fakat o sûreler, kalplerinde küfür ve nifak hastalığı bulunanların inkârlarına inkâr kattı ve onlar kâfir olarak öldüler.(tevbe,9/124 ve 125).
biz kurânı müminlere şifa ve rahmet olarak indiririz. ama o, zalimlerin ise sadece ziyanını artırır.(isra,17/82)
kalplerinde bir hastalık vardır. allah da onların hastalıklarını daha da ilerletti. bu yalancılık (ve samimiyetsizlikleri) sebebiyle bunlara gayet acı bir ceza vardır.(bakara, 2/10)
gerçek müminler ancak o kimselerdir ki, yanlarında allah zikredilince kalpleri ürperir, kendilerine onun âyetleri okununca bu, onların imanlarını artırır ve yalnız rablerine güvenip dayanırlar.(enfal, 8/2)
tasalanacak bir şey yok. ayetler açık ve seçik. var mı fazla kapak isteyen ? bak buraya biraz bırakıyorum, ihtiyacı olan gelsin burdan alsın.
madem okudun, inanmamaya bir sebep göster diyerek çıkış yapılacak bir başlık.
hani böyle örnek vermeden, bir cümlenin ucundan, birde sonundan alırlar... sonrada bir mahrifetmiş gibi bilge kişi gibi konuşurlar ya bir kişi, işte o kişiden korkacaksın efendiler. çünkü o kişi cahilin ta kendisidir.
olağan bir durumdur. insanlık daima şüpheye düşer, merak eder ve bilgi edinir, din konusunda da bilgi edinmek istediğinde gerçek kaynağına göz atar. kaynaklardan istediğini bulur ya da bazen bulamaz, tamamıyla beklentilerin verdiği bir olağanlıktır.
din kültürü bilgisi zayıf olanlara tavsiye edilmeyen durumdur.
ayetleri kıt kültürü ile anlama imkanı bulunmayanlara tavsiye edilen daha çok kısa tevsir okumalarıdır.
diyanetin bu hususta çok önemli bir kısa meal çalışması var.
kuran-ı kerim'in arapçasını okuyup anlamamak suretiyle gerçekleşen eylemdir. din dersinde öğretilen bir dizi duayı ezberleyerek dersi kurtardık da ne anlattığını kimse anlatmadı bize. *
