kuran ayetlerinin birbiriyle çelişmesi

entry34 galeri0
    1.
  1. bu çelişkiler ayetlerle sabittir ve herkesin göreceği anlayacağı kadar açık seçiktir !

    kuranda bazı ayetler birbiriyle çelişmektedir. bu ayetleri allah ın söylediğini düşündüğümüzde aslında allah kendi söyledikleriyle çelişmektedir. buna bir kaç örnek verecek olursak ;

    Enam suresi 108. ayet : Allah'tan başkasına tapanlara (ve putlarına) sövmeyin; sonra onlar da bilmeyerek Allah'a söverler. Böylece biz her ümmete kendi işlerini cazip gösterdik. Sonunda dönüşleri Rablerinedir. Artık O ne yaptıklarını kendilerine bildirecektir.

    diğer bir ayette ise ;

    Bakara suresi 171. ayet : kafirlerin durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. Çünkü onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Bu sebeple düşünmezler

    denmektedir.

    bazı ayetlerde ise insanın yaratılmasıyla ilgili türlü çelişkiler mevcuttur.

    alak suresi 2. ayet : allah insanı bir kan pıhtısından yarattı!

    Nur suresi 45 ayet : Allah bütün canlıları sudan yarattı. işte bunlardan bir kısmı karnı üzerinde sürünür, kimi iki ayak üzerinde yürür, kimisi dört ayak üzerinde yürür. Allah dilediğini yaratır. Çünkü Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir

    Hicr suresi 26. ayet : Andolsun, biz insanı kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş bir balçıktan yarattık
    13 ...
  2. 2.
  3. nisa suresinde geçen miras hesabıda tam çıkmıyomuş.
    ama en babası yine nisa suresinde geçen ; evli kadınlarda size haram kılındı savaşta esir aldıklarınız hariç.. diye devam eden savasta esir aldıgımız evli kadın helal mi oluyo.
    6 ...
  4. 3.
  5. arapçası değil de çevirilerinin günümüze kadar değiştiğini düşünürsek bu kitabın,gayet olabilitesi yüksek bir durumdur. nitekim her çeviren kendi anladığı şekilde çevirmiştir.
    ancak şu da unutulmamalıdır ki;
    yorumlamalar dışında, çelişmenin aksine özünde bütün bir kitaptır..
    4 ...
  6. 4.
  7. bu çelişkilerden ziyade bir de kuranda bazı ayetler allah tarafından değil bizzat peygamber tarafından söylenmiş ve kuranın içine konulmuştur. buna ispat olarak 2-3 ayet gösterilebilir.

    Hud suresi 2 ayet : şöyle ki, Allah tan başkasına kul olmayın! Ben size o nun tarafından müjdelemek ve uyarmak için gönderilmiş bir peygamberim!

    Zariyat 50-51. ayetler :

    50. o halde hemen Allaha kaçın; haberiniz olsun ki, ben size ondan gelen açık bir uyarıcıyım.

    51. Allah la beraber başka bir tanrı uydurmayın; haberiniz olsun ki ben size ondan gelen açık bir uyarıcıyım.

    google da biraz araştırma yaparak çok daha fazlasını görebilirsiniz.
    8 ...
  8. 5.
  9. beyni kısa devre yapmış 1 GB'lik harici bellek yanılsamasıdır. biri hayrına fabrika ayarlarına geri döndürsün.
    4 ...
  10. 6.
  11. 7.
  12. kuran ayetlerinin birbiriyle çelişmesi diye birşey yoktur. teoloji, akaid, tefsir, siyer gibi islami literatür cahili olduğunu tescilleme ifadesidir.
    3 ...
  13. 8.
  14. islamın da bozulduğunu gösterecek durum. fakat diğer dinler bozulmuş islam bozulmamıştır. çünkü insanlığın son kurtuluşu islamdır. eğer kuran'a çelişiyor dersek allah'a inanmanın bir manası kalmamış demektir. bu da boşuna yaşadığımızın göstergesidir ki hiçbir şey boşuna değildir. zaten ortada öne sürüldüğü gibi bir çelişki söz konusu değildir.

