--spoiler--
peygamber'in kendisi ölümünden önce bütün hadisleri ve sünnet diye yazılanları toplatıp imha etmiştir ve yalnızca kur'an'a sarılın demiştir.
--spoiler--
gel gel mantık dersine gel.kardişlerim hz. nebi böyle bir şey dediyse, o söz hadis oluyor.yazılmış olması gerekiyor.ravisi olması gerekiyor değil mi. peki nasıl oluyor hz. muhammed [s.a.v] hem bütün hadisleri yaktırıyor hemde hadis yazdırıyor.
müşrikler için inzal olan ayetleri resule itaat edenlere kulananlara allah akıl fikir ve hidayet versin.
allah resule ve ulul emre(emir sahipleri) itaat et demiş...e demiş ve bitmiş mi...o kadar mı.
o zaman öyle demiş ama bu zaman başka mı...
hadis inkarcılığı düpedüz deizmin müslümanlara kaktırılmaya çalışılan versiyonudur.
aynı mantıkla işliyor...allah göndermiş öyle,salmış bırakmış...deizmden farklı olarak kuranın mantığına uyan öğütleri dinleniyor(en azından lafta) sadece bu...
allah birşey diyor kuranda yapın bunu diyor...ayrıntı yok,nasıl yapacağımız belli değil...
ayrıntı yok çünki resule uy diyor...ashab resule uyuyor....ashap onu sonrakilere aktarıyor...sonrakilerde ondan sonrakilere....bu allahın koruması altında...
allah oruç tutun derde ramazan ayının ne zaman olduğunun açık bilgisini müslümanlara ulaştırmazmı...kaç gün olduğunu öğretmez mi...hacca gidin derde hacc vaktini sarih biçimde bildirmez mi...namaz kılın der de kılarken namazda rukuda secdede ne okuyacağını,namazın nasıl ve sistematik olarak ne biçimde olacağını demez mi.
kuranda yazılı emirleri izah eden mütavatir hadisleri inkar edenler minumum tabirle din tahribatçısıdır.
mezhepler olmasa kurban kesilecek mi,kesilecekse ne zaman kesilecek ve ne kesilecek tartışmalarından tutun.herkesin mezhep imamı olmasının yaratacağı tehlikeye ve abi tanrı bira nın icad edileceğini 1400 yıl önce biliyomuyduki haram olsun a kadar nice saçma sözlere ve nice kaosa sebeptir mezhepsizlik.
bakınız, eğer her hangi bir cemaat ya da benzeri gruba giderseniz toplantılarına, çok net göreceğiniz tek birşey vardır. o da üstad, efendimiz, hazretleri diye andıkları bir kaç kişinin yazılarını okumaları. sadece onları okurlar ve şiirler, kasideler dizerler o kadar. asla kur'an okunmaz ya da çok az okunur o da arapça okunur. bunların hepsinin temel sebebi, hadis veya benzeri doğa üstü olarak gördükleri kişilere olan aşırı bağlılıklarıdır. zaten kur'an'a bölye bağlanmış olsalardı, asla günümüz 3. dünya müslüman ülkeleri oluşmazdı.
en basitinden din kültürü ve ahlak bilgisi derslerine bakın dostlarım. hadesten teharet, necasetten teharet gibi konulara girerler, her mevzuyu kesin bir hadisle açıklarlar ama asla gençlere kur'an öğretmekten geçmezler, türkçesini. iş bu sebepten, güzelim gençlerimiz tarikatların kucağına düşmektedir. halbuki tek yol ki tarikat yol demektir, kur'an'dır. onu ötesi ve berisi cehaletten ibarettir.
hadis arapça söz demektir. buhari bile on binlerce yalancı hadis ayıkladığını söylemiştir.peygamberi hiç görmemiş insanlar bile övünmek için veya türlü nefsani sebeplerle yalancı hadis uydurmaktan çekinmemiş kur'an ve resulullahın sünnetiyle taban tabana zıt şeyleri hadis diye yutturmuşlardır. ikici nokta kur'an kıyamete kadar başka kitap gelmeyeceğinden dolayı korunmakta olup hadisler için böyle bir ilahi koruma söz konusu değildir. dolayısıyla şeytanın, kötü niyetli insanların ve şeytanın hizbinin insanları din yolundan alıkoymak için başvurabilecekleri en önemli sahalardan biri hadis sahasıdır. " iblis dedi; beni azdırmana yemin ederim ki, onları saptırmak için senin dosdoğru yolun üzerine kurulacağım."(araf 16) resulu ekremin kur'anla çelişen bir sünneti olmamıştır olamaz. öyle olsaydı ne olacağı kur'an da belirtilmiştir. ''ki o, çok soylu bir elçinin sözüdür.bir şairin sözü değildir o. ne kadar da az inanıyorsunuz?bir kâhinin sözü de değildir o. ne kadar da az araştırıp düşünüyorsunuz? alemlerin rabbi'nden bir indiriştir o.eğer bazı lafları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi,yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık.sonra ondan can damarını mutlaka keserdik.sizin hiçbiriniz ona siper de olamazdınız.''(hakka 40-47)
yine arapça tam olarak hadis lafzı geçen ayetlerde kur'an varken onu anlamadan bilmeden bir takım sözlerin ardına düşmenin nasıl bir cahillik olduğu belirtilir. örneğin; ''insanlardan öylesi vardır ki, allah yolundan bilgisizce saptırmak için hadis/laf eğlencesi satın alır ve onu alay konusu edinir. işte böylelerine rezil edici bir azap vardır.(lukman 6) ''peki, bu kur'an'dan sonra hangi hadise/söze iman ediyorlar?(araf 185) bu kur'an, uydurulacak bir hadis/bir söz değildir; aksine o, önündekini tasdikleyici, her şeyi ayrıntılı kılıcıdır. inanan bir topluluk için de bir kılavuz ve bir rahmettir.(yusuf 111) artık bundan sonra hangi hadise/söze iman edecekler?(mürselat 50) hal böyle iken allah'tan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise/söze inanıyorlar?!(casiye 6) sonuç olarak dinin esas kaynağı kur'andır. kur'anı anlamak ve uygulamak işin gelmeyen bazı insanların hele de peygamberi öne sürüp uydurma hadisleri bile dinin esas kaynağı göstermeye kalkışmaları ne kadar talihsiz bir durumdur. ortada bir çelişki varsa bu kur'an da olamayacağına göre hadistedir ve o hadis yüzbinlercesi gibi uydurmadır. peygamberde sağlığında hadis yazılmasını yasaklamıştır. bir hadisin mana ve şekil yönünden doğru olup olmadığının kanıtı kur'ana uygun olup olmamasıdır. son söz yine kur'anın.kamer suresinde tam dört kez üstüne basa basa şöyle denilir.: yemin olsun ki, biz, kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. fakat düşünen mi var?!(17-22-32-40)
allah insanlar içinden bir resul göndermeyip bir gün yağmur yağdıracağına gökten kuran yağdırırdı veya sesini tüm insanların işiteceği ve görecekleri melekler vasıtasıyla doğrudan insanlara ilahi kelamı ulaştırırdı ve böylece insanlar içinde bir elçi seçilmezdi.ama seçti.seçti ve onu tebliğ-tebyin-tatbikle vazifelendirdi.ve insanlara şu öğütte bulundu;
''Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Resule ve sizden olan ulü l-emre de itaat edin. Eğer herhangi bir hususta tartışıp ihtilaf ederseniz onu Allah'a ve Resulüne irca edin"
allahın;resulu açıklama ve uygulama ile görevlendirmesi yüce zatının eksikliği değil gökten kitap yağdırmaması veya gökyüzünde meleklerin belirmemesi gibi takdiriyle alakalı bir hadisedir.
ki kitap da yağdırsa o an için meleklerde zuhur etse insanların soruları gene bitmezdi.daha fazla izah isterlerdi.bu anlamda insanlara kendilerine benzeyen bir yaratılmış bir emsal göndermesinde anlaşılır bir hikmet var.
dine dair bildiklerimizi ondan öğrendik.teori onun zuhuruyla pratiğe dönüştü.ayrıntı onunla anlaşıldı.allah insanlara sadece öğüt vermedi.öğütünün nasıl tutulacağını da onunla gösterdi.
uç örnek ama eğer resul olmasaydı.namaz esnasında amuda kalkmaya veya çeşitli şebeklikler yapmaya kuranda hiç bir mani yok.namaz kılmayı bize allah söyledi ama nasıl kılınacağını resul gösterdi.eğer göstermese camiilerde yaşanacak kaosu tahayyül edilebiliyormusunuz.namaz esnasında raksedenler,parende atanlar,çığrışanlar hiç bir mani yok çünki.
unutulmasın islam dosdoğru nizam dinidir ve kaosdan nizam doğmaz.hadislerin inkarı bunun yerine herkesin kafasına uyması düpedüz kaos anlamına gelir.
kuran kusursuzdur. işin içine yorum girince ne olduğu ortada. hatta ilk ağızdan yorum olmasına rağmen. kuran da hata, çelişki yoktur. allah ın kitabıdır.
