doğrudur. bir yücelik sıfatı olarak görülebilir. çoğu zaman kafamı kurcalayan kelimeydi ergenlik yıllarımda. kaç kişilerdi? diye sorardım kendime.
dinden soğumuştum. sağolsun din kültürü hocam, beynimi yıkamaya yeltenmeden öğretti bana.
oldukça derin bir mevzudur. sebep arapçanın dil özelliğiyle sınırlı değildir. araştıran öğrenir.
çok saygı duyulası bir çoğuldur ordaki "biz". asla basite indirgenemez.
hepsine saygılarımı ve sevgilerimi sunuyorum. ve teşekkür ediyorum, herşey için.
kur'an-ı kerim allah kelamı. ama allah peygamberi korumak için kelamını cebrail vastası ile naklediyor. söyleyen cebrail, söyleten allah. insan bu noktada farklı bir düşünceye kapılıyor. hani dilim de varmıyor söylemeye ama diyecem işte... biz şöyle yaptık böyle ettik derken acaba yapanlar arasında cebrail de mi vardı? üçüncü entry'deki fikir bana bu düşüncemi hatırlattı.
arapça tüm insanlığa indiyse meali de dilsel özelliklere göre oraya buraya esnememelidir bence. doğtu tektir, hele konu allah kelamı ise. *
kur'an Allah' ın hem zatından hemde tecellilerinden bahseder. Merkezi, başlangıcı ve sonu olmayan varlığına zat denilir. Zati varlığının en büyük özelliği, kendisinden başka hiçbir zat türü olmamasıdır. Kendisinden başka sınırlı yada sınırsız zat olmayınca O' nun zatını idrak edecek yoktur. Zat kelimesi Allah ismini ifade eden tek kavramdır.
alem olarak algıladığımız, kendi sanal varlığımız da dahil olmak üzere her şey zat' ın Tecellisidir.
o' nun Nasıl ki sonsuz sınırsız varlığına ZaT denilir ise sonsuz ve sınırsız tecellisine de HAK denilir. vaktiyle enel hak demiş olan hallac' ın kastetmiş olduğuda budur. Ene/Ben kelimesi ile sonsuz sınırsız tecellisine işaret ederek bu tecellinin Hak' dan başka bir varlık olmadığını anlatmak istemiştir.
yani Kur' an' da Allah' ın kendisini anlatırken kullanmış olduğu biz anlamına işaret eden sonsuz sınırsız tecellilerin tümü olan ben' lerdir.
o kadar sahabe mahabe... tamam isim yok, eser anonim sayılır ama bi şekilde egolar tatmin edilmeli... otur o kadar yaz yaz yaz... kolay değil değerli müminler... hiç kolay değil.
