Hicr 98'den kıyamda beklemeyi nasıl çıkardığını düşünüyorum.
"Öyleyse Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol."
Ve vakia 96. Ayeti ve â-lâ 1. ayeti namazda, secdede yapacağımızı nasıl anladın acaba bu daha da düşündürücü.
"Artık Rabbini 'Azîm' ismi ile tesbih et."
"Rabbinin 'Âlâ' ismini tesbih et."
Diğerlerine bakmadım daha ama bunlarda yeterlidir söyleyeceğim şeye;
Sen bunların hangisinin secdede yapıldığını, hangisinin kıyamda beklemeyi anlattığını namazı bildiğin için anlayabiliyorsun. Hiç hadis olmadığını farz et, nasıl anlayacaktın? Biraz mantıklı düşünen herkes bilir ki hadis olmadan namaz kılamayız. Zaten peygamber efendimiz (sav)'e bu ayetlere göre nasıl namaz kılınacağı cebrail (as) tarafından ögretiliyor. Efendimiz de bize ögretiyor.
peygamber efendimizin tatbiki zaten allah'ın istediği namazdır.
namazın vakitleri bellidir, rekatı bellidir, farzları bellidir.
abdest farzdır.
niyet ve tekbir farzdır.
her rekatta fatiha suresini okumak farzdır.
kıyam, kıraat, ruku, secde ve son oturuş(ve bu oturuşta tahiyyat süresince beklemek) farzdır.
diğer farz ibadetler gibi namazda insanın olanakları, imkanları nispetinde ifa edilen bir ibadettir, bunu daha önce farklı başlıklarda dile getirmiştim hatırlarsınız.
yani kişi eğilemiyorsa, oturamıyorsa, konuşamıyorsa vs. vs. gibi fiziksel arızaları engelleri var ise şayet yine namaz kılabilir. Yukarıdaki farzları yerine getirememesi namazdan düştüğü anlamına gelmez. namazın kişinin üzerine farz olması için müslüman, ergin ve akıllı olması kafidir. Diğer unsurların hiçbirisinin önemi yoktur. Allah direk niyete bakar dostlar bunu unutmamalı.
Sadece kur'an'ı kerim okuyan biri cebrail (a.s)'ın efendimiz (s.a.v)'e ögrettiği gibi namazı anlayamaz, kılamaz.
"Ve" daha sonra anlamına geliyormuş, ben diyorum ki ayet bu: "öyleyse rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol." Ve sen bunun kıyamda, kıyamdan sonra veya secdede (fark etmez) nerede yapıldığını nereden bileceksin? Belki oturduktan sonra secde et, belki zıpladıktan sonra secde et. Herkes farklı yorumlar böyle olursa. Ama sünnete göre yapılırsa bunlar olmaz.
Ayrıca daha iyi anlamanız için;
Namazda yanılmalar olduğunda ne yapacaksın? Cemaatle namaz kıldığında imam 3. Rekâttayken yetiştiğinde ne yapacaksın? Namazdayken abdesti bozan bir hâl olduğunda ne yapacaksın? Namazının bozulup bozulmaması ve namazda yanılgılar olduğunda ne yapacaksın? Bunların cevapları kur'an'da değil hadislerdedir ve bu yüzden kur'an-ı kerim'in birçok ayetinde efendimiz'e uymamız gerektiği söylenir.
Sorduğum tüm soruların cevabı yok maalesef. Hala ayetlerle namaz kılınamaz diyorum.
Namaz bozan bazı haller kur'an'da olabilir, evet. Ama hadislerde namazın tam kılınış şekli, guslün nasıl alınacağı anlatılır vs. Ayrıca farz ve sünnet diye iki ayrı kavram vardır. Farzlar kur'an'da emredilen hükümlerdir. Ama bilerek sünneti terk etmek olmaz. Bu yüzden sünneti de terk edemezsin.
Yani hiçbir türlü hadissiz tam manasıyla namaz kılamazsın. Bu başlık altındaki girdiğim tüm entryler bunu destekler niteliktedir.
Namazın ilk defa islamla geldiğini zannedenlere, Allah'ın bu kadar temel ve kadim bir ibadetin detayını kitapta vermeyi unuttuğunu ima edenlere, sürekli bu örneği Kur'anın eksikiği ve rivayetlerin gerekliliği iddialarına delil olarak ileri süren koca koca cahillere gelsin bu video!
kurana göre namaz yoktur kurana göre salah vardır. aslında salah ta yoktur sadece salah edin namaz kılın der. çünkü namaz islamdan önce de arapların ibadet şekliydi. islam da diğer dinler gibi kendinden önceki dinin değişikliğe uğramış halidir. bu yüzden de ibadet şekilleri aynıdır.
not : namaz farsça bi kelimedir. ver tükçe de ki dini terminolojinin büyük bi kısmı farsçadır.
abi yıl olmuş kaç , kafayı ellerle beraber yere koymak nedir ya , milattan önce mısırlılarda yapıyodu bunu , secde olayı işte , tapınma , kime neyin itaati bu , allahım sen hidayet ver bunlara.
