Muhatabı araptı buzul muzul dese anlamazdı falan ayağı yapıyorlar bir de. He anam elif lam mim diyince anladılar zaten, bunlardan bahsedince sen ne saçmalıyon derlerdi dimi? Ya da belki ömründe deniz görmemiş bir Arap o dönemde, o habire sığındığınız denizlerin arasına perde çekme meselesini anında kavradı ama orman diyince ambele oldu dimi?
Ulan bu din evrensel, kuranın inmesinden itibaren tüm insanlar ondan meshuldur diyen siz değil misiniz? O halde Çöldeki adam da Muhatabı sibiryadaki adam da ekvatordaki de. Neden sadece Arap coğrafyasına göre konuşulmuş peki? Cennet tasviri bile ona göre, ırmaklar çeşit çeşit yemişler Vs vaadediliyor. araba büyük nimet ama ekvatordaki bir adam zaten bunların içinde.
Belki klasik olacak ama, oruç meselesine bakalım. Kuranda tan vaktinden gün batımına kadar denir. 66 derece enlemlerinin üzerindeki insanlar için günün 24 saatliği bitmiştir, daha da kutuba doğru giderseniz gün doğumundan batımına günler, aylar geçtiğini görürsünüz, maksimumda bu seviye 6 ay gündüz 6 ay geceye çıkar. 66 derece enlemlerinin altında da işler çok iç açıcı değil, 1-2 saatlik geceler var. Bizde bile 8 saate düşüyor mesela. Ama arabın böyle dertleri yok. Adamların neredeyse tamamı yengeç dönencesi etrafında, 10-14 kadar oluyor yaz kış gündüz süreleri. Yani öyle günlerce batmayan ya da batıp bir saat sonra geri doğan güneşten haberi olmadığı için öyle demiş geçmiş. Sonra kuran evrensel, hani evremsellik? Allahın 50-55 enlemleri ve üzerinde yaşayan nüfustan haberi yok mu?
olmaması olmasından mantıklıdır ki vardır da. Ama ben googleye aklımdaki kelimeleri yazıp ayet aratmaktan da bıktım.
Oyle bir peygamber düşünün ki sümerlerden tut yunan mitolojilerine kadar araştırıp bulur(!), onceden gelip geçmis bilimcilerin ve felsefecilerin düşüncelerini bulup copy paste yapar, o ay'ı ve yıldızları, güneşi vs. Özelliklerini okur, ama gel gör ki buzullardan ve ormanlardan bahsetmekten eksik kalır. Cünkü bilmez. Bu güyya böyle imiş yani.
Nasıl bi kafa lan bunlardaki?
çünkü peygamberin hayatı kuran'ın anlaşılması için bir örnektir ve kuran'da bizim şu an anlamadığımız kısımlarda anlatılmak istenen durumları hadislerden örnek alabiliriz.
peygamberimizin ağaç dikmek, canlılara saygı göstermek ile ilgili yönlendirmeleri biz müslümanlar için yeterlidir.
bazı müslümanlar bu konuda doğru olanı yapamıyor, yanlışa düşüyor olabilir. bu islam'ın hatası değildir, uygulayacı kişilerin hatasıdır.
özet, bir müslüman ağaç kesmez, hayvana eziyet etmez, son nefesinde dahi bir canlıya hayat vermek-ağaç dikmek onun yapması gerekendir.
görmez misiniz ki, allah bulutları nasıl sevkediyor, sonra onları bir araya getirir; üst üste yığar, sen de onların arasından yağmur yağdığını görürsün. Allah gökten, gökteki dağ gibi bulutlardan dolu yağdırır da dilediğine onu uğratır, dilediğinden de başka yöne çevirir. Bu bulutların şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri alır, kör eder. Nur 43.
işine gelmeyince hz. Muhammed tüccardır ve bilgi getiren arkadaşları vardır. işine gelince de muhammed, bilmediği şeyleri kuranda söyleyemez ve hata yapar.
eğer bunlar anlatılsaydı -o dönemde yaşayan- muhatapları ne demek istediğini anlamazdı. Kur'an muhatabının anlayacağı bir dille konuşur, ahlaki ilkeleri insanlara açıklarken, kültürü, geleneği ve insanın yaşadığı koşulları görmezlikten gelmez, devrim yapmaz, darbe yapmaz, sadece ıslah etmeye çalışır.
çalı çırpıdan bile söz edilmediği iddia edilen kuran'da fotosenteze bile işaret ediliyor.
--yasin suresi 80. ayet--
Yeşil ağaçtan sizin için ateş çıkaran O'dur. işte siz ateşi ondan yakıyorsunuz.
--yasin suresi 80. ayet--
ilkel dönemden bu yana en ufak bir batı medeniyeti esintisi almamış olan cahil barbarların inandıkları ve bunu bizim içimize de sızdırarak batılı uygar insanlar dışındakileri etki ve kontrol altına aldıkları kutsi kitap , doktorlar nedense pek okumaz bu kitabı bu arada çoğu medeni ve bilim aşığıdır çünkü , içeriğinde hiç soğuk iklimlerden ve yağmur ormanlarını geç , makiden , çalı çırpıdan bile söz edilmemesi durumu. sırf bu bile nasıl bir oyunun ortasında olduğumuzu açıklar. adamlar çölden başka görsel mi görmüşler yahu. bir de evrensel derler.