(#1410781) hiç bir dalavereye gerek bırakmadan okuma bilen herkesin anlayabileceği bir durumdur. anlamak istemeyenlerde bokta ki boncuklarına bakmaya devam ederler.
ayrıca hadisler yazılı olmadığı için fake hadisler türemiştir zaman içerisinde...
o hadis diye orada burada anlatılan şeylerin hemen hemen hepsi başkalarınca türetilmişlerdir.
''Hadis: Dinini değiştireni öldürün. Nesei 78/14,Buhari 12/188''
böyle fantastik bir sözü hz muhammed'in söylemiş olduğuna inanmak ateist,agnostic de olsanız sizi gülünç duruma düşürür.
yoruma acık olan ve sadece muctehid alimlerin * ele alabilecegi mevzuların dengesizce ve basit insan iradesince yorumlanmıs seklidir.
kulliyen safsatadan ibarettir.
olusumu cok dogal celiskiler.
basta 2. agızdan anlatılırken, gün gectikce bu agızların sayısının artıp 15., 35. ve daha yüzlerce agızdan anlatılmaya baslanan sözlerle, el üstünde tutulmus materyal, kuran, nasıl -hep- aynı dili konusabilir?
kuran ne ya? neyi kuruyor. öncelikle madem birincil olarak kur'an'a anlam yükleniyor , nasıl yazıldığına dikkat edilmelidir. yalnış başlamış bir konunun da doğru olarak sonlanması beklenemez.
evet bu bir görüştür , ve yeni bir görüş de değildir. tarih boyunca binbir çeşidi tartışılmış olan en çetrefilli konulardandır. sözkonusu uydurma hadisler- ki mekru hadis diye geçer- peygamberin sözüymüşcesine rivayetler arasında aktarılmıştır.
lakin hadis metodolojisi ve tefsir ilmi boşuna varolmamıştır. şüphesiz bu tür kuşkular neticesinde sıhhatli bir sonuca ulaşma çabasıyla ortaya konulmuştur.
cımbızla çeker gibi ayetleri ve hadisleri , çocukların sidik yarışı gibi karşılaştırıp sınamak da , aynı kertede yalnış bir yöntemdir. kaldıki yöntem bile değildir. basbayağı retorik örneğidir.
tarih sloganlara indirilip , bütün paradigmalara kör hale gelirse ; din'in kutsalları da işte böyle bir çırpıda amacı en başından belli önermelere doğru manipüle edilir.
işte oryantalizm budur. kendi değer yargılarını edebiyat kuramı zannedip , istediğin metinlerarası yoruma evirmek ve kendince sonuçlara ulaşmaya çalışmak.
en genel anlamıyla teoloji , ve daha özelde ilahiyat da boşyere kurulmamıştır.
ama oryantalizm öyle bir iliklerimize kadar işlemiştir ki , bu durumdan ilahiyat mezunu olsak da pek bir şeyin değişeceğini sanmıyorum.
ne kadar kolaymış halbuki , iki ayet iki hadis hadi karşılaştır ve işte o muhteşem sonuç.
kuran hadislerle çeliştigi gibi zaten kendisiyle de zaman zaman celişiyor. bu da cok normal. cünkü dikkat edilirse günün sartlarına kosularına göre ayetler gelmiş bu dogrultuda yani. mesela müslümanlıgın ilk yıllarında "senin dinin sana benin dinim bana" denmiş ama müslümanlar güçlendikten sonra bir den bu laflardan caymalar olup herkes islama cagrılmıs olmayanların zalimler toplumu oldugu(hıristiynalar ve yahudiler)ve de kesinlikle cennete gidemeyecegi acıkca belirtilmiştir. bu sadece celişkilere bir örnektir.
edit:
bakara 62.: şüphe yok ki, iman edenler, yahudiler, hıristiyanlar ve sabiîler, bunlardan her kim allah'a ve ahiret gününe gerçekten iman eder ve salih amel işlerse elbette rabbleri katında bunların ecirleri vardır, bunlara bir korku yoktur, bunlar mahzun da olacak değillerdir.
ali imran suresi:
85. kim islamdan gayri bir din ararsa artık o, ondan asla kabul edilmeyecektir. ve o, ahirete hüsrana düşenlerdendir.
at binenin kılıç kuşananın sözü gereği, basit bir sözlük parçası yazarlarının karar veremeyeceği durumdur.
o ki koskaca peygamber. dünya onun yüzü suyu hürmetine yaratılmış. günümüzde küçücük bir açığını arayan yobazlar tarafından böyle şeyler söylenmememişte basit sözlük yazarları tarafından söylenir olmus. ayıptır yazıktır.
not: basit derken bu konuda basit.