kuran a göre dünyanın düz olması

entry50 galeri3 video1
    1.
  1. o tarihlerde yaygın inanış buydu tabii ki.

    e kuranı kerim de insan icadı olduğu için şaşırılmayacak durum.

    + şunu da yazalım mı abi?
    - yaz amk onu da yaz uzun olsun.
    11 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. Yalandır. gaybi ayetlerin 1300 yıl tam çözülememiş olan manası yüzünden böyle anlayan olabilir. Bahsedilen dünya şekli bu deniyor

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1133443/+
    3 ...
  5. 4.
  6. islamcılar nerde? Hani? Sıkıldık değil mi bu muhabbetten...
    7 ...
  7. 5.
  8. hayat bilgisi dersini geçip ilkokulu bitirenlere kuran eleştirmeni setifikası veriyolarmış diye bir duyum aldım. Alsanıza. Bir iftiradır.
    17 ...
  9. 6.
  10. müslüman birinden açıklama bekleyenler var hala ülkemin kuran okumadan bile islamı araplardan bile daha iyi bildiği islamı öğrenemediniz amk.

    az sonra " inanamıyosan saygı duy amk " gibi küfürler ya da abiler modunda takılarak saygı çerçevesinde sizi alttan alttan sikertmeye çalışan denyonun biri gelir, ki vereceği cevaplar klişe ve kaynağın genelde götün olarak gösterildiği açıklamalar yapabilir.

    sizde saçma sapan sorular sormayın olum adamlara 1400 yıldır daha gerçek islamın bu olmadığı ve gerçek müslümanın bu olmadığı konusu aşılırsa diğer sorulara cevap verecekler bi sabredin amk bekleyin bi 3-5 bin senecik.
    5 ...
  11. 7.
  12. Bir kere. Kuran'ı bir bilimsel makale tezi gibi okuyamazsın.böyle bir iddiası yok. Kuran islam dininin öğretilerini barındıran Allah'tan geldiğine inanılan bir kitap kuran.

    Dünyanın şeklini ifade etmesini de bekleyemezsin. Kaldı ki; gökte yıldızların kaydığı, akıp gittiği, gökyüzünüm 7 kat olduğuna ilişkin ayetler var. "Gökyüzü 7 katmandır müslümanlar" demiyor. "7 kat göğe and olsun" diyor. Yani açık açık dünya yuvarlak ve düz ifadesini nasıl beklersin kurandan. "Demiri bir nimet olarak indirdik" derken demirin dünya çekirdeğinde üretilemeyen bir element olmasını yıldız patlamalarına bağlamasından tut "geri döndüren göğe" ifadesinde ki tabaka vurgusuna kadar onlarca yerde alegori mevcut üstelik cahil hırto.

    Kuran'ın uygulanış tarzı üzerinden bugünün islam dini çok sert eleştirilebilir. Yerden yere bile vurulabilir.hatta ben ateist olup bu konuları eleştiren insanları inanılmaz önemsiyor ve ciddiye alıyorum. Ama kuran; böyle saçma konularda eleştiriye muhatap bile olamaz. Hristiyan toplumunda ki ateist düşüncesi isa'nın mağarasında ortaya çıkan yıldızların kıssasını mı eleştirir yoksa modern kiliseye mi bir bak ergen cahil kardeşim. Senin bir hevesle oldum dediğin ateizm batıda 400 yıldır medeniyet inşa ediyor; sen burada kuran dünya düz diyor gibi psikoromaantik tezlerle beynimizi sikiyorsun.

    Okuyun biraz ulan okuyun. Zira cahilin ateisti de müslümanı da çok sıkıcı. ikisi de bir boka yaramıyor.
    10 ...
  13. 8.
  14. "- Son olarak şunu da belirtelim ki, Kur’an’da yerküresinin, küre şeklinde, elips şeklinde yuvarlak olduğu da açıkça ifade edilmiştir. Şöyle ki;

    Yerin yaratılıp düzenlenmesiyle ilgili Kur’an’da yer alan “mehd=beşik, sath=düz satıh, firaş=sergi” gibi ifadelerinden, yerin düz bir tepsi gibi olduğu şeklinde anlayanlar olmuştur. Tabii ki, bu anlayış daha önceden var olan Yunan felsefesinin bir uzantısıdır.

