--spoiler--
gökbilimci değilim ama bu yönde ms. 200'lü - 300'lü yıllarda araştırmalar yapıldığını biliyoruz. Hatta agora diye bir film vardı. hristiyanların katlettiği bir gökbilimci. anılan yıllarda iskenderiye'de yörüngelerle gezegenlerle uğraşıyordu.
--spoiler--
o dönemde bilim adamlarından başkası bunlara inanmıyordu. hz. muhammed bilim adamı mıydı? değildi.
düdüt: lafımız böyle bir şey yok diyen cahillere ve lise hazırlık ingilizce bilgisinin verdiği güvenle milleti aşşağılamaya kalkan bilim adamlarına gelsin... isteyen istediğine inanır ya da inanmaz pankreasımdan aşşağa...
insanların Kuran okumadan önce tevrat ve incil kitaplarını, onlardan da önce mısır ve antik yakın doğu mitolojisini, ondan da önce arkaik hint felsefesini okumadan yorum yazarsa, bu sayfadaki yazılar oluşur.
Kur'an' da bindörtyüz sene önce bahsedilen olayın 20. yüzyılda bulunmasıdır daha böyle niceleri vardır. buda Allah'ı inkar edenlere tokat gibi bir cevaptır.
nato kafa ateistlere söz anlatmaya çalışan iyi niyetli insan söylemi.yahu arkadaşım bu ateistler inanmıyor zaten neden ugraşırsın ki bu taş kafaları insansınlar diye. ama dogru Allah dogru yolu göster der her zaman ama bu kadarda taş kafa olunmaz ki.
böyle bir şeyden dolayı "ulan müslümanlık bak ne güzel bir şeymiş" diyen biri görmedim, belki ben çok entelektüel bir çevredeyim de duymadım ama duyan birisini de duymadım. duysaydım zaten duymazlıktan gelir, duyduğuma pişman olurdum.
uludağ sözlüğün yapısının güzel bir özeti olan başlıktır. sadece yazan, okumayan yazarlar topluluğu. başlık altında bir sürü tartışmalar geçmiş, bahisler dönmüş, horozlar dövüştürülmüş, iddaa kuponları yırtılmış...
ama yok yazar okumayacak, gelecek 8 yaşındaki çocuk zekasıyla; -vardır ya da yoktur diyecek. bunu da olaya bir açıklama getirmiş gibi büyük bir keyifle yapacak.
lan önce, senden önce yazılan yorumları oku. ondan sonra gel paşa paşa açıklamanı yap.
haftanın en beğenilen entrylerine göz gezdirirken ne göreyim. bu başlığın bir entrysi 8. olmuş bu hafta.
entry içeriği de bir diğer entrye ayar verme niteliğinde yazılmış. fakat yazar üstteki yazara ayar verirken başlıktan uzaklaşmış.
tabi ki artı oy veren şakirtler bunu göz önünde bulundurmamış. onlar için önemli olan "bilimsel" bir belgeyle onlara karşı çıkanları "çakma" bilgilerle cevap verebilen bir şakirtin ortaya çıkmasıdır.
yürü bre şakirt. kim tutar seni...
ne demiş bizim esas oğlan bir bakalım:
-- başla --
su akışkandır,
yağ da akışkandır,
fakat ikisi birbirine karışmaz, demek ki neymiş? akışkanlar özgül ağırlıkları nispetinde karışır yahut karışmazlarmış.
.
.
cahil bilginlere selam etmek gerekir.
-- bit --
efenim konumuz neydi? "su" ların birbirine karışmaması. bizim esas oğlan neyden örnek veriyor? "sıvı"ların birbirine karışmamasından!
gerçi onu da yanlış vermiş doğrusu burada(ayrıca ikisini karıştırabileceğiniz bilgisi de mevcut):
-- başla --
water molecules are polar they have a small positive charge at one end and a small negative charge at the other end, and they stick to each other. oil molecules are non-polar they have no charge. because of this, oil molecules are more attracted to each other than to water molecules, and water molecules are more attracted to each other than to oil molecules.
oil and water can be forced to mix together by adding an emulsifier (see 'making an emulsion'). this creates a stable mixture of water with droplets of oil spread through it, or oil with droplets of water spread through it, that does not settle out.
isteyenlere link: http://www.scienceproject...y-oil-water-dont-mix.html
-- bit --
kısaca yağ moleküllerinin bipolar olduğundan ve bu yüzden birbirine sıkı bir şekilde bağlandıklarından, su moleküllerinin ise polar yapıda olduklarından ve moleküller arası çekim kuvvetinin yağa oranla az olduğundan bahsetmiştir. bu sebeple birbirlerine karışmamaktadırlar. ayrıca "emulsifier" eklenerek bu iki sıvının karışımının mümkün olduğundan da bahsetmiş.
