kuran a rağmen birine koşulsuz boyun eğen müslüman

entry6 galeri0
    6.
  1. din yemini seven koyunlardır. onlar şirk insanları oldukları için müslüman değillerdir. yaradanın adını anmalarından rahatsızlık duyduğu cehennemliklerdir. heyhat onlar kendilerini müslüman addederler.
    1 ...
  2. 5.
  3. yeziddir. açık ve nettir gözümde. Allah'tan başkasına boyun eğmek hainliktir.
    1 ...
  4. 4.
  5. fetocudur. ateistlere, müslümanlara karşı verilmiş en büyük kozdur. müslüman olmama rağmen sevmediğim insandır. cemaat veya tarikat e girmesinde sakınca olmayan insandır, fakat kur'an ile söyledikleri ters düşen ağlak bir ikiyüzlünün başını çektiği cemaat e girmemesi gereken müslümandır. cahil kalmış olabilecek olan insandır. böyle konularda br müslüman olarak cahil kalmasını kınadığım insandır.
    0 ...
  6. 3.
  7. çok beğendiğim başlığa konu olan müslümandır. müslüman emri sadece ve sadece kaynağından alır. bu da kur'an-ı kerim ve sünnettir.
    kur'an-ı kerim'de ve sünnette bulamadığı konuları ise "bir bilene" danışır. bu kişi din alimi olur, diyanet yetkilisi olur, köyün imamı olur, internette güvendiği bir kaynak olur, fıkıh kitapları olur, herkesin fikrine ve ilmine saygı duyduğu kişiler olur ama mutlaka aklına yetecek bir bilen bulunur.
    mesele danışmasından çok danıştığı kişinin emrine girip ona her koşul ve şartta biat etmesinde başlar. cemaat kavramı, tarikat kavramı ve biat kavramı burada kendini gösterir ki, bunun sonucu "şirk'e" kadar ulaşabilir.
    kur'an'ın yerini zamanla cemaat önderinin yazdığı ya da benimsediği kitaplar alır, uydurma hadisler devreye girer, şeyhin ya da liderin üstünlüğünden dem vurulur. bazı hadislerden şüphe edilir ancak şeyhin ya da liderin sözünden asla şüphe edilmez. hizmet edildiğinde "allah rızası" istenir ancak müritler farketmezler ki hizmet ederken şeyhin ya da liderin gözüne de girmek isterler.
    kula kul olmak felaket getirir. çağımızda istenilen bilgiye ulaşacak kaynak çoktur. bir yerlerden icazet beklemek gereksizdir ve sonucu insana "ateş" olarak dönebilir.
    1 ...
  8. 2.
  9. cemaat ve tarikat gibi şeyler kur'an ile ters düşmemektedir. tarikat yol anlamına gelmekte, ve ahiretini kurtarmak için kendilerine o yolu seçmiş kişilerin oluşturduğu, bulunduğu ve bir tarikat şeyhine bağlı oldukları kurumdur. bunu ayetlere veya hadislere dayandırmak yerine şöyle geçmişteki islam alimlerinin cemaatler ve tarikatlar kurduğuna bakarak "en basit hali ile" anlayabilirsiniz.

    cemaat ise topluluk olmakla beraber, işlevsel olarak tarikattan farklılaşır. cemaatin ve cemaatlerin(cemaat denilince sadece "hizmet" anlaşılmakta) benimsediği bir düstur olarak "emr-i bil maruf nehyanil münker", yani iyiliği emredip, kötülükten men etme. cemaat tarikata göre daha aktiftir ve toplumda iman hizmeti yapma amacı güder. bunun için okullar açar, dershaneler açar, evlerine çağırır vb. daha çok dinini dünya ile birlikte götüren/götürmek isteyenlerin bulunduğu ve katıldığı yerdir cemaat.

    insanların aklından şu geçebilir, "herkesin dini kendisine". bu düşünce cemaatin içinde bulunduğu yapı ile ters düşmez, bilakis birey kendisi cemaate katılır ve "kendisine olan dinî hayatını" muhafaza etmek ister. çünkü bir işi tek başına götürmek/ebilmek, fazla lafı dolandırmayacağım "şu zamanda" mümkün olan bişey değildir. insanın nefsi ile baş başa olması ve çevrenin milyon derecede olumsuz etkisi ile insanın ister istemez ayağı kayar.

    bu nedenle cemaat, çukurdan çıkmaya çalışan, çukura düşme tehlikesi olan kişileri tabiri caizse "yalnız bırakmamaktadır". yalnız kalmamak isteyen kişi olduğu sürece de yalnız kalmaz zaten..

    bu bağlamda...

    herhangi bir cemaate dahil olmuş ve o cemaatin liderinin söylediklerini yapan ve gönüllü yapmak isteyen. dini hayatını kurtarma düşüncesi içindeki kişi, cemaat lideri kur'an'a ve islam'a aykırı hareket etmeyi emretmedikçe, dediklerine uyabilir. bunda dinen bir sakınca yoktur.
    1 ...
  10. 1.
  11. Sayıları çoğaldıkça "cemaat"i oluşturan Müslümanlardır.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük