kuranın kıyamete kadar değişip değişmeyeceği sorunsalıdır.
hicr suresi 9. ayetinde; zikri allah'ın indirdiği ve yine tanrı tarafından korunacağı belirtilir.
bu ayetin diğer önemi de ; islam dünyasında kuranın değişmeden bu güne geldiğinin referansı olmasıdır.. müslümanlığa göre bu ayet kuranın kıyamete kadar korunacağının bir ifadesidir. peki gerçekten öyle mi ?
bunu anlamak için hicr 6. ayetten itibaren incelemek gerekir. hicr 6 da ; dediler ki ;"ey kendisine kur'an indirilen (muhammed)! sen mutlaka bir mecnunsun! " bu ayette müşrikler peygambere ; sen mecnunsun diyorlar. burada ilk belirtilmesi gereken nokta "mecnun" kelimesinin "deli ,kafayı üşütmüş" anlamında kullanılmadığıdır. evet günümüzde böyle bir anlam veriliyor. fakat islam öncesi araplarda yaygın bir "cin" inancı vardı. kahinler ,şairler cinlerin seçtiği kişilerdi. cinler gökten bilgileri getirir ,kahinlere verirdi. ve en güzel cümleleri ,şairlerin kulağına söylerlerdi. cinlerin böyle iletişimde bulunduğu kişilere de "mecnun" yani cinlenmiş anlamına gelen bu kelime kullanılırdı. bundan dolayı müşrikler mecnun derken ;" bu zikri (kuranı) sana gökten haber çalan cinler aktarıyor" diyorlardı. çünkü böyle bir inanç var adamlarda. böyle bir sözü insan yazamaz ,o yüzden tıpkı şairlerin o etkili sözlerini cinlerin söylemesi gibi ,bunu da cinler muhammede söylüyor diye düşündüler. işte bu düşüncelerini dile getirdiklerinde ise kuran ; zikri biz indirdik ve onu indirirken öyle cin ,şeytan veya şerli varlıklar ondan bir şey çalıp ,alamadı,ona müdahalede bulunamadı, onu kuluna "vahyederken" koruyacak olan da rabbinizdir anlamına gelen hicr 9 ayetini indirdi.
yani hicr 9 ayeti kuranın kıyamete kadar korunacağını değil ,vahiy peygambere inerken ona hiç bir şerli varlığın el uzatamayacağını , saf bir vahiy olarak peygamberlik süresi boyunca devam edeceğini anlatır.
peki kuran günümüze kadar değişerek mi gelmiştir. şahsi kanaatim değişmediğidir. tefsircilerin ,mealcilerin verdikleri anlamlardan dolayı ufak çaplı değişkenlikler olabilir ama kuranın mesajının özü ,tevhid inancı aynen aktarılagelmiştir.
kuran' ın kıyamete kadar korunacağının kaynağı ne kuran. çok mantıklı.
o zaman ben bir boş sayfaya bu sayfa kıyamete kadar korunacak yazarım, kaynak olarakda sayfayı gösteririm. bu ne kadar mantıklı ?
ha neyse bu din mevzusu zaten hep saçmalıklarla dolu.
Kuran,incil, Tevrat vb. bu güne kadar dahi korunamayıp içine ne bulunursa hadis diye eklene eklene deforme olmuştur! Kıyamete gelince ne halde olur kim bilir!!!
kuran değişmemiştir diyenlerin bir "sana kuran'ı" meselesine, bir de buhari'deki kuran'ın değiştiği yönündeki hadislere bakmalarında fayda var. hele recm ayetlerinin ilgili sayfaları keçinin yemesi sebebiyle yok olması meselesi var ki... (bkz: kuran ayetlerini yiyen ateist keçi) .
sana kuranı kuranın değiştiğinin delili değildir. sana kuranında bazı anlam farklılıklar vardır. zaten belgesel yapımcıları da kuran değişti demiyor. böyle bir ihtimalden bahsediyor. kaldı ki belgeseli defalarca izledim. hep ihtimalden bahsediyor. farklı anlamların olması normal.
edit: recm ayeti uydurmasını islam alimleri zayıf rivayet olarak belirledi.
kütüb-ül sitte müslümanlar için kuran gibi kutsa bir kaynak değildir. içinde yanlışların olması muhtemeldir. bu başlık aynı zamanda rivayetçi ateistlerin gün yüzüne çıkmasını sağlamıştır. bilgi elinizin altında.araştırın. sahih rivayet olarak mı kabul ediliyor yoksa zayıf mı görün.maalesef aydın geçinen ateistlerin de kafası çalışmıyor. aişe nin sayfalarını keçi yediyse o dönemde kuranı ezberleyen hafız yok mu ? niye hiç biri hoop bir dakika böyle bir ayette vardı dememiş ? işte bunlar hep aydınlanma
edit: bu arada entryi okuyan müslüman arkadaşlar konu ile ilgili fikrinizi bekliyorum.