demek ki neymiş? kuran gibi aslı astarı belli olmayan(bilimsel verilerden bahsediyoruz efenim) bir kitabı savunmak için sazan gibi atlamamak gerekiyormuş.
suların karışmamasına gelirsek; bu, sıcak ve soğuk su arasındaki özgül ağırlık farkındadır. sıcak ve soğuk su bir kaba konulduğunda birbirine karışmaz. fakat bir süre beklerseniz birbirine karıştığını görebilirsiniz.
ifrit adlı yazar feci tongaya basmış anlayacağınız. öyle heyecanla google araştırması yapıp yazmakla olmuyor bu işler.
islamiyete, yani yegane dinimize mucize veya keramete ihtiyaçsız inanmak gerekir. bir de insanın içerisinde yeme içme gibi inanma arketipi vardır. bunun farkında olmayan ateistlerle tartışmamak gerekir.
yahu kardeşim ister karışsın ister karışmasın ne değişecek ki, hiçbir tefsir alimi doğayı yorumlamak için kuranı kullanmaz ki.
kuran fen bilgisi kitabı degildir. biz kuranın mahiyetini çözemeyiz ancak tefsir alimlerinin görüşü ile amel ederiz.
yani kuranı her adam okuyup yorum yapamaz.
ve birde şöyle birşey vardır: bilimsel tutumla harmonotik düşünceyi birbirine karıştırmamak gerekir.
kendi arzu ve isteklerin tamamlanmamış olduğu için saçma bir ödül-ceza algoritması üzerinden insanları göndermiş olduğun kitap üzerinden değerlendireceksin ama o kitabı insanların bazıları anlayamayacak olacak okuyacak ama yorum yapamayacak. ha işte bu kitapta bu tanrının iddiasıdır suların karışmadığı.
millet mars'da su ararken bir millet ancak böyle şeylerle uyuşturulabilirin tarifidir. bırakınız efendim elbette allahın böyle mucizeleri, bilimin de bu konuda ki fikirleri olsun. siz önünüze bakın. denizlerin karışıp karışmamasında size giren çıkan ne?
evrenin genişlemesi bilim tarafından ispatlandıktan sonra bu konunun aslında kuranda geçtiğine dair hicbir fikri olmayan din alimi,ulema,hafız,ilahiyat profesorleri ve din bilimciler ne zamanki bu konu bilim tarafından ispatlandı hemen kurandada olduğunu iddia etmeye başladlar burdan 2 sonuc cıkar
1-ya siz kuranı hiç anlamadan okuyan yani işini iyi yapmayan adamlarsınız
2-yada kuranda yoktu bilim ispatlayınca o türden bişey anlatan ve türkçe karşılığı birden cok olan meali buna uygun olarak çevirdiniz
edit:ne alakası var demeyin aynı şekilde mucize yalanı bunlar
edit2:madem vardıyda neden bunları bir müslüman ispatlayamadı. haaa hristiyan ve musevi bilim adamlarıda kuranı okuyup ordan icatlarını buluyodu demi pardon.
senelerce islam alimlerinin feyz aldığı ve dünyanın akışını değiştirmek için cesaret bulduğu kuran ı kerimin, seneler öncesi söylediği gerçekliktir.
Allah' ın yokluğunu bilime dayanarak açıklamaya çalışan ateistler kuranı kerimin bilime sıkı sıkıya bağlı olduğunu görmezden gelmeyi kendisine görev bilmekteler.
çünkü onlar bilimin sözüm ona tanrı yoktur kanıtlarına sıkı sıkıya bağlıdırlar. diğer gerçekleri göremeyen kör bilimcilerdir.
hayır ateist olmayın demiyorum ama kendi fikrinizi güçlendirmek için tertemiz kuran ı kerime çamur atmayın. bilime bu kadar bağlıysanız big bang öncesi o küçücük noktayı oraya kim koymuş onu bana açıklayın.
kur'an-ı kerim de bugün varolan tüm mühendislik bilgileri, tüm sağlık bilgileri teknik konularının tüm ayrıntıları ile yazsaydı bile nasipsizler kur'AN ın rabbimizin sözleri olduğunu inkar edeceklerdi.
1400 sene den fazla bir süre önce böyle bir bilginin kur'an-ı kerim de yazması insanların okuyup ibret alması ve secdeye kapanıp ''subhansın ya rabbi'' demeleri içindir. Eğer nimet olan bu hayatta bu gerçekleştirilmezse uhrevi hayatta çok acı, keskin ve üzücü bir şekilde gerçekleşecektir.
Okullarda anlatılan fen derslerinde farklı sıcaklık ve yoğunluklara sahip (aynı türden) sıvıların karışmasının geciktiğinden bahsedilir. Denizlerde de aynı durum söz konusudur. Genel olarak daha tuzlu ve soğuk su derinlere çökerken daha sıcak ve tuzsuz su yüzeye yaklaşır. Kuran'a göre karışmıyorlar. yani şöyle; https://galeri.uludagsozluk.com/r/100002/+
yukarıdaki resimde iki su arasında perde vardır ve karışmazlar.
Aslında olan şudur; https://galeri.uludagsozluk.com/r/100003/+
tatlı ve tuzlu su yani soğuk ve sıcak su birbirine karışır. arada bir geçiş olması doğaldır. soğuk su genelde akıntılı olduğundan bu bu şekilde devam edip gider.
Eğer iki su kütlesi yeterince uzun süre aynı ortamda kalırsa tamamen homojenleşene kadar karışmaya devam edeceklerdir.
yani kuran'ın "kavuşmuyorlar" demesi sınıfta kaldı.
Alttaki resimde okuldayken bol bol sözü geçen Gulstream akıntısının termal resmi görülebilmektedir. En kırmızı olan kısımlar 25 derece civarı.
Rahman suresindeki iki deniz (tuzlu su gövdeleri)'in görünmeyen bir perdeyle karışmaması, ancak yeni karşılaşmış su gövdeleri için geçerlidir. Bu gövdelerin de arasında bir perde yoktur, şekildeki gibi homojenleşmeye başlamış bir ara kütle vardır. Bu kütle bir perde değil, karşılaşan iki suyun karışımı olan bir "ara form"dur
-- peki neden muhammed böyle bir yorum yaptı?
Aslında su kütlelerinin ayrıymış gibi görünmesi hadisesi gözlemlenebilir bir olaydır. Nehirlerin denize döküldüğü yerlerde nehir suyunun denizin içine doğru uzandığı gözlemlenebilir. Bu bilgi de Muhammed'den 600 sene önce yaşamış olan Büyük Pliny (Pliny the Elder)'ın Naturalis Historiae isimli eserinde bahsi geçen bir olaydır. Kendisi bu olaydan şu şekilde bahseder
(It is very remarkable that fresh water diye başlayan paragraf) :
Tatlı suyun denize borulardan akıyormuş gibi ulaşması muhteşemdir. Ancak suyun doğasıyla ilgili harika şeylerin sonu yok gibidir. Tatlı su deniz suyunun üstünde yüzer, şüphesiz ki daha hafif olması sebebiyle.
Eğer surelerin devamlarına bakarsak, sureler gözlemlenebilir olayları göstererek onların hepsinin Allah'ın işi olduğunu söylemektedir. Suların karışmaması hadisesi de bu yüzden anormal ya da dönemin insanlarına anlamsız gelmiş bir bilgi değildir, deniz görmüş her 7.yy arabının bildiği bir şey bile olabilir. Yoğunlukla ilgili bilgilerin MÖ 2.yy'da yaşamış olan Arşimed'e kadar uzandığını hatırlatmakta fayda var.
-- ya inci ve mercan?
Eğer Rahman suresindeki "iki deniz"; ifadesini tatlı ve tuzlu suya sahip iki ayrı kütle olarak algılasaydık burada bir başka problem ortaya çıkıyordu. O da tatlı sularda inci oluşabilse bile, mercanlar sadece tuzlu sularda oluşur.
Sonuç, yaz kızım;
Sonuç olarak
-- Muhammed zamanından çok önce, tuzlu ve tatlı suların karışmakta geciktikleri biliniyordu. Bu suların hiç karışmadıklarını söylediği için Kuran'da mucize değil hata bulunmaktadır.
-- Deniz suları ve tatlı sularının karışmasını tamamen ve kesin olarak engelleyen bir perde yoktur. Yüzey gerilimi burada belirleyici değildir.
-- Eğer Rahman ve Furkan surelerinde bahsedilen olay aynı olay ise Kuran tatlı sularda mercan yaşadığını iddia ederek bir hata daha yapmaktadır.
-- Kuran'ın ilahi ilhamla yazılmış olması olağanüstü bir iddiadır ve iki denizin karışması hadisesi daha olağan bir şekilde açıklanabildiği için bu olağanüstü iddiaya kanıt teşkil etmekten uzaktır.
Bir mucizenin daha sonuna geldik. Bir dahaki mucizede görüşmek üzere, esen kalınız.