black metal dinlerken depar atmaktır, tool ve dream theater dinlerken "bir ileri, bir geri, üç ileri, iki geri" şeklinde saçmalamaktır, klasik jazz dinlerken kaplumbağaların bile geçebileceği kadar yavaş yürüyen biri olmaktır, pop dinlerken sabit hızda yürümektir; pil bitince olduğunuz yerde çakılıp kalmaktır.
müziğin doğanın kopmazı, ruhun gıdası(klasik oldu), bedenimizin kopmazı olduuğunu gösteren bir kanıttır. bir yandan çevredekiler çakmasın diye uğraşılır diğer yandan da çok hoşunuza gider. otobüste kulaklıkla müzik dinlerken araçların hareketlerini müziğe uydurmanın bir versiyonudur. hoştur.
(bkz: kendi kendine eğlenebilmek.)
müzik son ses kulağınızda olunca herkesin o müziği duyduğunu sanıyorsunuz fakat çok yanılıyorsunuz,
az mı klip çekti sokaklarda, bir rüzgar esiyor hafiften uçuruyor saçları, sekmeye başlıyorsunuz sanki ayaklarınızın altında yaylı bir sistem var ,kıçıız başınızda anlamsızca sağa sola kaymaya başlıyor, ama bunu istemsiz yaparsanız tatlı olur, başka türlü ilgi çekmek için yapan ergenleri allah kahretsin...
evin önündeki yokuşu çıkma şarkım: ayreon - e=mc2
evin önündeki yokuştan inme şarkım: planet funk - chase the sun
normal yürüyüş şarkılarım ise bir ton.