ispat yükümlülüğünün iddia sahibine ait olduğu gerçeğinden bihaber olanların "kütüp-ül sitte'deki recm ayeti ile ilgili rivayetler islam alimleri(!) tarafından zayıf(!) bulunmuştur" iddialarının ispat yükümlülüğünü ateistlere yüklemeye kalkmasına vesile olan sorudur.
uyanıklığa bak!.. iddia sahibi sensin, o zaman sen ispat et...
hala ispat diyenleri gördükçe üzülüyorum. elinin altında bilgisayar var ,akıllı telefonun var netin var. tara. ama yok işinize gelmiyor. birde iddia sahibi sensin. entry de recm ayeti diye bir iddia ortaya attın. klasik ateist manevralarını bırak. ilk olarak yukarıda yazdım. o dönemde kuranı ezberleyen hafızlardan niye böyle bir ayetin olduğu itirazı gelmiyor ? bir çok kişi ezberliyordu kuranı ? peygamber recm uygulaması yapmıştır. fakat zina ayetleri gelmeden önce. zina ayetleri gelmeden önce yapılan recmin rivayetleri havada kalmasın diye bir şeyler uydurulmuş bariz bu.
Allah kitabını matematikle korumuştur. https://www.youtube.com/watch?v=NJbiIxbFlNA , mükemmel,
nesnel ve evrensel,
inkarcılar için bir fitne,
erdemlilerin inancını çelikleştiren,
hristiyan ve yahudilerin kuşkusunu kaldıran,
ikiyüzlülere görülmeyen,
insanlığa bir uyarı,
ve geride kalanlarla ilerliyenleri ayırdeden büyük mucizelerden biri (74:28-37) http://19.org/tr/19/
kimisinin recm ayetiyle ilgili kütüb-ül sitte'de geçen hadisleri inkar etmek için, ispat diye ne idüğü belirsiz bir şahsın yorumlarını ve aslında pek bir itibar ettikleri kütüb-ül sitte'deki hadisleri sıkıştıklarında yok sayan, hadis ilminin klasik kurallarını göz ardı eden birilerinin yazdıklarını göstermesine vesile olan sorudur.
ey uyanık, hadis ilminin kurallarını bildiğini sanıyorum. fakat küfür üzeresin yani gerçeği örtme derdindesin. hadis ilminin kurallarına göre bir hadisin doğruluğu için akılla, mantıkla, kuran'la karşılaştırılması lazım gelmez. rivayet zincirinin sağlamlığına bakılır. rivayet zincirinin en sağlam olduğu hadisler ise kütüb-ül sitte'deki hadislerdir. öyle sağlam kabul edilirler ki ehl'i sünnet ve'l cemaat itikadına göre kuran'la çelişmeleri halinde ilgili kuran ayetlerini nesh etmiş yani geçerliliğini ortadan kaldırmış kabul edilirler. aynen recm meselesinde olduğu gibi.... bilindiği üzere kuran'da recm yoktur. ancak peygamberin recm uyguladığına dair kütüb-ül sitte'de sağlam hadisler bulunduğu için dört mezhepte de zinanın cezası recmdir. kuran'daki yüz değnek vurulmasına dair ayet geçersiz kabul edilir.
"islam alimlerinin kütüb-ül sitte'deki söz konusu rivayetleri zayıf bulduğu" iddiası apaçık bir yalandır. işte söz konusu rivayetlerin zayıf olduğunu iddia eden bir tane klasik hadis alimi gösteremiyor.
ha derseniz ki, "biz ehl'i sünnet ve'l cemaat itikadı üzere değiliz, hadis filan tanımayız, mezhebimiz geniş...". o zaman eyvallah. diyecek bir lafımız yoktur.
pekala değişmiş olabilir. değişmemiştir demek de değişmiştir demek kadar bağnazlıktır. sen iyi ol çalma öldürme... emin ol kuran değiştiyse bile değişmeden önce senin yaptıklarını yazıyordu.
ayrıca 3 dini kitapta da tanrının sözü değişmez yazmaktadır.