    bahsedilen ayetler aynı şeyleri tekrarlamış. yani bir çelişki yok aksine uyum var. insanların yaradılışıyla ilgili olan ayetlerde ise çelişmemesi için illa tek bir maddeden yaratılmamız gerekmesi saçma. spermden yaratır çünkü sperm olmasa insan meydana gelmez. çamurdan yaratır çünkü toprak ten rengini temsil eder. sudan yaratır çünkü vücudumuzun çoğunluğu sudan meydana gelmiştir. e hani çelişki diyorduk?
    2 ...
  15. 9.
  16. bakmak ile görmeyi aynı sanan bünyenin yapabileceği bir açıklamadır.
    bir örnekle konuya genişlik kazandıralım; geçmiş zamanda yaşamış bir şahıs tuvalette uyuya kalmış. (bu uyku insanın hayattan gafil olduğu andır) uyukladığı sırada uykununda verdiği sersemlikle kıçını silerken elini kaşınan gözünede sürmüş. yüzünün gözünün bok içinde kaldığını fark edemiyen bu şahıs tuvaletten çıktıktan sonra dünya hakikaten boktan ibaretmiş diye kendisini avutmaya başlamış. insanlar böyledir. kedi'nin uzanamayacağı ciğere mındar demesi gibi, kendisini aşan konulara hep bir bok atma hevesi taşır. bilmezki, bok onun gözündedir.
    (bkz: nasıl bakarsan öyle görürsün)
    5 ...
  17. 10.
  18. alak suresinde "alak" anlamı kan pıhtılaşması değildir. araplarda o dönem ilişki demek, yapışmak demektir. ayrıca embriyo rahim duvarına yapıştığı içinde alak denmiş. zira surenin devamındada “o insanı aşılanmış yumurtadan yarattı.”*
    ayırca surenin çevirisi: “o insanı alaktan/rahim duvarına yapışmış bir embriyodan yarattı.” olur.

    böyle sureleri eksik eksik alıp kafasına göre yorumlayıp bir şey yapmaya çalışmak ne geri zekalılıktır.
    3 ...
  19. 11.
  20. üzerinde derin incelemeler yapılmadan atlanılmış mevzunun dillendirilmiş hali.

    ++++++++++++
    alak/2 : allah insanı bir kan pıhtısından yarattı!

    "kainatı genel olarak zikrettikten sonra insanın ne gibi hakir bir başlangıç ile yaratıldığı belirtilmiştir. "alak", "alaka"nın çoğuludur. manası, "pıhtılaşmış kan"dır. bu durum hamileliğin ilk birkaç günü içinde meydana gelir. daha sonra et şeklini alır. ve tedricen insan şekillenmeye başlar."

    +++++++++++
    hicr/26 : andolsun, biz insanı kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş bir balçıktan yarattık

    "kur’an'da, insanın “balçıktan (tîn)” yahut “topraktan (turâb)” yaratıldığına dair pek çok referans bulunmaktadır; her iki terim de, hem insanın biyolojik menşeindeki basitliği, hem de insan bedeninin ya da organizmasının -başka terkipler ya da başka elementer biçimlenmeler içinde olsa da- toprakta ya da toprağın üstünde var olan organik ve inorganik muhtelif unsurlardan kompoze edilmiş olduğu gerçeğini işaret etmektedir. üç kere bu surede, bir kere de 55:14'de geçen salsâl tabiri, toprak ya da balçık kavramına bir boyut daha eklemektedir. pek çok filoloji otoritesine göre, bu tabir, vurulduğu zaman “ses çıkaran kuru balçık” anlamına gelmekte ve kur’an'da münhasıran insanın yaratılışıyla ilgili olarak kullanıldığı gözönünde bulundurulursa, hem insanı öteki hayvan türlerinden ayıran konuşma ya da dil üretme yeteneğine, hem de insan varlığının kolay kırılabilir ve zayıf yaratılışına işaret etmektedir (karş. 55:14'de geçen “çömlek gibi” yahut “pişirilmiş balçık gibi” ifadesi). cümlenin kuruluş tarzının da gösterdiği gibi, salsâl'in hame’den inkişaf ettiği ifade edilmektedir (râzî). hame’, bazı otoritelere göre, “kokuşmuş kara çamur” ya da “kara balçık” anlamına gelen hame’eh'nin çoğuludur. hame’ ismini nitelendiren mesnûn sıfatı ise, râzî'nin belirttiği gibi, hem terkip (bileşim) olarak “değiştirilmiş, tahvîl edilmiş”, hem de “biçim verilmiş” yahut “biçimlendirilmiş” anlamına geliyor: bizim, çeviride kullandığımız “biçim verilebilir özlü ...” ifadesi de mesnûn sıfatının bu iki boyutlu anlamına işaret etmek çabasını yansıtmaktadır. kanaatimizce burada, insanın, “ses veren balçık” sözüyle tanımlanan fiziksel varlığının biçim ve öz (kalıp ve terkip) olarak, içinde allah'ın yaratılış planına göre inkişaf edip ya da evrimleşip geliştiği ilkel biyolojik çevre ve koşulların bir tasviriyle karşı karşıyayız." (muhammed esed)

