" Demek ki Kur’an’a “kutsal kitap” muamelesi
yaparak hayatın dışına itmek, “ulvi” yerlere
göndermek ona saygı değil saygısızlık oluyor.
Ona saygı mı göstermek istiyorsunuz?
Dokunun, açın, okuyun, anlayın, yaşayın,
gereğini yapın. Ayetlerini tartışın, üzerinde
tefekkür edin. Kur’an’ı hayat yolculuğunuzda
“yoldaşınız” yapın. Duvarlardan indirin,
başucunuza koyun. iyi günde kötü günde,
hazarda seferde, savaşta barışta, özelde
kamuda velhasıl hayatın akan bütün
mecralarında onunla yürüyün. Korkmayın hiçbir
şey olmaz. Kur’an adamı çarpmaz; insandır
kendini çarpan, bölen, çıkaran. Kur’an
toplumsal hastalıklara şifa, çözüm bekleyen
ülke ve insanlık dertlerine devadır. insanları
dirilten, toplumları canlandıran, içimizi ısıtan,
muhtaç olduğumuz ruhtur"
lütfen çarpıtmayalım. manşeti okuyup haberin içeriğini anlamadan agzimizda küfrü hazır etmeyelim. anlamadığım şey haberi hazırlayanın nasıl bir beyin mekanizmasına sahip olduğu. ki kuran kutsal kitap değildir spotunun nasıl geziyle bağlandığı. ıhsan eliaçık geziyle bilinen biri değil ki. sunepe gazeteci bilmiyorsa bunu bu şekilde bağdaştırıp yine altından gezi lobisini çıkarması ahmaklıktır.
ihsan eliaçık'ın tüm söyledikleri okunduğunda hak verilecek açıklamadır.
çoğu müslüman evinde kuran bulundurur. kuran'ı yüksek bir yere koyar, asar ve bir daha eline almaz. kuran'ı ve dini sadece başkalarından dinleyerek öğrenir. en fazla sohbetlerde cüz kullanılır.
detayı verilen habere göre ihsan eliaçık, kuran'ı kutsallaştırıp hayatınızdan soyutlayacağınıza, kitaplığınızda, baş ucunuzda bulunan, durup durup yeniden okuduğunuz, huzur bulduğunuz, yol gösterici olarak gördüğünüz kitaplar gibi görün, okuyun ve uygulayın diyor.
