kur'an'ı gerçek anlamda okuyan insanı, çok etkileyen ifadelerdir.
-insanlardan öylesi vardır ki, onun dünya hayatına ilişkin sözü, senin hoşuna gider ve o, kalbindekine allah'ı tanık tutar.
oysa ki, o, düşmanların en yamanıdır. (bakara 204)
-ne oluyor onlara da, öğüt verip düşündüren şeyden yüz çeviriyorlar.
sağa sola kaçışan zebra'lar gibidirler. arslan'dan ürkmüşlerdir. (müddessir 49,50,51)
-sevdiğiniz şeylerden infak etmedikce zafer ve mutluluğa asla ulaşamazsınız. infak ettiğiniz herşeyi allah çok iyi bilmektedir.(ali imran 92)
-eğer yer yüzündeki ağaçlar kalem olsa, deniz de arkasından yedi deniz katılarak yardımcı olsa allahın kelimeleri tükenmez, allah azizdir hakimdir.
(lokman 27)
-onları birazcık nimetlendiriyoruz. sonunda hepsini şiddetli bir azaba süreceğiz.(lokman 24)
-insan ise, varlığın tartışmaya en çok tutkun olanıdır. (kehf 54)
-mal ve oğullar şu iğreti dünya hayatının süsüdür. barışa ve hayra yönelik kalıcı ameller se rabbin katında sevapça da üstündür, beklenti bakımından da
(kehf 46)
-gerçek şu ki, insan özbenliği üzerine yönelmiş keskin ve derin bir bakıştır.
dökse de ortaya tüm mazeretlerini, onu hemen okuyasın diye dilini
hareket ettirme.
onu toplamak ve okumak bize düşer.
o halde biz onu okuduğumuzda sen onun okunuşunu izle.
sonra onu açıklamak da bize düşer.
hayır hayır siz hemencecik geleni seversiniz ve sonradan geleni terk edersiniz.
ne tasdik etti ne yakardı ne sadaka verdi ne namaz kıldı, tam aksine yalanladı gerisin geri döndü.
sonra da çalım sata sata ailesine gitti.
çok uygundur sana bu bela çok uygun.
evet çok uygundur bu bela sana çok uygun.
insan başıboş bırakılacağını mı sanıyor? (kıyamet 14-36)
-şu iğreti dünya hayatı, bir eğlence ve oyundan başka bir şey değil,(imtihanın dışında) ahiret yurduna gelince asıl hayat odur.
ah bilebilselerdi.(ankebut 64)
-işte böyle, allah geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. allah semi dir, basir dir.(hac 61)
"Gökyüzü yarıldığı, yıldızlar döküldüğü, denizler birbirine katıldığı, kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, insanoğlu (yapıp) gönderdiklerini ve (yapamayıp) geride bıraktıklarını bir bir anlar" (el-infitâr 82/1-5).
neyi bekliyorlar?
kendilerine meleklerin gelmesini mi?
rabbinin gelmesini mi?
yoksa, rabbinin, bazı mucizelerinin gelmesini mi?
rabbinin, bazı mucizeleri geldiği gün, daha önce
iman etmemiş yahut imanında bir hayır sahibi olamamış
kişiye, imanı hiçbir yarar sağlamayacaktır. de ki, bekleyin
doğrusu, biz de bekliyoruz. (enam 158)
göğü biz kurduk, elbet biz genişleticiyiz. (zariyat 47)
''onlar sanki aslandan kaçan '' yaban eşekleridir''. (muddesir)
''onları nerede yakalarsanız öldürün.''(bakara)
''şüphesiz siz, içinizden cumartesi yasağını ciğneyenleri bilirsiniz. Biz onlara ''aşağılık maymunlar olun'' demiştik. (bakara)
''zeyd o kadından ilişiğini kesince onu sana (islam peygamberine) nikahladık ki evlatlıkları eşleriyle ilişiğini kestiklerinde müminler için o kadınlarla evlenmede bir güçlük olmasın(!)''
(ahzap)
nahl 79. ayet;
oniar, göğün boşluğunda kendilerine uçma imkânı sağlanmış kuşlara bakmazlar mi? onları boşlukta tutan yalnız allahtır. şüphesiz ki bunda, iman eden bir millet için nice ibretler vardır.
daha kapağını açmadan içindekileri kabul eden biri için çok etkileyicidir. ama objektif bir gözle okuyan birini ise fazla etkilemez. özellikle iyi eğitimli biri için hiç de etkileyici bir kitap değildir.
Nihayet güneşin battığı yere varınca, onu kara bir balçıkta batar buldu. Onun yanında (orada) bir kavme rastladı. Bunun üzerine biz: Ey Zülkarneyn! Onlara ya azap edecek veya haklarında iyilik etme yolunu seçeceksin, dedik.
güneş balçık içinde batıyormuş gerçekten çok etkileyici.... süphanallah ibretlik paylaşım.