bilimsel veri dediğin şeyin içini nasıl doldurduğuna bağlı ; surede bahsettiği bir sizi sudan yarattık beyanı üzerine Bi baktın mı acaba insan vücudunun 2/3 ü suymuş ? illa sayı şekil veri olsun diyorsan aç tıbbi biyoloji ve genetik kitabına tap , netteri Peygamber kabul et falan ..
dünya düz sanıldığından, yeri yaydık denmektedir. yani yer küreye değil, düz dünyaya yeri serdik.
her ne hikmetse iş göğe gelince,
bildiğimiz gök, gök olmaktan çıkıp uzay oluyor.
modernist yorumcular gök kavramını uzayla ilişkilendirmeyi pek bir seviyorlar.
yer deyince dünya,
ama gök deyince bildiğimiz atmosfer değil uzay öyle mi ?
dünyaya gönderilen bir ruhun, yol haritasını çizen kitabın nasıl her şeyi açık açık anlatmasını bekliyorsunuz. Yola okuyarak başlaman gerektiğini söylemiş bundan ala ilim mi var? üzerine bir de sana beyin vermiş azcık kullan da insanlığa bir faydan olsun diye. hayatta direktif almadan karar alamayan insan zırvalarından olmayın, okuyun anlayın yorumlayın kendiniz için en doğru kararı alın. birinin size şunu yap bunu yap demesini beklemeden, kendi kararlarınızı kendiniz verebilin. aq koyunları illaki gelsin biri sizi gütsün yoksa bir işe yarayacağınız yok.
bir insanın içinde hiçbir bilimsel veri içermeyen yerden göğe bu kadar söz söylemesi bir mucize değil mi? bu yönüyle de Kuran'ın insan kelamı olmadığını söyleyebiliriz.
https://galeri.uludagsozluk.com/r/1546468/+
Kesinlikle doğru bir tespittir. Göğün genişlemesi muhabbeti olur kesin diye ayeti ararken yapılmış bile. Neyse buyrun işte, şöyle bileğine güvenen bir ayet bükücü varsa buraya bırakıyorum görseli. varmı başka bilimsel veri? Öyle bin dereden su getirilmiş, kırk farklı mana yüklenen ayetlerden yapılan çıkarım değil, bildiğin düz bilimsel veri? Okuyunca anlaşılan herhangi bir şey?
aynı önermenin mezardaki ilk gece münker ve nekir ikilisine karşı yapılması durumunda cesaretinizi göstereceğiniz fakat ardından alevde ızgara için yapılan hazırlıkları izleyeceğiniz bir gerçektir.
(bkz: ateş seni çağırıyoo)
Kuranı her okuyan insanın yorumlaması mümkün değil çünkü altında yatan anlamlar başka. Bu yüzden alimler yorumlayabiliyor ancak. Bu arada din sadece kurandan oluşmuyor. Peygamber efendimizin davranışları dini tamamlayan etken. O zamanın şartlarında yaptığı davranışları bilim adamları bugün incelediğinde ne kadar doğru davranışlarda bulunduğu anlaşılıyor mesela sağlık açısından. (Ayakta su içmemesi, yemek yerken sol ayağını katlayıp sağ ayağını karna çekmesi gibi.) Kurandan şunu beklemek saçma olmaz mı sence de? '' Dünya güneşin etrafında döner. Su 100 derecede kaynar. Enerji skaler büyüklüktür.'' gibi şeyler beklemek pek de doğru olmaz. insanoğlunun bazı şeyler dışında (ölüm ve zamanı geri alma gibi) hayal edip de yapamayacağı şey yoktur. Bu şekilde yaratılmıştır. Hayal gücü insanı ileriye taşır ancak hayal kurması için bir şeyleri görmesi lazım değil mi? Şu an geliştirilen her bir teknolojik alet aslında doğadan esinlenerek yapıldı. Allah önümüze her zaman bir rehber koymuştur ama seçmek ya da seçmemek bize aittir. Bir kuştan ilham alıp kanat yapabilirsin de yapmayabilirsin de. Kuranda 365 kere geçen gün sayısını fark edebilirsin de fark etmeyebilirsin de. Bu nasıl ve neden baktığınla alakalı.