    Fakat Kur’an’da yerin düzenlenmesiyle ilgili Naziat suresinin 30. ayetine “Sonra da yeri döşeyip yerleşmeye hazırladı” şeklinde meal verilmektedir. Ancak, “döşeme” sözcüğüyle ifade edilen kelimenin Arapça aslı “Deha”dır. Bu kelime, “udhiyye/udhuvve” kökünden gelmektedir ki, deve yumurtası anlamına gelip yuvarlaklığı ifade etmektedir. Aynı kökten gelen “medha” kelimesi deve kuşunun yumurtasını bıraktığı yuva anlamına gelir. Dev kuşu yumurtası, tam yuvarlak olmayı elips şeklindedir." yani Türkçe mealinden ziyade cümlenin anlamından gelen bağlama bakmakta fayda var. (bkz: https://sorularlaislamiyet. com/suara-suresi-28-ayete-gore-kuran-dunyanin-duz-oldugunu-mu-soyluyor)
    1 ...
  15. 9.
  16. söz konusu ayet naziat 30 dur:

    "1. ve el arda : ve arz, yeryüzü
    2. ba'de : sonra
    3. zâlike : bu
    4. dehâ-hâ : onu yayıp döşedi

    Diyanet işleri: Ardından yeri düzenleyip döşedi.
    Diyanet işleri (eski): Ardından yeri düzenlemiştir.
    Süleyman Ateş: Bundan sonra da yeri yayıp yuvarlattı.
    Yaşar Nuri Öztürk: Bundan sonra da yeri yayıp deve kuşu yumurtası biçiminde yuvarlattı."

    kaynak: http://www.kuranmeali.org .

    görüldüğü gibi genelde döşedi ve yuvarlattı anlamları verliyor ki ikisinden de "dünya düzdür" çıkmıyor.

    açıklaması şöyle:

    "Ayetteki kilit nokta şüphesiz “dehhaha” (دَحَاهَا) kelimesidir. Deha, “dahv” kökünden gelir. Bu kelimeyle ilgili en meşhur Arapça lügat olan “Lisan-ül Arab”da şu bilgiler yer alır.

    Çocukların topu, yerde eşilen bir çukura düşürmelerine dahv denir. Deve kuşunun yuva yapmasına, yatacağı yerdeki taşları temizlemesine idhâ (ادحاء) dendiği gibi, yumurtladığı yere ve yumurtasına da udhiyy (أدحي) denir. Dahv: Taş atıp bir çukura düşürme yarışıdır. Ceviz oynamaya da dahv denir. Hz. Peygamberin iki torunu Hasan’la Hüseyin bu oyunu oynarlardı. Bir çukur eşerler, yuvarlak taşlar atıp o çukura düşürmeye çalışırlardı. Taşı çukura düşüren kazanır, düşüremeyen kaybederdi. işte dahv, taş, ceviz ve sâireyi o çukura düşürme oyunudur. Medâhiyy ( مداحى), yufka biçiminde yuvarlak taşlardır (Lisânu’l-Arab: 1/954). (2)

    Kelimenin tüm türevleri incelendiği takdirde ortak nokta olarak “yuvarlaklık” göze çarpmakta ve anlamın çoğunlukla “devekuşu yumurtası” ekseninde döndüğü görülmektedir."

    kaynak: https://kuranfelsefevebil.../kuran-ve-dunyanin-sekli/

    sonuç olarak:

    dünyanın düz olduğunun düşünüldüğü donemde (1500 den önce) kuran ayetlerine anlam verenlerin bu ayete "dünya yayıldı" anlamını vermeleri olağandır çünkü bildikleri gerçekle örtüşmektedir.

    ama sene olmuş 2017 hala bazıları turan dursunun sitesinden bulup bulup konuşuyolar.

    kuran'ı iman kazanmak için de okuyabilirsin, imanının kaybetmek için de. biz buna "sınav" diyoruz.
    9 ...
  17. 10.
  18. işte bu islam düşmanlarının kullanmayı çok sevdiği bir konudur.
    2 ...
  19. 11.
  20. 12.
  21. Yüzme fiiliyle alay eden arkadaşlar uzayın boş olmadığını, aksine antimaddelerin hareketleri sağladığının keşfinden habersiz. Ayrıca dünya düz falan da denmiyor nasıl güzel bir mantık oluşturdun anlamadım. Ve sadece kendi etrafında döner dememiş ayette, bunlar kendi etrafında da dönmüyor mu?
    3 ...
  22. 13.
  23. büyük patlamadan sonra Dünya'yı oluşturacak maddeler güneş etrafında ve kendi etrafında dönmeseydi gelişigüzel durmaları gerekirdi. bu maddeler, soğurken dönüp yayılarak şu anki şekline benzer bir şekil aldı. ben ilgili ayette bu durumdan bahsedilmiş olabileceğini düşünüyorum.

    http://www.kuranmeali.org...urani_kerim_mealleri.aspx

    yukarıdaki ayette de Dünya'nın dönüşünden bahsedilmiş olabileceğini düşünüyorum. uzaydan bakıldığında dağlar ve bulutların benzer şekilde hareket ettikleri gözüküyor.



    ayrıca Kuran'a göre Dünya düz ve hareketsiz ise nasıl oluyor da dağların hareket ettiğinden bahsedilebiliyor?
    2 ...
  24. 14.
  25. kuran'da öyle bir bahis yoktur. götünüzü parmaklamayın .
    2 ...
  26. 15.
  27. aramak isteyen google da bulur doğrusunu. samimi öğrenmek isteyen pm atsın. dünya düzmü, evrim var mı, gerçek islam nedir. kurandaki gerçekler için samimi olup öğrenmek isteyenler pm atsınlar.
    1 ...
  28. 16.
  29. Kitapta böyle bir şey yok. Götünüzden element uydurmayın.
    8 ...
  30. 17.
  31. bir kişi de çıkıp dememiş ki, "ahan da ayet, dünyanın şekli,yörüngesi burda yazıyor"...
    anca atayizlere sövün siz.

    misal, yasin 38'de güneşin hareketli bir yörüngesi olduğu soylenir ama kopernik'e kadar insanoğlu bunu bilmiyodu. böyle şeyler yazın mesela...
    9 ...
  32. 18.
  33. diktörtgen, kare falan mı denmiş sanki?

    kürenin yüzeyi düz değil mi oç?
    3 ...
  34. 19.
  35. Vel arda ba’de zâlike dehâhâ.
    Ve yeryüzünü de yayıp yuvarlattı. (79:30)
    Naziat süresi 30.

    Ayetin Arapça’sında geçen “dahv” kelimesinin köklerinden türetilen kelimeler “yuvarlaklık” ifade etmekte, “devekuşu yumurtası” gibi anlamlara gelmektedir. Bu yüzden yukarıdaki ayeti “Yeryüzüne devekuşu yumurtasının şeklinin verildiği” anlamında algılayanlar da olmuştur. Prof. Dr. Süleyman Ateş, en ünlü Arapça sözlük olan Lisanul Arab’a da dayanarak bu kelimenin anlamını şöyle açıklamaktadır : “…Hasılı dahv döşemek, düzeltmek demek ise de sadece basit bir döşemek ve düzeltmek değil, yuvarlak olarak düzeltmek, döşemek anlamını verir ki bu ayetten Yeryüzünün yuvarlak yaratıldığı anlamı çıkar.” “Dahv” kelimesi cevizle oynanan bir oyun anlamında da kullanılmış, aynı kökten türeyen “medahi” kelimesi yuvarlak taşları ifade etmek için kullanılmıştır. “Dahv” kelimesinde ve bu kelimenin kökünden türeyen kelimelerde yuvarlaklık anlamı olmasına karşın bazı çevirmenler yeryüzünün yuvarlaklığını algılamaktaki zorlukları sebebiyle ayeti sadece yeryüzünün düzenlenmesi olarak algılamışlar, yazı ve çevirilerinde bunu yansıtmışlardır. Oysa Dünya’nın şekli gerçekten de “dahv” kelimesinin ifade ettiği yuvarlaklığa, yumurta biçimine, devekuşu yumurtası şekline benzemektedir. Dünyamız aynı devekuşu yumurtası gibi geoittir. Yani tam düzgün küre olmayan, fakat küremsi, kutuplardan basık şekildedir. insanlığın yıllarca anlamaya çalıştığı Dünya’nın şeklinin ne olduğu hususuna da Kuran’da böylelikle işaret edilmiştir.
    Şimdi susabilirsiniz.
    11 ...
  36. 20.
  37. Naziat 30 Eski meal:

