50 - Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kıldık. Ayrıca, diğer müminlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber'e bağışlayan, Peygamber'in de kendisini nikahlamak istediği herhangi bir mümin kadını da (sana helal kıldık.) Müminlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
kuran okumadan dinlemeden bunu anlamak mümkün degil. önce kurani okuyup bir benzerini yazsaydin da sonra bu entry yazsaydin daha iyi olurdu. malesef senin gibi ya dinsiz yada baska din mensubu arkadaslar pervasizca deli sacmalariyla insanimizin beynini yillarca yikamaya calisti. ama bunlar bize sökmez * okuma yazma biliyorsun madem bunu düsünecek kadar da zeki saniyorsun kendini allah in o zaman dedigi gibi sende bir kuran yazda okuyalim.
tarih, coğrafya ve sosyolojik-kültürel içeriğinin sadece arap yarımadası ve ortadoğu ile sınırlı olması, örneğin amerika ve avustralya gibi kıtalardan; eskimo, kızılderili, latin, aborjin gibi ırk ve toplumlardan habersiz olduğu gözönüne alınırsa, oldukça kuvvetli bir ihtimal.
üstüne eklene eklene diyenlerin hz osman ın kuran-ı kerim i cevap verecektir. kendi kanı üstündedir ve o günkü kuran ile bu günkü kuran arasında bir fark yoktur. o yüzden sevgili ateist arkadaşlar başka bir şey bulsunlar. kuran topkapı sarayındadır.
inamayanlar için bir ihtimaldir.
edit: bunu eksileyen şahıs bu bilgiler dogrudur kaldır kıcını yaz googleye ogren.
her şey bir yana, dinin ispatı için elle tutulu ve göz ile görülür bir kanıt istemek kendi içinde bir çelişki değil mi zaten? bir kere açıp okumadığın, gökten sayfalar halinde indiğini sandığın bu kitaba inanmamak ta serbestsin. benim inandığım cehennem senin gibiler için zaten.
korkma lan tehdit veya korkutma değil bu. hem inanmadığı şeyden alınmaz insan.
kur'an-i kerim'i bir insan değil birçok insan bir araya gelerek yazmıştır. peygamber'e vahiy gelir, tabaklanmış ceylan derilerine, taşlara, kumaşlara yada bulunabilirse kağıt benzeri cisimlere yazılmış daha sonra halifeler döneminde kitap haline getirilmiştir. yazıyı kimin yazdığına değil, yazılacak lafzın kim tarafından vahiy olunduğu önemlidir. diyelim ki allah kelamı olmasın bütün yazılan ve çizilenler. diyelim ki peygamber kendisine 5-10 hanım almak için uydurduğu sözler olsun. unutulmamalıdır ki o dönemde doğan kız çocukları diri diri toprağa gömülmekte, yetişkin yaşa gelebilenleri ise pazarlarda köle olarak satılmaktadır. peygamber 5-10 hanım alabilirim demiş olduğunu varsaysak dahi bütün hanımlarına doğru muamelede bulunmuş kötü bir muamele içerisinde bulunmadığı öngörülmektedir. yine varsayalım siyasi ihtiyaçlar doğrultusunda cümleler eklemiş olsun peygamber. insanlara hitap eden her metinde siyasal cümleler olabilir. neticede insanlar sosyal yaratıklar değil midir? hadi buraya kadar kabul edelim ve allah kelamı değildir kur-an diyelim..
peki peygamber demir madeninin mecaz anlamından ziyade bilimsel anlamıyla gökten indirildiğini ve dünya üzerinde bu madenin olmadığını nereden biliyordu? bunu da uydurdu diyelim.
ya peki sebe suresinde belirtilen zerreciklere ne anlam yükleyeceğiz? yerde ve gökte bulunan en küçük zerreden daha küçüğüne bile kudreti yetip ondan gizli olamayacağı apaçık yazar. en küçük zerreden daha küçüğü derken acaba quarklardan bahsediyor olabilir mi bu peygamber? bunu da kendisi ekledi ve uydurdu diyelim biz.
insan suresinde insanın az bir sudan yaratıldığı söylenmektedir. peygamberin herhalde bir laboratuvarı vardı ve incelemelerde bulunuyordu? bugün bilim adamları zaten bundan farklı birşey söylemiyor. sonra o su parçasını asılıp tutunan birşeye dönüştürüyor birileri.. nereye asılıp tutunuyor peki? rahimden bahsetti herhalde peygamber kim bilir? herhalde bunu da uydurmasa bile gelişmiş bir laboratuvarda inceledi ki bu bilgiyi yazmış yada yazabilmiş olsun.
