bir gün birine emiri * bir mektup yollamış. mektupta yapması gerekenler yazılıymış. ancak zatı muhterem bunları uygulamak yerine almış mektubu defalarca okumuş... okumuş. ezberlemiş. hatta makamlı okumaya bile başlamış. ancak gün gelmiş emiri görmüş ki dediği hiç bir şeyi yapmamış bu muhterem. tabi ki işine son vermiş.
kıssadan hisse...
önemli olan anlamadan okumak değildir. aslolan okuyup hayata uyarlayabilmektir. zira işimize son verilmesi uzak değil.
özellikle "arapça" olarak sorulması yanlıştır. zira kimse arapça bilmek zorunda değildir ve dinimizde "kuranın arapça okunması farzdır" dememiştir, aksine "okunup anlanması"nı farz kılmıştır. (arapça kelimeleri biliyor ve arapça olarak okununca anlıyorsanız birşey diyemem tabiki) türkçe okunmalıdır, anlamak, öğrenmek, yorumlamak ve dini emellerine alet eden insanların eline oyuncak olmamak için.