    +++++++++++++++++
    enam/108: allah'tan başkasına tapanlara (ve putlarına) sövmeyin; sonra onlar da bilmeyerek allah'a söverler. böylece biz her ümmete kendi işlerini cazip gösterdik. sonunda dönüşleri rablerinedir. artık o ne yaptıklarını kendilerine bildirecektir.

    "başka insanların kutsal saydığı herhangi bir şeye -bu, allah'ın birliği prensibini ihlal ediyor olsa bile- sövmenin yasaklanması çoğul olarak ifade edilmiştir ve bu nedenle bütün müminlere hitab etmektedir. böylece müslümanların, başkalarının yanlış inançlarına karşı çıkmaları istendiği halde, bu inançların temel unsurlarını tezyif etmelerine ve böylece hata yapan insanların duygularını incitmelerine izin verilmemiştir. lafzen, “böylece ... güzel yaptık”. bu, kendisine çocukluğundan itibaren benimsetilen ve yetişkinliğinde sosyal çevresiyle paylaştığı inançları tek mümkün ve doğru inançlar olarak görmenin insanın tabiatından doğduğuna işarettir -sonuçta, bu inançlara yönelik bir eleştiri, çoğu zaman düşmanca bir psikolojik tepki doğurur."

    +++++++++++++++++
    bakara/171 : kafirlerin durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. çünkü onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. bu sebeple düşünmezler.

    "bu, lafzen, şu şekilde ifade edilebilecek olan vecîz (elliptic) cümlenin biraz serbest bir çevirisidir: “hakikati inkara şartlanmış olanların hali, çığlık ve bağırışdan başka birşey duymayan çığırtkanın haline benzer.” na‘ka fiili, çoğunlukla, çobanın sürüsünü güderken çıkardığı belli bir anlamı olmayan bağırtıları tasvir etmek için kullanılır."

    kaynak : http://www.kuranmeali.com...a.asp?sure=2&ayet=171
    4 ...
  21. 12.
  22. kutsal kitaplardaki soyut ifadeler çok anlamlıdır. birinin çelişki zannettiği öbürü için nimet ve hikmet olur.
    1 ...
  23. 13.
  24. alak arapçada net olarak askıda duran, bağlı olan şey anlamına gelir. alaka ve muallak kelimeleri de alak kelimesinden türemiştir. diğer kelimeler ve lafzen çeşitli anlamlara gelebilecek arapça kelimeler için de bu geçerlidir. alak'ı sadece örnek veriyorum. eğer arapçayı çok iyi ve sarih bir şekilde bilmiyorsanız ya da elinizdeki meal arapçanın yan anlamlılığından habersizce yazılmışsa ayetler arasında çeşitli anlamsal ihtilaflara ulaşabilirsiniz. bu yüzden esed tefsiri kur'an'ın lafzi özelliklerini de değerlendiren modern, iyi bir meal ve tefsirdir.
    0 ...
  25. 14.
  26. günümüze kadar ulaşan her türlü dini ve mistik bilgi içeren kitap ve notlarda asla yalın bir dil kullanılmamıştır . bunun sebebi her insanın bunları idrak edip kabullenemeyecek olmasıdır . kan pıhtısı , su , çamur biyolojik olarak insanla alakasız maddeler gibi görünsede atom ve molekül yapısına bakıldığında birebir olarak insanın içinde gezindiğini ve insanın farklı katmanlarının bunlarla aynı molekül yapısında olduğu görülebilir . insanda hücreler var diyeceksiniz , fakat hücrelerin en ufak bir organelinin molekül dizimi , burda alay konusu yapıp çelişkili bulduğunuz kan , su , toprak üçlüsüyle aynı şekli taşımaktadır . bu ; bizim toprak veya su olduğumuzu değil , allah'ın isterse tek bir şeyden farklı farklı milyonlarca nesne , canlı ve madde yaratabileceğini , gücünün sınırsızlığını gösterir . şimdi böyle düşünüpte işin içinden çıkamayacaksın , çünkü hayatında bu yaşa kadar hiçbir zaman böyle bir ikileme düşmüş bulunmamaktasın . belki bu bir ilk . araştırıp düşünmedikçe * hiçbir zaman varlığın cevabını alamayacaksın .
    5 ...
  27. 15.
  28. Anlatan ile anlayanın birbirinini anlamaması durumudur.
    1 ...
  29. 16.
  30. borderline'a küfrettiğin başlıktır...

