kum kitabi

entry4 galeri0
    4.
  1. borges ustanın geneli fantastik ögeler içeren on dört adet öyküsünün toplandığı kitaptır. otobiyografik unsurlar da içerir bunlardan bir çoğu ve "ayna ve maske" adlı öyküsü, kafa kırdırtır. ben kırdım, oradan biliyorum.
    2 ...
  2. 3.
  3. ustad jorge luis borges'in 'secilmis bir azinlik icin yazmiyorum veya platonik bir tabirle, kitleler icin de yazmiyorum. her ikisi de demagoglar icin, ki onlara inancim yok. kendim icin yaziyorum, dostlarim icin yaziyorum... sadece zaman oldurmek icin yaziyorum' dedigi, tabiri caizse demirbas bir canta kitabi. oyle ki herhangi bir zamanda cikart, herhangi bir sayfayi ac ve sadece oku.
    1 ...
  4. 2.
  5. Zaman beni sürükleyen bir nehir, ama nehir benim..

    Beni parçalayan bir kaplan, ama kaplan benim..

    Beni tüketen bir ateş, ama ateş benim..

    Evren,ne yazık ki, gerçek,

    Ben,ne yazık ki, Borges'im.

    Yıllar boyu,

    insanoğlu bir boşluğu imgelerle,

    ...

    doldurur.

    Ölümünden az önce,

    usanmaz çizgi labirentinin,

    kendi yüzünün imgesini oluşturduğunu anlar.
    2 ...
  6. 1.
  7. jorge luis borgesin bir hikâye kitabı.

    sekiz yapraklık, bez kaplı bir ciltti. birçok elden geçtiğine kuşku yoktu. inceledim, alışılmamış ağırlığı beni şaşırttı. arka kapağının üzerinde " holy writ " yazısını okudum, aşağıda da " bombay ".

    -on dokuzuncu yüzyıldan kalma sanırım, diye belirttim.

    -bilmiyorum, hiçbir zaman öğrenemedim, diye karşılık verdi.

    rastgele açtım. tanımadığım bir elyazısıydı. sayfalar oldukça yıpranmıştı, tipografisi kötüydü ve incil'de olduğu gibi iki sütun olarak basılmıştı. metinler sıkışıktı ve bentler halinde düzenlenmişti. sayfaların üst köşelerinde arap sayıları yer alıyordu. asıl ilgimi çeken, örneğin çift sayfalardan birinin 40514 numarasını, karşısındaki tek sayfanın ise 999 numarasını taşıması oldu. o sayfayı çevirdim; arkasındaki sekiz haneli bir sayıydı. sözlüklerde olduğu gibi bir resimle süslüydü; bir çocuk elinden çıkmış gibi, mürekkep kalemiyle beceriksizce dizilmiş bir çapa resmi vardı.

    işte o zaman yabancı bana:

    -iyi bakın, bir daha asla göremeyeceksiniz, dedi.

    bu noktayı işaretleyip kitabı kapattım. hemen yeniden açtım ve boşuna çapa resmini aradım sayfa sayfa. şaşkınlığımı gizlemek amacıyla:

    -kutsal kitap'ın hindu dilinde bir varyantı, değil mi, diye sordum.

    -hayır, diye yanıtladı.

    sonra bir sır vermek istermişcesine sesini alçaltıp:

    -bu cildi, dedi, bir ova kasabasında bir avuç rupi ve bir incil karşılığında aldım. sahibi okuma bilmiyordu. kitapların kitapları'nı muska zannediyordu. en alt kasttan biriydi; hastalığa bulaşmadan, gölgesinde yürümek bile olası değildi. kitabın adının kum kitabı olduğunu söyledi, çünkü bu kitabın da, kumun da, ne sonu,ne başı vardı.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük