televizyonların kumandasız olduğu yıllarda çocuk olmaktır.
o zaman televizyonlar bir bilemedin iki kanal olmasına rağmen nasıl bir eziyet olduğunu ancak yaşayanın bildiği durumdur.
çünkü televizyonun zırt pırt ayarı kaçtığından yada sesini açıp kısmak gerektiğinden ayaklı kumanda görevi görürdünüz. heleki trt2, magic box (Star), teleon ve show tv yayına başlamış ve babanız hala kumandalı televizyon almamışsa televizyonun yanında esas duruşta nöbet beklemeniz gerektirdi.
-meydanbenim kalk şu televizyonun sesini kıs çok açık.
zavallı meydanbenim kalkar televizyona yaklaşır, yaklaşır..tam sesini kısacak filmin bayan oyuncularından biri çığlık atar ve ekranda bir iskelet belirir. meydanbenim de ağlayarak kaçar.
iyi ki kumanda var.
vizontele filminde deli emin'in tv'yi ilk duyduğunda "şerrefsizim benim akılma gelmişti;gerçekten" dediği bölümün kumanda diye bir mucizenin var olduğunu öğrenen zavallı küçüğün kafasında yer ettiği zaman dilimi.
çok ağır bir işkence türüdür. az erken dünyaya gelsek tek kanal revaçtayken, sorun yok, az geç gelsek kumanda olacak, gene sorun yok. nasıl bir zamanda doğurdun beni anne... (bkz: 83 doğumlu olmak)
tüplü televizyonun bombeli ekranına bakarken kanalı değiştirme ihtiyacı hissedildiğinde yerinden kalkıp televizyonun üstündeki kapaklı bölmeyi açıp çıt çıt tuşlara basma anım canlandı gözümde. kumanda çok acayip bir teknoloji gibi gelmişti. şu anda da akıllı telefonlar çok sıradan oldu. o hayranlık duygusunu yaşayamaz olduk sanırım.
televizyonda sadece trt1 (tv1) kanalının olduğu, gece yarısı istiklal marşı ile kapandığı, sabaha kadar dıt sesli renkli yuvarlağın gösterildiği zamanda çocuk olmaktır. pazar sabahları büyük bir sabırla o dıt sesli renkli yuvarlağın bitip voltron'ın başlamasını beklemektir.