    yuh artık, o ayetler Peygamber'in insanlara söylemesi için onun ağzından verilmiş vahiylerdir ki çoğunun başında "kul:" yani "de ki" hitabı ile başlar... bunu görmeyecek kadar salaksanız size bu kelimeleri söyleten/yazdıran kimdir merak ettim doğrusu...
    0 ...
  31. 17.
  32. 'Âyetlerimizi geçersiz kılmak için yarışırcasına çaba harcayanlar var ya; işte onlar için elem dolu, çok kötü bir azap vardır.' (Sebe'/5)
    7 ...
  33. 18.
  34. 'yok öyle bir şey evladım'

    Eğer o, Allah'tan başkasının Katından olsaydı, kuşkusuz içinde birçok ayrılıklar (çelişkiler, ihtilaflar) bulacaklardı. (Nisa Suresi, 82)

    diyerek içimizi ferahlatan garantör olarak kabul edilen bir ayet bu.
    ayetlere mana verirken tefsir usulunden faydalanılır. kurannın delili olan hadis aynı zamanda kuranın tefsiri olarak kabul edilir ki zaten bu böyledir. her bir ayetin manasını türkçe kalıp anlamından ziyade hadisler nazarında düşünmek ve karar kılmak zorunludur. misal olarak müfessirler tarafından yazılmış olan ibn. kesir, seyyid kutub ve mevdudi 'nin tefsirleri en sıhhatli olanlarıdır ki; hadisin usulu ile ele alınmışlardır.
    1 ...
  35. 19.
  36. beyin hücrelerinin, sigara alkol ve popüler kültürden mütevellit birbirleriyle çelişmesinin sonucu bilmediği ve işine gelmeyen şeylere dil uzatma çabasıdır. zaten allah kur'anı kerimde herdaim böyle dümbüklerin olacağını açıkca söylediğinden şaşıracak bir şey yok. aksine bu tür malların varlığı kur'anın büyüklüğünü gösteriyor.
    0 ...
  37. 20.
  38. kuran-ı kerim dünyanın ve dünyada hayatın oluşumundan tutunda, insanın yaratılışına ve hatta doğum olayına kadar çok ince detayları, çok sade bir dille anlatmayı seçen eşsiz bir allah kelamıdır.
    örnek:
    allak süresi 2. ayet: allah insanı bir kan pıhtısından yarattı; burada bahsedilen insanın cenin halinin ilk aşamasıdır. genetik ve dna ile alakalı ipuçları verir.
    nur süresi 45. ayet: allah bütün canlıları sudan yarattı, bunların bir kısmı karnı üzerinde sürünür...şeklinde devam eder. dünyada hayatın başlangıcına ve türlerin oluşumuna işaret etmektedir.
    hicr süresi 26. ayet: andolsun ki biz insanı kuru çamurdan, şekillendirilmiş bir balçıktan yarattık;
    bu ayetin işaret ettiği bilimsel gerçekler, bilim adamları tarafından 2000 li yıllarda anlaşılmıştır. hayatın kökleri okyanus tabanlarındaki volkan ağızlarında başlamıştır. buradan okyanus yüzeyine çıkarak, hem hayatı oluşturan hem de hayatla birlikte atmosferi şekillendiren süreç e bu kadar açık işareti hiçbir yerde göremezsiniz.
    çelişki olarak addedilen durumlar farklı farklı yaratılış mucizelerinin ve süreçlerin aktarımlarıdır.
