kur an ın ateistlere verdiği tarihi ayar

    1.
  1. mekke'nin kudurmuş kafirlerinin peygamber efendimizin o mübarek bedenini yorduğu sıralarda bir kafir, yerde çürümek üzere olan kemiği alır ve elinde ufalayarak hz. peygamber'e gösterir;

    -bu mu senin rabbinin yeniden yaratacağı, bu toz olmuş kemiği mi yeniden diriltecek?

    bu kafirin atarlanması üzerine allah katından kıyamet suresi nazil olur.

    bismillahirrahmanirrahim.
    1. hayır, gerçek öyle değil! kıyamet günü hakkı için,
    2. kendisini eleştirip kusurlarından pişmanlık duyan kimse hakkı için (ki siz mutlaka diriltileceksiniz).
    3. insan zanneder mi ki ölümünden sonra biz kemiklerini toplayıp onu diriltmeyeceğiz?
    4. evet, toplarız, hem de parmak uçlarına varıncaya kadar eski halinde düzenleriz!
    5. fakat insan suç işleyip durmak için önündeki kıyameti inkâr etmek ister de,
    6. ne zamanmış o kıyamet günü? diye alay eder.
    7. gözler kamaşıp karardığı,
    8. ayın ışığının büsbütün gittiği,
    9. güneş ile ay yan yana getirildiği zaman...
    10. işte o gün insan der: "var mı kaçacak mekân?"
    11. hayır, sığınacak hiçbir yer yoktur.
    12. o gün varılacak yer ancak rabbinin huzurudur!
    13. o gün insana yaptığı her türlü iyilik ve fenalık ile; yapmadığı her türlü iyilik ve fenalık tek tek bildirilir. ona göre karşılığını alır.
    14-15. türlü türlü mazeretler öne sürse de, artık insan, kendisi hakkında şahit olur. [16,23; 58,18]
    16. sana vahyedileni unutmamak için tekrarlarken hemen anında bellemek için dilini kımıldatma. [20,114]
    17. çünkü vahyi senin kalbinde toplamak ve onu okutmak bize ait bir iştir.
    18. o halde biz kur’ân’ı okuduğumuzda, sen de onun okunuşunu izle.
    19. ayrıca onu açıklamak da bize ait bir iştir. (bu önemli gerçeği, arada belirttikten sonra gelelim esas konumuza).
    20. gerçek şu ki: siz bu peşin dünya hayatına çok düşkünsünüz.
    21. onun için âhireti terkedip durursunuz.
    22. yüzler vardır o gün pırıl pırıl...
    23. o güzel ve yüce rab’lerine bakakalır... [6,103]
    ehl-i sünnet, âyetlere ve bilhassa mütevatir derecesine varan hadîslere dayanarak, cennette allahın görüleceği hususunda ittifak etmişlerdir.
    24. ve nice suratlar vardır o gün asılır.
    25. belini kıran darbeyi yediğini hisseder. [3,106; 80,37-42; 88,2-10]
    26. hayır, hayır! ne zaman ki can boğaza gelir, işte o zaman can çekişenin yanındakiler:
    27. "bunu iyileştiren, kurtaran yok mu?" der.
    28. artık ayrılık vakti geldiğini kendisi de anlar.
    29. bacağı bacağına dolaşır, ölüm acısıyla kıvranır. [6,61-62]
    30. o gün sevkiyat, doğru rabbinin divanına olur!
    31. ne dini tasdik eder, ne namaz kılardı.
    32. hep hakkı yalan sayıp ona sırtını dönerdi.
    33. bir de yaptığından memnun olarak,
    çalımlı çalımlı kendi taraftarlarının yanına varırdı.
    34. yazık sana yazık!
    35. yazık ki sana ne yazık!
    36. insan başıboş bırakılacağını mı sanır?
    37. onun aslı, atılan bir meni damlası değil miydi?
    38. sonra ana rahmine tutunan yapışkan bir hücre oldu da, rabbi onu yaratıp düzenledi.
    39. ondan erkek ve dişi olarak her iki cinsi yarattı.
    40. bütün bunları yapan, ölüleri diriltmeye kadir olmaz olur

    burda surenin 4. ayetine dikkat edilirse;

    --spoiler--
    4. evet, toplarız, hem de parmak uçlarına varıncaya kadar eski halinde düzenleriz!
    --spoiler--

    denmektedir. o zamanlar islam alimleri neden parmak uclarının örnek verildiğini anlayamamışlardı. son zamanlarda bilimsel araştırmalar gsterdi ki, dünya üzerinde yaratılmış ve yaratılacak bütün insanların parmak ucları birbirinden farklıdır. şükürler olsun ki, allah (c.c) yüzyıllar sonra tam anlamıyla hikmetinin farkına varılacak bu sureyi ateist zevata kapak olsun diye lütfetmiştir.

