Onları nerede yakalarsanız öldürün. Sizi çıkardıkları yerden (Mekke’den) siz de onları çıkarın. Zulüm ve baskı, adam öldürmekten daha ağırdır. Yalnız, Mescid-i Haram yanında, onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa (siz de onlarla savaşın) onları öldürün. Kâfirlerin cezası böyledir.
bakara sûresinin 178 . ayetinde
ey iman edenler! öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. hüre karşı hür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın kısas edilir. ancak öldüren kimse, kardeşi (öldürülenin vârisi, velisi) tarafından affedilirse, aklın ve dinin gereklerine uygun yol izlemek ve güzellikle diyet ödemek gerekir. bu, rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. bundan sonra tecavüzde bulunana elem dolu bir azap vardır.
bakara sûresinin 253 . ayetinde
işte peygamberler! biz onların bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. içlerinden, allah’ın konuştukları vardır. bir kısmının da derecelerini yükseltmiştir. meryemoğlu isa’ya ise açık deliller verdik ve onu ruhu’l-kudüs (cebrail) ile destekledik. eğer allah dileseydi, bunların arkasından gelen (millet)ler, kendilerine apaçık deliller geldikten sonra, birbirlerini öldürmezlerdi. fakat ayrılığa düştüler. onlardan inananlar da vardı, inkar edenler de. yine allah dileseydi, birbirlerini öldürmezlerdi. lakin allah dilediğini yapar.
nisâ sûresinin 74 . ayetinde
o halde, dünya hayatını ahiret hayatı karşılığında satanlar allah yolunda savaşsınlar. kim allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse, biz ona büyük bir mükafat vereceğiz.
nisâ sûresinin 89 . ayetinde
arzu ettiler ki kendilerinin küfre saptıkları gibi siz de sapasınız da beraber olasınız. bu sebeple, onlar allah yolunda hicret edinceye kadar içleriden dost edinmeyin. eğer bundan yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. onlardan ne bir dost edinin, ne de bir yardımcı.
nisâ sûresinin 91 . ayetinde
diğer bir takım kimselerin de hem sizden emin olmak, hem de kavimlerinden emin olmak istediklerini göreceksin. bunlar küfre her döndürüldüklerinde ona atılırlar. eğer bunlar sizden uzak durmazlar, sizinle barış içinde yaşamak istemezler, ellerini savaştan çekmezlerse, onları yakalayın ve onları nerede bulursanız öldürün. işte bunlara karşı size apaçık bir yetki verdik.
mâide sûresinin 33 . ayetinde
allah’a ve resûlüne savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası; ancak öldürülmeleri, yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut o yerden sürülmeleridir. bu cezalar onlar için dünyadaki bir rezilliktir. ahirette de onlara büyük bir azap vardır.
tevbe sûresinin 5 . ayetinde
haram aylar çıkınca bu allah’a ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın. şüphesiz allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
tevbe sûresinin 111 . ayetinde
şüphesiz allah, mü’minlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır. artık, onlar allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve ölürler. allah bunu tevrat’ta, incil’de ve kur’an’da kesin olarak va’detmiştir. kimdir sözünü allah’tan daha iyi yerine getiren? o halde, yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin. işte asıl bu büyük başarıdır
.tevbe sûresinin 12 . ayetinde
eğer antlaşmalarından sonra yeminlerini bozup dininize dil uzatırlarsa, küfrün ele başlarıyla savaşın (öldürün). çünkü onlar yeminlerine riâyet etmeyen kimselerdir. umulur ki, vazgeçerler.
ahzâb sûresinin 60,61 . ayetinde
andolsun, eğer münafıklar, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ve medine’de kötü haberler yayıp ortalığı karıştıranlar (tuttukları yoldan) vazgeçmezlerse, elbette seni onların üzerine gitmeye teşvik edeceğiz. onlar da (bundan sonra) orada lanete uğramış kimseler olarak seninle pek az süre komşu kalacaklardır. nerede bulunurlarsa, yakalanırlar ve yaman bir şekilde öldürülürler.
Enfal 39
Diyanet işleri: Baskı ve şiddet kalmayıncaya ve din tamamen Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer (küfürden) vazgeçerlerse, şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını hakkıyla görendir.