uzun boylu izahlarla girmek istemediğim bir tartışmadır.
ne var ki birilerinin "insanın karınca yaratamadığını" söylemesi, müminlere bilmedikleri bir gelişme konusunda bilgi vermemi gerektirdi.
bilindiği gibi müminler yeryüzünde tüm canlıları allah'ın yarattığını söylerler. dediklerini doğru kabul edelim. bilinmelidir ki tüm canlıların dna kodu 4 baz çeşidinden oluşur: a, g, c, t. "allah" daha fazla "harf" kullanmayı başaramamıştır.
bu kuralın istisnası yoktur... daha doğrusu insanlar el atana kadar yoktu. şu anda aramızda uzaylılar dolaşıyor. bunlar laboratuvarda oluşturulan ve dna'sı a, g, c, t ile yazılan ek kodların dışında, bilimsel tanımı d5SICS olan ve kısaca X olarak adlandırılan ve bilimsel tanımı dNaM olan ve kısaca y olarak adlandırılan iki ek bazla kodlanan suni bakterilerdir.
kuran herhangi bir işin nasıl yapılacağına odaklı değildir. tamamen işin neden yapılacağına ve yaparken insanların kendi aralarında nelere dikkat etmesi gerektiğine odaklıdır. özünde bilimle bir sıkıntısı falan yok yani..
Mesela kuran sinekten bahsediyor ama uçaktan bahsetmiyor. Hakikaten dogru. Sinek gibi bir hayvandan bahsediyor da uçaktan helikopterden bahsetmiyor. Peki hangisi mucize hangisi bilim bakalim. Bugun tahminim onlarca yüzlerce ucak helikopter fabrikasi var ve yakitla dijitallerle is goruyorlar. Ama bu ucak firmalarının hepsini toplasaniz, bütün teknolojilerini de kullansalar, bilim ve sanat ve teknoloji harikasi sinagi yaratamazlar, gözünü yerlestiremezler, bir bagacini takamazlar.
Kur'ani kerim bir bilimsel veya gen bilgisi argümani değildir.
Mamafih kurani kerim hayatımız içinde var olması ve bizi rahata erdirecek her şeyi kapsar. Oyle bir şeydir akıl sahibi kimseler için en büyük bilimsel tanı:
Bir insanin şu ve et parçası ndan olmasıdır. Oyle ki insan önce Sperm ile var olur. Dollenir ve sonra embriyo olur m sonra bu bir kan pihtisi gibi Rahime yapışır. Ve orda kırk gün sonra ise ruh uflenir ve cenin olur yani et parçası...
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
(Sure No:55 Ayet No :18)
konjugasyon değince havalı olsun diye yazanlar var. bana araştır demiş.
bakterilerde üç tür üreme var: 1) bölünme ki bu eş gerektiren bir durum değildir, zıttı olmasına gerek yoktur, kendi zıttını da oluşturmaz. ayrıca en geneli budur.
2) sporla üreme: Spor, döllenme özelliğinde olmayan, monoploit bir üreme hücresidir. Ancak her spor, başka bir hücre ile birleşmeden, tek başına yeni bir organizma oluşturabilir. Sporların dış yüzeyinde bulunan bir örtü, onları çevrenin olumsuz şartlarından koruma özelliği kazandırır. Uygun koşullara düşen her spordan, monoploit bir döl oluşur. Bazı tek hücrelilerde, mantarlarda, su yosunlarında, karayosunu ve eğrelti otu gibi yerleşik bitkilerde görülür. bu kısmı alıntı.
3) eşeyli üreme, bu dediğine bakteriler uysa bile. diğer uymayanları ne yapacağız?
ayette direk olarak çift çift yarattık diyor.
fark eder mi?
sonuçta hepsini diyor. ha şimdi mealde problem vardır, arapça bilmek gereklidir, hep türkçeye çevrilince bozuluyordur falan filan.
