kuran bize yeter

entry19 galeri0
    1.
  1. Çok şükür. Özgürlükçü bir slogan.

    Barış, sosyal adalet, zulme karşı mücadele mesajı bize yeter. Tuvalete sol ayakla girip sağ ayakla çıkmasakta olur. Ağza üç kere su çekmesekte olur.

    Temiz bir zihinle, samimiyetle salat etmek yeter. Bacağı kaç derece açmışsın, elini nereye koymuşsun bunu düşünmesen de olur. Rabbinin büyüklüğüne teslim olman bunları düşünmenden evladır.
    2 ...
  2. 2.
  3. ‘Eshab-ı kiramdan imran bin Husayn (Radıyallahü anh), şefaatle ilgili bazı hadisler nakleder. Oradakilerden biri der ki: – Siz hadisler bildiriyorsunuz, fakat biz bunlarla ilgili Kur’anda bir şey bulamıyoruz. imran bin Husayn hazretleri buyurur ki:

    – Sen Kur’anı okudun mu?
    – Evet.
    – Kur’anda sabah namazının farzının iki, akşamınkinin üç, öğle, ikindi ve yatsının farzının ise dört rekat olduğuna rastladın mı?
    – Hayır.
    – Peki bunları kimden öğrendiniz? Bizden [Eshab-ı kiramdan] öğrenmediniz mi? Biz de Resulullahtan öğrenmedik mi? Peki Kur’anda kırk koyunda bir koyun, şu kadar devede şu kadar, şu kadar paraya şu kadar dirhem zekat düştüğüne rastladın mı?
    – Hayır.
    – Öyleyse bunları kimden öğrendiniz? Bizden öğrenmediniz mi? Biz de Resulullahtan öğrenmedik mi? Hac suresinde (Eski evi [Kabe’yi] tavaf etsinler) âyetini okumadınız mı? Peki orada Kabe’yi yedi defa tavaf edin diye bir ifadeye rastladınız mı?
    – Hayır.
    – Allahü teâlânın Kur’anda şöyle buyurduğunu duymadınız mı? (Peygamber size neyi verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa da ondan kaçının.) [Haşr 7]

    Hz. imran daha sonra buyurur ki: Sizin bilmediğiniz bizim Resulullahtan öğrendiğimiz daha çok şey vardır.”
    2 ...
  4. 3.
  5. Namaz hakkında binlerce teferruat uydurup sonra bak kuran eksik diyorsunuz.

    Kaç rekat olduğu belirtilmemişse farketmiyordur. iki kıl dört kıl on kıl.

    Elçinin tek aktardığı rabbin ona vahyettiğidir.
    4 ...
  6. 4.
  7. salla gitsin diyorsunuz yani. o da iyiymiş. cemaatle kılarken nasıl olacak böyle mi:

    https://youtu.be/0IYaL7lJ218
    1 ...
  8. 5.
  9. Nutuk bize yeter zihniyetinden daha iyi.
    En azından yerli heykel yerine yerli otomotiv , yerli silah, yerli sihalarımız felan var.

    Hoşt.
    1 ...
  10. 6.
  11. 7.
  12. kur'an'ın ilk emri "oku"dur. "oku" emri elbette kur'an'la sınırlı değildir. okuyun, okuyun, okudukça kendinizi geliştirin.

    yani kur'an yetmez. her şeyi okumak gerekir.
    1 ...
  13. 8.
  14. Çok doru

    Badelenme olayıda olmaz şeyh seni üfleyemez.
    0 ...
  15. 9.
  16. Hem sahabiler, Kur’an’ın ve ayetlerin muhafazasından sonra en çok Resûl-u Ekrem’in
    (aleyhissalâtü vesselam) fiillerini ve sözlerini kaydedip korumaya çalışmışlar. Bilhassa
    Allah Resûlü’nün dinin hükümlerine dair hallerini ve mucizelerini aktarmak için bütün
    kuvvetleriyle çalıştıklarına ve rivayetlerin sahih olması hususundaki son derece
    dikkatlerine, tarih ve siyer şahitlik ediyor. Resûl-u Ekrem’e (aleyhissalâtü vesselam) ait en
    küçük bir hareketi, bir ahlâk hususiyetini, bir hali ihmal etmemişler. Buna ve Hazreti
    Peygamber’in her halini kaydettiklerine hadis kitapları şahittir.

