bu dönemde herhangi bir kitabı yasaklama teklifinin çağdışılığının yanında bunun özgürlükleriyle tanınan bir ülke sınırları içerisinden gelmesinin şaşkınlığını yaşatan söylem.
boş bir taleptir. bu teklifi yapan da boş adamdır.
zaten haberden de ne kadar boş bir adam olduğu anlaşılıyor. "aşırı sağcı" diye söze başlanmış, bu aşırı sağcılık birilerine yasak koymaktır, birilerini dışlamaktır, birilerini ezmektir.
özgürlük konusunda sınır tanımayan avrupalıların inanç konusunda ne kadar dar düşündüklerini gösteren açıklamadır. senin hukuk sisteminle bağdaşmıyor diye insanlar kutsal kitaplarını göz ardı mı edecekler?
Türkiye'de de hala bir takım insanların 1400 yıllık köhneleşmiş bir kitabı hala neden okutuyoruz diye mikrofonlarda çığırmaları düşünülünce pekte yadırganmayacak durumdur. Pekte yoruma gerek yoktur, itler ürür kervanlar hep yürür...
150 kişilik hollanda meclisinde sadece dokuz milletvekilince temsil edilen, aşırı uçta yer alan bir partinin milletvekili tarafından dile getirilmiş ve gerçekleştirilebilmesi bir yana, kaale alınmayacak saçmasapan bir istek olmasına rağmen, avrupa'ya pislik atılması için fırsat yaratmasıyla, "uyuşturucunun, zinanın, her türlü günahın serbest olduğu, hipneleri evlendiren açık hava karhanesi hollanda kuran'ı yasaklamaya çalışıyor. özgürlüğünüz sizin bu kadar işte. yetiş ya ümmet-i muhammed, götü boklu sünetsiz gavurlar kitabını yasaklıyorlar" tarzı söylemlerle, karşısında duyulan eziklik ve kompleksi belli eder şekilde avrupa'ya mal edilmesiyle hiç şaşırtmamıştır. misyonerliği tehlike olarak gören, malatya'daki gibi boğazlanmalarına "onlar da salyangoz satmasınlar burası %99 müslüman türkiye" diyen, incil yasaklansa sesi çıkmayacak, özgürlükçülüğü kendine olan bir kitle yapıyor bunu bir de.
neyin çığırtkanlığı ve öfkesi ben anlamıyorum. sanki müslümanlar yıllardan beri eziliyodu şimdi hiçbir zaman sahip olamadıkları bir güç elde ettiler de bir adamın böyle birşey söylemesinin üstüne bütün millet ayağa kalkıyo da hırsını kusuyo. Din nereye ve kimin elinden gidiyo müslümanlığın temelinde yok mu dinin kimsenin tekelinde olmadığı felsefesi, bu kadar güçsüz ve temelsiz mi hissediyosunuz da gülüp geçemiyosunuz. malatyada ki katliamı önemsemediğiniz gibi bunu da önemsemeyin mesela değil mi. yurt dışında müslüman olarak yaşamak Türkiye de ataist veya gayrimüslüm olarak yaşamaktan çok daha kolay.
11 eylül sonrası ötekileştirme politikalarının ve medeniyetler çatışması düsturunun kara avrupası iç politikalarına yansıması sonuçlarından bir dem faşizm. - ada ya daha uluslararası ve militer yönde yansıdı-
tüm insanlığa gönderilmiş ve dini açıdan yegane doğruları içeren kutsal kitabın bir grup yobaz tarafından inkar edilmek istenmesinden kaynaklanan hadisedir. 622 yılında ortaya çıkışından beri peygamber efndimiz ve ashabı tarafından bin bir türlü işkence ve zorlukla korunan, türklerin islamiyet'i kabul etmesinden sonra iyice muhafaza altına alınan ve günümüze kadar tek bir işareti bile değişmeden muhafaza edilmiş yüce kitabı bir grup kendini bilmez yobaz mı yasaklatacakmış? şaşılacak şeydir. bir bilseler o yüce kitabın aslında kendilerinin de kitabı olduğunu. bir anlayabilseler. bir kalksa o gözlerindeki perde. mutlaka öğreneceklerdir ama artık çok geç olacaktır. zira dünya hayatı çoktan bitmiş, kızıl alevler vücudun en ısrırap verici noktalarını çoktan sarmış olacaktır.
''bırakın deli adamdır, kendi zilini kendisi takar, kendisi oynar'' diye alınıp, bir türlü kafasını taşlara sürtmek gereken, kendisini bilmez deyyusun birinin söylediği laf. kaale alan varsa, dediklerim ona da girsin.
milli şef döneminde resmi olmasada el altından yürütülen baskı ile yapılıyordu bu sanırım... çember sakalı yüzünden ya da elinde dini kitap yüzünde ceza yemiş insan hayatlarını anlatır bazı kitaplar... ilginç tabii sen kurtuluş savaşında "allah allah" diye bağır sonra hepsine baskı uygula...