    --spoiler--
    Elmalılı Hamdi Yazır: Ondan sonra da arzı döşedi.

    --spoiler--

    fantastik yeni meal:

    --spoiler--
    Ahmet Tekin: Ondan sonra yer küreyi eksenine göre eğip bir elipsoit haline getirerek yayıp döşedi.
    --spoiler--

    Kuşkusuz ki ikincisi fizik kitabından alınıp kopyalanmış değildir. Evet elipsoid falan var yani kuran'da.
    5 ...
  38. 21.
  39. Kuran anlatır anlatmasına da onu çeviren, mealini yazan, tam tercüme edebilir mi ? O biraz zor bir iş. Bakalım;

    ---spoiler---

    Dünya Dönüyor diyen ayetler ve Zülkarneyn Kıssası

    Aşağıdaki 2 Kuran ayetini dikkatlerinize sunmak istiyorum:
    Enbiya/33
    “Geceyi, gündüzü, Güneşi ve Ayı yaratan da Odur. Bunların herbiri bir yörüngede yüzmektedir.”
    Yasin/40
    “Ne Güneş Aya yetişir, ne gece gündüzü geçer. Hepsi bir yörüngede yüzer, gider.”
    Bu ayetleri Türkçe bir mealden aldım. Mealde Enbiya/33 ayetinin altına düşülen dip not aynen şöyle: “Sadece iki gök cismi sayıldığı halde, ikiden fazla şeyler için kullanılan bir fiil kipiyle, bütün bunların ayrı bir yörüngede yüzdüğü bildirilmiştir. Bundan da, Güneş ve Ay ile birlikte, bütün gökcisimlerinin kendilerine özgü birer yörüngede hareket halinde bulundukları anlamı çıkarılabilir.”
    Aslında Enbiya/33 için geçerli olan bu yorum Yasin/40 için de geçerli. Çünkü her iki ayette de “Hepsi bir yörüngede yüzer” olarak çevrilen kısmın Arapçası birbirinin aynı: “küllün fı felekiy yesbehun”.
    Her 2 ayette de açıkça 2’den fazla şeyler için kullanılan bir fiil kipi mevcut. Ancak meali hazırlayan kişi ayeti (bana göre) son derece yanlış yorumlayarak “bütün gökcisimlerinin bir yörüngede yüzdüğü anlamı çıkabilir” diyor.
    Gerçek ise bundan çok daha çarpıcı... Ayetlerde açıkça “gece ve gündüzün” de bir yörüngede döndüğü vurgulanıyor. Kuran’da gece ve gündüz ile daima Dünya’nın gece ve gündüzüne vurgu yapılır. Yani her 2 ayette de aslında ifade edilmek istenen şey Dünyanın da güneş ve ay gibi bir yörüngede yüzdüğü!
    Biran için dünyanın uzaydaki hareketini hayal edin. Dünya güneş etrafında dönerken dünyanın üzerinde daima birlikte ve aynı anda var olan gece ve gündüz de güneş etrafında bir yörüngede dönmektedir aslında. Ayetler bu açıdan son derece ince bir anlatıma sahipler…
    Dünyanın bir yörüngede yüzdüğünün bu şekilde gece ve gündüze atıfta bulunularak anlatılmasının ima ettiği bir diğer şey de dünyanın dönüşünün neyin etrafında gerçekleştiği ile ilgili olabilir. Şöyle ki, dünyada gece ve gündüz güneş sayesinde oluşur. Ayetler “gece ve gündüz de bir yörüngede yüzüyor” demekle bu yörüngenin güneş etrafında olduğuna da atıfta bulunuyor olabilir.