Modern astronomi alanındaki önemli gelişmelerden birisi de Halley kuyrukluyıldızı’nın 17.yüzyılda Edmund Halley isimli astronom tarafından keşfedilmesidir. Dolayısıyla bu kuyrukluyıldıza verilen Halley ismi 17.yüzyılda yaşamış ünlü bir bilimadamının soyismidir çünkü yıldızı ve 76 yıllık dolanım süresini bu bilimadamı keşfetmiştir. işte bu noktada çok dikkat çekici bir mucizeyle karşılaşıyoruz. Çünkü Kur’an indirildikten yüzyıllar sonra 17.yüzyılda keşfedilen ve ismi koyulan Halley Yıldızı ile 76 yıllık dolanım süresi asırlar öncesinden Kur’an-ı Kerim’de yazıyordu. Yani yıldıza ismi verilen Halley isimli bilimadamı Kur’an indirildiği çağda henüz doğmamıştı ve Halley ismi bilinmiyordu. Buna rağmen Kur’an-ı Kerim gelecek zamanı anlatırcasına Halley ismini ve 76 yıllık dolanım süresini bizlere yüzyıllar öncesinden haber vermiştir.
H-A-L-L-E-Y harflerinin Kur’an’da ilk geçtiği yer Enam suresinin 76.ayetidir. Bu ayette HALLEY kelimesinin hemen yanında YILDIZ kelimesi geçiyor (Arapça karşılığı: Kevkeba) Bu ayetin numarası olan 76 sayısı da yıldızın dönüş süresi olan 76 yıla işaret etmektedir. Ayetin numarası olan 76 sayısı Halley yıldızını temsil eder çünkü her 76 yılda bir Dünya’dan görülür yani yörüngesini 76 yılda bir tamamlar.
Nitekim Halley yıldızının keşfi de 76 yıllık dönüş süresinin bulunmasına dayanır. Edmund Halley bu yıldızın 76 yıl sonra tekrar görüleceğini açıklayarak kuyrukluyıldızların astronomik yörüngelerini de açıklığa kavuşturmuştur. Bu nedenle Halley yıldızının Kuran’da ilk olarak 76.ayette geçmesine mucize diyebiliriz çünkü Kur’an bu bilgiye yüzyıllar öncesinden işaret etmektedir.
Bu örneğe benzer şekilde diğer bölümlerde yer verdiğimiz Sirius yıldızı da Kuran’da sadece 49.ayette geçmektedir ve Sirius B’nin Sirius A çevresindeki dolanım süresi de 49 yıldır (Necm suresi 49). Üstelik Sirius B yıldızı teleskop olmadan gözlenemez ve teleskop Kuran’dan yüzyıllar sonra keşfedilebilmiştir. Dolayısıyla hem Halley hem de Sirius yıldızlarının ayet numaralarının dönüş yıllarıyla aynı olması rastlantı değildir.
Hiç bir din kitabında bilimsel veri açıklama gerekliliği yoktur. Din insanın vicdan, ahlak ve davranış ve ibadetleriyle ilgilenir.
Çünkü din insanın ruhen korumak, onarmak, iyileştirmek için de vardır.
Yine de anlayana dünyamız ile ilgili çok önemli bilgiler kur'an da verilmiştir.
Yıldız ve gezegenlerin varlığı, dünyanın etrafını saran atmosfer, gezegenin varlığı ve büyüklüğü buna örnektir.
Tabi anlayabilecek kapasite, ve gördüğünü anlamak isteyecek istek lazım!
Bilimsel gerçekliği olan kitap din kitabı değildir. Çünkü dinin böyle bir şeye ihtiyacı zaten yoktur.
Önce dini kitap nedir? Ne için vardır? Nasıl ortaya çıkar bunu bir araştırmanızı öneririm.