ali bardakoğlu'nun konu hakkındaki yorumunu okuması gereken insanın söyleyebileceği söz.
diyânet işleri başkanı -ki bu konularda konuşması gereken en yetkili kişi- "dua, tedbir almaya bir alternatif değildir. susuzluk allah'ın gazÂbı değil, hatalarımızın cezÂsını çekiyoruz" demiştir.
Kuraklığın, insanların günahlarından kaynaklandığını belirten önermedir.
Aslında bir anlamda doğrudur. Çevre kirliliği, nükleer çalışmalar, kimyasal atıklar, nükleer santraller hep bizim günahlarımız değil midir? Doğanın dengesini bozmak günah değilse nedir?
küresel ısınma ve kuraklığın günahlarla ne alakası vardır çözebilmiş değilim. bir anda olmadıkı bu olay, yavaş yavaş derinden geldi. seller oluncada günahlar, deprem oluncada günahlar, kuraklık oluncada. dini kullanarak prim yapmaya çalışıyor yine zat-ı muhterem.*
afrika'da kıtlığın neden olduğu açlık ve susuzluktan ölen bebekler kimin diyetini ödüyor? ozon tabakasını insanlar penisleriyle mi deldiler ki cezasını çeksinler? öyle amerika'da klima karşısına geçip "gobeeemee 15,enseme 20" diyerek işkembeden tazyik alan söylemler ile cahil insanların bu durumlarını aşikar etmenin anlamı yok. kyoto'dan bahset biraz, insanların sivil direnişler ile bunu iktidarlardan talep etmelerini iste, sivil toplum örgütlerinin bu konuda ne kadar yalnız olduğunu söyle de işe yarasın söylemlerin ama nalıncı keseri gibi herşeyi kendinize yontup insanların kaba etlerine mizah yapmanın alemi yok.
insanoğlunun çaresizliklerinden faydalanmaya çalışan bilirkişilerin(!) yaptığı açıklamadır.
ortada bir kuraklık vardır doğru söze ne hacet. "deveye boynun neden eğri demişler nerem doğru ki demiş" insanından beklenmeyecek şok bir iddia değil bu yani. gerçi özde yapılan iddia da bu değil ya zaten. ortaya atılan üstün teori ya da hipotez diyelim teori daha ciddi boyutu işin; kuraklığın sebebinin günahlarımız olmasıdır. tabi ya biz bunu niye daha önce düşünemedik. sular varken bir insan evladı yıkanmadı, ortalık yerde cenabet cenabet gezdi dolaştı, ne boy abdestini aldı ne elini yüzünü yıkadı, sağ eli su yüzü görmeden bir ömür geçirdi şimdi de işte kıymetini bilemediğimiz günlerin cezasını çekiyoruz. cezalandırıldık! hatta bundan tam sekiz sene önce de cezalandırılmıştık değil mi? binlerce canın canından olduğu deprem için de kendini bilmezler çıkıp da demeçler vermişti uzun uzun. onun sebebi de günahlarımızdı. çok günahkâr bir toplumuz ne diyeyim. hak ediyoruz tabi bütün bunları.
gülen efendiye göre;
sözlük yazarlarının toplu halde, tevbe ederek, yalvarıp yakarıp bayılarak yere yığılması, başını yerlere sürtmesi ve elbiselerini ters çevirip, yüreciklerini stop ettirmeleri durumunda tabiatın çehresi aniden değişecektir; gök yarılmışcasına yağmurlar yağacak, ikinci bir tufan yaşanacak, bütün günahkarlar yok olacak, gülen hoca'nın gemisine aldığı inançlı müritleri sayesinde insanlar yeniden üreyeceklerdir.
bir günah sonucu kuraklık yaşanmakta evet;ancak bu tüm insanlık olarak aklımızı kullanıp doğanın dengesini korumamamızdan kaynaklanan bir günahtan başka birşey değil.