    (bkz: şüphesiz ki allah doğruyu söyledi)
    31 ...
  2. 3.
  3. Aslında yüce kitap bin dört yüz yıldır ayar verip duruyor ama inanç bir nasip meselesidir.
    6 ...
  4. 13.
  5. olm adamlar kuran'a da inanmıyor. hasta mısınız siz? adamlar kuran uydurma diyor sen de diyorsun ki ayar veriyor. mantıklı mı?
    4 ...
  6. 25.
  7. kuran zaten bütünüyle inanmayanlara tehdit ve taşlama niteliğinde bir kitap olduğundan üzerinde özellikle durulmasına gerek olmayan bir husustur.

    "sağır, dilsiz ve kördürler onlar. bu yüzden doğru yola dönemezler."

    "şüphesiz inkâr edenlere, Allah'ın yolundan, yerli ve yolcu bütün insanlar için eşit kılınan Mescid-i Haram'dan alıkoyanlara ve orada zulümle yanlış yola saptırmak isteyene can yakıcı bir azab tattırırız."

    "Şüphesiz ki onların hepsine vaad edilen yer cehennemdir."
    3 ...
  8. 20.
  9. --spoiler--
    ne kadar da verse nasipsizlerin kendinden faydalanamayacağı, inanç kapısını kısmet edemeyeceği ayardır.
    --spoiler--

    rabbim nasip etmiyor işte, nasip etse on numara müslüman olabilirdik icabında..
    2 ...
  10. 19.
  11. ne kadar da verse nasipsizlerin kendinden faydalanamayacağı, inanç kapısını kısmet edemeyeceği ayardır.
    2 ...
  12. 18.
  13. her yüzyıl anlamının başka başka ama anlamlı bir şekilde değişmesiyle her yüz yılda bir verdiği tarihi ayardır.

    rintler ve kalbi körelenler bunu göremez. e inanç da kısmet meselesi değil midir azizim?
    2 ...
  14. 6.
  15. olağan durum.. Ardından '' ya ne alakası var bıdı bıdı da bıdı bıdı '' gibi cümleler sıralanır.. Kiminin lmanını arttırır, Kiminin küfrünü..
    2 ...
  16. 2.
  17. " ehl-i sünnet, âyetlere ve bilhassa mütevatir derecesine varan hadîslere dayanarak, cennette allahın görüleceği hususunda ittifak etmişlerdir."

    Öncelikle ehl-i sünnet itikadında cennette tanrı'ın gök yüzünde dolunay gibi görüneceğine inanılır. Bir kere bu inanç; "Allah hiçbir mekâna ve zamana muhtaç değildir" inancıyla çelişir. Sizin bir şeyi görebilmeniz için o şeyin belli bir mekânda olması gerekir. Hele ki "gök yüzünde dolunay gibi görünecek" demek düpe düz tanrı'ya yön tayin etmektir.

    Musa tayin ettigimiz vakitte (Tur’a) gelip de Rabbi onunla konuşunca  dedi.(Rabbi): Sen beni asla göremezsin. Fakat şu dağa bak, eğer o yerinde durabilirse sen de beni göreceksin!>> buyurdu. Rabbi o daga tecelli edince onu paramparça ediverdi.Musa yıldırım çarpmış gibi yere düştü. Ayılınca dedi ki: Seni noksan sıfatlardantenzih ederim, sana tövbe ettim. Ben inananların ilkiyim.  (7/143)

    Velhasıl mübarek ateist savar kardeşim yukarıda araya sokuşturduğun birkaç satır işi bozmuş.
    1 ...
  18. 15.
  19. "kuran değişmemiştir çünkü kuranda -kuran değişmemiştir- yazıyor" demek gibi bir şeydir.

    fazla inanmaktan beyni durmuş birinden başka bir şey de beklenmez.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük