sivri bir şeyler veya o pamuklu cıbık ile temizlenmeye çalışılmaması gereken mini sorundur. tamamen tıkanmamış ise gliserin ile bir iki gün içerisinde açılabilir. şu yağ olan zamazingo işte önce ondan döküp 10 dakika kadar yan yatıyorsun sonra öbür kulağında tıkanmış ise o tarafa döküp 10 dakika yatıyorsun yarım saat sonrada oksijenli su döküp fokurdamasını izliyorsun.
aşırı derecede tıkanmış ise elbette kbb dan randevu alıp gidip açtırıyorsun 5 dakikada. bunları yapmadan gitmeyin kızıyor doktorlar *
çözümü çok basittir. ya gliserin isimli yağı alıp biraz çile çekerek ve biraz zaman harcayarak kulak açılabilir. veya çok daha basit bir yöntem olarak oksijenli su kullanılarak kulak açılabilir. tıkanan kulak yukarıda kalacak şekilde yan yatın. hani bilgisayar bozulunca kasayı yan yatırırlar ya onun gibim. tıkanan kulağa oksijenli suyu basın yukarıdan. 3-4 dakika fokurdadıktan sonra fokurdama bitince ayağa kalkın kulağın içerisindeki su akıp gitsin. zamanında başıma geldi doktor söylemişti böyle yapabilirsin illa temizletmen gerekmiyor demişti. herhangi bir zararı yok en azından ben zararını görmedim. içeride biriken ne varsa akıp gidiyor su ile beraber kulak yesyeni oluyor tiril tiril.
yaşam kalitesini bomb*k eden bir sendrom. bir çok nedeni varmış. kalıcı olanı var, geçici olanı var. evet tahmininiz üzere ben de yaşıyorum. doktorum açıklaması, yükseklik değişimi, tansiyon değişimi, ya da psikolojik nedneler gibi bir çok nedenden kafa içi basıncı ile dışarı basıncının dengesizleşmesine bağlı oluşmuş, öyle dediler. * hani uçağa binenler bilir, esnemeden düzelmez o meret. aynen öyle hocam. delirtiyor adamı. yirmi dört saat kulağında bir steteskopla gezer gibisin. işin kötüsü, aynı ayar olsa ona alışırsın, bir de, bi düzerliyor bi bozuluyor beş dakikalık aralıklarla. bi tıp öğrencisi arkadaşım, kulaklıkla aynı tonda müzik dinlememi önerdi. ortalıkta almancı bebeleri gibi kulaklıkla geziyorum. bi yarı türkçe yarı almanca konuşmadığım kaldı. "ihn noyn vachh çok sevindim, mayne klayne dedim ki fort zırt biki bik" tabiat böyle bir psikolojik işkence keşfetmemiştir. imdat!
insanı deli olduğuna ikna eden şey bu. genç yaşta duymayan yaşlı insanlara dönüyorsun. "efendim, nee, ne dedin, anlayamadımm" laflarını kullanmaktan gına geliyor. hayır geveze biriyim hiç bu kadar sustuğum olmamıştı. insan kendi sesini duymak istemiyor. psikolojisi bozuluyor. sevgili basınç farkı seni çok güzel anıyorum şu anda. üniversite yıllarında kampüse çıkarken bile yaşardım da bu kadar geçmeyenini de yeni gördüm. iltihap olsa ilaç alıyorsun, işkence mişkence çekiyorsun geçiyor da bunun çözümü de yok bekleyeceksin. yok sakız çiğneymiş yok yutkunmuş. hadi oradan!
ağız açma, sakız çiğneme, basınç teknikleri vs. haricinde feyizli bir entry olması maksadıyla başımdan geçen bir hikayeyi anlatayım ki insanlara faydası olsun.
uçak yolculugu sonrasında tıkanan kulaklarım, bir hafta boyunca açılmamıştı. ağız burun hareketleri hikaye.
süre çok uzayınca doktora gittim, kulağım tıkalı diye bana burun açıcı verdi. sövecektim.
burun açıcıyı kullanınca, kulak tıkanıklığım geçti. zira oradan giren basınç dengeyi sağlıyor basit mantıkla. yani burnunuz tıkalıysa ona da dikkat etmekte fayda var.
özellikle uçalarda seyehat ederken sık yaşanabilecek bir durum. basınç farkından kaynaklanıyor, daha ziyade uçak sekiz on bin metreden birden aşağı doğru yardırırken başlar had safhaya ulaştığında kulağınızda başlayan ağrıların tarifi yoktur.
