Eksik çıkınca olmuyo da fazla çıkınca oluyo öyle mi?
Ya ulan yazmayım diyorum da sen olsan nasıl bir medeni bir kanun koyardın? Insan bu x kadar kardeşi y kadar çocuğu z kadar eşi t kadarda hayatta anne babası olabilir. Sen ona bir üleştirme metodolojisi sunacaksan ve bunu arapça ile yapacaksan ki "kuranı arapça indirdik" diye açık açık belirtilmiştir, matematik olarak indirilmemiştir ki yine matematiği ve cebiri araplar geliştirecektir, bunu böyle demeyeceksin de nasıl diyeceksin? Hadi insan ürünü diyelim bana bir insan ürünü göster ki bu kadar dayanıklı olsun ve benzerlerinden sıyrılabilsin. Muhakkak ki kuran yeniden yoruma da açıktır. Esas tartışılacak bir şey varsa da neden gönderilmesine ihtiyaç duyulduğudur. Ama sen belli ki hiçbir ürün ortaya koymamışsın, bu riski birisi niye alsın?
Secde anında allaha en yakınsınız denmektedir. Çünkü gözboşluğunuzu ve beyninizin elektromanyetik olarak dünyaya kafatasınızdan açılan tek haznesini tümüyle Dünya'nın kalbine dönmekte, aslı fuzuliyattan kendinizi men etmektesinizdir. Şimdi tüm bu söylevler, zırvalıklar; ancak cevabı Allah tarafından insana secde halindeyken verilebilecek "güzellikler"i unutması içindir. Aklımızı başımıza alalım ve zannediyorum ki kuranı bir kez kelime kelime Türkçe okuyalım. Gerekirse ingilizce öğrenip Araplarla tartışalım. Onların bile kendi dinlerini anlamakta çok büyük zorlukları var. Beğenmiyorsak da almayalım ama böyle oturup eleştirmeyi, Endülüs kütüphanelerinden bilimsel kitapları alıp islami külliyatı yakmayı, dini insanları kullanmak için kullanmayı, bu hakkı nasıl kendinizde görebiliyorsunuz? Tüm bunlar bir yanlışın savunması değildir. Öyle olsaydı hukuk sistemi diye bildiğimiz amerika'nın yeni "patriot act"ini tartışırdık. Yada bu milllete Allah'ın neden kurtuluş savaşı'nı tekrar kereler gerekli gördüğünü. Oysa yanlışlarımız içimizde, bizden başkadır.
"1400 senedir kuran'daki çelişkiler hep bulunuyormuş" diyen bir insanın bu kuran hatalarını mazisinden habersiz olduğu su götürmez bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. bu tarz bir düşünce yapısına olan insanlar genel olarak ad hominemci oluyorlar.
ayrıca bu noktada önemli olan bu hataları bulan, gören, keşfeden insanların yaşıyor olması değil, bu ortaya çıkarttıkları, bazı çevrelerce sürekli demagoji yapılarak reddedilmeye çalışılan gerçeklerin cesurca tartışılabileceği bir platformun olmaması önemlidir.
yoksa zaten olan oldu, bulunan bulundu, ortaya atılan çoktan atıldı, kimsenin yaşanmışlığına ihtiyaç duymayan gerçekler gün ışığında. boş laf.
"krallar 7-23: Hiram dökme tunçtan on arşın çapında, beş arşın derinliğinde, çevresi otuz arşın yuvarlak bir havuz yaptı"
demektedir. böylece allahın piyi 3 alarak ilginç bir hesap hatası yaptığını da görüyoruz. aslında piyi 3 alan bir tanrı çok şirin geliyor insana. öte yandan genel bir problemdir allahın matematik hatası denilebilir bu durumda.
eski ahit değiştirildi diyenler olursa diye de not düşelim; kuranda bir çok kere allah kendine şahit olarak eski ahiti gösterir. üzerine yemin eder.
1400 senedir kimsenin uyuduğu falan yoktu, her dönem bu olaylar dile getirilmiştir, kafalarda oluşan şüpheler sorgulanmıştır fakat islamdaki hoşgörü yüzünden, islam ın hoşgörü dini olması yüzünden bu fikirleri ortaya atan ve tartışmak isteyen insanlar katledilmişlerdir.
susturuyorlar sonra "yeni mi aklınıza geldi?" diye soruyorlar biraz kordineli hareket edin, böyle çıkışlarla olmaz bu işler.
allah, peygamber, din adına öldürülen, susturulan insanlara müdahele edenler ise cennete gidecekler değil? "allah'ın verdiği canı allah alır." öldürenler cehenneme. hangisi doğru bro?
o zamanlar bir eş almak sık rastlanmadığından ve kız evlada erkek evladın yarısı miras vermek daha büyük bir hata olduğundan (ki türk medeni kanunu bu konuda kur'ana karşıdır) göz ardı edilebilecek bir hatadır.
avliye meselesini ortaya atıp, payların tutarının paydadan çok olduğunu ileri süren bir internet sitesinde ;allah matematik bilmiyor mu?; diye saptırıcı bir soru üzerine verdiğim cevaptır: bunun, tanrı;nın matematik bilgisiyle ne ilgisi var? kurândaki miras hukuku, yüzyıllardan beri mevcut olan arap miras hukukunun, kadın ve çocuklar lehine düzeltilmiş şeklidir. bu paylaştırma daha önce mevcuttu. kurân daha önceki hukuk sisteminin adaletsiz yanlarını düzelterek uygulanmasını tavsiye etmiştir. islâm hukukunun miras taksim dalına feraiz denilir. bu taksim işleminde üç husus karşımıza çıkabilir: 1- fariza-i adile: varislerin hisselerinin toplamıyla paydanın eşit olmasına adil taksim, 2- reddiye: payların toplamının, meselenin ortak paydasından eksik olmasına reddiye, 3- fariza-i aile (avliye): payların toplamının, ortak paydadan büyük olmasına da avliye denilir.
burada hisselerin toplamı ortak payda kabul edilerek eksiklik, her varisin hakkı, hissesi oranında azaltılır. mesela ölen kişinin eşi, 3 kızı, anası ve babası varsa eşi 1/8, kızlar 2/3, ana babanın her biri 1/6 alır. mesele 24ten gelir ama payların toplamı 27 eder. bu durumda payda 27ye çıkarılır. mal
27 parçaya ayrılır ve herkes hakkı oranında payını alır. kurânda meselelerin 6 veya
12 yahut 24 üzerinde hesap edileceği söylenmiyor ki! feraiz ilmi denilen miras taksimiyle uğraşanlar kolaylık için ortak paydalar düşünmüşlerdir. yok efendim tam değilmiş de yarım çıkıyormuş da... yarım çıksa ne olur? sanki yarım, matematiğin gereği değil mi? tamları yapanlar da yarımlardır. bu tür sorular, bilgisizleri dinden soğutmak isteyen tanrıtanımaz, dinsizlerin uydurmalarıdır.
--alıntı--
ayette eğer kelimesi ile başlayan cümleler diğer cümlelerle bir tutulamayacağı için bir matematik yanlışı yoktur."eğer" li cümleler diğerinin dışında tutulan istisna kurallardır.
islam dininin kitabı olan kuran-ı kerim'de miras bölüşümü ile ilgili ayette göz çarpan hatadır.
nisa suresi 11 ve 12. ayetlerde islam dinine uygun miras bölüşümü anlatılmıştır fakat ayetten hareketle ortada bir yanlışın olduğu ortaya çıkmaktadır. yani kuran'ı kerim'de hata vardır bu hata matematiksel bir hatadır fakat matematiksel veya mantıksal olması birşey ifade etmez, kutsal bir kitaptaki hata ne tür olursa olsun eleştiriye veya gözden geçirilme gereksinimi uyandırmalıdır.
bu hata ise şu şekilde yazı ve sayısal değerlerle açıkça ifade edilmiş ve okuyanları ikna etmiştir.
ps: eğer bu hatayı kabul etmeyecekler varsa bence okumasınlar ki matematik yalan söylemez. feridun düzağaç demiş, "bu matematik bize yalan söylüyor hocam" diye ama o bir şarkı sözü.
Nisa Suresi/11. Allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının payının iki misli (miras vermenizi) emreder. (Çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, ölünün bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer yalnız bir kadınsa yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da ana-babası ona vâris olmuş ise, anasına üçte bir (düşer). Eğer ölenin kardeşleri varsa, anasına altıda bir (düşer. Bütün bu paylar ölenin) yapacağı vasiyetten ve borçtan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size, fayda bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafından konmuş farzlardır (paylardır). Şüphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir.
Nisa Suresi/ 12. Yapacakları vasiyetten ve borçtan sonra eşlerinizin, eğer çocukları yoksa, bıraktıklarının yarısı sizindir. Çocukları varsa bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Çocuğunuz yoksa, sizin de, yapacağınız vasiyetten ve borçtan sonra, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır (zevcelerinizindir). Çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır (zevcelerinizindir). Eğer bir erkek veya kadının, anababası ve çocukları bulunmadığı halde (kelâle şeklinde) malı mirasçılara kalırsa ve bir erkek yahut bir kızkardeşi varsa, her birine altıda bir düşer. Bundan fazla iseler üçte bire ortaktırlar. (Bu taksim) yapılacak vasiyetten ve borçtan sonra, kimse zarara uğramaksızın (yapılacak)tır. Bunlar Allah'tan size vasiyettir. Allah her şeyi hakkıyle bilendir, halîmdir.
Bu ayetlere göre varsayalım ki, bir adam öldü ve geride üç kız evlat, bir ana, bir baba ve eşini bıraktı.. Yukarıdaki ayetlere göre miras paylaşımı şöyle olacaktır:
Üç kız evlada mirasın 2/3'ü, ana ve babanın her birine 1/6, karısına 1/8 kalacaktır.
Bu durumu, matematiksel olarak hesaplarsak:
(2/3)+(1/6)+(1/6)+(1/8 )= 27/24 = 1,125 bulunur! (Halbuki 1,0 olması gerekirdi!..)
Bu sonuç Kur'an'da verilen oranların hatalı olduğunu göstermektedir. Çünkü mirasın %112,5 u mirasçılara dağıtılamaz. Böyle %100'ün üstünde bir dağıtım yapmak imkansızdır.
ÖRNEK:
Adam ölüyor. Geride kalan varisler şunlar; eşi, 3 kız çocuğu, annesi ve babası..
Buna göre miras dağıtım oranları Nisa suresi 11. ve 12. ayetin de şöyle bildirilmiştir:
Kız çocuklarına mirasın 2/3 ü
Anneye mirasın 1/6 sı
Babaya mirasın 1/6 sı
Eşine mirasın 1/8 i
------------------------------------
Adamın kalan mirasını 120 milyar farzedelim:
120 x 2/3 = 80 çocuklara
120 x 1/6 = 20 anneye
120 x 1/6 = 20 babaya
------------------------------
toplam = 120 Görüldüğü gibi mirastan eşe hiç para kalmadı.
Eğer eş de almış olsa;
120 x 1/8 = 15 Eşe düşen pay
----------------------------
Toplam = 135 olacaktı.
Halbuki ortada 120 milyar var. Eşe 1 kuruş dahi kalmadı.
işte bu Kur'an ayetlerinin hatalı olduğunu gösterir.
Halife Ömer'in Hataya Karşı Avl Yöntemi:
Bu hatayı düzeltmek için Ömer "avl", "avliye" olarak adlandırılan basit bir yöntem geliştirdi. Bu yöntem allah’ın verdiği oranlardan yola çıkıp bir noktada ufak bir değişiklik yaparak oranların tümünü değiştiren ve toplamı %100 olacak yeni oranlar elde eden bir yöntemdir... Günümüzde islam hukuku miras konusunda bu yöntemi esas alır.
Avl yöntemiyle bir anlamda Kur’an ayetlerinin dışına çıkılmakta ve Kur’an’a göre şeriat uyguladıklarını söyleyenler, mecbur kalarak kendi uydurdukları hüküm ve yöntemi kullanmaktadırlar.
