Tanrı insanların kendi zihinlerinde yarattığı şekil verdiği bir varlıktır aslında. Dünyada olup biten bu kadar kötülük karşısında merhamet ve iyilik dolu bir tanrı hayal etmek kadar saçma bir düşünce yapısı olamaz çünkü.
Daha Allah ile cihan yoğ iken
Biz anı var edip ilan eyledik
Hakka hiçbir lâyık mekân yoğ iken
Hanemize aldık mihman eyledik
Kendisinin henüz ismi yok idi
ismi şöyle dursun cismi yok idi
Hiçbir kıyafeti resmi yok idi
Şekil verip tıpkı insan eyledik.
Azınlık Raporu (Minority Report) filmini izlemeyen yoktur sanırım. izlemeyen Varsa da izlesinler, güzel film.
Dedektif John Anderton, psişik güçlere sahip kahinler ve bazı teknolojik aygıtlar sayesinde cinayetleri daha işlenmeden önce farkedip suçluları yakalayan özel bir polis biriminin başındadır. Anderton’ın kusursuz işlediğine inandığı sistem, birdenbire tersine döner. Anderton’ın şefi olduğu birim, cinayet suçlamasıyla onun peşine düşer. Avcı artık av olmuştur... Şimdiye kadar kölesi olduğu sistem artık John'un başının belası haline gelmiştir.
Buradaki ana tema insanların özgür iradesine müdahale. Yani bir insan eline bıçağı alabilir. Namluya mermiyi verebilir. Ama bıçağı saplamadan, silahı ateşlemeden onun katil olduğuna hüküm verip, onu cezalandıramazsın.
Allah bu dünyayı bir imtihan dünyası olarak yarattığını, Kur'an-ı kerimde çeşitli ayetlerde söylüyor:
Andolsun ki sizleri biraz korku, biraz açlık, mallardan, canlardan ve meyvelerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele! (2/Bakara 155)
Allah sizin aranızdan cihad edenleri ve sabredenleri açığa çıkarmadan cennete gireceğinizi mi sandınız? (3/Âl-i imran 142)
Allah’ın izniyle belirlenmiş ecel dolmadan, bir nefsin ölmesi söz konusu olamaz. Kim dünya sevabını isterse, ona ondan veririz. Kim de ahiret sevabını isterse, ona da (istediğinden) veririz. Şükredenleri mükâfatlandıracağız. (3/Âl-i imran 145)
Ey iman edenler! Andolsun ki Allah, ellerinizin ve mızraklarınızın ulaştığı av hayvanlarını (ihramlıya haram kılarak), gözlerin kendisini görmediği yerde, kimin Allah’tan korktuğunu açığa çıkarmak için sizleri imtihan edecektir. Kim de bundan sonra haddi aşarsa onun için can yakıcı bir azap vardır. (5/Mâide 94)
Böyle belki onlarca ayet var. Burası bir imtihan dünyası ve imtihan esnasında öğretmen öğrenciye müdahale etmez. Kağıda ne yazdığına karışmaz. Bunu söyleyenler yani Allah bunca kötülüğe nasıl müdahale etmiyor diyenlerin asıl amacı genellikle ikinci cümlede saklı oluyor: "Demek ki tanrı yok!" Bu tür durumlara "cerbeze" deniyor yani "akıl oyunları".
Genellikle en başa dönmek gerekiyor. Yani Allah'ın varlığına. Allah var mı? Varsa bize neden kendini göstermiyor?
Evet var. Ve bize kendisini gösteriyor, ama sebepleri perde yaparak. insanoğlunun sadece geceleri yaşayan bir varlık olduğunu farz etsek. Geceleri uyanık oluyor ve gün doğmadan uyuyor. Hiç kimse güneşi görmüyor. Biz gece uyanıkken sadece ay'ı görüyoruz. Salih bir zat dese ki: "Aslında bizi aydınlatan ve ısıtan ay değil, güneş. Ay sadece bir ayna. Onun kendi ısısı da yok ki bizi ısıtsın. Bizim hayat sebebimiz güneştir. " bunu ancak akıl gözü ile görenler anlayabilir. Diğerleri inkar eder. Burada temsili olarak Güneş: yaratıcımızdır. Ay ise tabiat diye adlandırdığımız kainattır. insan dikkatli bir göz ile vücudunu incelese bunun rastgele olamayacağını idrak eder. Mesela saçlarımız uzarken neden kaşlarımız uzamaz? gözlerimizi, ağzımız, kulaklarımız, dişlerimiz. Yerli yerinde olmadığını düşündüğümüz herhangi bir organımız var mı? Bir kişi sizin kapınıza çarpı işareti atsa korkarsınız, bunu kim çizdi diye. Basit iki çizgi bile birisi olmadan çizilemez, bunu bilirsiniz. buna rağmen dna ( Nükleotit olarak adlandırılan birimlerden oluşan bir polimerdir. DNA zinciri 22 ila 26 Ångström arası (2,2-2,6 nanometre) genişliktedir, bir nükleotit birim 3,3 Å (0.33 nm) uzunluğundadır.[3] Her bir birim çok küçük olmasına rağmen, DNA polimerleri milyonlarca nükleotitten oluşan muazzam moleküllerdir. Örneğin, en büyük insan kromozomu olan 1 numaralı kromozom yaklaşık 220 milyon baz çifti uzunluğundadır.) nın rastgele evrimle oluşabildiğini iddia edebilmektedirler.
Gelelim cinayet konusuna. Hiç kimsenin ölmediği bir dünya ütopya değil ancak distopya olurdur. Apple ın efsane ceo su Steve Jobs’un Stanford Üniversitesi 2005 mezuniyet Töreni Konuşmasını güzel mesajlar içerir:
n yedi yaşındayken şöyle bir şey okumuştum. Her gününü hayatının son günü gibi yaşarsan günün birinde haklı çıkarsın. Bu cümle beni çok etkilemişti. Ve o günden bu yana yani 33 yıldır her sabah aynaya bakıp kendi kendime hep şunu sordum. Eğer bugün hayatının son günü olsaydı, bu gün normalde yapacağın şeyleri yapmak istermiydim. Uzun süre art arda hayır yanıtını verdiğimde bir şeyleri değiştirmem gerektiğini anladım. Insanın kısa süre içinde öleceğini bilmesi yaşantısına damga vuracak kararlar vermesi açısından büyük önem taşır. Çünkü her şey tüm dış beklentiler, gururlar, küçük düşme ya da başarısızlık korkuları tüm bunlar ölüm karşısında değerlerini yitirir. Yalnızca ölümdür nemli olan. Öleceğinizi hatırlamak kaybedecek bir şeyler olduğu düşüncesini yok etmenin bildiğim en iyi yoludur. Zaten çıplaksınızdır. Yüreğinizin sesini dinlememek için hiçbir neden yok.
Bu deneyimi yaşamış biri olarak diyebilirim ki ölüm faydalı fakat sadece entelektüel bir kavramdır. Hiç kimse ölmek istemez. Cennete girmek isteyenler bile oraya gitmek uğruna ölümü göze almak istemezler. Oysa ölüm hepimizin ortak sonu. Şimdiye dek hiç kimse ölümden kaçamamıştır. Bunun böyle de olması gerekir. Çünkü ölüm hayatın en güzel icatlarından birisi. "
Kur'an'da Bakara suresi 216. ayet: "Savaş, hoşunuza gitmediği halde size, görev olarak yazıldı. Hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin iyiliğinize olabilir. Hoşunuza giden bir şey de sizin için kötü olabilir. Bunları bilen Allah'tır, siz bilmezsiniz."
Evet, ölüm dünyanın bilinen en kötü şeyi gibi belki ama belki de öyle değil. Öyle olsaydı sokrates baldıran zehirini içmeyip atinalılar ne istiyorsa onu söylerdi. yaşardı belki ama adını tarihe yazdıramazdı.
Konu çetrefilli. Ben bütünü arzetmekten acizim ama sınırlı aklımla diyorum ki, Allah insanlara zulm etmez. insanlar birbirine zulmeder ve bunun karşılığını bazen bu dünyada ama genellikle öteki tarafta mutlaka alırlar. Herkes cennete gitseydi diyenler, boş kağıt verip 100 bekleyen öğrenci gibidirler. Bu en başta çalışan öğrenciye bir hakarettir.
Adam ilk mesajında Allah yoktur diyor, siz hala Allah neden milletin birbirini öldürmesine izin veriyor sorusuna cevap veriyorsunuz. Adam Allah'ı inkar ediyor. Yoktur diyor. Bunu da bir dize beyite dayandırıyor.
Allah'ın var olup olmadığını gerçekten merak ediyorsa, yani öğrenme niyeti varsa mesaj atsın cevaplayalım. yoksa buradaki saçma sapan bir mesaja cevap vermek deliye tefle tempo tutmaktan başka bir şey olmaz.