allah dinini koruyacaktır şüphemiz yok ancak siz hadisçilerin inandığı ve en büyük en doğru hadisçi dediğiniz buhari, kendi kitabı için yani kendi elleriyle yazdığı kitabı için: '' bunu reddeden, kafirdir ve kafirler yok edilmelidir'' diyen birisi. var gerisini sen düşün dostum demekten başka bir şey düşmez bana. şüphesiz ben allah'ı tek yaratan, muhammed'i ve diğer peygamberleri peygamberim bilen, kur'an'ı tek kitap, islam'ı da tek din olarak kabul eden ve her türlü tarikat, şeyh ve mezhebi reddeden biriyim çünkü kur'an reddediyor, yok diyor.
kurana karisma korkusuyla peygamber sav toplatmis ve imha edilmistir boylece,
kuran kitap haline geldikten sonra kurana karisma olasiligi ortadan kalkmistir.
ortaya çıkarsa kuranın esas alınması gereken olgu. kimse buharinin hadisini reddetti diye kafir ilan edilmez. esas uydurma olan budur. kuran da hadis de birer ilim dalı olarak ele alınmıştır. ayet veya hadis meallerini alıp hüküm vermek diye bir usul yoktur bu nedenle.
ya kur'an, hadis veya sünnet ile tamamlanır diyenler, allah aciz mi ki tek ve tamam kitap gönderemiyor da beşer olanların tamamlamasına ihtiyaç duyacağı bir kitap göndersin??
peygamber'in kendisi ölümünden önce bütün hadisleri ve sünnet diye yazılanları toplatıp imha etmiştir ve yalnızca kur'an'a sarılın demiştir.
daha ötesi ilk hadis kitabı, baş tacı resul'ün vefatından 200 yıl sonra yazılmıştır! 200 yıl boyunca bir söz kaç değişime uğrar hiç düşünmez misiniz?
allah resule tebliğ,tebyin(açıklama) ve tatbik görevi vermişdir.insanlar içinde resulun gönderilmesi kör tesadüf eseri değildir.
allah sadece kendisine değil resulede itaat emri vermişdir.
allahın ayetleri dönemsel değildir.
allah resulun sahih sünneti allahın ayetlerinin hükmünün sürekliliği düşünüldüğünde koruma altındadır.
mütavatir derecedeki hadislerin inkarı ehl-i sünnet açısından çok sakat bir davranışdır.
hadislerin pek çok derecesi var ama ravisi birden çok olan mütavatir hadislerin ayrı ve çok önemli bir yeri var.işkembeden fetvalar verilmemeli bu konuda.
unutulmasın bu dinin peygamberi hz.muhammeddir.batılı aydınlanmacı jj rousseau değildir.
insan evladı öyle bir varlıktır ki isterse doğruyu bulabilir ama kafasında bazı bağnaz düşünceler olduğu sürece ve inanmamaya, araştırmamaya devam ettikçe hiç bir zaman doğru yolda ilerlemez. hiç beklemediği bir anda yolu değişebilir. ama benim tanık olduğum bir sürü kişi akıllılık yaptı ve akıllı olduğunu gösterip insan olmanın en önemli özelliği olan beynini çalıştırdı.*bunun sonucu olarak burda suçlanması gereken kişiler ilk gördükleri ya da okudukları şeylere inanan insanlardır.
imamı azam ebu hanife hazretlerine göre salih olarak kabul edilen sadece 16 hadis vardır be bunların hiçbiri kuran'la çelişmez. ayrıca başlıkta aktarıldığı gibi şu hadis kitabındaki her hadis doğrudur birini inkar eden müslümanlıktan çıkar diye bir saçmalık da söz konusu değil ayrıca. o kuran için geçerli bir kavramdır ve kuran'ın bir harfini dahi inkar eden dinden çıkar. o mantığa göre koskoca imamı azam ebu hanife hazretleri dahi haşa kafir olarak ölmüş olur. ikincil olarak dinde zorlama yoktur& dinden çıkanı öldürün muhabbetine gelince dine girmede zorlama yoktur manasında o. yoksa dinde hiçbir zorlama olmasa şeriat kuralları olmazdı. dinde zorlama yok zina yap, içki iç hiçbir zorlama yaptırım yok kafana göre takıl sen böyle saçmalık olur mu ya? o dinden çıkanları öldürün kısmı da dine çıkarları için giren aslen hiç müslüman olmamış münafıkları önlemek için söylenmiş bir sözdür. ayrıca o sözün sadece o an için mi yoksa daimi mi olduğu da muallaktır. yoksa peygamber efendimizin her sözünün uygulaması sonsuza değin değildir. dişlerinizi misvaklayın demiştir muhtemelen. e şimdi misvak yerine diş fırçası kullanan dinden mi çıkıyor? ben o sözün de o zamanın şartları için geçici bir önlem olduğunu düşünüyorum. yoksa şu an bir müslüman başka bir dini mantıklı bulup da o dine geçerse ölüm gibi bir ceza verilmez. şeriat ülkelerinde bile yoktur bu uygulama.
o degil de hepinizi burda bulmusken, muslumanlarin birbirine dusmesi kiyamet alametlerinden midir? ona gore aranizi duzeltelim gerekirse. uzlasma kulturu.
(bkz: genc ateistler tedirgin)
istediğiniz kadar çelişki görünüz ne fark eder ki başkalarına anlatırken şunu unutmayın; daha 3-5 yaşlarından itibaren hadis vb dogma kültürüyle yetiştirilen, bunların adeta ezberletildiği kişilere çelişki falan anlatamazsınız. çünkü baştan kapalıdır onlar her türlü farklı görüşe. yok efendim sahih olmayan hadisler ayıklanmış, yok efendim hadisleri yok sayamazsınız.
aklı kendi elinde olan ve cesaretle onu kullanmayı bilen, sorgulayan kişi değil hadisleri, kendine kutsal kitap diye tanıtılanı da sorgular, çelişki varsa görür ve korkmadan ortaya koyar.
ama zordur insanın aklını kullanma cesareti göstermesi. kendine sunulan neyse onla yetinir ve çoğusu bir ömür kendine çizilmiş o pencereden başka bir yerden hayata bakamaz. yazık ousa ki, bir tanrı varsa ve o bu aklı insana vermişse yazık onsuz yaşayanlara. yazık doğduğu ailenin dinini, kültürünü, dogmalarını sorgulamadan, ezbere yaşayanlara.gerçi birçoğu böyle mutlu, huzurlu çünkü öğretilenin dışına çıkmak, aklı zorlamak rahatsız edici geliyor birçok bünyeye.
hangi hadislerin sahih, hangilerinin hasen, hangilerinin uydurma, hagilerinin zayif, hangilerinin garib, hangilerinin ehad, hagilerinin mutevatir oldugu... hersey bellidir.
hadis alimleri sagolsunlar.. bize hazira konmak dustu ama onu da kabul etmiyoruz. hadis kitaplarinda verilen kaynaklarda rivayet zincirleri de varilmistir. zincirde kopukluk olursa veya ravinin bir ayibina rastlanmissa sahih olarak sayilmaz.
bir inernet sitesinde yazilanlar ve kimin yazdigi belli olmayan seyler kaynak diye onumuze koyulursa, butun herseyi, verilen emekleri, gayretleri, bilinen dogrulari cope atmamiz isteniyor demektir.
hicbir musluman da bunu yapamazdir, yapmamalidir.
Müslim - iman 302, Buhari 97/24,10/29, Hanbel 3/1
--spoiler--
bu arkadaş bilmez ki kuranda yedullah tabiri de geçer(fetih 10).yedullah allahın eli demektir.fakat ayet kuran bütünlüğü içerisinde allahın(yardım) eli,kudreti,otaritesi manasıyla tevil edilir.
ayet ayeti tevil eder,sınır çizer çünki.aynen öyle de.kuran hadislerin sınırını çizmişdir.bu hadis zahiri değil batıni manasıyla tevil olunur.bu da hakikatın tüm çıplıklarıyla ortaya çıkması şeklindedir.hadis inkarcısı sitelerden copy paste yaparak islam öğrenilmez.tavsiyemiz hadisleri ulemanın nasıl tevil ettiğinin öğrenilmesidir.çünki bir ayeti alıp kıpıp kesip öteki ayetlerden bağımsız salakça yorumlarda yapılabilmektedir...
örneğin;allahtan başka şefaatçi yokdur ayeti alınır ama kuranda allah dilediğini şefaatçi seçer ayetide vardır.demek ki allahın seçtiğinden başka şefaatçi yokdur.
hadis inkarcısı napar? allahdan başka şefaatçi yokdur ayetini alır,şefaatle ilgili hadisleri ortaya koyar ve çelişki var der.
hayır çelişki hadisde değil.sıkı müslüman görünmeye çalışan hadis inkarcısındadır.
Olmayan çelişkilerdir. Edebiyattan anlamayan anlayamayan yazarların ileri sürdükleri zırvalıklar. Halbuki gerçekten kuran ı kerimi anlamış ve hadisleri düzgün yorumlamış kimsenin bunları kafasıandan bile geçirmesi korkunçtur, zavallılıktır.