    Hem saadet asrında, mucizeleri ve dinin hükümlerinin kaynağı olan hadisleri çokları
    kaydedip yazdılar. Bilhassa meşhur Yedi Abdullah kayda geçirdi. Hele Kur’an’ın
    tercümanı olan Abdullah ibni Abbas, Abdullah ibni Amr ibni’l-Âs
    ve bilhassa otuzkırk sene sonra tâbiînden binlerce muhakkik zât, hadisleri ve mucizeleri yazarak kayıt
    altına aldılar.

    Ondan sonra da, başta dört müçtehit imam olmak üzere binlerce muhakkik hadis âlimi
    nakletti, yazıyla kayda geçirdiler.
    Ardından, hicretten iki yüz sene sonra, başta Buhârî ve Müslim, kabul gören Kütüb-ü Sitte
    ile hadisleri kayıt ve muhafaza vazifesini omuzlarına aldılar. ibnü’l-Cevzî gibi binlerce
    sert tenkitçi çıkıp bazı dinsizlerin, bu hususta fikir sahibi olmayanların, hadislerin
    muhafazasına dikkat etmeyenlerin veya cahillerin karıştırdıkları uydurma hadisleri ayırıp
    gösterdiler.

    Sonra keşf ehlinin tasdikiyle, uyanıkken yetmiş defa Resûl-u Ekrem’in (aleyhissalâtü
    vesselam) kendisine göründüğü ve onun sohbetiyle şereflenen Celâleddin Süyutî gibi
    büyük âlimler ve muhakkikler, sahih hadislerin elmaslarını diğer sözlerden ve
    uydurmalardan ayırdılar.

    işte bahsedeceğimiz hadiseler ve mucizeler bize böyle elden ele, kuvvetli, güvenilir, çeşitli
    ve çok, belki sayısız kaynaktan sağlam olarak gelmiştir. Buna
    dayanarak, “Şu zamana kadar uzun mesafeden gelen, bugünden tâ o zamana kadar uzanan
    bu hadiselerin içine başka şey karışmadığını, saf olduklarını nasıl bileceğiz?” diye
    düşünülmemelidir.

    Bediüzzaman Said Nursi Mektubat, On Dokuzuncu Mektup, Yedinci Nükteli işaret.
    1 ...
  17. 10.
  18. hadislerin önemi burada ortaya çıkıyor. Hadisler kur'an ın ilk tefsirleridir.

    Kur’an-ı kerim açıklamasız öğrenilseydi, Peygamber efendimize, (tebliğ et yeter) denilirdi, ayrıca (açıkla) denmezdi. Halbuki, açıklanması da emredilmiştir. iki ayet meali şöyledir:

    (Kur’anı insanlara açıklayasın diye sana indirdik.) [Nahl 44]

    (Biz bu Kitabı, hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklayasın ve iman eden bir kavme de hidayet ve rahmet olsun diye sana indirdik.) [Nahl 64]

    Bu âyet-i kerimeler, açıklamayı gerektiren âyetlerin bulunduğunu gösterdiği gibi, bunu açıklamaya Resulullah efendimizin yetkisi olduğunu da göstermektedir.

    yoksa Allah kur'an- kerimi "oku, ne anlıyorsan öyle amel et" diye göndermemiştir.
    0 ...
  19. 11.
  20. Sen adam olmayınca bırak Kur'an-ı Kerim'i sana özel peygamber gelse de sana yetmez.

    Örn: Karaman da malûm dernek vakıflar da, tarikat cemaat yurtlarında 9-10 yaşında erkek çocuklara tecavüz edenin ellerinde Richard dawkins'in Tanrı yanılgısı (ateist isen veya bu düşünce neymiş desen mutlaka okuman gereken 3-5 kitaptan biri) bu kitap değil de Kur'an vardı.

    Unutmadan; peygamber elinde Kur'an ile (aslında Allah söylemiyle ortaya çıktığında) neden geldiğini açıklıyor; ben güzel ahlâkı tamamlamak için geldim diyerek.
    1 ...
  21. 12.
  22. Keramet, Allah’ın bu salih ve veli kullarına ihsan ettiği harikulade hallerdir.

    Ehl-i sünnet vel-cemaatin ortak görüşü ile evliyanın kerameti haktır.

    islamiyet’ten önceki zamanlarda da peygamber olmadığı halde ibadet ve takvasıyla Cenâb-ı Hakk’ın rızasını elde etmiş pek çok zat bu nevi ikramlara mazhar olmuştur.

    Kur’an’da keramete örnek olan bazı vakıalar bildirilmiştir. Bunlar:

    1. Hz. Meryem’in insan suretinde de olsa melekleri görmesi ve onlarla konuşması ve kış mevsiminde yaz meyveleriyle Allah tarafından rızıklandırılması.

    2. Âlimlerin çoğuna göre Hz. Süleyman'ın veziri Asaf’ın [14] Belkıs’ın tahtını çok uzak bir mesafeden bir anda Hz. Süleyman’ın yanına getirmesi.

    3. Ashâb-ı Kehf’in bir mağarada üç yüz dokuz sene yemeden içmeden uyudukları halde uyandıklarında aynı yaşta hayatlarının devam etmesi, onlar uyurken sağa sola döndürülmeleri ve korunmaları.

    Mesela bir hadis-i şerifte Allah resulü daha beşikte iken konuşan üç kişiyi sayarken bunlardan birinin de israil Oğulları arasında abid bir zat olan Cüreyc’in zamanında olduğunu söylemiştir. Peygamberimiz (sav); bir iftiraya maruz kalan Cüreyc’in namaz kılıp dua ettikten sonra beşikteki çocuğa “ey çocuk baban kimdir” diye sorduğunu ve beşikteki çocuğun da “babam falan çobandır” diye konuşarak Cüreyc’in bu iftiradan kurtardığını ifade etmiştir.” Cüreyc’in peygamber olmadığı halde yaptığı dua üzerine beşikteki çocuğun konuşması olağan üstü bir olay olarak Allah’ın ona ihsan ve ikram ettiği bir kerametidir.

    Başka bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz, israil Oğullarından üç salih adamın geceyi geçirmek üzere bir mağaraya sığındıklarını, yağmur sebebiyle büyük bir taşın yuvarlanıp mağaranın ağzını kapattığını, çaresiz kalan bu adamların iyi amellerini şefaatçi kılarak Cenâb-ı Hakk’a dua ettiklerini ve sonunda o taşın peyder pey bir keramet olarak Allah’ın izniyle mağaranın ağzından çekilip kurtulduklarını anlatmaktadır.

    islamiyet’ten önceki zamanlarda da vuku bulan bu hadiseler şüphesiz ki bu zatların ibadet ve takvalarından dolayı onlara verilmiştir.

    Kerametlerin zuhuruna sahabe döneminden de rastlanır: Hz. Ömer’in hutbedeyken Medine’den yüzlerce kilometre uzaklıkta bulunan Nihavent civarında yapılan bir savaşta islam ordusunun kumandanı olan Hz. Sariye’ye “Dağa çekil, dağa” diye nida edip onu yönlendirmesi birçok kerametten bir tanesidir.

    Yine Asım bin Sabit (r.a) sağlığında, ölünce müşriklerin vücuduna dokunmaması hususunda Allah’a çokça dua etmişti. Fakat müşrikler onu ve arkadaşlarını öldürüp hem intikamlarını almak hem de onları Mekkeli düşmanlarına satıp para kazanmak istiyorlardı. Neticede müşrikler hileli bir hadiseyle Asım’ı şehid etmiş ve cesedini Mekke’ye götürmek istemişlerdi. Ne zaman ki ona yaklaşsalar bir arı sürüsü onlara saldırıp uzaklaştırıyordu. Akşam olunca da Cenâb-ı Hak şiddetli bir yağmur indirdi ve sel suları onun vücudunu uzaklara taşıdı. Böylece müşrikler emeline ulaşamamıştı ve Asım bin Sabit’in (r.a.) duası kabul olmuştu.

    Hz. Ali Efendimizin Hayber’in fethi günü Hayber Kalesi’nin çok büyük olan ve 10 kişinin ancak kaldırabileceği kapısını tek başıyla kaldırıp kendisine kalkan yapması da onun mazhar olduğu pek çok kerametten bir tanesidir.
    0 ...
  23. 13.
  24. bu tartışmaların sonu gelmez.

    Eğer ortak bir ağırlık birimi ölçümüz yoksa mesela ben kilogram diyorum, öbürü ons diyor, bir başkası ben battalı bilirim diyor. okka dan başka ağırlık birimi tanımam diyen de var. Böyle bir ortamda bir cismin ağırlığı konusunda uzlaşma imkanı olmaz. herkesin doğrusu kendine.

    Ama ben hadisleri inkar eden arkadaşların sanki kur'an daki her emri birebir yapıyormuşçasına sadece kur'an bize yeter demelerini anlamıyorum. Gerçekten bu arkadaşlar 5 vakit namaz kılıyor mu? Mallarının kırk ta birini zekat veriyor mu? Ramazan orucunu tutup, hacca gidiyor mu? Yalan ve iftira ve faiz günahlarını işlemiyor mu? Yani bunları dört dörtlük yapıp, " ya bir de hadislerden yeni işler açmayın başımıza, zaten bunlar yeterince ağır " mı diyorlar?

    neyse iyi geceler herkese.

    Bir soru: Selam vermek sünnetse almak nasıl farz oluyor? size göre Dinen makbul Olmayan bir şeyin cevabının verilmesi neden farz?
    1 ...
  25. 14.
  26. --spoiler--
    daeş in anladığı kur'an ile senin ( onlardan farklı düşündüğünü tahmin ederekten) anladığın kur'an'ın keyfiyet farkından olduğu biliyorsun değil mi? bunun nasıl bir kaos yaratabileceğini tahmin edemiyor musun?
    --spoiler--
    daeş doğru mu anlıyor yani?
    0 ...
  27. 15.
  28. Açılan diger başlıklara bakica umuyorum yetmis hali bu değildir.
    0 ...
  29. 16.
  30. kur'an anayasa ise hadisler kanun gibidir diyorum sadece. Hadis olmadan islam anlaşılmaz. Ayrıca:

    iki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz. Tirmizî, Fedâilü'l-Cihâd, 12.
    Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü'min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz. Buhârî, Îmân, 7; Müslim, Îmân, 71.
    Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanı(n kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter. Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58.
    Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. Tirmizî, Îmân, 12; Nesâî, Îmân, 8.
    iman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız. Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu'l-Kıyâme, 56.
    “Ben güzel ahlâkı tamamlamak üzere peygamber ba’s olundum (gönderildim).” (Buhârî, Müslim)
    “Zenginlik arâzî ve mal çokluğundan ibâret değildir. Asıl zenginlik kalp zenginliği yani kanaattir.” (Müslim)
    “işlerin hayırlısı ortalarıdır. Yani ifrat ve tefritten âzâde (aşırılıktan uzak), mu’tedil (orta) olandır.” (Beyhakî)
    "Canın her istediğini yemek de israf cümlesindendir.” (Ebû Dâvud)
    “Ömrü uzun ve ameli hareketi, işi ve ibâdeti güzel olan kimseye ne mutlu!” (Taberânî)
    “Amellerin Allah’a en sevgilisi, az da olsa devamlı olanıdır.” (Buhârî)

    bu hadislerden hangisine itirazınız var. Bunlardan hangisi rahatsız ediyor sizi?
    0 ...
  31. 17.
  32. 18.
  33. yeterse o zaman Ali, Hamza, Ebubekir vs gibi kişiliklerden bahsedemez, hatta hiçbir islam gelenek ve göreneklerinden de konusamazsiniz.
    Bu da başka bir değişik kafa tabi.
    bence fazla kasmayın.
    0 ...
  34. 19.
  35. Hadis inkarcısı modernistleri. Kendini kandırmasıdır.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük