kuranı arapça okumak farz diye dayatmak

entry10 galeri0
    1.
  1. Emevi saltanat dinciliği yapmaktır. Bir dini yalanlarla, dolanlara, anlamsızlaştırmak ve Hz.Muhammed'in mücadelesine ihanet etmektir!

    Kur'an'ın arapça okunmasının farz olduğunu söyleyen tek bir ayet yoktur olamazda! Allah böyle sahte din düşmanlarını bu milletin üzerinden uzak tutsun inşallah.
    6 ...
  2. 2.
  3. (bkz: 32 farz)
    (bkz: 54 farz)
    hiç birinde kur'an okumanın farz olduğu yazmamaktadır. yanlış dayatmadır. kur'anı arapça okumak gönlü ferahlatır meal ise düşünüp ibret almamıza sebebiyet verir. her ikisi de gereklidir.
    3 ...
  4. 3.
  5. saçmalamaktır. hatta böyle bir iddiada bulunmanın vebali de tahminimce az uz değildir.
    fakat kur'an iki amaç için okunur.
    1) ibadet amaçlı okunur. nafiledir veya sünnettir. bilemeyeceğim.
    2) ilim edinmek amaçlı okunur. farzdır. dini öğrenmeden müslüman olunmaz.

    şimdi 2 numaralı şıkkımız zaten farz. geçiyoruz.
    1 numaralı şıkkımızın da bir usülü, adabı vardır. bu noktada kur'an'ın arapça vesilesi ile belagati öne çıkar.

    hatta bakın saadettin kaynak ne diyor:

    --spoiler--
    Atatürk'ün arzusu; Kur'an'ın Türkçesinin de aslı gibi makam ve lahn ile okunması merkezinde idi. Fakat bu bir türlü olmuyordu. Çünkü tercüme nesirdi. Bununla beraber, iyi bir nesir de değildi. Kur'an'ın edaya gelmesi, lahn ile okunmaya uyması Arap dilinin medler, gunneler, idgamlar ve bunlara benzer hususiyetleri oluşundan başka, bir de Kur'an'ın kendisine has olan nefes alma için secaventleri, seci ve kafiyeye benzeyen, fakat seci ve kafiye olmayan; şiire benzeyen, fakat şiir olmayan; nesre benzeyen, fakat nesir olmayan, sözün kısası herşeyiyle, her haliyle metni gibi okunmasının da bir mucize oluşundan ileri geliyordu. Türkçe tercümesinde bu vasıfların hiçbiri yoktu ve bir türlü olmuyordu, olamıyordu.

    kaynak: Sadettin Kaynak, Hatıralar, Osman Ergin, "Türkiye Maarif Tarihi" dahilinde, Istanbul 1943, cild 5, sayfa 1633,1634.
    --spoiler--

    işte acziyet böyle birşey.
    2 ...
  6. 4.
  7. allah türkçe bilmiyor diyen dangalak insanımsının yaklaşımı.

    not: dangalak söylemi; ne dediğini bilmeyen insan için sarf edilmiştir. akıl insan için ne anlama geldiği düşünülür ise, insanımsı için de, aklını kullanmayan için sarf edilmiştir.

    iş bu ek, son zamanlarda sözlük tarafından yollanan düzeltme-silme gerekçelerinde görülen türkçe özürlü açıklamalar üzerine yapılmıştır.
    dilimizin kullanılması esnasında kelimelerin kullanım yeri anlamı kadar önemlidir.
    yapılan ironi-eleştiri esnasında bir değerin yüceliğini vurgulamak için cümle içinde seçilen ifadeler hakaret olarak algılanamaz. sadece dangalak demek bile hakaret olmaz ki, kelime anlamını bilmeden, avamda var olan amiyanelik yaklaşımı ile her sözün hakaret olarak algılanması "sen sus, anlamazsın-konuşma" deme den bir farkı kalmıyor.
    lütfen,
    biraz bilgi.
    0 ...
  8. 5.
  9. Kuran-ı okumanın farz olduğuna dair bir ayet veya hadisle karşılaşmadım henüz. ancak okunduğu sırada dinlemek farzdır.
    bunun yanında 21.yy insanı olarak ingilizce ve daha pek çok dili iyi bir şekilde kullanmaya gayret ederken, inandığımız dinin kutsal kitabını hem kendi dilinden hemde mealinden okumuyor olmamız zaten yeterince üzücü.
    yani bazı şeyleri farz olması veya olmaması ile değerlendirmek yanlış.

    --kuran-ı kerim--
    "işte Kitap! Şüphe yoktur onda. Rehberdir muttakilere." (Bakara, 2/2)

    "..De ki: "O iman edenler için hidayet ve şifadır." (Fussilet, 41/44)

    "Gerçekten bu Kur'ân, insanları en doğru yola, en isabetli tutuma yöneltir.." (isrâ, 17/9)

    "Ey insanlar! işte size Rabbinizden bir delil geldi, size açık bir Nûr indirdik." (Nisâ 4/174)
    --kuran-ı kerim--

    --hadis-i şerifler--
    "Bir topluluk Kur'ân'ı okuyup, onu aralarında müzakere etmek üzere Allah'ın evlerinden birinde bir araya toplandıklarında, mutlaka üzerlerine sekinet iner ve onları Allah'ın rahmeti bürür. Melekler de onları kanatlarıyla sararlar. Allah Teâlâ da, onları huzurunda bulunan yüce topluluğa (meleklere) anar." (Ebu Davud, Salât, 349; Müslim, Zikir, 38)

    "Sizin en hayırlınız, Kur'ân'ı öğrenen ve öğretendir." (Buharî, Fedailü'l-Kur’ân, 21; Tirmizî, Fedailü'l-Kur’ân, 15)

    "Kur'ân'ı okuyup ona sahip çıkan kimseye (âhirette): "Oku ve (Cennet'in derecelerine) yüksel, dünyada nasıl ağır ağır okuyor idiysen öyle oku. Zira makamın, okuduğun en son âyetin seviyesindedir." denir. (Ebu Davud, Vitr, 20; Tirmizî, Sevabü'l-Kur’ân, 18)

    "Kur'ân-ı Kerim'den tek bir harf okuyana bile bir sevap vardır. Her hasene on misliyle değerlendirilir. Ben "Elif lâm Mîm" bir harf demiyorum. Aksine "Elif" bir harf, "Lâm" bir harf, "Mîm" de bir harftir." (Tirmizî, Sevabü'l-Kur’ân, 16)
    --hadis-i şerifler--
    0 ...
  10. 6.
  11. Eger ateist olmak istemiyorsanız. kuranı okumayın.
    1 ...
  12. 7.
  13. namaz kılmayan kişi edasıdır. 5 vakit namaz kılmaktansa haftada bir kuran okumayı yeğleyen şahsın davranışıdır.
    0 ...
  14. 8.
  15. bir arkadasimda arapca yazi gördügünde saklar cope atmaz.neymıs arapca kutsal bir dil'miş öyle seymi olur yaf.
    0 ...
  16. 9.
  17. kulaktan dolma bilgilerimizle, kuran ın dili günlük arapça değildir diye biliriz yani arap olsan bile kolay anlayamazsın.

    savımızda iddalı değiliz kulaktan dolma bilgilerimizdir.
    0 ...
  18. 10.
© 2025 uludağ sözlük