değildir, kuran ayetlerine, mekke dönemi ve medine dönemi diye ayrı ayrı bakıldığında islam'ın önce bölgesel hatta şehir dini olarak başlayıp sonradan taraftar sayısı arttıkça işin daha büyüdüğü ve gittikçe işi evrensel bir boyuta götürdüğü anlaşılır.
ayrıca kuran'da peygamberin günlük işlerinden,eşlerinden tutunda kiminle evleneceğine varıncaya kadar ayetler olması onu yeterince yerel yapmaktadır.
Ehl-i sünnet alimleri Kuran evrenseldir diye bir sloganla dini yaymaya çalışsalar da yaptıkları içtihatlar evrensel değildir.
Ehl-i sünnet müçtehitleri, evreni ikiye bölerler:
1) Dar-ul islam
2) Dar-ul Harp
Onlara göre Kuran'ın emirleri sadece dar-ul islam'da yani islam ile yönetilen ülkelerde geçer, dar-ul harpte yani islam ile yönetilmeyen ülkelerde geçerli olan hukuk savaş hukukudur, bu ülkelerde yaşayan müslümanlar dahi Kuran'ın emirlerine uymayabilirler, mesela eğer gayr-i müslimi zayıf düşürecekse faizle borç verebilirler hatta alabilirler, fuhuş yaptırıp, kumar oynabilirler, yalan da söylemek tabii ki dar-ul harpte mübahtır.
Yani ehl-i sünnete göre Kuran'daki her kural evrenin tümünde geçerli değildir.
Örneğin tsk ya 25 senedir sızan fetönün içki içmesi, açık kadınlar ile evlenmesi vs.