hayatımı değiştiren kitaptır.bu kitap ağlatır,kafanı karıştırır.seni sen yapar kimi zaman,kimi zaman senden alır,kimi zaman seni yaşatır.kahramanların yaşadıkları hayat tecrüben olur çünkü o kadar gerçektir olaylar.o kadar kumraldır ki ada kendi kumrallığından kıskanırsın o kumral kızı.o kadar şaşkındır ki tuna kendi saflığını bulursun bazı bazı...
yaşatılır bu kitap.yaşatılacakmış da zaten.dizi olacakmış.evet yaptım evet buket uzuner'e sitem ettim.bana o kadar yorgunuz ki bu hayatta bu dizilerle,istemezmisin aralarından biri sıyrılıp yeni bir başlangıç yapsın.evet dedim bu kitap o diziyi yaratır,yaşatır.
bir geçmişe bir şimdiki zamana savuran kitaptır. başta afallatır sonrada elden düşmez. güzel bir kitaptır. tarz olarak ~~tuna kiremitçi'nin-git kendini çok sevdirmeden adlı romanına benzer.
--spoiler--
sevgili mabel,
çok özledim.
seni çok göresim geldi.
sensiz kalmak, sensiz kalmanın nasıl bir şey olduğunu düşünmekten çok farklıymış. öğrendim bunu mabel. dayanılır gibi değil. eğer yaşadığını bilmesem, herhalde çıldırırdım.
--spoiler--
aras'ı öldüren "küt" sesini yüreğinde hissettiren kitaptır.
gözünüze çizilir aras'ın yakışıklılığı, mavi tuna'nın gözleri, siyah kıvırcık saçları, kumral ada'nın bal rengi, burnunuzda bir koku, meriç'in güzel kokusu...
insanı darmadağın ederek, oraya buraya savurarak okutur kendini bu kitap.
yürek acıtır.
--spoiler--
"Beni senden koru Ada!" dedim pat diye.
Bu tamamen onun tarzıydı,benden hiç beklemiyordu.Şaşırdı kaldı.toparlanmasını bekledim.Bir paket Camel sigara çıkarttı.Türkiye'ye kesin dönüş yaptıktan sonra Kuzey Amerika'da bıraktığı tütüne yeniden başlamıştı.Bir süre sigara paketini seyredermiş gibi sol elindeki deve resmine baktı.Sonra kuşkuyla yüzüme döndü.Süzdü beni.
"Güzel vuruştu Mabel!" dedi gülümseyerekç
--spoiler--
ne zaman sevdiğim insanla birlikte bir kahve içsem ve "o"nun sigara yakışını izlesem aklıma bu sahne gelir.ve "o"nun kumrallığı,Ada'dan eksik değildir.ve bunun üzerine bir de kıvırcıklığı,insanı mest eder.tıpkı Ada gibi o da saçar kumrallığını.
velhasıl,insanın hayatını değiştiren bir kitap.bakış açınız değişecek,aşka daha çok sempatiyle yaklaşacaksınız.Tuna'yla birlikte üzülecek,Ada'yla birlikte hınzırca gülecek ve Meriç'le birlikte tutkuyu hissedeceksiniz.
"ada" isimli kadın karakterin yeryüzünde tekmişcesine tasvir edilmesi ve kitaptakilerde dahil olmak üzere erkeklerce "her daim aşık olunası tip" olarak sunulması müsebbibiyle az biraz kıskandığım; buna rağmen kendimi ikinci kez okumaktan alıkoyamadığım; kitaptaki gibi bir aşkın -ya da adına her ne denirse, o kuvvetli bağın- gerçek hayatta olamayacağını anladıktan sonra Kadıköy'de soluğu alıp Baylan'ın cup griye'sinin tadına baktığım, ilk gençlik dönemi sonlarımın güzide romanı... şair dayı'nın aşkın halleri ve hayatla ilgili bilumum nutukları için de ayrıyeten okunası kitap...
buket uzunerin önceki kitaplarındaki anlatımından dolayı önyargıyla başladığım ancak okudukça sevdiğim ve arasın ölümüyle beni ağlatan (kim bilir belki de ağlamak için bahane arıyorumdur) hayatımda okuduğum en güzel kitaplardan biri. üç gündür adayla arasla tunayla yaşıyorum adeta. özellikle şair dayı keşke gerçekten olsa hayatta...
karakterlerin gerçek hayattan alındığı, muhteşem kitap. buket uzuner'in en iyi kitabı.
--spoiler--
şair dayı: attila ilhan
ada : gerçek hayatta kerem alışık'a karşılık geliyor.
ada'nın annesi *: çolpan ilhan
ada'nın babası: sadri alışık
--spoiler--
sadece kapağına bakılarak bile alınabilecek bir kitap. Onca kitabın arasından tek seferde gözüme ilişen hayatımın en güzel kitaplarından biri. insan okurken kendini hangi karakterin yerine koyacağını şaşırır güçlü ve karizmatik olmak isterse aras, çekici ve zeki olmak isterse ada, saf duygusal körü körüne aşık olmak romantik takılmak isterse ada, sadece mantık yolu izleyip başarılı olmak istiyorsa meriç.. Ne güzel isimlerdir onlar aras, ada, tuna, meriç. Önce bir romantik komedi edasıyla başlarsınız kitaba ardından hüzünlenirsiniz iç savaş dönemlerinde kafanıza bir şeyler dank eder ülke gerçekleriyle ilgili, sonra bir komploya kızarsınız, kitabın sonuna geldiğinizde içinizde bir tatmin duygusu ile hafif bir hüzün oluşur. Bir kitabın daha sonuna gelmişsinizdir ve bu kitap sizi birçoğundan çok daha fazla etkilemiştir. işte böyle ustaca kaleme almıştır Buket Uzuner Kumral Ada Mavi Tunayı.
küçük sayılmayacak bir yaştaydım ama küçüktüm bu kitabı okuduğumda. ve sanıyorum tam da düşüncelerimin yeni yeni şekillenmeye başladığı çağlardı. bu yüzden çok etkisi vardır üzerimde, hayat, aşk, suçluluk duygusu, aile,ölüm, baskın kişilikler, kıskançlık ve daha bir sürü şey hakkında konuşurken bu kitabın cümleleriyle konuştuğumu farkederim çoğu zaman. birini çok sevmek, ne olursa olsun sevmek ne demek bu kitapta öğrendim ben. her daim durur başucumda, uğurumdur o benim, yanımdadır her yerde. sıkıldığımda,üzüldüğümde, umutsuzluğa düştüğümde, mutlu hissettiğimde kendimden bir şeyler bulmak, tanıdık bir şeyler görüp rahatlamak adına açar rastgele bir sayfasını okurum. her istanbula gidişimde kuzguncuk"a mutlaka bir uğramamın başlıca sebebidir.
bilmiyorum abartıyor muyum ama, bu kitap benim hep en yakın dostum, ve çoğu zamanda hissettiklerimin yazılı hali oldu.
kitabı bitirmek için gözlerinizi acıtır, canınızı yakarsınız, her sözü ayrı canınızı yakar, kitabı okudukça insan ilişkilerinin adını değiştirir sizde.
aşka aşk diyemez olur, sevgi nedir tanımlayamaz hale gelirsiniz.
Yıllar geçer, bu kitap unutulmazdır artık 'yahu ben bu kadını çok sevdim bir kitabını daha okuyayım' dediğiniz anda hemen bir fikir düşer içinize 'ama diğer hiçbir kitabı bundan iyi olamaz ki' diye, vazgeçersiniz ilk ve tek okuduğunuz kitabı olur.
buket uzuner'in; okurken biter diye korktuğunuz, okumaya kıyamadığınız harika kitabı. Öyle sarar ki aşkın büyüsü, sizsinizdir sanki oradaki karakterlerden biri. içinizde mutlaka vardır; biraz ada, biraz tuna. aradan yıllar geçti, hala hayatımda okuduğum en mükemmel kitap diyorum. Tekrar tekrar okunası, okundukça aynı acının aynı tazelikle hissedildiği, insanın adını bile duyduğu anda yüreğini sızlatandır.. '' aşkın binbir çeşidi vardır ve hepsi acıtır. ''
Okuduktan sonra, "bu kahramanlar aramızda yaşıyor olabilir mi?" sorularını sordurtan, felsefeyle yoğrulmuş, en az iki kez okunması gereken, duygu seli bir roman.
aras atladıktan sonra gelen "Tak" sesi ve ardından gelen boşlukla ağlamaya başladığım kitaptır. Hayatımı büyük ölçüde değiştirmişti. Çok uzun zaman oldu ama hala içimde bir ukte kalmıştır. Özellikle Ada'nın "sen hiç kimsenin olamayacağı kadar çok şeyimsin benim." diye başladığı sözler insanın içine işler. Buket Uzuner'in ikinci defa okunabilecek nadir kitaplarından biridir.
aşkın ve koşulsuz teslimiyetin bu kadar güzel anlatıldığı başka bir kitap yoktur dünyada. normalde katı yüreklinin teki olan beni bile hüngür hüngür ağlatabilen tek kitaptır. ahh aras ahh kaç kişiyi ağlattı gidişin bi bilsen..
bu kitabı okuyup da çocuğuna ada, tuna ve aras isimlerinden birini koymak isteyen kaç kişi vardır kim bilir. kaç kişi bu kitaptan etkilenip de cüzdanında, kitabının arasında mabel sakızı kağıdı saklamıştır belli değil.
öyle etkiler işte insanı bu kitap. defalarca okunur, yine de tadından bir şey kaybetmez.
Kız arkadaşımın yıllarca okumamı istediği, benimse ondan ayrıldıktan sonra okuduğum kitap. Ya o kendisini ada sanıyordu ya da ben hiç bir zaman mabel olamadım...
öyle başlarsınız ki bu kitaba; gülümsersiniz, ağlarsınız, elden bırakılmaz akar gider sizde içinde kalırsınız. öle bi acıtır ki sizi aras'la ölürsünüz küt diye, tuna'nın gözlerinin içinde kaybolursunuz, ahh ada ahh..
