sadece kumpir yemek istiyordu. cesurdu. ülkeyi kurtarmak için bütün patatesleri feda eden o kahraman kumpirciler işte artık onun için de bir kumpir hazırlayacaklardı.
zihniyet ile kumpir arasındaki ilişkiyi asla anlamasa da kumpirini yedi ve kolasını içti.
o artık bir sözlük kahramanıydı.
tereyağı, kaşar ve patates ayrılmaz kankalardır. bu üçlü, gerek patatesin haşlanmasıyla, gerek közde pişirilmesiyle bir araya gelebilirler. o sımsıcak patatesin üzerinde eriyen tereyağı ve kaşar insanı kendinden geçirir. mısır, sosis gibi bıttırı yiyecekler ise diğer önemsiz konuklardır, arzuya göre davetli sayısı arttırıp azaltılabilir. ama bu yiyecek kesinlikle iğrenç olarak adlandırılamaz. tamamen damak zevkiyle alakalıdır. seven çok sever, sevmeyen nefret eder. bugüne kadar arasını görmedim hiç. evet itiraf ediyorum evde de denedim. harika oldu. sınırsız malzemeyle kusana kadar yedim...
doyurucu ve hafif bir yiyecektir yağsız tercih edildiğinde. ama malesef tartışma konusu olarak bile başlığı açılıp kumpir yiyenler ve yemiyenler bile kategorize ediliyor artık.
vay sözlük vay sen hallere gelmişsin.
damak tadları başlığı açan kişiden farklı olan insanlardır. kumpirin sevilmemesi için hiç bir sebep yoktur. iğrenç bulunan her türlü malzeme içinden çıkartılabilir, pratiktir.
ortaköy'de caminin yanında yendiğinde tadına doyum olmayan lezzettir. birde akşam güneş batarken yapacaksın bunu orası sessiz olacak insanlar sevgilileriyle oturuyor olacak bak o zaman nasıl yeniyor.
kumpir seven ve kendi damak tadına hitap eden insanın eylemidir kumpir yemek.
bir ideolojiden bahseder gibi kumpir yiyen insan demek yerine zihniyet demek de ilginç bir bakış açısıdır.
başlı başına kusmanız için yapılmış yiyecektir. tereyağı, kaşar peyniri... kumpir yiyen kişinin önüne ne verirseniz yer. bu kişilerin zihniyetleri zevk için değil, görüntü kirliliği yaratmak için vardır.