    Bir önemli husus ta Yasin/40 ile Enbiya/33 ayetlerinin aynı şeyi söylüyor gibi görünmelerine aslında farklı olmalarıdır. Yasin/40 ayeti gece ile gündüzün ve güneş ile ayın birbirlerine çatamayacaklarını söylemekte ve "hepsi bir yörüngede yüzer" ifadesinden önce meallere yansımayan bir "VE" bağlacı kullanmaktadır. "VE" bağlacını orijinal metinde görebilirsiniz (ve kullun fi felekiy yesbehune). Bu basit "VE" bağlacı neden var? Neden ayet "A ve B" şeklinde ikiye ayrılmış? Yani neden "Ne gece gündüzü geçer, ne güneş aya çatar VE hepsi bir yörüngede yüzer" denmiş? Bu bağlaç bize A ve B olaylarının birbirlerinden bağımsız olduğunu, birinin diğerinin sebebi olmadığını söylüyor! Yani gecenin gündüze çatamamasının sebebi "bir felekte yüzmeleri" değil! Gerçekten de gece gündüze; dünyanın bir yörüngede yüzmesinden dolayı değil, dünyanın kendi ekseni etrafında dönme hareketinden kaynaklanmaları sebebiyle çatamaz. Ayrıca bu "VE" bağlacı felek kelimesine "küre - gökküre" anlamı yükleyerek, Kuran'da dünyanın bir yörüngede yüzdüğünden değil; Batlamyus modelinden bahsedildiğini iddia edenleri de komik duruma düşürmektedir. Çünkü eğer Kuran Batlamyus modelini temel alsaydı; gece gündüzü, ayette bahsedilen "bir felekte yüzme" önermesinden dolayı geçemiyor olurdu ki; bu durumda arada "VE" bağlacı olmaz ve "geçememe/çatamama" önermesi ile "bir felekte yüzme" önermeleri sebep-sonuç olarak sunulurdu. Oysa bu küçük ama muhteşem "VE" bağlacı iki olay arasında ("geçememe/çatamama" ile "bir felekte yüzme") bir ilgi olmadığını söylemektedir.
    Aslında yukarıdaki ayetlerde yapılan bir tür söz sanatıdır. Bir bütünü (Dünya) anlatmak için parçalarını (gece ve gündüz) kullanmaya 'synecdoche' adı verilir (Yunanca synekdoche, 'eşzamanlı anlama' manasında). Bir arabayı anlatmak için 'tekerlekler' demek ya da bir işçiden bahsederken 'bir çift el' tabirini kullanmak bu sanatın kullanımına verilebilecek diğer örneklerdir.
    Bu noktada, Kehf suresinde geçen Zülkarneyn kıssasından bahseden ayetlere de değinmek gerek.

    Kehf (85-86)
    "O da bir yol tuttu."
    "Sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta buldu, yanında bir kavim gördü. Dedik ki: 'Ey Zu'l-Karneyn, (istiyorsan onları) ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzelliği (geçerli ilke) edinirsin.'"

    Bu ayetler, bazılarınca, Kuran'da güneşin dünyanın çevresinde döndüğünün söylendiğine delil olarak kullanılmaktadır. Oysa Kuran'ı Kerim edebi bir eserdir ve anlaşılması için söz sanatlarından haberdar olmak gerekir. Kuran bu söz sanatları (rhetorical devices) açısından oldukça zengin bir kitaptır ve Zulkarneyn ile ilgili ayetlerde yapılan da "Bakış Açısı (Point of View)" söz sanatının kullanımıdır. Edebi eserlerde yazar bazen hikayeyi kahramanın gözünden ve onun duygu ve düşencelerini esas alarak anlatır. Bu tip anlatım "bakış açısı" tekniği altında "third-person subjective narrative (üçüncü şahıs öznel anlatım)" adıyla anılır. Söz konusu ayetlerde yapılan da budur. Yani kıssa Zulkarneyn'in gözünden ve O'nun gerçekliği esas alınarak verilmiştir.
    En doğrusunu Allah (c.c.) bilir.

    http://www.quran-miracle....or-zulkarneyn-kissasi.htm

    ---spoiler---
    2 ...
  40. 18.
  41. Üstteki kapak gibi yazıları okumadan uplanan meseledir. Oku be adam oku oku...
    8 ...
  42. 18.
  43. evet kesinlikle kaynaklar çok ciddi. lanet olsun ki buna kimse karşı çıkamaz. gezegenler yörüngelerinden fırladı.
    ben ikna oldum. yeter artık mantığınızı nasıl elinizden bu kadar kolay aldılar.

    6 ...
  44. 19.
  45. bu konu kıvırtmaya çok müsaittir çünkü kuran kendiyle çelişen kitaptır. bir çok yerde biz kuranı apaçık açıkladık, onu en güzel şekilde açıkladık ki herkes anlasın der ama neyi açıklamıştır?
    bir takım müslümanlar kurandan big bangı çıkartırken bir takım müslümanlar kurana bakıp dünya düzdür diyebiliyor.
    hal böyle olunca kuranın o kadar da açık olmadığı sonucu çıkıyor ya da o açık müslümanlar komple geri zekalı, anlamıyorlar.
    3 ...
  46. 20.
  47. Kur an daki açık seçik bilgiler genel olarak adalet ve hukuk konularıyla ilgili hükümlerdir.

    Onun dışındaki bilgilerin bir kısmı keşfedilmişken diğerleri henüz keşfedilmemiştir.

    Misalin göğün genişlemesi, ayın ışık yansıtması, rüzgarların aşılayıcılar olması, güneşin ve ayın kendi feleğinde yüzmesi, her insanın parmak ucunun farklı olması, ana rahmindeki bebeğin gelişmesi, küresel ısınma ve iklim değişikliği v.s...

    Lakin iman eden, kur an ahlakı ile bütünleşen; bu evren ve içindeki varlıkların kendiliğden oluşmayacağına inanan insan bu bilgilerin 1400 yıl önce verilmiş olmasından etkilenir.

    iman etmek istemeyen, kur an ahlakı kendine ters gelen biri ise bunları örtmek için bahaneler arar, bir türlü kabullenmek istemez. Döşedik kelimesini hep düz yerler için kabul etmek ister. Sanki Allah düz olmayan mekanları; dağları, tepeleri, çukurları döşememiştir! Sanki Allah yuvarlak olan dünya yı döşemekten acizdir! Bunlara kur an da dünyanın yuvarlak olduğunu göstersen (ki kur an bunu bildirmek zorunda değil, sadece bazı bilimlerin sonunu söyleyerek insanı şaşırtır, etkiler) bu kez haydi bize saatte kaç km ile döndüğünü gösterin, onu bulsan kutuplardaki ve ekvatordaki hız oranlarını gösterin... Bu böyle uzar da gider. Bunlar Kıyamet sabahına kadar da bitmeyecek tartışmalardır.

    "Dağları görürsün de, donmuş sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler. Herşeyi 'sapasağlam ve yerli yerinde yapan' Allah'ın sanatı (yapısı)dır (bu). Şüphesiz O, işlediklerinizden haberdardır." (Neml, 27/88)
    Neml suresindeki ayette Dünya'nın sadece döndüğü değil, dönüş yönü de vurgulanmaktadır. 3.500-4.000 metre yükseklikteki ana bulut kümelerinin hareket yönü daima batıdan doğuya doğrudur. Hava durumu tahminleri için çoğunlukla batıdaki duruma bakılmasının sebebi de budur.

    Bulut kümelerinin batıdan doğuya doğru sürüklenmesinin asıl sebebi Dünya’nın dönüş yönüdür. Günümüzde bilindiği gibi, Dünyamız da batıdan doğuya doğru dönmektedir. Bilimin yakın tarihlerde tespit ettiği bu bilimsel gerçek, Kur'an’da yüzyıllar öncesinden -Dünya'nın bir düzlem olduğu, bir öküzün başının üstünde sabit durduğu sanılan 14.yy.da haber verilmiştir.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük