Sperm bel ile kaburga arasından çıkar diyen dümbük orada bel ile kaburga arasından çıkanın sperm değil insan olduğunu azıcık beyni olsaydı anlardı.
Bunun yanında bu yalancı kuranda dağların yaratılma "amacının" depremi önlemek olduğunu söyler ki bu külliyen yalandır yada okuduğunu anlamaktan aciz bir cahil ile karşıya olduğumuzu bize gösterir.
Kuranda dağlar ile ilgili geçen bir ifadede evet dağların sarsılmayı önleyici bir özelliği olduğunu söyler ve bu bilimsel olarak da kabak gibi doğrudur. Dağlar yer kabuğunda diğer yerlere göre daha kalın bir katman olduğu için deprem anında sarsıntıyı az hissettirir. Bu gün zaten konut yapımı için en sağlıklı yerler ovalar değil kayalık, dağlık alanlardır. O kadar deprem yaşıyoruz azıcık gazete falan okusan bu bilgiye rahatça ulaşırdın oysa çünkü profesörler falan bunu dile getirmekten yoruldu artık.
Ayrıca denizde batı ufkunda güneşin batışını bu benzetmeyle tasvir eden ayeti güneş çamura batıyor diye anlayan zeka afganistanda bile yok olmakla birlikte
Göğü direksiz tutma ifadesi de bir benzetmedir. Çünkü gerçekten uzay ile aramızda van halen kuşağını saymadan bile farklı katmanlara ayrılmış kalın bir kütle vardır. Tabi bu hıyarın bundan bile haberi olmadığı aşikar.
Denizlerin karışmadığı konusu ise denizleri, bilimi, doğayı tam manasıyla çözememiş insanoğlu için hala muammadır. Karışmıyor diyemeyiz çünkü bilmiyoruz. Hatta daha düne kadar Newton fiziğini doğru sanıyorduk ama değilmiş.
Bonus: elbise indirdik diye cümleyi göstermezsen oç'sun...
Tektonik kayma, dünya küresinin levhalarının kaymasıdır.
Bir teoriye göre dünyanın başlarında Antarktika'da bulunan sadece tek bir kıta vardı. Tektonik kayma yüzünden bu kıta bölündü ve bu bölünmenin sonunda da şimdi 6 kıtaya sahibiz.
"Sen dağları görürsün de onları sabit sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler."
kuran mucizeleri : sperm bel ile kaburga kemiği arasından gelir.
dağlar deprem olmasın diye yaratılmıştır.
güneş kara bir balçığa batar
allah göğü direğe gerek olmaksızın tutar.
denizler karışmaz(ciddi ciddi denizlerin karışmadığına inananlar var hala.)
gök 7 katlıdır.
Dişi arı ve örümcek meselesi külliyen yalan. Arapça artikel olarak arı ve örümceği dişi çekim ekiyle belirtir. Tıpkı almanca'daki gibi.
Demirin inmesi ayeti de mucize değildir. Kuran'daki bazı ayetlerde kuran'ı indirdik, ayetleri indirdik, elbise indirdik gibi şeyler de yazar. Bu mantıkla elbise de gökten inmiştir. Kaldı ki sümerlilere göre demir göğün madeni, antik mısırlılara göre demir göğün armağanı demekti.
Güneş, ay ve yıldızlar bizim belirttiğimiz yolda süzülür ayeti de mucize değildir. Gökyüzüne çıkıp bakın. Güneş doğudan doğup batıdan batar gibi gözükür. Ay ve yıldızlar da hareket eder. Aslında ayet bunlardan bahsediyor. Zaten yasin 40 ta ne güneş aya ne de ay güneşe yetişir diyor. Güneş batar ay doğar ay batar güneş doğar ama hiç birleşemezler mantığı.
göğün genişlemesi ayeti de zırvalık. bilim evrenin genişlediğini tespit etmeden önce bu ayet "bizim gücümüz her şeye yeter" olarak çevriliyordu. yeni çeviriler ise "biz şüphesiz göğü genişleticiyiz" diye çeviriyor. Kaldı ki hindulara göre evren genişliyor. Asıl mucize hindularda.
“Onlar görmüyorlar mi ki, gerçekten biz arza geliyor ve onu çevresinden eksiltiyoruz...” (Ra'd, 13/41)
“... Fakat şimdi, bizim gerçekten yere gelip onu etrafından eksiltmekte olduğumuzu görmüyorlar mi?..” (Enbiya, 21/44)
Küresel ısınmayla birlikte kutuplardaki buz tabakaları erimekte ve okyanuslardaki deniz suyu seviyesi yükselmektedir. Artan su miktarı da daha fazla karayı kaplamaktadır. Deniz kıyıları sular altında kaldıkça, yeryüzünün toplam yüz ölçümü veya kara miktarı da azalmaktadır. (Dr. Mazhar U. Kazi, 130 Evident Miracles in the Qur'an, Crescent Publishing House, New York, USA, 1998, s. 115) Âyetlerde geçen "onu çevresinden eksiltiyoruz", "etrafından eksiltmekte olduğumuz" ifadelerinin de, deniz kıyılarının sularla kaplanmasına işaret ediyor olması muhtemeldir.
New York Times gazetesinde bu konu ile ilgili yer alan bir haber şöyledir:
Geçen yüzyıl boyunca, yeryüzünün ortalama yüzey ısısı bir fahrenheit kadar yükseldi, ısınma oranı da son çeyrek yüzyılda artış gösterdi. Bilim adamları, 1950 ve 1960'ların denizaltı verilerini 1990'ların gözlemleri ile karsılaştırdılar ve Kuzey Kutbu havzasındaki buz tabakasının % 45 oranında inceldiğini ispatladılar. Uydu görüntüleri, bölgeyi kaplayan buzların boyutlarının geçtigimiz yıllarda önemli ölçüde azaldığını göstermektedir. (New York Times, August 19, 2000)
XX. yüzyıl sonlarında elde edilen bulgular, Enbiya suresi'nin 44. ve Rad suresi'nin 41. ayetlerindeki hikmetleri anlamamıza yardımcı olmuştur.
Kendi yarattığı şeytan ile iddiaya girip kendisine tapınsın diye küçük varlıkçıklar yaratarak kendisine tapmayanları ise yakmakla tehdit eden bir tanrı.
evet herhangi bir insanın buna inanıyor olması mucize gerçekten *
hikmetinden sual olunmaz derler ya...
kuranda konusanin yahudilerden igrenmesi, ve sonunda ilim ve fendeki ilerlemeler sayesinde yahudilerin yaridan cogunun hasare gibi gebermesi, hayret....
Şimdi şu evrenin sürekli genişlediğine ilişkin ayet üzerinden mucize konuşacak arkadaşlar gelmeden bişi' söyleyeceğim: son zamanlarda bu görüş biraz yara aldı. Ben anlamam pek ama karanlık enerji ve kozmolojik sabitle falan ilgiliymiş. Hawking de ölmeden önce bu konuda yazıyormuş. Bize düşmez tabii.
ALi iMRAN 3/94:7: Sana kitabı indiren O’dur. Bunun âyetlerinden bir kısmı muhkem olup bunlar kitabın esasıdır. Âyetlerden bir kısmı ise müteşabih’dir. Kalplerinde eğrilik olanlar sırf fitne çıkarmak, insanları saptırmak ve kendi arzularına göre yorumlamak için müteşabih âyetlerin peşine düşerler. Halbuki bunların kesin anlamlarını Allah’tan başka kimse bilmez. ilimde derinleşmiş olan kimseler de “Biz bunlara iman ettik, hepsi de Rabbimiz katındandır” derler. Bu gerçeği ancak akıl sahipleri düşünüp anlarlar.
matematiksel bir sistemle korunduğu ispat olan bir kitap. bu konuya enrty'nin son kısmında değineceğim, lütfen entry'i okumaya devam edin.
1) öncelikle; internetten ücretsiz edinebileceğiniz (bkz: kuran hiç tükenmeyen mucize) kitabından kesitler paylaşmak istiyorum:
''bu kitabımız boyunca kur'an'ın, denizlerin altından uzay'ın derinliklerine, evren'in yaratılışından evren'in son buluşuna, anne rahmindeki yaratılışımızdan arıların hayatına, felsefenin en çetin konularından fiziğin en zor problemlerine kadar yaptığı açıklamaları inceleyeceğiz. tüm bu konuları incelerken kur'an'ın ''kuran allah'tandır'' iddiasına karşılık inkarcıların ''kuran insan sözüdür'' iddialarının geçersizliğini gözler önüne sereceğiz.
tüm bu incelemelerimizde göreceğiz ki; kuran, birbirinden bu kadar farklı konulara girmesine rağmen, hiçbir konuda hata yapmamakta, kendi dönemindeki hiç bilinmeyen, bilinemeyecek olan bilgileri aktarmaktadır. kuran'ın birkaç kelimelik öyle açıklamaları vardır ki; insanların bu açıklamaları anlayabilmesi için binlerce yıllık bilgi birikimi gerekmiştir. üstelik günümüzde bu bilgilerin elde edilmesi gelişmiş teleskopların, gelişmiş mikroskopların, sistemli gözlem ve araştırmaların, çok büyük ödeneklerin ayrılması sayesinde mümkün olabilmiştir.
kitabımızı okudukça anlayacağız ki; hz. muhammed'in dönemindeki tüm insanlık ''ortak bir akıl'' oluştursaydı bile, kuran'daki ayetleri söylemeleri mümkün olamazdı. hatta iddia ediyoruz ki; bundan 100 sene önce yaşayan insanların hepsi ''ortak akıl'' oluştursalardı bile, bu kitabın ilk kısmında aktaracağımız bilgileri bilmeleri mümkün değildi. peygamber'in döneminde bu kadar geniş alanda, bu kadar mucizevi açıklamayı yapmak, eşi benzeri olmayan bir mucizedir. bir tekinin söylenmesi bile tesadüflerle, peygamber'in döneminin bilgi seviyesiyle ve bilimsel birikimiyle izah edilemeyecek olan bu delilleri inkar, gerçeğe karşı yapılmış bir zalimliktir.
ankebut/49: zalimlerden başkası bizim delillerimizi inkar etmez.
kuran'ın, bugünün modern bilimlerinde yeni öğrenilen bilgileri 1400 yıl önceden söylediğini kitabımızda göreceğiz. kuran bu bilgileri, bilimsel metoda dayanan fizik, kimya, biyoloji kitaplarından farklı bir şekilde verir. kuran doğrudan sonuçları verirken, bu sonuçlara birçok aşamaları ve zorlukları aşarak ulaşan bilimlerin kitapları, geçilen aşamaların önemli bir kısmını da aktarırlar. oysa kuran, evren'in yaratıcısındandır. bu yüzden kuran'da, bazen, yüzlerce yıllık birikimle ve aşamaların geçilmesiyle ulaşılan sonuçlar birkaç kelimede aktarılır. kuran'da çöldeki bedeviden, bilimlerde derinleşmiş bilginlere, profesörlere kadar geniş bir kitleye seslenir. evet, kuran en elit açıklamaları yaparken, elitist değildir. kuran için tüm insanlık önemlidir. kuran tüm insanlığa seslenir ama bilgi sahiplerini, bilginleri diğer insanlardan ayırır.
not: kur'an'ın bilimsel bilgilerle uyumlu ayetlerinin detaylı incelemesi için, (bkz: kuran hiç tükenmeyen mucize) kitabının ücretsiz pdf'ini, yukarıdakı başığın içinde bulabilirsiniz.
2) entrynin bundan sonraki kısmı, edip yüksel mesaj kuran çevirisi nisa/82. ayetin altına düşülen dip nottan alıntılanmıştır.
nisa/82. ayet: kuran'ı incelemiyorlar mı? allah'tan başkasının olsaydı onda birçok çelişki bulacaklardı.
hurafe ve mitolojilerin yaygın ve etkin olduğu bir çağda gelmesine rağmen kuran’ın hiçbir saçmalık ve yanlışlığı içermemesi onun muhteşemliğine ayrı bir kanıttır. kuran’ın birçok bilimler ile ilgili verdiği bilgiler yüzyıllar sonra o bilimler tarafından doğrulanmış veya daha iyi anlaşılmalarına neden olmuştur.