ayrıca yine modern bilimin keşfettiği son bulgular bu kitapta mevcuttur ve hiçbir şekilde bilimle ters düşmez.
velhasıl kelam o dönem insanın bilemeyeceği birçok şeyi bugünün insanlarına apaçık beyan eder nitelikte yazılan bir kitabı elbette ki insanlar yazmıştır. fakat vahyi ve ilhamı veren allah'tır. peygamber hz.muhammed onun sadece elçisi, kuludur ve seçilmiş kişidir. son peygamberdir.
bütün bunlara inanıp inanmamak konusunda her kul serbesttir.
bazı insanlar düşünür de düşünür. ve allahın varlığına inanamaz. zira aklı ve mantığı almamaktadır. herşeyi madde ile açıklamaya kalkan bu insanlar öyle bir noktaya gelir ki artık ne söylersen inandıramazsın. Allah kavramı onlar için bişey ifade etmez. saçmalamaya başlarlar. ama içlerinde hep o şüpheyi taşırlar. ya gerçekten allah varsa, kıyamet günü diye bir gün varsa, allah ya gerçekten de elçiler gönderdiyse. bu tür şüpheler ağında çırpınır dururlar. çıkmak içinde kendilerini inandıracakları gerçeklikler ararlar. allah yoktur zira herşeyi bilen herşeyi gören yüce bir yaratıcı nasıl var olabilir. allahın kelamı olan kuran da aslında muhammedin uydurduğu bir kitaptır. herşeye kendilerince bir açıklamaları vardır. kendileri tek otoritedir. kendi bildiklerini okurlar. bilimin bugün ulaştığı bir çok noktayı bundan 1400 yıl önce peygambere gelen vahiyle bir kitapta biraraya getirildiğini anlayamazlar. big bang teorisini insanlık yeni ortaya atmışken kuranda herşeyin bir atomdan başladığı vardır. yada evrenin sürekli genişlediği bilgisini kuranda bulabilirsiniz.
maddeye tapan bu insanlar aslında maddeciliğinde bundan 95 yıl önce yok olduğunu da görmezler. einstein ın maddenin enerjinin yoğun hali olduğunu dillendirmesi maddeciliğin sonudur. gel gelelim bu insanların kuranın gerçekten allah kelemı olduğunu anlayacakları bir zaman gelecektir. öldüklerinde gerçekle yüzleşince anlayacaklardır. diyelim ki onların dedikleri doğru ve allah yok ve peygamber yalancı(haşa) öldükten sonra inanan insan birşey kaybetmez. peki ya zıttı doğruysa işte o zaman onlar için büyük bir azap vardır.
ashab-ı keyf tarafından yazıldığı ihtimali doğrudur... zaten bir peygamber tarafından yazılma ihtimali yoktur çünkü peygamber yazamazdı,bilmezdi....kaldı ki her an başka ayet gelebilir tezinden yola çıkarak peygamberin aldığı vahiylerle etrafına not tutturarak oluşturduğu kesin ve kat'idir.... bunda gocunacak bir şey de yoktur,külliyen yazılmışı var deyip te cebaril tarafından peygambere doğum günü hediyesi olarak gelmedi ya....
turnosal kagidi gibi basliktir. maviye calarsa musluman, kirmiziya calarsa kafir yaftasi yenilebilir. mantikli cevap verilebilir mi? mumkun degil. zira kafir olana kur'an dan ornek vererek ikna edebilmek imkansizdir. bu yuzdendir kur'an, islam ve onun peygamberine inanmayan "kafirlere" kur'an in su ayetinde su, bu ayetinde bu yaziyor demek vakit kaybi, abesle istigal.
bu durum icinde yuce kur'an da ayetler mevcut. "senin dinin sana, benim dinim bana" diyor. daha populer anlatmaya calisirsak burak kut'un dedigi gibi " haydi gule gule git ugurlar olsun"
kur'an i 1400 yil once inmis, cagimiza ayak uyduramiyor, o gun araplari ilgilendirir bugun 6 milyar insana nasil yetsin seklinde serzenislerde duyuluyor. masallah bayada yuksek sesle. kur'an da eger incelenip bakilirsa imani meseleler agirliktadir. itikadi meseleler hakkinda derin bilgiler bulamazsiniz. haa bulabiliriz belki ama ancak sozluklerde 3-5 kelimeyi yanana getiren hazirun icin cok mumkun oldugunu dusunmuyorum. islamiyette ictihad denen bir kavram vardir. hatta bunu islam da reform basliginda bir entry ile anlatmistim. merak eden ordan okusun. bu ictihad fasilitesi sayesinde islam her cagin yasantisinin onunde ilerlemektedir. caglar yaslandikta kur'an genclesmektedir.