    yaradan kuran-ı kerimde, evrenin kısa tarihini bizlere sunarken, aynı zamanda islama kadar olan insanlık tarihinide olaylar üzerinden aktarmaktadır. bizim geçmişe ve önümüze bakarak kuran dan çıkarabildiklerimizin yanında, geleceği şifreli bir şekilde saklayan ayetlerde vardır. zamanla insanlık, farkındalığıyla kuran a baktığında gafletinin boyutlarını daha iyi anlayacaktır. kuran-ı kerim okyanus tabanlarındaki kıta levhalarını dahi tasvir ederken, kuran a çelişki dolu demek çok büyük bir yanlıştır. yüce yaratıcının bize sunduğu hazineyi yanlı fikirlerimizle kirletmeye çalışmamız boşuna bir çabadır.
    1 ...
  39. 21.
  40. bu aralar kuran meali okumaya başladım. başladığım andan beri dikkatimi çeken bazı çelişkileri/yanlış şeyleri sizinle paylaşmak istedim.
    Zariyat 51:Allah ile beraber başka bir tanrı edinmeyin.Zira ben size onun tarafinda (gelmis)acik bir uyariciyim..
    -burada Muhammed konuşuyor.
    Zariyat 50: O halde Allah'a koşun. Şüphesiz”ben, size O'nun katından gönderilmiş açık bir uyarıcıyım.
    - Burada da yeniden Muhammed konuşuyor.
    -----------------------------------------------------
    Furkan 59: Gökleri ve yeryüzünü ve ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş'a kurulan Rahmân'dır. Sen bunu haberdar olana sor!
    Kaf 38: Andolsun, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde (altı evrede) yarattık. Bize bir yorgunluk da dokunmadı. Toplam 6 günde yaratılmış
    .- Bu iki ayette görüldüğü üzere 6 günde yaratılmış. bir de alttaki ayetlere bakalım.
    Fussilet 9: De ki: "Siz mi yeri iki günde (iki evrede) yaratanı inkâr ediyor ve O'na ortaklar koşuyorsunuz? O, âlemlerin Rabbidir."
    fussilet 10: O, dört gün içinde (dört evrede), yeryüzünde yükselen sabit dağlar yarattı, orada bolluk ve bereket meydana getirdi ve orada rızık arayanların ihtiyaçlarına uygun olarak rızıklar takdir etti.
    Fussilet 11: Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi; ona ve yeryüzüne, "isteyerek veya istemeyerek gelin" dedi. ikisi de, "isteyerek geldik" dediler.
    Fussilet 12: Böylece onları, iki günde (iki evrede) yedi gök olarak yarattı ve her göğe kendi işini bildirdi. En yakın göğü kandillerle süsledik ve onu koruduk. işte bu, mutlak güç sahibi ve hakkıyla bilen Allah'ın takdiridir. Toplam 8 günde yaratılmış.
    - toplam 8 günde yaratılmış. bir karar verelim, 6 mu 8 mi?
    --------------------
    Kehf 74: Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında adam (hemen) onu öldürdü. Mûsâ, "Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın!" dedi.
    Kehf 80: "Çocuğa gelince, anası babası mü'min insanlardı. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk."
    - Dinden çıkacağını “şüphelendiğin” birini öldürmek ne kadar doğru? Üstelik bir peygamberin can alması ne kadar doğru?
    Kehf 81: "Böylece, Rablerinin onlara, bu çocuğun yerine daha hayırlı ve daha merhametli bir çocuk vermesini diledik."
    – diledik? Dilemek ile her şey çözülmüyor ama.