19 mucizesi yalanının mucidi reşad halife 19 hesabına uymadığı için önce kuran'la oynandığını, sonra kendisinin peygamber olduğuınu iddia ettiği, el-ezher üniversitesi 19 mucizesi diye bir şeyin olmadığını ilan ettiği halde, caner taslaman gibi şarlatanların hayranlarına göre "19 mucizesi" (!) ile korunmaktadır.
ne idüğü belirsiz dediğin kişiler raviler . bu rivayeti nakil eden kişiyi , birden fazla ravi kusurlu olarak görüyor bu birincisi. aklınızı kullanın lütfen. ısrarla islam alimi arıyorsunuz. bu raviler islamın en sıcak çağında ,peygamberin hemen ardından gelmişlerdir. dolayısıyla olaylara ,bir kaç asır sonra gelen islam alimlerinden daha vakıflardır. çünkü islam alimleri hem bölgeye uzak hemde islamın üzerinden 2-3 asır geçince ortaya çıkıyorlar.raviler bu yüzden sıcağı sıcağına daha sağlıklı bilgi elde etmişlerdir.. ki zaten raviler de bu rivayeti kusurlu bulmuştur. ikincisi bu konu hadis değil rivayettir. önce bunu ayıralım. rivayetler ayrı hadisler ayrı incelenir. ki yukarıda dediğim gibi keçi yedi rivayetinde en büyük tutarsızlık o dönem ki hafızlardan hiç tepki gelmemesi. evet böyle bir ayet vardı dememiştir hiç biri.
"hadis ilminin kurallarına göre bir hadisin doğruluğu için akılla, mantıkla, kuran'la karşılaştırılması lazım gelmez"
yanlış hadis ilminin tanımını yaptınız teşekkür ederim. siz din eleştiricilerinin sevdiği de bu tanımdır. asıl akıl ve mantık esastır. çünkü kuranın imana giden yolda belirlediği yol akıldır.
ehli sünnet ve cemaat dini otorite değildir. işinize gelince istediğiniz cemaati dini otorite yapıyorsunuz.
" bilindiği üzere kuran'da recm yoktur. ancak peygamberin recm uyguladığına dair kütüb-ül sitte'de sağlam hadisler bulunduğu için dört mezhepte de zinanın cezası recmdir. kuran'daki yüz değnek vurulmasına dair ayet geçersiz kabul edilir."
bu cümleye kısmet katılıyorum. kuranda recm yoktur ama peygamber recm uygulamıştır.ama hadis falan nesh etmemiştir. abdülaziz hoca bu konuda en mantıklı açıklamayı yapmıştır . tabi kuranın dediği gibi ancak temiz akıl sahipleri öğüt alır. selametle
kimi inatçının, ne idüğü belirsiz bir şahsın, raviler hakkında ettiği lafları ön plana çıkarıp, malum rivayetleri inkar etmesine sebep olan sorudur.
yahu ravilerin kim olduğu, ne derece güvenili olduğu hadis ilminin temelidir. kütüb-ül sitte yazarları kendilerine ulaşan rivayet zincirinin ravilerini en iyi ölçen tartan kişilerdir. zaten böyle olduğu için onların kitaplarındaki hadis ve rivayetler makbul kabul edilmiştir.
ne yani? peygamberin zamanından takribi 200 yıl sonra yaşayan, senetlerindeki ravilerin son halkasıyla şahsen karşılaşmış olan, buhari'nin, ibn'i mace'nin, tirmizi'nin güvenilir bulduğu raviler, ta 1400 yıl sonra ahkam kesen birilerinin laflarıyla mı güvenilir olmaktan çıkıyor?
sonra? efendim hadis ilminin tanımını yanlış yapmışım!.. yahu hadis ilminin kurallarını 1400 yıl sonra kafanıza göre değştirirseniz elbette yanlış olur. ben klasik hadis ilminden bahsediyorum. aslında neyden bahsettiğimi çok iyi biliyorlar ama "kahrolsun klasik hadis ilmi" diyemedikleri için suçu bana atmaya çalışıyorlar.
ehl'i sünnet ve'l cemaat dini otorite değilmiş!.. ha şöyle... demek ki dört mezhep imamını dini otorite kabul etmiyorsun. bunu baştan söylesen, mezhebinin geniş olduğunu anlar, yok yere bu kadar tartışmazdık.
"ne yani? peygamberin zamanından takribi 200 yıl sonra yaşayan, senetlerindeki ravilerin son halkasıyla şahsen karşılaşmış olan, buhari'nin, ibn'i mace'nin, tirmizi'nin güvenilir bulduğu raviler, ta 1400 yıl sonra ahkam kesen birilerinin laflarıyla mı güvenilir olmaktan çıkıyor?"
maalesef bu tarz çarpıtmalı açıklamaları da gördük sonunda. 1400 yıl sonra ahkam kesenlere bakıp şöyle böyle demiyor kimse. sen islamın kendi içindeki bütün sorunların islam alimleri tarafından çözülüp halledildiğini mi sanıyorsun ? islam alimlerinin güvenilir bulmasından önce peygamberden hemen sonra gelen raviler güvenilir bulmuyor ? islam alimleri güvenilir buldu ,o halde bunda sorun yoktur diyemeyiz.Bu nasıl bir düşünce biçimi anlamadım .
daha ortada koskoca miraç olayı var rivayetler dayandırılan. bu bile tartışma konusuyken hala kütüb-ü sitteye sarılan ateistleri görüyoruz.Amaç islamı eleştirecekleri kanallara iyice bağlanmak. koskoca miraç diyorum efendi. islam alimleri ,taberisi buharisi hepsi onay vermişler. ama niye hala tartışılıyor ? neden azınlık olmayan bir kitle miraca karşı çıkıyor ? ortada tutarsızlıklar var. islam alimleri zamanında kabul etmiş geçelim demiyor kimse ? islam alimleri mirac rivayetini getirenleri güvenilir bulmuş geçelim de demiyor.
bu ravilerden hiç biri "aa evet öyle bir ayet vardı demiyor" diyorum hala ne idüğü belirsiz kişilerin ağzına bakıyorsun diyorsun. anlamadığın nokta burası. bana ne şimdikinden. ben ravilerin şahitliğini göremiyorum burada. ve bu rivayeti taşıyanın kusurlu olarak görüldüğünden bahsediyorum.şimdiden bahseden kim.Muhammed bin ishaktır bu rivayeti getiren.şurada hiç bir ekleme yapılmadan yorum yapılmadan ; alimlerin bu rivayetin ravisinin kusurlu görülmesi hakkında görüşleri vardır. http://www.rahmet.org/kec...lerini-yeme-meselesi.html
klasik hadis ilminin doğru olduğunu nereden biliyorsun ? klasik hadis ilmi kuran temelli mi ? bazı islam alimleri tarafından yanlış metodoloji kullanıldığını söylüyorum. sizler de bu yanlış metodolojinin etkisinde kalmışsınız. ben bu klasik hadis ilminin hatalı olduğunu ,doğrusunun senin iddia ettiğinin aksine aklı geri planda bırakmayarak yapılması gerektiğinden bahsediyorum. süregelen hadis ilmi bu ama yanlış diyorum. hadis seçimi islamın her çağında aynı titizlikte yapılmadı. yoksa bu kadar hem birbiriyle hem kuranla çelişen hadis ortaya çıkmazdı. bir dönem islam alimleri rivayet diye ne bulurlarsa kaydediyor ,hadis diye ne varsa kaydediyor. bunları kıyasa tabi tutmuyor ,kurana arz etmiyor. bundan dolayı ortalıkta bir sürü rivayet ,hadis var. buharı 600 bin hadis incelemiş güya. yahu bi hesap edin günde yarım saat bile ayırsa kaç sene yapıyor. ki o da en az yarım saat. elbette içinde çelişik bir sürü bilgi olacak kütüb-ü sittede.
dört mezhep ,ehli sünnet ,şeyhler ,şıhlar. pek bir seviyorsunuz bunları ateistiniz ,müslümanınız. kuranda "din konusunda fırkalara ayrılmayın" ayetini es geçiyorsunuz .
1) Sana'da buluna Kuran bugünkü Kurandan farklıdır. Ama zaten Kuran 7 vecihle yazılmıştır. Yani islam dünyasını sarsan bir buluş değil.
2) Recm vardır. Recme yahudi adeti demek adamı küfre kadar götürür. Abdülaziz bayındır gibi ne olduğu belli olmayan adamları biraz sorgulasanız mesele kalmayacak.
3) Recm ayeti var olabilir. Çünkü Hz. Ömerin hutbede söylediği kelimeler ve hutbenin inkar edilmemesi bunu gösterir. Bu Kuranda ayet eksiği olduğunu göstermez. Çünki kuran ayetlerin Neshedileceğini söyler...
Nesih inkarcıları bunu bahane ederek neshi inkar ederler. Ama Kuranda nesh olduğu açıktır.
(bkz: nasih mensuh) konusunda detaylı açıkladım. Nesh inkarı yahudi adetidir. Ki Caner taslaman gibileri yahudi dönmesi muhammed esedden iktibasla neshi inkar ederler...
4) Hadislerin bozulduğunu ve kafalarından zevk için mütevatir hadisleri bile inkar edenler Kuranın değişmediğine ne delil getirirler.
Cevap : Kurandaki ayeti.
Peki Sana'da bulunan Kur'anla bugünkü arasındaki farkları nasıl açıklarlar.
Verecek cevapları yoktur. Çünkü Rivayetleri uydurma görenler bu farkları açıklayamazlar...
Bütün islam teolojisi uydurma onlara göre.