumayı meslek edinenleri saymıyorum. o konuya hiç girmeyeceği bile. benim asıl derdim mübarek günlerde mezarlıklara okumaya giden çakma imamlar. yahu bir insanın haysiyeti olsa diğer insanların en savunmasız ve en saf olduğu mekanlardan biri olan mezarlıklarda para maksatlı kuran okur mu?
allahçı demek tüm müslümanlara hakarettir. sözde dinci deseydin. tamam ücretli okuyanlar var ama tüm müslümanlarada topu atmak sakıncalı. sonuçta bizde müslümanız.
--spoiler--
sabah kalkar kalkmaz "darbe olmuş mudur acaba" ümidiyle pencereden dışarı bakıp tank görmek isteğiyle birden fırladım yerimden. pencereden baktığımda darbe namına bir şey göremeyişim beni hüzünlendirmişti yine.
--spoiler--
saklamak bunları. gün gelir lazım olur.
he tanım: mezarlıklarda boy gösteren para göz riyakarlardır. bir çoğu gerçekten okumaz kur'an'ı. hatta bilmez bile...
bunların bir de ev ev gezip mevlütlerde kuran okuyan kadın versiyonları vardır. aldıkları ücreti "istemem ama yan cebime koysan fena olmaz" diye utana sıkıla alır taklidi yaparlar.
devletin maaşlı imamları ve müezzinlerinin haricinde korsan olarak mezarlıklara gidip elindeki kuranı okuyarak gelen ziyaretçilerden utanmadan para alan sözde allahçıdır.
geçen sabah moralim çok fena halde bozulmuştu. sabah kalkar kalkmaz "darbe olmuş mudur acaba" ümidiyle pencereden dışarı bakıp tank görmek isteğiyle birden fırladım yerimden. pencereden baktığımda darbe namına bir şey göremeyişim beni hüzünlendirmişti yine. o gün bir işim olmadığı için samimi olduğum bir kaç kemalist arkadaşımı arayarak türkan saylan hocamızın mezarını ziyaret etmeyi teklif ettim. hemen kabul ettiler..
zincirlikuyu mezarlığına geldiğimizde bizi kapıda eşarp satan seyyar satıcılar karşıladı. neymiş efendim mezarlığa girerken bayanların başını kapatması gerekiyormuş ta falan fişmekan. tabiki eşarp falan almadık ve direkt olarak türkan saylan hocamızın mezarına gittik. yanımızda getirdiğimiz çiçekleri mezara bırakıp bir kaç tane de mum yaktıktan sonra tam gidecektik ki kafasında takke elinde kocaman bir kuran olan sakallı bir meczup yanı başımızda bitiverdi. "ölmüşlerinin ruhuna bir yasin okuyalım rahat yatsın yerinde rahmetli" dedi. arkadaşlarla birbirimize bakıp hafifçe tebessüm ettik ama sonradan hepimiz bir anda sinire kestik. içimizden birisi " hocam pardon ne kadar ödeme yapıcaz acaba size" şeklinde bir soru sordu. meczup " gönlünüzden ne koparsa ama bi 50 kağıt atarsınız çorba içerim bende" dedi. meğer bu adam ve bunun gibi daha bir çok kişinin mesleğiymiş bu ! mezarlıklarda ellerinde kuranla dolaşıp ölen kişiye hiç bir faydası olmayacağı halde kuran okuyup ziyaretçilerden para alıyorlarmış. kendisiyle daha fazla muhatap olmadan hızlı adımlarla oradan ayrıldık. gördüğümüz bu tablodan tiksnirken öte yandan türkan saylan hocamızın mezarını ziyaret etmemizin verdiği huzurla evlerimize dağıldık.