3 satir cumleyi alt alta getirince risale yazdigini zanneden muhterem zevat. cumlelerimin basinda belirttigim gibi; sizin dininiz size, benim dinim bana. ama asla haddi asmayin.
kuran i kerim in türkçe meali yerine; oturup duygu asena kitaplarını okumayı seçmiş, kendisini çok kültürlü sanan oysa dünyanın en önemli ve en güzel kitabı olan kuran i kerim'i bile henüz okumamış olan cahil bir zavallının ortaya attığı tezciktir.
o zamanın şartlarına bakıldığında gayet mantıklı olan ihtimaldir.zamanında arapların ne kadar pislik içinde yaşadığı, kabileler arasında kan davalarının sürüp gittiği, her türlü tecavüzün, hırsızlığın yaşandığını herkes bilmekte.bu tür vaziyetlerin düzeltilme gerekliliği ve insanlara liderlik yapma isteği bunu zorunlu kılmış olabilir.nihayetinde herkes lider olmak ister.toplumu düzene sokmak ister.Kuran'daki bir çok ayet de o zamanın şartlarını gösterir zaten.mesela sol elle yemek yemek günahtır yazar.o zamanın şartlarında değerlendirilirse gayet mantıklı günahtır.doğru dürüst su yok tarat meselesi var.he şimdi öyle bi durum olabilir mi olamaz.peki bu kitap yazılmadı da her şeyi bilen bir güç tarafından gönderildiyse şu anki devirde öyle bir problemin olmayacağını bilmiyor muydu da yazıldı?hala sol elle yemek günah mı?solak dostlarımız ne yapsın?tabi bu ufak bir örnek.şimdiki zamana uyan gayet mantıklı ayetler de yok mu?tabi ki var.ama bazı gerçeklerin görülebilmiş bazı gerçeklerin de ilerisi için görülememiş olması muhtemel olabilir.bir başka örnekte oruç tutma olayı.insanların çalıp çırpmasını engellemek için aç kalmayı öğretmek esas kabul edilmiş olabilir.şu zamana uyarlanınca da nefse hakimiyet olarak kabul edilmesi mantıklı olabilir.ama şöyle bişey var.bilirsiniz oruç tutma güneşin doğup batmasına göre ayarlanır.kutuplara gittikçe gündüz süresi uzar veya kısalır.güneş bazen 15 günde batar bazen 3 bazen 6 ayda.islamiyet oraya yayılsaydı oralarda yaşayan insanlar nasıl tutacaktı orucu?bu kitabı yazan bu tür bi coğrafi bilgiden habersiz miydi?ya da bu kitabı yazan güç islamiyetin zaten oralara yayılmayacağını bildiği için mi böyle bir durum var?
valla açıkcası iki ucu boklu değnek derler ya aynen öyle.nereye çeksen gider bu durum.mantıklı düşündükçe soru işareti artar durur.yani madem bi adam yazdı hiç mi söylenti çıkmaz kardeşim bu kitabı şu yazdı bu yazdı diye.çok iyi sır mı sakladı bu adamlar?tüm insanlık uyutuluyo mu yani?
hiç birini bilmiyoruz aslında sadece içimizi rahatlatmak için bi tarafa inanıyoruz.belki öğreniriz öteki tarafta.her şey mümkün nede olsa.en iyisi düşünmeyeceksin.nasıl yaşamak istiyosan öyle yaşayacaksın günahı da sevabı da senin.
edit:sol elle yemek yememek kuranda geçmiyormuş hadismiş.kutuplar da hadis olarak açıklanmış.kyuubi no kitsune ve ataryemeze bilgilendirmeleri için teşekürler.
uzatmaya gerek olmayan meseledir, dogrudur bir insan yazmistir, hayvanin yazacak hali yok ya.
Hamza cagir bakayim karabasi ordan, iki satir attiralim patileriyle. . .
Tövbe tövbe.