Kur'an'ın bilimle paralellik gösteren bazı ayetleri:
•tanrı bizi bir embriyodan yarattı (96:2),
•yer yumurta gibi yuvarlaktır (10:24; 39:5; 55:33; 79:30),
•tüm evren bir tek nokta halindeydi ve aniden patladı (21:30),
•evrenimiz içindeki galaksilerle birlikte sürekli olarak genişlemekte (51:47),
•yıldızlar ve gezegenler gazdan yaratıldılar (41:11),
•zaman görelidir (70:4; 22:47),
•evren altı evrede yaratıldı ve dünya gezegeni üzerinde hayatı mümkün kılan koşullar son dört evrede oluştu (50:38; 41:10),
•dünya bir yörüngede yüzmektedir (27:88; 21:33),
•dünya atmosferi canlı hayatını koruyucu bir özelliğe sahiptir (21:32),
•rüzgarlar aşılayıcıdır (15:22),
•canlı varlıkların yaratılışı bir evrimsel sisteme göredir (15:28-29; 24:45; 32:7-9; 71:14-17),
•biyolojik hayatın ilk mikro örnekleri balçığın esnek moleküler yapısının oluşturduğu katmanlar arasında başladı (15:26),
•biyolojik ömrümüz genlerimizde kaydedilmiştir (35:11),
•atomlar daha küçük parçalardan oluşurlar (10:61),
•fotosentez, daha sonra diriltilebilecek özellikte olan kimyasal yolla depolanmış bir enerjidir (36:77-81),
•demir elementinin atom numarası, atom ağırlığı ve tüm izotoplarının nötron sayıları bildirilir (57:25),
•toprağı oluşturan elementlerin atomları maksimum yedi enerji yörüngesine sahiptir (65:12),
•su ve hurma (oksitoksin) doğum sancılarını hafifletir (19:24-25),
•meyveler dişi ve erkektir (13:3),
•arı balını birden çok karınlarda üretir (16:69),
•at, katır ve eşek gibi bineklere ek olarak bilmediğimiz binekler veya taşıt araçları yaratılır (16:8),
•tüm dünyadaki yıllık yağmur miktarı değişmez (43:11; 15:21),
•bu dünyanın ötesinde hayat vardır (42:29),
•ay toprağı yarılacaktır (54:1-2).
3) (bkz: kur an ın kelime uyumlarındaki sayısal mucizeler) başlığında Kur'an'daki birtakım kelimelerin kullanımdaki ahengi inceleyebilirsiniz. ayrıca bu konu hakkındaki eleştirelere verilmiş olan cevaplara da yine aynı başlıktan ulaşabilirsiniz.
4) gelelim entry'nin başında bahsettiğim kur'an'ın matematiksel bir sistemle yani (bkz: 19 sistemi) ile korunması meselesine. bu konu hakkında detaylı bir çalışmayı (bkz: üzerinde 19 var) adlı kitaptan inceleyebilirsiniz. bu kitabın ücretsiz pdf'ine kendi başlığından ulaşabilirsiniz. ayrıca, eğer entry'in ilk bölümünde bahsettiğin "kuran hiç tükenmeyen mucize" kitabını indirdiyseniz, 19 sistemi'nin orada da işlenmiş olduğunu göreceksiniz.
fakat; kitap okumak için gerekli vakti oluşturamayan veya kitap okumaktan hoşlanmayan biri iseniz; 19 sistemi'ni gürkan engin'in youtube kanalından inceleyebilirsiniz.
Kuran'da Matematiksel Sistemler: https://www.youtube.com/p...g2z4GMKsqkfKjy8iSvwtLumlf
Kuran in en büyük mucizesi 1400 yıl geçmesine rağmen hala anlaşılamamış olmasıdır. Müslümanlar birbirini yiyiyor bu yüzden sen sahte müslümansın ben gerçek müslümanım diye.