Burada payda 24’e değil de 72’ye yükseltilmiştir. Sonucun 1 çıkması içinse
Payda 81 yapılır;
48/81 + 12/81 + 12/81 + 9/81 = 81/81 = 1
Yani matematik olarak yanlış olan ama çaresiz ve zorunlu kalınarak hileli bir yöntemle
oranlar değiştirilmek suretiyle paylaşımın sağlanması yoluna gidilmiştir.
Böylece yeni oranlar:
üç kızın toplam payı= 48/81
annenin payı= 12/81
babanın payı= 12/81
zevcenin payı= 9/81
olacak şekilde değiştirilmiş olur.
Tabi elde edilen bu oranlar ayetlerde ifade edilenlerden farklıdır. Ayetlere baktığımızda bu oranları göremeyiz. Bu oranların sadeleştirilmiş şekillerine de bakalım:
üç kızın toplam payı = 48/81 = 0,593 Halbuki Kur'an 2/3 = 0,666 diyor
babanın payı = 12/81 = 0,148 Halbuki Kur'an 1/6 = 0,166 diyor
annenin payı = 12/81 = 0,148 Halbuki Kur'an 1/6 = 0,166 diyor
zevcenin payı = 9/81 = 0,111 Halbuki Kur'an 1/8 = 0,125 diyor
Görüldüğü gibi ayetlerde belirtilen oranların kullanımı mümkün olmadığı için bu oranlar değiştirilmiştir ve başka oranlar kullanılmaktadır.
Böyle basit bir dört işlem hatasının, her harfi, her kelimesi Allah sözü olduğu bildirilen Kur'an'da yer alması, Allah gibi kusursuz bir varlığın hatası olmasa gerek. O halde, bu hatanın sebebi ne olabilir dersiniz?
Bu, Kur'an'ı Muhammed'in uydurduğunun en önemli delili midir?
Bu hata şimdiye kadar izah edilememiş, mantıklı, bilimsel bir yanıt verilememiştir.
Diğer çelişkiler "müphemdi, müteşabihdi " diyerek, kelimeleri çarpıtarak, tahrif ederek, yanlış bilgiler verip demagoji yaparak bir şekilde geçiştirilebilir. Ancak Matematik laf değil, işlem ister. Matematik de mecazilik, müteşabihlik sökmez.
Nitekim Halife Ömer'de sökmediğini görmüş ve Avl denilen aldatma yöntemi uygulamıştır.
Bu ayetlerdeki hatayı anlayanlar ve çözüm bulamayanlar ama hala Kur'an'ı Muhammed'in uydurmadığını düşünenler aşağıdaki soruları yanıtlamaya çalışmalıdırlar. Çünkü ana-babadan alınmış, hazıra konulmuş imanın tazelenmesi ve sorgulanması gerekir. Gördüğü yanlışlara rağmen imanında direnmek imansızlıktan daha kötüdür. Eğer Tanrıya inanıyorsanız ve bilen, gören, işiten, hesap soransa Tanrı, sahte imanları da, gerçek imanları da iyi bilmesi gerekir. Aldatılamaz, kandırılamaz. Kendisini alet ederek dünya menfaatleri elde edenlerden de, yanlışı göre göre, bile bile onların peşinden gidenlerden de hesap sormasını iyi bilir.
Sorular:
1- Muhammed vahyi mi yanlış anlamıştır?
2- Ortada vahiy diye birşey yok ilham mıdır hepsi?
ilhamlar da hata içerir mi diyorsunuz?
3- Yoksa Kur'an toparlanırken mi hata yapılmıştır?
4- Ya da Kur'an tahrifata mı uğramıştır?
Halife Osman ayetlerle oynamış olabilir mi?
5- Yoksa Allah da hata yapabilir mi diyorsunuz?
6- Allah değil de Muhammed mi matematikten anlamıyordu?
7- Yoksa bu konudan uzak duralım, ele almayalım,
Şeytani bir soru mu diyorsunuz? Şeytani bir soruya neden olan hatanın Kur'an'da ne işi var?