nisa 11. ve 12. ayetlere göre*
çelişki olduğu öne sürülen örnekteki miras hesabı şöyle yapılmalı:
"1.kız çocukları ,11. ayetin 2.cümlesine göre toplam 2/3
(2/3)/((2/3)+(1/6)+(1/6)+(1/8))=0,59 yani %59 küsür
2.ana babası ,11. ayetin 4.cümlesine göre kişi başı 1/6*2=1/3
(1/3)/((2/3)+(1/6)+(1/6)+(1/8))=0,29 yani %29 küsur
3.eşi ,12.ayetin 4.cümlesine göre 1/8 pay alcaktır."
(1/8)/((2/3)+(1/6)+(1/6)+(1/8))=0,11 yani %11 küsur
bu şekilde yüzdelerin toplamı 100 e eşitlenir. yoksa aksi takdirde mirasın tam tamına ne eksik ne fazla yüzde yüzünün dağıtıldığı durum bulmak çok zordur. bu oranların her pozisyonda yüzde yüzü vermesi mantık olarak beklenemez. allah ın istediğinin; bulundukları pozisyonda hakettikleri miras puanlarının, tüm mevcut mirasçıların toplam hakediş puanına oranları kadar miras almaları olduğunu düşünüyorum. bununla beraber klasik islam anlayışı yanlış olarak vasiyeti reddetse de, kuran bu oranların vasiyetin ve borçların düşülmesinden sonra olduğunu defalarca söyler. yani bu oranlar vasiyet edilmemis mallar icin fix oranlardır. vasiyet ise kuran a göre farzdır:
bakara 180: Sizden birine ölüm yaklaştığında, bir mal bırakacaksa anaya babaya, yakınlara, uygun bir biçimde vasiyet etmesi farz kılındı. Bu, erdemliler için bir görevdir.
kuran kendinden önceki kitapları ve dinleri (musevilik ve isevilik) kabul etmesine ve onların devamı olduğunu söylemesine rağmen diğer kitaplarla da çelişkiler içindedir. daha doğrusu, -bana göre- biraz işine gelen konulup, gelmeyen yazılmamıştır muhammed tarafından.
en bilinenlerinden biri mesela, lilith miti. yani adem'in ilk eşi. eski ahit'de, lilith adem'in altında kalmaya isyan edince (cinsel bağlam değil kastedilen) ve eşitlik isteyince kovulur ve adem'in kaburga kemiğinden havva yaratılır, diğer bir deyişle kadının erkekten aşağı olduğunu, erkeğin üstün bir canlı olduğu din olgusuyla da pekiştirilir. kuran'da lilith miti tamamen pas geçilmekle birlikte, erkeğin kadından üstün olduğu savı bağlamında adem ile havva miti korunur.
gene bir diğer aklıma gelen, lut. tarihteki ilk ensest peygamberdir, yani kızlarıyla yatmıştır. ancak bu kuran'da geçmez.
"Fussilet-34 'Iyilik ve fenalık bir olamaz. Sen fenalığı en güzel şekilde karşıla. O zaman aranızda düşmanlik bulunan kimse ile bile yakın dost olduğunu görürsün.'
Sura-40 'Bir kötülüğün karşılığı ona denk bir kötülüktür. Fakat kim affeder ve barışırsa onun mukafatı Allah'a aittir. Şüphe yokki o zalimleri sevmez.' - Bakara-179 'Ey aklı erenler! kısasta sizin icin hayat vardır...' veya Maide-45 'O kitapta cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralara karşı yaraları ödeşme yazdık. Fakat kim sadaka olarak bağışlarsa, bu ona kefaret olur" denmiş.
bu ayetlerden anlaşılan şey gayet açık. bire bir ilişkilerde yani olaya dahil 1. ve 2. kişi arasında allah'ın hoşlandığı, rızasına uygun olan hareket -zulmedilen için- "bağışlamak"tır. ama intikam almak isterse de bu "kötülüğün karşılığı denk bir kötülükle" sınırlandırılmış. daha fazlasına müsade edilmemiş. birisi sizin gözünüzü çıkardı diye onu öldürmeye kalkışmayın deniyor tevrat'ta yahudilere. suçun bir karşılığı olduğu açık ama suçlunun dahi hakkının korunması gerekiyor.
kısasta emri yani katilin idam edilmesi emri ise olaya dahil 1. ve 2. şahsı değil, toplumu muhatap alıyor. yani, "eğer öldürülen insanın 1. dereceden yakını katili bağışlamazsa siz ey toplum, sizin bağışlamaya hakkınız yok. iyi insanlara idamın tuhaf geldiği açık ama bu sonraki cinayetleri caydıracak ve bir sürü insanın hayatı kurtulacaktır" demek.