    ---------------------------------------------------------------

    Tevbe 30: Yahudiler, "Üzeyr Allah'ın oğludur" dediler. Hırıstiyanlar ise, "isa Mesih Allah'ın oğludur" dediler. Bu onların ağızlarıyla söyledikleri (gerçeği yansıtmayan) sözleridir. Onların bu sözleri daha önce inkar etmiş kimselerin söylediklerine benziyor. Allah onları kahretsin. Nasıl da haktan çevriliyorlar!
    –Allahın kendine bela okuması, ilginç. Muhammed’in yazdığına bir örnek daha!
    -------------------------------------------------------------
    Bakara 106: Biz herhangi bir âyetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya onu unutturur (ya da ertelersek), yerine daha hayırlısını veya mislini getiririz. Allah'ın gücünün her şeye hakkıyla yettiğini bilmez misin?
    –yerine daha hayırlısını getiririz diyor. Bir de aşağıdaki ayete bakalım.
    Fatır 43: Yeryüzünde büyüklük taslamak ve kötü tuzak kurmak için (böyle davranıyorlardı). Oysa kötü tuzak, ancak sahibini kuşatır. Onlar ancak öncekilere uygulanan kanunu bekliyorlar. “Sen Allah'ın kanununda hiçbir değişiklik bulamazsın. Sen Allah'ın kanununda hiçbir sapma bulamazsın.”
    – Tırnak içindeki cümlelere bakarsak, fikrimiz çabuk değişmiş.
    Fetih 23: Allah'ın ötedenberi işleyip duran kanunu (budur). Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın.
    – Asla bir değişiklik bulamazmışız.
    ----------------------------------------------------
    Enam 125:Allah her kimi doğruya erdirmek isterse onun göğsünü islâm'a açar. Kimi de saptırmak isterse, onun da göğsünü göğe çıkıyormuşçasına daraltır, sıkar. Allah inanmayanlara azap (ve sıkıntıyı) işte böyle verir.
    - Bu ayete bakarsak, Allah istediği kişiyi yoldan çıkarabiliyor. Daha sonra ise neden “yoldan çıktın” şeklinde hesap soruyor.
    Enfal 22:Şüphesiz Allah katında hayvanların en kötüsü, düşünmeyen sağır ve dilsizlerdir.
    -Şimdi düşünmeyen sağır ve dilsiz dediğine göre, Müslüman olmayan insanlardan bahsediyor.Bu durumda Kuran’da Müslüman olmayanlar “hayvanların en kötüsü” ifadesi ile aşağılanıyor. Merhamet sahibi bir Allahın sözü..
    Hac 19:inkar edenler için ateşten bir elbise biçilmiştir. Onların başlarının üstünden kaynar su dökülecektir!
    Hac 20: Bununla,karınlarının içindeki (organlar) ve derileri eritilecektir.
    -Sonsuz merhamet sahibi Allah.

    Cevaplar üzere buyrunuz kaynağım, açıp bakarsınız http://kuran.diyanet.gov.tr/Kuran.aspx#51:51
    edit:Düzeltme
    1 ...
  41. 22.
  42. yazarın boşluktan ve hınzırlıktan malum bi tarafından yaptığı uydurmadır. e kardeşim üşenmemiş araştırmış belki googleyi kullanmışsın peki hiç mi duymadın yorum farklılığı diye bişey bu ayetler arapça inmedi mi bunlar çeviren insan evladı değil mi yine saptıran istediği gibi anlayan o değil mi? şimdi yine üşenme araştır doğru şekilde yorumla o zaman. Allahtan şu sözlükte dişe dokunur yazar var da adamlar patır patır açıklama yapmış helal olsun demeli.
    3 ...
  43. 23.
  44. yazarın,bir ayetin birden fazla anlam taşıdığını bilmediği göstergesidir.
    2 ...
  45. 24.
  46. 25.
  47. Meal %100 çeviri değildir.Bu ayetler arapça indi herkes kafasına göre yorumladı.Ve ayrıca her ayet birden fazla anlam taşır. ve Bazı ayetler bazı ayetlerin hükmünü kaldırabilir (bkz: nesh) Dil inkılabı ile Arapça ile ilgili hiçbirşey bilmediğimizi düşünürsek arada böyle aptallar çıkar. (bkz: Ahirette götümüze girecek başlıklar)
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük