--spoiler--
Fethullah Gülen kuraklığı küresel ısınmaya bağlayanlara karşı çıktı.
Gülen'e göre insanoğlunun inanç tashihine ihtiyacı var. Herkesi günahlarından arınma adına samimi şekilde tevbe etmeye çağırdı.
Gülen, yağmur duasının ihlaslı, içten ve gösterişten uzak yapılmasının önemli olduğunu söyledi.
Toplumu muhasebeye çağıran Gülen, kuraklığa karşı yol haritasını şöyle çizdi:
1- Kaç tane mümin, yüreği hoplayarak "çoluk çocuğumuzu, hayvanlarımızı da yanımıza alalım.. bir hafta sürekli, güneş doğarken çıkıp yağmur duasında bulunalım" dedi? Kaç tane insan bu mevzuda müftülükleri zorladı?
2- Bugün dünyanın pek çok bölgesinde (buna islam ülkeleri de dahil) imam Gazali Hazretleri'nin ihya'sında mühlikat (helake sebep olan günahlar) faslı içinde ele aldığı mesavinin bütünü işleniyor.
3- Bence meseleyi götürüp de eriyen buzullara, küresel ısınmaya fatura etmemeli. Evvela fatura edilecek bizler varız, maalesef gaflet içindeyiz. Bin türlü günah işleniyor; ama biz tevbe etmeyi düşünmüyoruz.
4- Bir itikad tashihine ihtiyacımız var. Allah'a inananların Allah'a doğru dürüst inanması lazım. Hele gelin Allah'a bir miktar inanalım, yeniden inanalım. Şu şeklî, sûrî babadan görme, babadan alma inancımızı bir daha gözden geçirelim
--spoiler--
edit: hemen eksiler yağmaya başladı. sanırım tek sebebi son bombası deyip fethullah hoca efendinize laf etmem. kusura bakmayın bidon kafalılar bundan sonra daha saygılı olurum.
Kuraklığın, insanların günahlarından kaynaklandığını belirten önermedir.
Aslında bir anlamda doğrudur. Çevre kirliliği, nükleer çalışmalar, kimyasal atıklar, nükleer santraller hep bizim günahlarımız değil midir? Doğanın dengesini bozmak günah değilse nedir?
bir günah sonucu kuraklık yaşanmakta evet;ancak bu tüm insanlık olarak aklımızı kullanıp doğanın dengesini korumamamızdan kaynaklanan bir günahtan başka birşey değil.
küresel ısınma ve kuraklığın günahlarla ne alakası vardır çözebilmiş değilim. bir anda olmadıkı bu olay, yavaş yavaş derinden geldi. seller oluncada günahlar, deprem oluncada günahlar, kuraklık oluncada. dini kullanarak prim yapmaya çalışıyor yine zat-ı muhterem.*
ayağımıza taş takılsa sebebini günahlarımızda aramak "kul" olarak vazifemizdir. bu açıdan bakarsak her şeyin gerçek müsebbibi olan*, her şeyi, her şeye göre yaratıyor. sebepler ve sonuçlar var. "ben allah'a inanmıyorum" dersen, senin için default zaten.
afrika'da kıtlığın neden olduğu açlık ve susuzluktan ölen bebekler kimin diyetini ödüyor? ozon tabakasını insanlar penisleriyle mi deldiler ki cezasını çeksinler? öyle amerika'da klima karşısına geçip "gobeeemee 15,enseme 20" diyerek işkembeden tazyik alan söylemler ile cahil insanların bu durumlarını aşikar etmenin anlamı yok. kyoto'dan bahset biraz, insanların sivil direnişler ile bunu iktidarlardan talep etmelerini iste, sivil toplum örgütlerinin bu konuda ne kadar yalnız olduğunu söyle de işe yarasın söylemlerin ama nalıncı keseri gibi herşeyi kendinize yontup insanların kaba etlerine mizah yapmanın alemi yok.
insanoğlunun çaresizliklerinden faydalanmaya çalışan bilirkişilerin(!) yaptığı açıklamadır.
ortada bir kuraklık vardır doğru söze ne hacet. "deveye boynun neden eğri demişler nerem doğru ki demiş" insanından beklenmeyecek şok bir iddia değil bu yani. gerçi özde yapılan iddia da bu değil ya zaten. ortaya atılan üstün teori ya da hipotez diyelim teori daha ciddi boyutu işin; kuraklığın sebebinin günahlarımız olmasıdır. tabi ya biz bunu niye daha önce düşünemedik. sular varken bir insan evladı yıkanmadı, ortalık yerde cenabet cenabet gezdi dolaştı, ne boy abdestini aldı ne elini yüzünü yıkadı, sağ eli su yüzü görmeden bir ömür geçirdi şimdi de işte kıymetini bilemediğimiz günlerin cezasını çekiyoruz. cezalandırıldık! hatta bundan tam sekiz sene önce de cezalandırılmıştık değil mi? binlerce canın canından olduğu deprem için de kendini bilmezler çıkıp da demeçler vermişti uzun uzun. onun sebebi de günahlarımızdı. çok günahkâr bir toplumuz ne diyeyim. hak ediyoruz tabi bütün bunları.
ali bardakoğlu'nun konu hakkındaki yorumunu okuması gereken insanın söyleyebileceği söz.
diyânet işleri başkanı -ki bu konularda konuşması gereken en yetkili kişi- "dua, tedbir almaya bir alternatif değildir. susuzluk allah'ın gazÂbı değil, hatalarımızın cezÂsını çekiyoruz" demiştir.
gülen efendiye göre;
sözlük yazarlarının toplu halde, tevbe ederek, yalvarıp yakarıp bayılarak yere yığılması, başını yerlere sürtmesi ve elbiselerini ters çevirip, yüreciklerini stop ettirmeleri durumunda tabiatın çehresi aniden değişecektir; gök yarılmışcasına yağmurlar yağacak, ikinci bir tufan yaşanacak, bütün günahkarlar yok olacak, gülen hoca'nın gemisine aldığı inançlı müritleri sayesinde insanlar yeniden üreyeceklerdir.
evet israf günahtır. ama sen yüzünü medeniyete değil de karanlığa ya da tamamen öbür dünyada yaşayacağın zevk-i sefaya çevirip bu dünyayla, ilimle,i irfanla işim olmaz dersen, teknolojiyi, medeniyeti değerlerimizi bozuyor diye reddedersen ve dolayısıyla gelişmezsen, ilerlemezsen, suyu dönüştürebilecek, tekrar kullanılabilir hale getirecek teknolojiyi aydınlığı yakalayamazsın dünyalı kardeşim.
o yüzden israf günhtır evet ama kuraklığın nedenlerinden biri de allah'ın istediğini anlamayıp, yüzünü sadece ve sadece öbür dünyaya dönmektir sevgili dünyalı kardeşim.
fetoşun eğitimsiz insanları kandırmak için söylediği bir uydurmadır. cemaati burda fakirlik içinde yaşarken, o müslüman olmayan bir ülkede bolluk içinde yaşamadktadır. neden böyle yaptığını açıklasa tam süper olacak.