"insanların tutumlarını bütün yönleriyle belirleyen, tayin ve tespit eden allah'ın sınırsız gücüdür.
o'nun isteği ile bazıları buyruklarına itaat etmemektedirler. durum böyle olunca bu günahkarlar hangi vicdan prensiplerine göre cezalandırılmaktadır?"
her şeyi kontrolünde bulunduran allah'tır. allah kimseye hesap vermek yükümlülüğünde değildir, kendi yarattığından baska da hiçbir prensibe ve vicdan prensibine uymakla yükümlü değildir. kötü insanlar cehenneme, iyi insanlar cennete gider, olay bu kadar basit. allah seni kötü bir insan yapıp cehenneme attığında bunu haketmedim diyebilir misin? iyi insan olasaydın bu olmayacaktı ve seçme şansın vardı. özgür iradeni "gerçekten" inkar edebiliyor musun? bunu yapamadığın sürece eylemlerinin sorumluluğunu da yükleneceksin. cehenneme giden 1 tane iyi insan veya cennete giden 1 tane kötü insan gösterebilirsen, işte o zaman allah'ın kendi yarattığı vicdan prensipleriyle çeliştiğini söyleyebilirsin. iyi insan ol cennete git, bu kadar basit. allah'ın mutlak kontrolü senin seçme sansına engel değil. iyi insan olmayı seçtiğinde, allah' senin iyi insan olmanı seçmiş demektir.
hepsinin tek tek cavabı olan, genellikle Kuran'ı ilkokul kitabı benzeri gibi algılamış olanlarca ortaya atılmış fikirlerdir. internet ortamından araştırıldığında bile hepsinin cevabı bulunabilmektedir.
En meşhuru miras paylaşımıyla ilgili olan kısımdır. matematik bilgisinin yeterli olması ve islam dinindeki uygulamalara ve açıklamalara bakıldığında anlaşılmayacak bir yanı yoktur.
Kuranda en çelişkili olduğu söylenen konu kadın erkek eşitliği ve miras konusudur. miras paylaşımı daima yanlış anlaşılmıştır. kuranın indiği yıllarda kadınların ekonomik özgürlüğü olmadığı ve ev geçindirmedikleri için erkeklerinse aile geçindirmesi sorumluluğuna sahip olması nedeniyle erkekler mirastan fazla pay alırlar. değişen dünyaya göre adaptasyon olmayacak konular değildir. miras hesaplaması çelişkili ise bunun da bir nedeni vardır örneğin ailenin erkekleri hesap yapmaktan sıkılıp aman kardeşim hepimiz erkeklerde kızlarda eşit alalım olsun bitsin desin diye konulmuş olabilir hesap problemi.
Fussilet-34 'Iyilik ve fenalık bir olamaz. Sen fenalığı en güzel şekilde karşıla. O zaman aranızda düşmanlik bulunan kimse ile bile yakın dost olduğunu görürsün.'
Sura-40 'Bir kötülüğün karşılığı ona denk bir kötülüktür. Fakat kim affeder ve barışırsa onun mukafatı Allah'a aittir. Şüphe yokki o zalimleri sevmez.' - Bakara-179 'Ey aklı erenler! kısasta sizin icin hayat vardır...' veya Maide-45 'O kitapta cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralara karşı yaraları ödeşme yazdık. Fakat kim sadaka olarak bağışlarsa, bu ona kefaret olur...' yazıl
ortada bir çelişki var, ancak bu çelişki allah (c.c.) kelamı kur'an da değil, kısa ve öz olarak, kur'an'ın gerçekliğini sorgulayanların beynindeki ya allah gerçekten varsa çelişkisidir. şunu söylemeliyim ki dualara icabet eden, dünyayı ve nimetlerini insanlar için yaratan, ve "yedi göğe sığmadım, mümin kulumun gönlüne sığdım" buyuran allah vardır ve yarattığı insanını çok sevmekte, dualarına icabet etmekte ve kulu bağışlanma dilediğinde günahlarını affetmektedir.
akıllı ve eğitimli insanlar bunu cahillerden çok daha kolay kavrayacaktır, çünkü bu kadar mükemmel bir düzenin tesadüfen olamayacağı, dünyaya şöyle bir bakıldığında her şeyin insan için, insanın hizmetine uygun şekilde yaratıldığını görür. dünyanın güneşin uzaklığından tutun da, havadaki oksijen miktarına, her canlının farklı DNA yapısından, gıdaların çeşitliliğine kadar, herşey insanın ihtiyaçlarına göre tasarlanmıştır.
ve insana her nefeste yeniden can veren, rızk veren allah, insanından sadece kendi emir ve yasaklarına uymasını istemiş, bunun için de kitaplar ve peygamberler göndermiştir. Her yaptığını müthiş bir sanatla yapan yüce yaratıcı elbette insanlarına yol göstermesi amacıyla gönderdiği hitabını da mükemmel bir şekilde yapacaktır. kur'an bir çelişkiler kitabı değil, her daim insanlığa yol gösterecek bir ışıktır.
bugun hiçbir bilim adamı bu kadar zavallı triplerine girip aciz yorumlar yapmamıştır. zaten bir bilim adamı böyle yorumlar yaparak kendini komik duruma düşürmez. ayrıntılı bilgiler ateist.org gibi hayatında kur-an ı eline almamış kişilerin sitelerinde mevcuttur.
ayrıca bu başlık ukte olup ikinci entrynin sahibi tarafından açılmıştır. ve bu şahıs türk milliyetçisi olmayı banu alkanı sevmek anlamına da getirecek kadar ilginç fikirleri olan bir yazardır. madem içinde bu kadar uzun yazı yazacak kadar ukte kaldı da ne diye başkasına ihale ettin başlığı. ama sen de haklısın bu kadar sazan varken ne diye zavallı ünvanını sen kazanasın.
inanmak,ancak ondan daha önemli olan konu ise inanmaya inanmak.işte bütün sorun burda başlıyo.Bir tek ben akıllıyım sen aptalsın anlayışıyla bazı şeyleri eleştirken ilk önce sahip olunması gereken bazı özellikler var.
iyi bir eğitim`.Kuran,tefsir,meal ve hadislerle anlam kazanan bir kitaptır.Sen kalkıp ordan bir ayet ordan bir sure çekip " a baksan ne diyo" mantığıyla hareket edersen hem kendini kandırırsın hem de ömrünü bu bilime adamış insanlara haksızık etmiş olursun.Kuran öyle yüzeysel bir açıyla anlaşılacak kitap değildir.Roman mı okuyosun ki bu kadar yüzeysel bir eleşitiri getiriyosun?Kuranda belirtilen olayları sorgulamak istiyosan (din bir ilahi kurallar bütünüdür felsefi bir düşünce değildir,sorgulamayamazsın,ancak inanırsın veya inanmazsın.)önce adam gibi bir bilgi sahibi ol sonra konuşma hakkın olsun.
Kısacası bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak bu olsa gerek.
nisa suresinde mirasın varisler arasında paylaştırılmasına dair 2 sure vardır ki akıllara zarardır zira buna göre payların hepsi toplandığında sonuç 1 tamdan büyük çıkmaktadır.
11 ve 12. surelere göre
11. allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının payının iki misli (miras vermenizi) emreder. (çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, ölünün bıraktığının üçte ikisi onlarındır. eğer yalnız bir kadınsa yarısı onundur. ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. eğer çocuğu yok da ana-babası ona vâris olmuş ise, anasına üçte bir (düşer). eğer ölenin kardeşleri varsa, anasına altıda bir (düşer. bütün bu paylar ölenin) yapacağı vasiyetten ve borçtan sonradır. babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size, fayda bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz. bunlar allah tarafından konmuş farzlardır (paylardır). şüphesiz allah ilim ve hikmet sahibidir.
12.yapacakları vasiyetten ve borçtan sonra eşlerinizin, eğer çocukları yoksa, bıraktıklarının yarısı sizindir. çocukları varsa bıraktıklarının dörtte biri sizindir. çocuğunuz yoksa, sizin de, yapacağınız vasiyetten ve borçtan sonra, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır (zevcelerinizindir). çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. eğer bir erkek veya kadının, anababası ve çocukları bulunmadığı halde (kelâle şeklinde) malı mirasçılara kalırsa ve bir erkek yahut bir kızkardeşi varsa, her birine altıda bir düşer. bundan fazla iseler üçte bire ortaktırlar. (bu taksim) yapılacak vasiyetten ve borçtan sonra, kimse zarara uğramaksızın (yapılacak)tır. bunlar allah'tan size vasiyettir. allah her şeyi hakkıyle bilendir, halîmdir.
buna göre kişi evli anası babası yaşıyor ve 3 kız çocuğuna sahip ise ve mefta olduysa:
1.kız çocukları ,11.surenin 2.cümlesine göre* toplam 2/3
2.ana babası ,11.surenin 4.cümlesine göre * kişi başı 1/6
3.eşi ,12.surenin 4.cümlesine göre * 1/8 pay alcaktır.
buna göre 2/3(kızlar) + 1/6(ana) + 1/6(baba) + 1/8(eş) = 9/8 (???)
sonuç olarak payların toplamı 9/8 * çıkmaktadır ki bu da adamcağız ölünce mallar doğurdu anlamına gelir.